sevgi diyarı > Mesaj Panosu > ** BEN SENİ SEVDİĞİMDE **

** BEN SENİ SEVDİĞİMDE **


GönderenMesaj

Yemliha (gülbahçeli)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
5437
8 Temmuz 2008 Salı 03:52:10

Yasmin (Yasmini)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
247
8 Temmuz 2008 Salı 21:17:51

 

İç labirentlerimizin sahipleri



Fosillerden, kurumuş dal parçalarından,
kemik artıklarından elmas yapmak tabiat için neyse,
saadet de beşer için odur,
kıymetsiz şeylerden kıymetli bir şey yaratmak,
ruhumuzdaki süprüntülerden paha biçilmez mücevherler yapmak..
Zor ve meşakkatli bir iş,
tabiatın her parçasında elmas bulamadığımız gibi
her insanın ruhunda da saadet bulamayabiliriz...

Ama az da olsa, elmaslar gibi saadetler de var.... 

Bu bir olgunlaşma serüveni,
Belli ki ilk darbeyle başlayan bu olgunlaşma serüveni,
son vuruşa kadar cümle âlemden gizli için için sürüyor.
Ve bir gün geliyor içerdeki çatlamalar(yaşanmışlıklar) artık doygunluk
noktasına erdiğinde, yüzeye yansıyor.

O güne değin dışardan bakan gözlere karsı pürüzsüz görüntüsünü muhafaza
ediyor olsa da ardı ardına hazırlayıcı darbeleri içten içe yasamış olan ego,
gün geliyor beklenmedik bir anda gelen 101. darbeye gönül rızasıyla
iste böyle teslim oluyor.

Teslimiyet, direnç gibi değil. O ortalarda yaşanamıyor.
O günah gibi,
en mahrem tutkularımız gibi kuytu köselerde gözlerden uzak
kendi kendine yaşanan bir süreç.

Ne garip oysa direncimiz öyle miydi? 101. darbeyi alana kadar her çekiç
vurusunda çıkan gümbürtü tasımızın sertliğinle paralel,
gösterilen direncin gücüyle uyum içinde gümbürtüyle çınlatıyordu ortalığı.

Bundan sonrası düğün bayram...
Gökten üç elma düşmüş. Biri 101. vurusun basına, biri öncülerine,
diğeri ise bizi tüm dikbaşlılığımıza rağmen bıkmadan usanmadan
umudunu yitirmeden düğün günün için hazırlayan taşçı ustasının basına.

Ama durun bu hikâye burada bitmedi,
müsaadenizle bu defalık bir de mansiyon verelim...

Zafer tacı ise; biat eden egomuzun olsun.
Ama taç dediysem ne altından
Olsun ne de gümüşten...

Artık teslim olan, direncin yerine şükranı koymuş olan egonun
tek kabul edebileceği armağan olan "zeytin dallarından" olsun.
 

