|
Gönderen | Mesaj |
|
29 Haziran 2008 Pazar
20:21:54
|
|
|
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
20:22:15
|
|
|
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
20:22:53
|
|
|

Yalniz Olanlara; > > >>>>>> ask bir kelebekgibidir, pesinden kostukca hep senden kacar.. > > En iyisi birak >ucsun, >inan ki hic beklemedigin bir anda gelip omzuna dokunuverir... Ask mutlu eder, bazen de uzer ama ask > Özeldir, askini>hak eden birine sunarsan eger.. ersindendir Sevgilisi Olanlara;> > > Askin amaci birileri için "mukemmel insan" olmak degildir, seni Mukemmellige en cok yaklastiracak insani bulmaktir... ersindendir Capkinlara; Sevmedigin birine asla "seni seviyorum" deme... Icinde olmayan Duygulardan varmis gibi sozetme... Kimsenin hayatina kalbini kirmak icin girme... sevgi dolu bakan gozlere asla yalan soyleme, cunku birine verebilecegin en buyuk aci, asik olmadigin birini kendine asik etmektir... ersindendir Evli Olanlara; Seven insan "senin hatan" yerine "ozur dilerim" diyendir... "neredesin" yerine "ben buradayim" >diyendir... "nasil yaparsin" yerine "niye yaptigini anliyorum" diyendir... VVVVVVve ask "keske" yerine daima "iyi ki" diyendir... ersindendir Kalbi Kirik Olanlara; Kalp yarasi siz kanatmaktan vazgecinceye kadar surer ve ilaci... bu aciya ALIŞMAK DEĞİLLL , ondan ders cikarabilmektir. ersindendir Asik Olmaktan Korkanlara; AŞKA DÜŞŞŞŞŞ tokezleme, anla ama bekleme, paylas ama isteme, yaralan ama asla aciyi icinde buyutme... ersindendir Sevdigini Fazla Sahiplenenlere; sevdiginin bir baskasiyla mutlu oldugunu gormekten daha aci bir sey varsa, O da sevdiginin seninle mutsuz oldugunu gormektir... ersindendir Askini Itiraf Etmeye Cekinenlere; Sevdiginden ayrilinca ask aciverir, sevdigin seni terk edince daha da cok aci verir Ama en acisi, onu ne kadar sevdigini bilmesine hic firsat vermemektir... ersindendir Donmeyecek Birini Hala Bekleyenlere; Hayatin en huzunlu ani, Deli gibi sevdigin insanin buna hic degmedigini gordugun andir Ve en buyuk kaybin onun icin harcadigin yillardir... Senin askini su gun hak etmeyen, bilki 10 sene sonra yine hak etmeyecektir... Birak, gitsin...
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
20:23:26
|
|
|
Yoruldum artık anLamsız kavgalardan Kalp kırmalardan git gellerden.. Ortada yaşamaktan.... Yıprattı beni Aşk.. Acımadı hiç..
Ama hiç bi zaman Kaçamadım Ondan.. Hep Çaldı en cok ıhtıyacım oLanları aLdı yarım bıraktı beni!
Ama taşımıyor artık bedenim İsyan ediyor Çığlıklar atıyor.. Küçük avuntularda kapatamas oldu büyük yaralarımı.. Bişeyler düzelicek diyerekte kurtulamıyorum önüme sunulan gerceklerden..
Konusmak ıstıyorum anLatmak ama İçimden cıkmıyor ki keLimeler yazsın ellerim.. Sesimde cıkmıyor ki başkalarına Çıglıklarım nerdeyse kulaklarımı yırtıcak ama kimse duymuyor Kendımı sadece ben duyuyorum sadece ben dınlıyorum..
Odam,Gökyüzüm,Özgürlüğüm Hiç biri bir şey ifade etmiyor artık bana tat aLma duygumu yitirdim. Ne cok yükselirsen Okadar hızlı düşersin. Bunu düştüğümde toprakla temasımda anLadım. Düşüşün sersemliğini atmaya çaLışırken Anladım..
