|
Gönderen | Mesaj |
|
28 Haziran 2008 Cumartesi
19:04:18
|
|
|
Kadın denilen kayıp kıtayı keşfe çıkan milyonlarca erkek, çoğu zaman eli boş döner açık denizlerdeki bu nafile seferlerinden ... Keşfettiğini sananlarsa bir süre sonra (belki birkaç sene, belki birkaç saat) ayak bastıkları kıtayı bambaşka bir iklime bürünmüş bulunca, Kolomb sendromuyla " Acaba yanlış kıtada mıyım " telaşına kapılırlar. Oysa genellikle kıta değildir yanlış olan; kaşifin kıtayı algılayış biçimidir ... Asgari topografya bilgisinden yoksun oluşudur ... Kıta`nın bazen kaşife göre mevsim değiştirebilen, aynı anda birkaç iklimi bir arada yaşayabilen potansiyelini algılayamayışıdır ... güverteden karanın görünüşüyle, kıtadan kaşifin görünüşü arasındaki farkı kavrayamayışıdır. Bu pusula hatasından ötürü, kaç erkek olağanüstü bir keşfin kenarından dönmüştür, kaç kaşif , henüz keşfetmediği kıtaları yok sayarak gerçek yüzölçümünü bilmeden yaşadığı bir kıtanın kıyısında tüketmiştir hayatını kimbilir ?
... Ve kimbilir kaç kıta uzaktan gülümseyerek izlemiştir, çevrede kendisini arayan şaşkın kaşiflerin nafile turlarını .
|
|
|
28 Haziran 2008 Cumartesi
19:12:18
|
|
|
I understand While praying one day a woman asked, "who are you, lord?" He answered, "A am""But, vho is a am?" she said and he replied... "A am love, I am piace, A am Grace, I am Joy, I am the way, Truth, and the light... A am the comforter. I am strength, A am safety, I am shelter, I am power, I am the creator, I am the Beginning and the end, A am the most high." The girl with tears in her eyes looked toward heaven and said, "Now I understand, But Lord, who Am I?" Then god tenderly wiped the tears From her eyes and whispered, "You Are Mine."
Çeviri bir gün bir kadın dua ederken sordu: sen kimsin rabbim ben diye cevapladı o sonra kadın: ama ben kimim? dedi ve O cevapladı, ben sevgiyim, ben barışım, ben zerafet im, ve ben sevincim ben yol, ışık, ve gerçek ben teselli edici ben güç ve güven ben sığınılacak yer, kuvvet, ve yaratıcıyım ben başlangıç ve sonum ve ben en yüksek olanım, kız gözleri yaşlı, cennete bakarak dedi: şimdi anladım, ama rabbim, ben kimim? sonra rabbi onun gözyaşlarını büyük bir incelikle sildi ve ona fısıldadı sen benimsin!
|
|
|
28 Haziran 2008 Cumartesi
19:44:12
|
|
|
ÖZNESİ BENDE GİZLİ….
Senle başlayan cümlelerin kurduğu bir uygarlığın çöküşüydü aslında bu aşk hikayesi. Kelimeleri sana iliştirince, adına aşk diyorduk. Sonbaharda dökülen kelimelerden şiir yaptık biz; Okunası belki……. Yaşanmamış mevsimler yan yana gelince cümle diyorduk. Ve cümle alem biliyordu aslında, Koskoca bir hayatı sonbaharda idam ettiğimizi… Ve ben, sensiz cümlelerin lirik sokağında vurmuştum kendimi; Mevsimlerden sonbahara beş kala……………
-II-
Cümle…. İçinde bir şeyler gizli. Arasam bulamam –ki az gizlemiştim; Uğraşırsan göresin diye, Açık seçik gizli….
Cümle…. Yüklemi bile vardı aslında, Ve yüklemiştim seni tüm yüklemlerime. Belki sevgi yükü ağır gelmişti…. Hangi kelime bu yükü kaldıracak kadar sağlamdı ki? Dolaylı anlatımlar vardı içinde- Ki hiçbir tümleç dolaysız olmazdı. Öznel bir anlatımı vardı belki, ‘Tanıştığımıza memnun oldum’ cümlesinin. Oysa belirtisiz sıfatı oynarken ben bu kurulası cümlelerde; Hangi küskün zamirle açıklayabilirdim ki seni?
Hiçbir cümle senle başlamamıştı! Oysa yükleminde de sen vardın; Zamirler seni taklit etse de.. Görünmeyen bir öznesi vardı tüm cümlelerin, Ve benim di(n) : Sen benim gizli öznemdin…. Hiçbir belirtisiz sıfat cümle kurmaya cüret edemese de! .....