Yemliha (ts836668986)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1305
9 Temmuz 2008 Çarşamba 02:16:58
Aşk Nedir?
Aşk, iyi geceler öpücügünü uzun tutmaktir. Beklentidir.
Aşk, delicesine flört ederken yanindakinin hiçbir sey yapmama hakkini teslim etmektir. Saygidir.
Aşk, zaaflariniz oldugunu ortaya çikarir. Kabullenmektir.
Aşk, simdi zamani degil diye beklemeyi bilmektir. Sabirdir.
Aşk, saçlarda baslayip topuklarda biten bir gezintidir. Kesiftir
Aşk, Seviselim demeden sevismek, yanindakinin ne istedigini bilmektir.Anlasmaktir.
Aşk, baglandigini sandiginda, karsindakine hayir deme sansini tanimaktir.Inceliktir.
Aşk, korumaktir. Sorumluluktur.
Aşk, ciddi bir tokalasmayi kikirdamaya dönüstürmektir. Mizahtir.
Aşk, durma yoksa seni öldürürüm lafini duymaktir. Şehvettir.
Aşk, evinizdeki her seyin yerinin degistirilmesini kabullenmektir. Teslimiyettir.
Aşk, sevgilinizin ne oldugunu bütün çiplakligiyla görmektir. Gerçektir.
Aşk, saatin kaç oldugunu bilip aldirmamaktir. Nesedir.
Aşk, sizi kucaklayan kollarin, gittikçe daha çok sarilmasidir.Mutluluktur.
Aşk, gecenin bir vaAşk Nedir?
Aşk, iyi geceler öpücügünü uzun tutmaktir. Beklentidir.
Aşk, delicesine flört ederken yanindakinin hiçbir sey yapmama hakkini teslim etmektir. Saygidir.
Aşk, zaaflariniz oldugunu ortaya çikarir. Kabullenmektir.
Aşk, simdi zamani degil diye beklemeyi bilmektir. Sabirdir.
Aşk, saçlarda baslayip topuklarda biten bir gezintidir. Kesiftir
Aşk, Seviselim demeden sevismek, yanindakinin ne istedigini bilmektir.Anlasmaktir.
Aşk, baglandigini sandiginda, karsindakine hayir deme sansini tanimaktir.Inceliktir.
Aşk, korumaktir. Sorumluluktur.
Aşk, ciddi bir tokalasmayi kikirdamaya dönüstürmektir. Mizahtir.
Aşk, durma yoksa seni öldürürüm lafini duymaktir. Şehvettir.
Aşk, evinizdeki her seyin yerinin degistirilmesini kabullenmektir. Teslimiyettir.
Aşk, sevgilinizin ne oldugunu bütün çiplakligiyla görmektir. Gerçektir.
Aşk, saatin kaç oldugunu bilip aldirmamaktir. Nesedir.
Aşk, sizi kucaklayan kollarin, gittikçe daha çok sarilmasidir.Mutluluktur.
Aşk, gecenin bir vaktinde sen uyu, benim gitmem gerek dediginizde,uyanik kalip seni biraz daha görmeyi tercih ederim cevabini almaktir. Sicakliktir.
Aşk, tanidiginizi zannettiginiz insanin yeni yanlarini kesfetmektir. Tazeliktir.
Aşk, uyandiginizda rüyanizi yaninizda bulmanizdir. Düslerin gerçek olmasidir.
Aşk, kocaman yatagin üçte birine sikismaktir. Yakinliktir.
Aşk, evin anahtarkidan bir kopya daha yaptirmaktir. Güvendir.yatagin üçte birine sikismaktir. Yakinliktir.
Aşk, evin anahtarkidan bir kopya daha yaptirmaktir. Güvendir.
Aşk, hosçakal dedikten sonra tekrar karsilasacagini bilmektir.Kaderdir.
Aşk, gerindiginde sizlayan vücut lafinin anlamini bilmektir. Derstir.
Aşk, ecza dolabini açtiginda, dismacunu kapagini kapatilmamis bulmaktir. Uyumdur. Aşk, hosçakal dedikten sonra tekrar karsilasacagini bilmektir.Kaderdir.
Aşk, gerindiginde sizlayan vücut lafinin anlamini bilmektir. Derstir.
Aşk, ecza dolabini açtiginda, dismacunu kapagini kapatilmamis bulmaktir. Uyumdur.
Aşk, pencereden disariya baktiginda kiminle oldugunu hatirlamaktir. Düsüncedir.
Aşk, rüzgarin agaçlarin arasinda dolasirken çikardigi sesi dinleyip sevgilisinin yaninda olmadigina hayiflanmaktir.Yalnizliktir.
Aşk, asla anlatilmayacak hikayelerdir.

Yasmin (Yasmini)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
247
9 Temmuz 2008 Çarşamba 04:09:26

Aşk aşktır, her kişiyi farklı bir büyünün içine alır,

aşkı bu yüzden her kişi farklı yaşar ve farklı anlamlandırır..

galiba en sonuncusu aşka en yakın olanı..