Aslından yüreğinden ayaklarına düşmüşüm ben... Cennetten,Cehenneme... Ayağa kalkıp yürüdüğümde, Ayaklarımın altında kaLan umutlarım mış...
Yoksun...Yoktun Zaten... Hiç bir zaman tam Olamadık seninle.. Yanyana duran iki defter yapragı gibiydik... Ne bir rüzgar gelip bizi kavusturabıldı.. Nede bız defteri kapatabıldık... Beyazdık Oysa karanlanmıştık... Yüreğimiz elimizde,Özügürdük.. Bulutların üstünde Yürürdük...
Düştük!!!! Okadar sert olduki düşüşümüz.. Biz Öldüğümüzü bile anlamadık.. Dagılmış,Parçalanmıştık Sağa sola sacınlan umutlarımızı,hayallerimizi toplarken Sevgimizi yerden kaLdırmayı unuttuk!...
Biz Düş(tük) SEVGİLİ...
Cennetimizden Cehenneme... Yüreğimizden,Ayaklarımıza...
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
20:29:14
|
|
|
 Bitmişlik.. Tükenmişlikle.. Gözlerin arasında bir yerdeyim. .. Ne yerdeyim. ..Ne gökte...
Yalan söylemedim hiçbir zaman... Korkum vardı.. Titremekl iydi hallerim. . Kalbim derin bir yaranın üzerine veriyordu acı acı nefesleri ni.. Amaçsız yürüyordu ayaklarım yıllardır.. Derin bir yağmura çektin beni... Kelimeler ini içtim..Sarhoş oldum.. Bir gece yarısı susuşlarına düşürmüştüm,bir damla gözlerimden.. Birde... ihanet mi? sorusuna veremediğim susuşlara..
Susarak.. susa susa.. Susadım günlerce....
...
Kapımın kilidi korkudan kapandı... Korkuları.. Acı , sızı ve özlemleri kilit yapmışım farkına varmadan kapılarıma... Şimdi ben bile aça mıyorum yüreğimin kapısını.... Ve farketmed en... Sende bir kilit vurdun... . Adı neydi bunun?.. Yağmurda gözyaşımı..ihanetmi..Yokluk mu..? Bilemem.. Bilmekte istemem.. Tek hissettiğim.. Daha yolun başındayken hayatın.. Sonumu beklemem. ..
Şemsiyemi açtım.. Bilmek istedim.. Yazdım... Yağmur yağarken..
...
Yağmur yağıyordu..Üşümüştün.. Nasıl oldu bilmiyoru m... İçeri aldım seni.. Sessiz kaldık bir süre öylece.. Tozlu raflara,Unutulmuş kitaplara dokundu ellerin.. Durmadan bakınıyordun etrafa... Unutulmuş duygulara sebep aradın kalbimin her köşesinde.. Ve şimdi kilitli kapıları zorlar oldun.. İçimi acıtıyorsun.. Bu gece son...
Dokunma yüreğime.....