-III-
- Merhaba! ... - ……….! - Şey! ... Gözlerin, ellerin…… - ……….!
- Susuyorsun! Neden? Konuşsana! .......
Oda boş! Ve şizofren cümlelerin beyne tecavüzünün bilmem kaçıncı sahnesi…. Sanırım biz geçen sonbahar ayrılmıştık Yok yok! Belki beş sonbahar önceydi; sonbahara beş kala….
Siren sesleri, Ve bir gömlek kolları arkadan bağlanan…….
Ve tamamlanmamış bir cümle! Öznesi bende gizli…………..
|
|
|
Yemliha (gülbahçeli)
5437
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
00:35:27
|
|
|
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
01:44:43
|
|
|
Selam arkadaşlar.
Gül yazın çok güzel kadın gözüyle.Keşfedilmeyi bekleyen nice kıtalar var ama kaşifinide bekleyen nice kıtalar var.Kıtanın hiç mi suçu yok Kaşifin aradığı sadece bir mevsim değildir ki..o kıtatyı keşfetmeye gelmiştir.Elbette beş mevsimide katlanacak haa katlanamıyorsa denizler engin açılır nasıl olsa.Önemli olan kaşifler için önce bir liman bulmak.Dört mevsiminide severse yerleşir o kıtaya Tabii kıta kaşifi sevmezse onu zaten barındırmaz
Yani demek istediğim arkadaşım hata sadece kaşifte değil
saygı ve svgilerimle..
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
01:54:05
|
|
|
Ve Yasmin...Defalarca okusam her satırında ayrı bir duygu yaşarım bu yazdıklarında...
Seninle şiirleşmeyi özledim 
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
04:31:42
|
|
|
Sen bir çırpıda sıralamalısın, Belki de en fazla, üçü önemli otuz beş, kırk haberi. ”Sular yoktu bütün gün biliyor musun” demelisin mesela, ”Yemeği ocakta unutup yakmamış mıyım pilavın dibini”. ”Sonrada tüp gaz bitti alay eder gibi”, demelisin mesela.
Adları da saçları gibi hep birbirine benzeyen ortaokul arkadaşların, Çat kapı yapmış olmalı aniden ve öğlen. Annen aramış yakında geleceklermiş bana da selam söylemişmiş, Olmalı mesela. O kadar işinin arasında camları da silmiş sevinmiş olmalısın. “Eskilerini eskiciye verdim, o eski mintanları filan” demelisin. Plastik mandal, leğen birde faraş almış olmalısın karşılığında. Bir gündüz yayınında faydalı on şey öğrenmiş olmalısın. Çıkmayan lekeleri kolayca çıkarmaya, Şarap şişelerini kolayca açıp o şişelere mumlar damlatarak Dekor yapmaya bir dolu faydalı şeyler.
Ve mutlaka “yaa öyle mi olmuş...!!” diyeceğin haberler vermeliyim sana. Süratle beni kızdıracak bir şeyler yapmalısın. Ben zaten seni kızdıracak bir sürü şey yapmış olmalıyım dışarıda. Gözüme bakıp anlamalısın yediğim herzeleri. Sen anlamazlıktan gelmelisin yine de. Usulca utanmalıyım. Anladığını, anlamazdan gelmeliyim. Anladığını, anladığımı anlamamalısın. Bu küçümen oyun böylece sürüp gitmeli bir vakit. Ben yine her zamanki gibi Yarın rejim yapmaya, spora başlamaya, Sigarayı artık bırakmaya karar vermeliyim. Sen bir kaç güne kadar bir iş bulup artık çalışmaya, Bir ev bulup oraya geçmeye, hayatına bir çeki düzen vermeye Karar vermelisin.
“Çay koyyy...!!! “ Bunu yine ben hatırlatmalıyım. Radyo yine tuhaf şarkılar çalan bir gavur kanalına ayarlı olmalı, Televizyon yine senin kanallarına kilitli, Ve kül tablaları, çay tabakları yani firar etmiş olmalı ortalıktan yine. Gözlerinde güzellikten başka bir şey yokmuş gibi, Sıkıntı yüklü, sorun yüklü bakışları görmemeliyim.
Sevgimin büyüklüğü her şeye yeter sanmalıyım. Hiç bir bunaltını anlamayacak kadar dangalaklaşmalıyım. İkide bir sözlerini kesip, çocukluğunun, saflığının, yalınlığının sularını kurutup Ciddi, vakarlı kerametli konulara davet etmeliyim seni.