Aşk, asla anlatilmayacak hikayelerdir.

bir bezeniştir bahardaki erguvan ağaçları gibi..

 

 

Mustafa (drakancem)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4313
9 Temmuz 2008 Çarşamba 10:37:56
Kalbin ağlasada gülümse inadına
Düşler takıp saçlarına yürü umutlara..
Düşler takıp saçlarına yürü rüzgarlara..
Kurduğun hayalleri ayazlar yıksada
Sen yeter ki hep ümit et,
Hayat döner sana..
O pembe gülyüzünü kederle soldurma
Dalda ki son yaprak gibi
Sarıl hep hayata
Kurduğun hayalleri ayazlar yıksada
Sen yeter ki hep hayal et,
Hayat döner sana..
Unutma !
Göğün asıl rengi mavidir
En kör gece bile sabahtır sonunda
Kalbin ağlasada gülümse inadına
Düşler takıp saçlarına yürü rüzgarlara..
O pembe gülyüzünü kederle soldurma
Daldaki son yaprak gibi
Sarıl hep hayata
Geçerken acılardan gülmeyi unutma
Fırtınalara direnmektir yaşamak birazda
Kurduğun hayalleri yağmurlar yıksada
Sen yeter ki hep ümit et,
Hayat döner sana...
Sen yeter ki hep ümit et,
Hayat döner sana...

Yiğit (ts1112511870)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
307
9 Temmuz 2008 Çarşamba 19:15:41
çokta yüreğimizdeki parıltıları erteleriz.
Oysa sevmek, daha kolay gözükür korkmaktan.
Sevsek hesapsızca,
Aşık olsak ertelemeden yüreğimizdekileri.
Sözcükler aksa billur bir su gibi
Ertelemesek yaşamımızı.

Yiğit (ts1112511870)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
307
9 Temmuz 2008 Çarşamba 19:47:36
Farkındayım.... Ya Sen?

`Hüzünlü yazılar yazmazdım eskiden... Hüzünlü şarkıları ezberlemezdim...

Erken büyümek acılıdır. Acıdır... Acıyı çizmezdim eskiden...`

Bulutları seyrettiniz mi hiç, daha yakın olayım diye gökyüzüne, çıktınız mı çatılara? ... Bulutlardan şekil çıkarmayı oynadınız mı hiç?

Mesela kuşlara dokundunuz mu hiç? Acucunuzun içinde pır pır eden yüreğini, sıcacık, minicik yüreğini hissettiniz mi hiç?

Ağaçlara tırmanıp dal oldunuz mu? Yaprak oldunuz mu? Çiçek açtınız mı hiç?

Uğur böceği uçurdunuz mu mesela? Karınclarla konuştunuz mu? Gül yaprağındaki su damlasının tadına baktınız mı hiç? Kasımpatının üzerendeki kırağıyı sildiniz mi?

Yağmurlara karışıp su oldunuz mu, aktınız mı hiç? Islandınız mı sırılsıklam? Seyerttiniz mi pencereden, duydunuz mu damlaların sesini?

Hiç balıklara dokundunuz mu? Mesela verdiniz mi özgürlüğünü öperek? Denizin dibini gördünüz mü hiç? En yüksekten atlayıp daldınız mı?

Kar kaplamış toprağa bakıp, gözünüz kamaştı mı? Alamadığınız oldu mu kendinizi bakmaktan kar tanelerine? Avuçlarınızda erittiniz mi hiç? Üşümeyi göze alıp yattınız mı karlar üstüne?

Yıldız topladınız mı mesela? Kayan yıldızları dilek taşı yaptınız mı? Geceyi güne boyadınız mı hiç?