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
20:51:26
|
|
|
AĞLADIM
Hüzün yıldızları parlıyor bugün gökyüzünde, Bu gece yine için için yanıyorum, Oturmuş seni düşünüp ağlıyorum, Seni, gidişini, sevişini, herşeyini... Unutamıyor işte seni şu yaralı kalbim, Yaptıklarını hatırlayıp, pişman oluyor... Seni düşünüyorum bu gece, karanlık gökyüzünde... Simsiyah gökyüzünde parlayan yıldızları seyrediyorum, Onları sana benzetiyorum, Kararmış kalbimin bir kenarında yanan meşale misali... Dedim ya, seni düşünüyorum bu gece, Beni sevdiğini, bana nasıl baktığını, bana nasıl güldüğünü, Ellerimi nasıl tuttuğunu, ellerini nasıl tuttuğumu, Büyüyen bir ateş gibi sevgimizin nasıl çoğaldığını Ve birgün ansızın bırakıp gidişini... Son vedanı hatırlıyorum, gözlerime ağlarcasına baktığını, Gözlerini kalbime gömdüğünü hatırlıyorum, Bir daha çıkamasın diye... Çıkamadılar zaten kalbimden gözlerin, Ölüler dirilirler mi ki gömülenler çıksın, gitsin? Gittin son bir veda ile gözü yaşlı, Elimde kolyen, ardından dakikalarca baktım, ağlamaklı, Sıkıldım, üzüldüm, perişan oldum ama ağlamadım... Ağlayamadım, engel oldu gururum, engel oldu aşkım, Uzaklara gittin, belki birdaha asla geri dönmemecesine, Özledim seni deliler gibi, özlüyorum hala... Sen bir yerde ben bir yerde, yinede sönmedi sevgimiz, Aksine çoğaldı dağlar gibi oldu hasretimiz... Hep seni hayal eder, hep seni düşünürdüm, Sesini duyunca yaşar, duyamayınca ölürdüm, Aradın beni aylarca bir sevgi uğruna, Ne yazık ki, ihmal edildin bir hata uğruna, Kırıldın, ağladın, affettin ama hep sevdin, Beni sevdin gülüm beni, kalbi kırık bir vefasızı, Yine ihmal edildin yine unutuldun bir hiç uğruna, Yine kırıldın, yine ağladın, yine affettin... Bir daha unutuldun, sevdanla başbaşa bırakıldın, Yine kırıldın, yine ağladın ama bu sefer affetmedin... Sevdiğini en mutlu gününde öldürdün, Ve ardına bakmadan gittin... Beni benle başbaşa bıraktın, yıkıldım, üzüldüm, kırıldım... Senden ayrılınca kaldım çaresiz, sevgisiz ve birde sensiz, Hep sensizdim zaten ama şimdiki kadar asla değil... Parçalanmış bir kalbe sahip oldun mu sen hiç? Parça parça edilmiş, yıkık ve virane, Bir o kadarda vefasız... Önceleri üzüldüm, yıkıldım ama asla ağlamadım... Geldi geçti deyip senide gözlerin gibi kalbime gömdüm... Unuttum dedim, unutacağım dedim, Unutamıyorum dedim, unutmam dedim... Önce gözlerin sonra sen çıktın kalbimden, Bir vicdan azabıdır başladı ölü yüreğimde, Hiçbir şey kalmadı, senden başka kalbimde, Hatıraların, gözlerin ve sözlerin... Şiirlerini getirdiler bana, Beni öldüren şiirlerini... Vefasız dediğini duydum, yıkıldım, Düşündüm seni gecelerce daima tek başıma, Şiirlerin öldürdü, hasretin yaktı yüreğimi, Kırıldım, üzüldüm, yıkıldım ve en sonunda ağladım... 3 kişi ağladık sana; ben, kalbim ve gözlerim... Sana yandım, seni sevdim, seni hatırladım heryerde... Belki birgün sesini duyarım umuduyla Telefon bekledim günlerce, Telefon gelmeyip sesine hasret kalınca Ağladım ağladım, Sana yaptıklarımı ancak o zaman anladım... Duydum ki kalbini vermemişsin kimseye, Olurda içinde görürler beni diye... Benim kalbimide istediler, ama vermedim kimseye, Olurda içinde seni görürler diye... Gökyüzü yıldızlar ile doluydu, ben hep seni düşünürken, Hüzün yıldızları koydum adlarını, seni hatırlatıyorlar diye, Aynı onlar gibi sende benden çok uzaklardaydın, Hep göz kırpardın uzaktan, sessizce, Bense hep seni bekledim kırık kalbim, yaşlı gözlerimle... Bazen hayallere dalıyorum, seni düşünüp ağlıyorum, Seni ve sevgini arıyorum hep kalbimde... Düşmüyor adın hiç dilimden, Öleceğim gülüm bir gün ben, Senin sevginden, senin derdinden... Bir gün göreceğim yine belki seni, Seni, beni unutmuş, benim olmayan seni... İşte o an aşkımın gözyaşlarını hatırlayacağım, Ve yine bir köşeye oturup ağlayacağım... Yemin ettim senin üstüne sevmeyim başkasını diye, Ve heryerde, her zaman tekrarlıyorum yeminimi; Seni unutmam için öldürseler bile, Karşılık olarak dünyayı verseler bile, Darağacı kurup idam etseler bile, Senden başkasını asla sevmeyeceğim...