Ve bir gün, bir gün Çekip gitmelisin evden. Gitmenle anlamalıyım bu ev sevdasız olana bol gelir. Yürü yürü bitmez koridorları. Bu evin manzarası karanlığa göz kırpar. Bir başına yaşayanlara köpekler bile havlamaz bahçede.
Çay pişmez, yemek yenmez, sigaranın bile tadı kaçar. Dışarıda itiş kakış kalabalıklarda yiter gider evin sahibi. Kendini arayıp bulamaz. Merhabaların da anlamı kalmadığından kimselere selam verip almaz. Denizde, karada, yatakta hiçlik solukları alıp verir.
Bir şiirin dizeleri okunur kitapta, şair sanki bilmiş de demiş gibi: "Düşmesin bizimle yola evinde ağlayanların gözyaşlarını boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar, çekilsin yolumuzdan kendi kabuğunda yaşayanlar`` yazmıştır.
Şiire de, şaire de, hayata da kızılır. Kapının önüne gelinir, Alışkanlık icabı kapı çalınır. Yalnızlık pusuya yatmıştır içerde. Duyar ama açmaz kapıyı. Neden sonra hatırlarsın, anahtarını çıkarırsın.
Kapıyı anahtarla açmayı sevmiyorum ben. Yalnızlığını sevmiyorum. Ben yalnız, ben yalnız Seni çok ve çok Ve çok Seviyorum “
İçi burkuldu birden. Ne sıcak kakao ne de kitap… Hiçbir şey istemiyordu artık. Usulca kalktı yerinden, kitabı sehpanın üstüne iliştirip sessiz adımlarla odasına doğru seğirtti. Bir iki adım attıktan sonra geri dönüp televizyonu kapattı. Koridorda ilk defa duydu yalnızlığının sesini…
(alıntı)
---
Peygamber efendimiz demiş ki.
bir yalnız kalana bir de varlıktan yokluğa düşene acırım..
benimde şu an
vay şu hallere düşene demek geldi içimden..
neden ki varlığında bilinmez kıymet değil mi..
yaradan her bir yarattığını ayrı bir meziyetle yaratmış, sevmiş de yaratmış, özene bezene yaratmış, kim ki görememekte şu meziyetleri, yaradılan ne etsin o kör gözlere..
sevelim, yaradandan ötürü..
sevgiyle..

|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
04:35:41
|
|
|
Hangi şiire başlasam suskunum sana Dağ göğsünde bir kaya diliyle suskun Güneşte kavrulan bir kum tanesi Çatlayan dudaklarım oluyor her gece Yağmura suskun yaşamaya suskun Haykırabilsem Belki bir nehir köpürebilir sesimde Silinebilir kuraklığın bütün izleri Upuzun çöller vadileşebilir içimde Hangi güzelliği özlesem suskunum sana Yürek boşluğunda bir of kadar suskun Özlüyorum seni masmavi Koşuyorum sana bembeyaz Ve kahroluyorum bir anda kapkara Ah oluyorum Of oluyorum Ve susuyorum Oysa haykırabilsem Işık yumağı bir pınar olur soluğum Hangi türküye uzansam suskunum sana Ağıt ağıt, özlem özlem suskun Tut ki vurulmuşum Aşktan ve kandan bir damla olmuşum Bir saçlarının rüzgarına Bir de ağzının kıyılarına konmuşum Hangi dalga silebilir beni senden Hangi kasırga koparabilir Ben saç tellerinde bir ezgi olmuşum Coşkuların her şahlanışında Sana deprem deprem susmuşum Ve sana susmaktan inan ki yorulmuşum Yeter olsun gözlerinde ışık fırtınası Sözlerinde baskı yasası yeter Hangi kavgayı özlesem suskunum sana Zafer sabahlarında gece kadar Bayram sabahlarında yas kadar suskun Böyle güzelliklere de Böyle suskunluklara da lanet olsun Al bu suskunluğumu al artık Al ki Bütün gürültüler kahrolsun
ADNAN YÜCEL
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
04:37:35
|
|
|
aklım çıkıyor
İçmeden resmine bakamıyorum
Kırılırsın diye aklım çıkıyor
İçince karşına çıkamıyorum
Darılırsın diye aklım çıkıyor...
Korkarım derdimi sana dökerken
Utanır gözümden yaşlar akarken
Uzunca yazamam belki okurken
Yorulursun diye aklım çıkıyor....
Yakasız gömleği giysem eğnime
Biricik resmini koysam koynuma
Nezaman geçirsem ipi boynuma
Sarılırsın diye aklım çıkıyor.....