Çimlerde uyuyakaldınız mı? Kokusu bitinceye dek içinize çektiniz mi? Çiçek topladınız mı? Papatya tarlasına girdiniz mi hiç? Papatya gibi durdunuz mu, gelincik oldunuz mu mesela?

Ateş böceklerini dinlediniz mi hiç? Yanıp sönen ışığını seyrederken öldüğünü anladığınızda sızladı mı içiniz?

Kelebek peşinde koştunuz mu mesela? İpik böceği beslediniz mi? Tırtılın değişimini gördünüz mü hiç? Örümcek ağlarına takılıp kalan böceği kurtardınız mı mesela? Ve o ağlara güneş vurduğunda nasıl parlar bilir misiniz?

Taş kınası yaktınız mı elinize kayalardan? Sabun çiçeği ile yıkadınız mı elinizi? Limon çiçeği, yasemen kokladınız mı hiç?

Dut ağacında kırmızıya boyandı mı elleriniz? Kirazdan küpe yaptınız mı mesela? Koştunuz mu tepelerden aşağılara, tuttunuz mu rüzgara yüzünüzü? Atladınız mı yükseklerden, kuş olup uçtuğunuzu hayal ettiniz mi hiç?

Mezarlıklarda yürüdünüz mü mesela? Mezar taşlarındaki isimlere mutlu hayat hikayeleri kurdunuz mu? Su verdiniz mi toprağına?

Melek oldunuz mu mesela? Sihirli bir değnekle dokundunuz mu yüreklere?

Farkında oldunuz mu yani kısaca hayatın?

Farkına vardınız mı acıyla mutluluğun?

Farkettiniz mi hayat herşeye rağmen güzeldir... Acımak kendine, hatadır ve suçlamak hayatı...

Hayat insana sunulmuş en güzel armağandır. Acıyı da seveceksin, hüznü de... Mutluluğu ve sevinci kucakladığın gibi kucaklayacaksın...

Ve hayatı farketmezsen, hayat seni hiç farketmeyecektir...

Ve ben farkındayım... Ve ben tüm yaşanmışlıklarımı sevdim... Ve ben yaşıyorum....

Unutma hayata bende varım dersen seni görür....
Evet şimdi kafanı kaldır ve haykır DOSTUM ....
Sen varsan hayat var.... Sen yoksan YOOOOK

Gül (akgül)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
9 Temmuz 2008 Çarşamba 20:32:11
Hayat insana sunulmuş en güzel armağandır. Acıyı da seveceksin, hüznü de... Mutluluğu ve sevinci kucakladığın gibi kucaklayacaksın...

Ve hayatı farketmezsen, hayat seni hiç farketmeyecektir...

Ve ben farkındayım... Ve ben tüm yaşanmışlıklarımı sevdim... Ve ben yaşıyorum....

Unutma hayata bende varım dersen seni görür....
Evet şimdi kafanı kaldır ve haykır DOSTUM ....
Sen varsan hayat var.... Sen yoksan YOOOOK

Yiğit (ts1112511870)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
307
10 Temmuz 2008 Perşembe 14:11:31

OMAYRA



Cevabı ömür süren bir soru bıraktım sana
Mendili kan kokan sevgili arkadaşım
Usta bakışların keşfettiği rahatlıkla arkama yaslandım
elimde şah mat yüzüğümde tek taş siyanür
adınla bulanan bir aşkın, bir maceranın
macerasında
yolun sonunu söylüyordu
günahkâr iki melek olan sağdıçlarım

Al birkaç bulutlu sözcük
atlasını sırtında taşıyan çalınmış bir zaman
mekik, taflan, kar kesatı bir iklim
aşk mı, macera mı dersin bu uzun seferberlik
bu ilişkinin topografyasını
mezhepler tarihinden bulup çıkardım
adanan boynunda o gümüş zincir
bilmiyorsun arması sallanıyor ucunda
işte yazgının kara zırhlısı!
Kork! kutsal kitaplardaki kadar kork!
Çünkü hiçtir bütün duygular
Korkunun verimi yanında

Benim ruhum nehirler kadar derin!
Kızıl kısraklar gibi üstümden geçeceksin!