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
20:55:32
|
|
|
Severken Unutmayı Öğrenemedim
Hayat mektebinde, Kabuk bağlamış yaraya inat nefes almayı, Karanlığa inat, Bir mum ışığında yaşamayı öğrendim . Öğrenemediğim tek bir şey vardı; Unutulduğumu bile bile Ölümüne severken unutmayı öğrenemedim.
Kuru ekmekle, Tuza banıp karın doyurmayı, Sırtımdaki kamburuna inat Hayatla her an savaşmayı öğrendim. Öğrenemediğim tek bir şey vardı ; Gelmeyeceğini bile bile Yetim yüreğimle sensiz yaşamayı öğrenemedim.
Her karanlık geceden sonra Aydınlık bir sabaha uyanacağımı, Nehir olup aksa da gözlerim Bir gün güneşle kuruyacağını öğrendim. Öğrenemediğim tek bir şey vardı; Dönmeyeceğini bile bile Mavilere sensiz kanatlanmayı öğrenemedim.
Severken unutmayı Bir türlü öğrenemedim.. Tek kusurum buysa; özür dilerim.
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
21:49:48
|
|
|
Unutmayacağıma
Bu gece yine seni haykırdım ıssız sokaklara Bu gece yine seni haykırdım üstüme gelen duvarlara Söylemediler senin yerini bana Kızdım, kendime de onlara da Senin için her şeyi yaptım Sen bana karşı emekledin Ben sana koşarcasına geldim İstemedin... Yıkıldım ama haberin olmadı İçime gömdüm ama nereye kadar Olmuyor be canım yapamıyorum Senin için atan bir kalp değil Çağlayan bir okyanusum ben... Bilmedin bilemedin Karşıma çıkan herkese sen gözüyle bakıyorum Kimse sen olmuyor, senin gibi olamıyor Nerden çıktın karşıma nerden geldim ben buraya Belki de kaderdi seni karşıma çıkaran Keşke seni karşıma çıkaran o kader Benim olmanı da sağlasaydı Ama olmadı olamadı Şimdi senide içime alıp gidiyorum Kendim kendime yetmesem de Bunu başarmak zorundayım Seni sensiz yaşamaya devam edecek Seni hiç bir zaman unutmayacağım...
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
22:11:12
|
|
|
Kuşlara benzer kelimeler,
odana dolarlar bir akşam.
Nereden gelirler bilinmez.
Kah çığlık çığlığadırlar,
kah sesleri işitilmez.
Cemil Meriç
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
22:28:59
|
|
|
Bu gece yine seni haykırdım ıssız sokaklara Bu gece yine seni haykırdım üstüme gelen duvarlara Söylemediler senin yerini bana Kızdım, kendime de onlara da Senin için her şeyi yaptım Sen bana karşı emekledin Ben sana koşarcasına geldim İstemedin...
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
22:38:52
|
|
|
BİR SÜRE SONRA
Bir süre sonra, Bir eli tutmakla Bir ruhu zincirlemek arasındaki ince farkı öğrenirsin,
Ve aşkın yaşlanmak, Birlikte olmanın da güvende olmak anlamına gelmediğini öğrenirsin,
Ve öpücüklerin sözleşme
ve hediyelerin de vaat olmadığını öğrenmeye başlarsın,
Ve yenilgileri
Başın dik ve gözlerin açık karşılamaya başlarsın,
Bir çocuğun üzüntüsü ile değil, bir yetişkinin zerafeti ile, Ve herşeyi, bugünü düşünerek yapmayı da öğrenirsin çünkü yarın ile ilgili herşey belirsizdir.