Her beden bir candan sorumlu sanma
Hey ! Ruhu kalbimi saran muamma...!
Benim bir kurşunluk işim var amma!
Vurulursun diye aklım çıkıyor....
cemal safi
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
05:05:31
|
|
|
Sen bu meçhulün faili olabilirsin sadece!
İçli türkülerden geçerken yollar
Hala diriyken tablada kül
İçimde bir gül gözlerinden ölür!
Gitmek dilerim turna kanı mürekkebimde donduğu vakit!
Kırmak isterim hatrını harın!…
İşte,
Derunumda kuyular sıralarken mütercim
Bir Yusuf dilerim, değilken Züleyha!
Aklımın bir ucundan geçerken kalbimin müstakil bahçelerine
Sen bu meçhulün faili olabilirsin sadece!
-bana kal de!- .b
Sen bu seslenişin kalbi olabilirsin sadece!
Ellerimde bir demet okyanus vardı oysa!
Münferit güller getirdim sana pusat gölgelerinden!
Ölümü hatmettim kanarken gülbank!
Gördüm tuzlanmış yarada kanı
Ebabiller bekliyordu sırtım namluyla boğuşurken!
Gücenmiş yağmurlar getirdim sana çöl diyarından!
Telef olmuş yanlarım ağrıyor şimdi!
Kaç kalmak bana yeter ki?!
Beter kalsan da bu viranede
Sen bu vedanın şahidi olabilirsin sadece!
-bana kal de!- .a leylim kül kaldım
.muradım yangınlarda!
.onikisiekimin
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
16:35:28
|
|
|
Sarıldım dünyaya
Kelepçeliyim hayata
Gözlerinden aldığım ilhamı
Salıyorum kalbimden etrafıma
Sıkı sıkıya bağlıyım yaşama
Sevmek çok güzel, sayılmak da
Gülüşünden aldığım feyzle
Kelepçeliyim hayata
Aşkı da, gururu da
Sevinci de, acıyı da,
Paylaşmak güzel
Her şey güzel dostlarla
Olanın değerini bilmek,
Güzel olanı yaşamak da,
Kaybetmişken, yeniden bulmak da,
Ben yaşadığım sürece canım
Kelepçeliyim sana da, hayata da
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
18:58:22
|
|
|
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
19:16:32
|
|
|
iyi pazarlar diliyorum merhabalar
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
19:20:26
|
|
|
mrbalar
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
20:08:10
|
|
|
İŞTE BÖYLE BİRŞEY
Duygular deli deniz gibidir Ne zaman kabaracağı hiç belli olmaz Bazen haber verse de Bazen habersiz fırtınalar koparır yürekte Kapılırsın dalgalara, boğuşursun Ya kurtulursun Ya da boğulursun (ark.K.tşk.)
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
20:14:03
|
|
|
Sen artık başkasının okuduğu bir şiirsin, Ve hayırsız dudaklarda son buluyorsun.. Gece yarıları, seni bitiriyorlar! Ama ben inadına, Sana yeniden başlıyorum her sabah. Oysa sen sadece benim okuduğum bir şiirdin, Seni sevmiyor olabilirim, Hatta unutabilirim zamanla adını.. Ama unutmam seni.!! Sevdiğimdin! Sevgilimdin..
Bu oyunda kazanan olmadı sevgili, Kirlenen ve temiz kalan var.. Kumarda hayat galip yine!! O günlerden bize yar olan.. Atmaya kıyamadığımız resimler sadece… Şimdi ikimizin de geceleri çok farklı!! Birimiz başını yastığa koyuyor, Birimiz bir yabancının omzuna.. Ve ikimizde değişik başlıyoruz güne!! Birimiz uykusuz kalmış… Birimiz yarin koynunda..!!
Biliyorsun.. Düzenin insanı değilim ben.. Hiçbir zaman da olmadım.. Bu dünya seni de kirletti vaktinden önce, Hikaye kötü bitti… Yazık! Düşümdeki güzeli sen sanmışım…… Birkaç parça şiir.. Güleryüzlü bir albüm, Ve mektuplar.. Böyle bir bozguna bu kadar anı yeter.. Bir tek şunu unutma! Hayatımda okuduğum en güzel şiirdin sen.
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
20:16:09
|
|
|
ppaylaşımların harika gül yüregine saglık
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
20:17:43
|
|
|
senin kadar değil yiğit.seninde yüreğine sağlık teşekkür ederim
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
20:18:31
|
|
|
tşkler gül
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
20:20:26
|
|
|
rica ederim
|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|
|