Arı bir sessizlik duruyor
şiddetimizin armaları arasındaki uzaklıkta
gövdenin demir çekirdeği
kalkan teninin altında
sana okunaksız bana saydam giz
içindeki uğultunun izini sürüyorum
bir açıklığa taşıyorum ele vermez yerlerini
harabeler diriliyor
heykeller tamamlanıyor
kendi kehanetinden büyülenmiş gözlerimin önünde
başka çağlara gidip geliyoruz
aşk tanrısı için
seviştiğimiz ve uyuduğumuz sahillerde
aşkın kaplan ve yılan düğümüyle

Öpüyorum seni boynundaki yaradan
iniyorum kaynağına
aydınlanmamış yanların ışığa çıkıyor
dokunuşlarımın parıltısında
düğümlü mendilin, gümüş zincirin
sımsıkı mühürlendiğin bütün kilitler
çözülüyor avuçlarımda


Tılsım tamamlanıyor
ortaçağ kentlerinden geçiyoruz dönüşte
indiğim kaynakların mezhep değiştiriyor
zamanın ve uzamın kilitlendiği kara kutuda benim kelimelerim
tılsım tamamlanıyor
dudaklarımdan sızan erkek sütünün kara büyüsüyle
sevgilim oluyorsun
uyuyor ve yıkanıyoruz ay ışığında
bakıyorum güneş iniyor yüzünün alacakaranlığına

Adın yoktu tanıştığımızda
eksiğini de duymadık
bazen bir rüzgârı, bazen birkaç zeytini
adının yerine kullandık

Adın yoktu tanıştığımızda
sonra da olmadı
çünkü başka biri oldun zamanla

Şimdi adın var
şimdi ruhumun sislere sarılı derinlikleri
yükseliyor ve tehdit ediyor
kıstırılmış varlığımın bütün cephelerini
yüzümün pususunda geziyor
sularda bilenmiş bıçaklar
uyandırılmış acılarım, bulanmış sarnıcım
etimle ruhum arasında çelişen ilke
geri döndü bana
kendi ellerimle kurduğum kara büyüden
içimdeki tarih bitti
siliyorum bir aşkı var eden her ayrıntıdaki parmak izlerini
ve şimdi adın var
ve şimdi
ikimizin vaktinde
intikam saati geldi

Omayra, bu adı verdim sana
ve mevsimleri bütün anlamlarıyla
iki çakılına bir deniz vereyim
hayallerine mavi buğday
dokuz yaşamın olsun tek tek öldüreyim
esmer ve çırılçıplak bir gecede
bütün düşmanların gelecek
koynumdaki cenazene

Seni saran efsane çürüyüp toprağa karışırken
kucağımda başın
gümüş bir tarakla tarayacağım saçlarını
kendi enkazımın üstünde
kurtlar, çakallar gibi uluyarak ağlayacağım acıdan
öldürerek yaşatacağım seni kendimde

Ocağın parıltısıyla aydınlanan yüzün
gücünden habersiz sakin gülüşün
kamçılıyor içimdeki bütün köleleri
ben ki hileli bir oyun,
birkaç kırık zar
ve kara muskalı tılsımlarla
almışken seni kaderinden, kıyasıya bağlamışken kendime
asıl sen tutsak etmişsin beni
dünyaya kapalı kapıların ardındaki
içi boş sessizliğine

sığlığın, sevgisizliğin
o sonsuz kendiliğindenliğin
dünyanın sana değmeyen yerleri
nasıl da çekici yapıyor seni
o kadar bağlandım ki
tutkusuz bedenine
ya öldüreceğim seni
ya tunç çağından heykeller indireceğim dökümüne

Sayıklayan bir ağaç gibiyim Omayra
uğultusu geliyor ta derinden
gövdemin geçtiği masalların
içimdeki deprem ayakta tutuyor beni
geri dönüp vuruyor çalınmış zaman
bak sana korkaklığımı veriyorum
var olmanın bütün varoşlarından
ben yenildim, işte silahlarım
tılsım tamamlandı
sonuna geldim çizgilerini sildiğim
bir büyük haritanın
aşkım ölümün sınırında Omayra
olduğun yerde kal kımıldama!