Bir süre sonra güneş ışığının yakıcı olduğunu ögrenirsin eğer fazla maruz kalırsan
Bu yüzden, başka birisinin Sana çicek getirmesini beklemeden Kendi bahçeni yarat Ve kendi ruhunu kendin süsle.
Ve göreceksin ki dayanıklısın... Ve kuvvetlisin, Ve değerlisin.
Veronica A. Shoffstall
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
22:40:11
|
|
|
Büyümek
Büyümeyi beklemek zor iş çocuk! Şeker kavonozuna sandalyesiz erişmek... Mahallenin haylaz çocuklarına Günlerini göstermek... Oyuncak arabalar yerine sahicilerini sürmek... Veya bakkala izinsiz gitmek degil ki büyümek Büyümek sandığın aslında bitmektir çocuk! Bilmezsin.
Büyüdüğünde, Düşlerinde uçuşan hayallerini, Artık yakalayamadığını fark edersin. Göz açıp kapayıncaya dek, Yitip gidenin zamandan başkası olmadığını... Ve rüyalara düşen yaprakların, Sadece çocuksu düşlerin ağırlığına dayanıklılığını... Düş yaprakları güçsüzdür çocuk! Bilmezsin.
Büyümek, düşlerini satmaktır. Büyümek, oyuncaksız kalmaktır. Büyümek dizlerdeki yaraların, Yüreklere taşınması... Büyümek acımaktır, kanamaktır, Yanmaktır çocuk! Bilmezsin.
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
22:41:03
|
|
|
Nedenini bilmiyorum, Ama... Bugün herzamankinden daha çok ihtiyacım var sana...
Çok eksiğim bugün... Yine batıyor güneşle birlikte kayboluyor tüm direncim,umutlarım! `Ben artık onsuz yapabiliyorum...!dediğim günler toz duman olup yapıştı yine boğazıma, Nedense tutamıyorum sensizliğin çıldırtan isyanını bugün!.. Damlıyor gözyaşlarım...
Bak, Yine çekildi; Evli evine,köylü köyüne! Nedenini bilmiyorum,ama; Evsiz,köysüz kaldım bugün,bu gece...!
Herkes sığınacak bir çatı buldu gerçek benliklerde, bense sensizliğin kimliksiz çatısına sığındım yine... Bana gelen tüm yollar kapandı,yolsuz kaldında dönemedin mi? Yoksa çıkar bi yol mu buldun kendine!! Bilmiyorum sebebini,sonucunu çok yanlızım bu gece...
Çözülmeyen düğüm, Kanıtlanamayan suçlar gibi sensizlik... Yetmiyor yaşamaya, Bi ben bi de sensizlik... Nedenini bilmiyorum,ama; Çok koyuyor bugün,bu gece bu bilinmezlik!
Herşeyi bi nedene bağladımda,bi olmayışını bağlayamadım sonuca... Belki de bunun için acıtıyor bu denli,kıvrandırıyor.... Çok sevdim diye mi kaybettim seni,çok sevilemedim diye mi... Tüm sessiz çığlıklarıma inat bozuyorum gizli suskunluğumu ...
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
22:47:42
|
|
|
Geniş bir aşk için yüreğimi daralttım Öyle ise inceden inceye gel bugün Hançer izinden derin sızı İnsan olmanın kaygısı Ve toprağın kokusu Ve yağmurun sesiyle Ve hangi zamanda bu düğüm çözülür bilmeden Biriktirdiğin bütün hüzünlerinle Kendince gel Kays gibi yansam da çarem yok mudur Aslı`nın gönlünde Kerem yok mudur / Ey Aşk Ben buradayım Sen sevgiliyi çağır Yüreğimden yüreğine bir yol bul Cehennemden uzak Cennete yakın İşte bekliyorum yanmak için Ateş saçan sözlerinle/ Ey söz Sana tüm aşkların haritasını çıkarabilirim Sevdaların nasıl toprak olduğunu anlatabilirim ya da Kalp ağrılarını Sancılarını Aşkın felsefesini Kimbilir daha başka neleri sunabilirim Ya da bir roman yazabilirim hepsinden berisi Ama kelimeler de biter Suskunluk bir minyatür kalır deri sayfalarda Avcının vurduğu ceylan Sadece ter bırakır avuçlarına Başka şairlerin şiirleri gibi Söz de yandı dilde matem yok mudur Bülbülün sesinde sitem yok mudur Seni yanan yüreğime hapsettim Damarlarımdan kan çekildi Yangını söndürecek su bulamadım Usul bir okşayış Gibi ne varsa titreyen ellerimde Savrulmak isterim rüzgarın önünde Ki gözlerin mezarım olsun Ne gün doğsun oynak Ne gün batsın nazlı Başladığım yerde hep Beklemeliyim bu aşkı Yeni filizler fışkırmalı yüreğimden Yeni çiçekler sürmeliyim bahara Konup arılar bal yapmalı Sonra dağıtmalıyım bu aşk balını Susmalıyım ve daha Konuşmak haram olmalı Bir yol bulmalı Bir yol ah Gözlerinde ölmeliyim Ben ölünce aşk filizlenmeli Ceylan derisini üzerinde taşımalı Zümrüdüanka avcıyı Kaf Dağı`na aşırmalı Aşk için yürekte kasem yok mudur Aşk için kul ben-i adem yok mudur /Ey Aşk ben buradayım Sen sevgiliyi çağır Bir serencam bu bedenim Anlaşılmaz bir serenat Tuzu derin denizlerdeki tat Gelsin ey aşk Gelsin sevgili kor aleviyle/ Geniş bir aşk için yüreğimi daralttım Bir yudum su olsun gözlerinde Dudağımda kuruluğu gidermek için Sana sunmak için kendimi Yanıma aldım Duvardaki gölgem güneşe kalsın Yok olmayı bilmezse aşk içinde gönül Kendine dar gelen mezarı dünya olsun Diyerek sana vardım Al İşte yüreğim Aşk içinde aşka mahrem yok mudur Aşk içinde aşka elem yok mudur
|
|
|
29 Haziran 2008 Pazar
22:53:22
|
|
|
LİMAN KIRINTILARI
Bahamalı martılar beni çağırdı, bir ikinci bahar gecesi Yalan söyledim, yırtık blucinli tayfalara, Seni sevmediğimi söyledim. Oysa rıhtımlar en şarkılı dalgalarla yıkanıyordu, Midye kabuklarında sakladım gözyaşlarımı; Hastaydım,kırık kötümser bir öksürük yapışmıştı boğazıma Seni unutmak gerekiyordu......
Bahamalı martılar beni çağırdı, bir ikinci bahar gecesi, İskele fenerlerinin altında oturup seni bekledim sevgilim Ellerim ıslaktı,gözlerim ıslaktı Gelip caydırabilirdin beni gitmekten Oturup sigara içer,anlaşabilirdik.. Sana tapacağım yalan değildi benim olursan Seni seviyordum,seni istiyordum......
Bahamalı martılar beni çağırdı, bir ikinci bahar gecesi Filler gibi içtim liman meyhanelerinde; seni unutmak için içtim.. Senin sokağında geceler yıldızsızdı,
senin sokağında gece yağmur yağıyordu Ben zayıftım,çabuk ıslanıyordum Bana sevmek yaramıyordu, ben sevilemiyordum...
Bahamalı martılar beni çağırdı, bir ikinci bahar gecesi Sana bırakacağım bu kentin üç semtinde üç damla gözyaşı döktüm, Birincisi seni ilk gördüğüm yerdi, ikincisi seni ilk öptüğüm yerdi Üçüncüsü.... söylemeye dilim varmıyor, üçüncüsü bana git dediğin yerdi İşte bu mısraları orda karalıyorum; işte demir aldı şilebimiz, Gidiyor,gidiyor,gidiyorum........