Murathan MUNGAN

Yiğit (ts1112511870)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
307
10 Temmuz 2008 Perşembe 18:08:11
http://imageshack.us/
Çocuklugumun bahçesiydin sen
bütün bilinen mutluluklardan uzakta,
o sarisin aksam üstlerinde,
istirabin esiginde

Yiğit (ts1112511870)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
307
10 Temmuz 2008 Perşembe 18:08:38
http://imageshack.us/
Nefesim sikistiginda seni sevmekten
ömrünü okurdum o aci nesede,
bosalirdi agzimdan o kanli nefes
sonra çok özlendigi için acimasizca talan edilen
her baharda dönerdim oraya...
O sarisin aksam üstleri

Yiğit (ts1112511870)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
307
12 Temmuz 2008 Cumartesi 20:40:11
Bir akarsuyum şimdi
Sana doğru akan
Bir çağlayanım
Sevda ummanından taşan

Nehir olayım köprüler kur üzerime sevdadan
Yağmur olayım doldur beni damla damla gönlüne
Kaynak olup çağlayayım yüreğinden
Kavur beni dirhem dirhem aşk oduyla

Güneş olayım ısıt beni gözlerinin kahvesinde
Yollardayım gece gündüz dinlendir beni sevdamızın kubbesinde
Yanar gönlüm hasretinden kaç asırdır
Serinlet beni efil efil kirpiğin gölgesinde

Ben sevgiyim
Sen kaynağım
Ben bir damla suyum
Sen sevgi pınarım

(Seninle yeniden yelken açtı yüreğim sevda ummanına, güneşin gölgesinde yudumladık demli çayımızı ve asırları devirip şölen yerine çevirdik sevda durağımızı…

Gül (akgül)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
12 Temmuz 2008 Cumartesi 20:42:07
Gidersen, bahar asla gelmeyecek bu kentei hiç kesilmeyecek yağmur. Hep gri bulutlar, hep soğuk rüzgar. Yarını meçhul bir hayat, umutsuz günler... Biliyorum, aşka dair herşeyde seninle beraber gidecek. Kimse senin yerini tutmayacak, kimse sen gibi bakmayacak. Hiçbir şey, hiç kimse avutmayacak beni. Kuruyacak denizlerim, balıklarım ölecek.
Gidersen, ben asla eski ben olmayacağım. Hayat devam eder elbette, yaşamak denirse buna, yaşayacağım. Bir yanım eksik, kalbim kırık... Tarifsiz bir keder, hepsi birbirinin aynı olan saatler. Ne renkler parlayacak, ne çiçekler açacak. Yaptığım hiçbir şey zevk vermeyecek bana. Hiç bir film güldürmeyecek, ağlatmayacak. Hiçbir kadeh,"şerefe" kalkmayacak, şarkılar susacak.
Gidersen bir daha okuyamayacağım aşk öykülerini. Her aşkın sonu kötü bitecek benim için. Hiçbir sevgili mutlu olmayacak. Kıskanmayacağım bile, çünkü boş boş bakacağım hepsine. Aşka olan inancımı kaybedeceğim ve kendime olan güvenimi de...
Gidersen senin gitmenin verdiği acıyla baş edemeyeceğim. Saçmalayacağım, çıldıracağım. Her zamankinden daha sinirli olacağım. Hoşgörü duygum kaybolacak, en ufak bir olaya bile tahammül edemeyeceğim. Kıracağım herkesi, vefasız olacağım. Sonra, giderek terk edecek dostlarım beni. Ben kendi elimle uzaklaştıracağım onları. Derken, iyice yalnız kalacağım bir gün. Hem sensiz, hem arkadaşsız...
Gidersen çok kızacağım sana, arkandan lanetler yağdıracağım. Mutlu olmanı istemeyeceğim. Benim çektiğim kadar acı çekmen gerektiğini düşüneceğim. Benden olgun olmamı bekleme, olamayacağım. Çünkü kabullenemeyeceğim bir türlü bu gidişi. "Durup dururken" diyeceğim, "ortada birşey yoktu" diyeceğim. Tüm suçu sana yükleyeceğim. En bencil halime bürüneceğim. Yaşadığımız herşeyi düşünüp baştan sona aklayacağım kendimi. Bu rahatlık duygusuda uzun sürmeyecek. Sonra vazgeçeceğim seni suçlamaktan. Tutamayacağım yeminler edeceğim. " Bir gün mutlaka geri dönecek ama bu kez, ben onu terk edeceğim" diye... Yapamayacağım şeyleri art arda sıralayacağım.
Gidersen, her gece sabahı edeceğim seni bekleyerek. Yorgunluk, tüm hücrelerime yayılacak. Bir süre sonra, görenler beni tanımayacak. Kimisi acıyarak bakacak bana, kimisi kendimi bu hale getirdiğim için kızacak. Umrumda bile olmayacak ne dedikleri. Bir tek şey söyleyeceğim onlara, "Yüreğim, o gittiğinden beri atmıyor..." Sevgilim! Gidersen, bu yürek duracak...