Edgar Allan POE
|
|
|
30 Haziran 2008 Pazartesi
19:59:29
|
|
|
merhaba arkadaşlar sevgilerimi gönderiyorum size
|
|
|
Yemliha (ts836668986)
1305
|
|
1 Temmuz 2008 Salı
00:14:05
|
|
|
Bugün; bütün ağaçlar yüreğimdeydi. Bütün çiçekler gözlerimde. Güneş, ışıklarını dudaklarıma kondurmuştu. Neydi kanımı kaynatan bu güzelliğin adı? Mutluluk muydu?
Bugün, Ne varsa hüzünden yana denize fırlattım az önce. Sanki beklermiş gibi hepsini, hop hop hoplatıverdi dalgalarında. En güzel maviliğiyle oynaşıp durdu. "Bak" dedi "fırlattığın hüzünlerine... İşte; onların bendeki hükmü
Herkes kalabalıkken, içimdeki yalnızlığı alıp, gidiverdi sihirbaz martılar! Bir de arkasından o bildik şen kahkahalı bağırışmalar! Hiç bu kadar güzelini görmemiştim. Beyazmış meğerse beni, onlarla bütünleştiren mucize! Kanat çırpa çırpa, yüreğimdeki isyanları uçurdular... Yaşamaktan aldığım tad; işte buydu! Yoksa mutluluk bu muydu?
|
|
|
1 Temmuz 2008 Salı
14:05:36
|
|
|
hey dost yüreginize saglık
|
|
|
1 Temmuz 2008 Salı
15:02:17
|
|
|
Dokununca Kelimelerin Gözlerine
Gece nelere gebedir bilinmez Bir sancıdır patlar içinde Doğum mudur, ölüm mü? Dokununca kelimelerin gözlerine Hangi çığlıktır titreşen bilinmez Vurgun yemiş yüreklerde
Vurgun yemiş yüreklerde Kararır gecenin gölgeleri Solmuştur çiçekleri yıldızların Kan kırmızı bürünmüştür ay Dokununca kelimelerin gözlerine Yükselir yavaşça korkulu bir saray
Yükselir yavaşça korkulu bir saray Ve düşer gölgesi beynimizin içine Darağacına asılmıştır hayaller Dokununca kelimelerin gözlerine Yıkılır bahçemizdeki güller Vurulur gerçeğin pençesinde
|
|
|
1 Temmuz 2008 Salı
15:32:48
|
|
|
Boğaz
Kanıyorken size kalbimdeki en gizli yara Geçiyorduk hani sandalla hisardan hisara Baktınız hayli zaman öyle ki durgun suya siz Sonra bir aşkı anlattı ela gözleriniz. Ağlayan bahtına yahut gülen sevgililer; İstemiş kaç gece can vermeyi canana meğer! Geçmiş üstünden ilahi nice yazlarla bahar... Görmemiş aşıkı güldürmemiş avare sular İşte dün aynı tahasüsle dolaştım boğazı Kokladım bir sarı yaprakta o hülyalı yazı Gönlümün en dolu hasretle coşup yandığı an Bir hayal belirmiş gibi ta Kanlıca’dan Uçtu rüzgarla sevincim ve vurulmuş gibi ben Döndü bin alemi aşkın o ilahi tepeden Ey yanan kalbimin avazına bigane boğaz Geçti bak hasılı sevda diye sevda diye yaz İşte bu son faslıdır artık boğazın Gidiyor bilmediğimiz bir yere ahengi yazın Tutuşur pembe bulutlarla yamaçlar yer yer En güzel gölgeler akşamla İstinye’ye iner Ay matemle ufuklarda durup Seyreder böyle guruplarla bir günün bittiğini Her biten günle bir ömrün göçüp gittiğini Değişir lakin bu hüznün ve ahın ötesi Duyulur bir yalıdan tamburun en tatlı sesi Uçuşur ruhları mızrabın tılsımlı atı En sonra başlar ufuklarda ayın saltanatı Kurulur Göksu’da aşıklara bir sırça saray Her gelen ve geçen yolcuya açılmaz kapısı İşte aşkın böyle kurulmuştur o ilahi yapısı...
Hüseyin Mayadağ
|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|
|