Mehmet Coşkundeniz

Gül (akgül)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
12 Temmuz 2008 Cumartesi 20:43:15
Ben sevgiyim
Sen kaynağım
Ben bir damla suyum
Sen sevgi pınarım

Abdullah (candaş)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2062
12 Temmuz 2008 Cumartesi 21:02:36

Ölü Bir Soru



Hayatıma uğrayıp gitmiş bir şair
her zerremi keşfeden
alışkanlıklarım kıkırdıyor şimdiler de
kiristalize yokluğun...
Ölü bir soru sormalıyım
aynen
aynen duymazdan geldiğim ihtiyatlı akılsızlığım da
bir soru sormalıyım
cevabı gecenin karanlığı olmayan
tenin de beni hissettiğin bir sabahın deliliği olsun derinin de
incinmeyen gecenin hissedişi biraz
ve belki yazın narin bir o kadar yalın rüzgarı yaksın
biz varya biz işte
ikimizi yaksın diyorum
pişmanlıklar dikenleri ard arda batsın
ve ben görmeliyim, yaşamalıyım ölürcesine tüm bunları
sevdadan çıldırmış bir adamın gözleri eşliğin de...
Yaşadım mı?
Ölü Bir Soru idi bu bilmez miyim! : Cevapsız.

Yemliha (ts836668986)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1305
14 Temmuz 2008 Pazartesi 23:00:38
ZoRMuŞ SeNSiZLiK...

--------------------------------------------------------------------------------

Ne zor sana ulaşabilme gücüm varken,

Ulaşmak istemiyormuş gibi yapmak,

Aşılmaz yollar yokken aramızda;

Kilometrelerce uzakmış gibi yollara küsmek…

Gözlerindeki nemi çoğaltmamak için susmalarımı umarsızlığa bağlamak

Senin için onca endişelenmelerime karşın;

Seni sana bırakmak…

Yüzünde bir hüzün görmemek için senden uzaklaşmak;

Ne zor bir kez bile görmek için;

Çılgınca çarpan kalbimi susturup hasretleri büyütmek.

Gizli gizli hüzünlenerek sana iyiyim ben demek,

Terk edilmişlerin korkusunu yaşamak,

Unutulmamak için onca saati sükunetle beklemek,

Bir acının bir ayrılışın sessiz tanığı olmaktan korkarak telefonlara sarılmak,

Konuşurken sesini titretmemeye çalışmak,

Ne zor senden uzakta hasretinle bedenimi sarsarken

Her an yanındaymış edasıyla konuşmaya çalışmak…

Senin adına senden fazla endişelenmelerimi,

Senden çok yaralanışlarımı sessiz saatlerde yaşamak…

Ne zor hayatı senden uzakta göğüslemek,

Yanından ayrılmak istemeyişlerimi sana sezdirmeden,

Yüreğimin acıyan yanlarını sana bıraktığımı göstermeden,

Oluk oluk akan yaşlarımı bildirmeden,

Hoşça kal yine görüşürüz deyip gitmek…

Ne zor seni sensiz senden uzakta yaşamak…

Yasmin (Yasmini)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
247
15 Temmuz 2008 Salı 04:45:44

Sen yoksun ki

Gün çingeneler gibi göçebeydi ufukta,
Çimenler üzerinde yuvarlandığımız gün,
Akarsularda gittikçe kararan boşlukta;
Sularda yüzünden yayılan bir tatlı hüzün.
Göğe sessizce yükselen ay on dördündeydi;
Gece akasya dalında asılı gölgeydi,
Bahtiyar başlarımız aynı penceredeydi!
Halâ o penceredeyim, lâkin sular ölgün;
Sen yoksun ki, vefasız, sularda ay görünsün.

Cahit Sıtkı Tarancı

Abdullah (candaş)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2062
15 Temmuz 2008 Salı 15:24:58
Sevgili


Sevgiyi bilir misin?
Kaynağını.
Bir sevgilisi olduğunu bütün insanların.
Yok deme sakın,
var, biliyorum senin de…
Seversin değil mi?,
ağaçları,
kuşları,
denizi, güneşi,
böcekleri,
dağları, kırları, pınarları.
Kainatı…
İşte ‘O’
gerçek sevgili,
tüm sevgilerin kaynağı.
Yoktan var eden,
güzeli, çirkini,
engin deryaları…
Mümkün mü?
Sevmemek,
‘O’ nu.
Hem de büyük bir aşkla,
ve,
‘O’ nsuz yaşayabilmek.

Mustafa (drakancem)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4313
15 Temmuz 2008 Salı 20:41:39
SENİ BÖYLE BENİM KADAR DELİCE SEVEN
BULAMAZSIN HİÇ BİR ZAMAN VAZGEÇMEDEN BEN
YAPAMAZSIN BENDEN BAŞKA BİRİYLE SENDE
VAZGEÇ CANIM AYRILIKTAN ÇOK GEÇ OLMADAN
YOK YOK YOK AYRILMAM SENDEN
İNAN SENSİZ YAŞAYAMAM BEN
KOLAY SANMA AYRI GEÇEN BENSİZ GÜNLERİ
YAŞLAR DOLAR GÖZLERİNE ARARSIN BENİ
YAPAMAZSIN BENDEN BAŞKA BİRİYLE SENDE
VAZGEÇ CANIM AYRILIKTAN ÇOK GEÇ OLMADAN
YOK YOK YOK AYRILMAM SENDEN
İNAN SENSİZ YAŞAYAMAM BEN...

Mustafa (drakancem)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4313
15 Temmuz 2008 Salı 20:46:34
Bir gece sabahı bulurken sessiz
Islak sokaklarda izlediğim `sen`
Uzak diyarlarda kaldım kimsesiz
Kadehimden bile gizlediğim `sen`...

Yolcuyum peşinde mahşere kadar
Gönlüm her adımda acıyı tadar
Dünya şöyle dursun kainat kadar
O tatlı sesini özlediğim `sen`...

Sayfa:24 - 25 - 26 - 27 - 28 - 29 - 30 - 31 - 32 - 33İlk sayfa « Geri · İleri » Son sayfa