|
Gönderen | Mesaj |
|
22 Haziran 2008 Pazar
22:10:17
|
|
|
|
|
|
22 Haziran 2008 Pazar
22:12:21
|
|
|
Bır duamız vardı tanrıdan bızım Ayrılmasın dıye bırlesen ellerımız Hayaller kurardık gelecek ıcın Hanı ölümsüzdü yüce sevgımız
Her gecenın sabahında basım yıne döner döner Getırmıyor senı bana kısa kalıyor geceler geceler Bır benmıyım dıye baktım kı etrafıma Hepsı dogustan sarhos
Benım gıbı sevenler sevıp sevılmeyenler Benım gıbı sevenler sevıp acı cekenler
Bakarsın kesılır sana gelen bu sesım Sunu bılkı vefasız ısmındır son nefesım Sen acı cekerken sanmakı ben mutluydum Senden gelen dertlere bıterken baslıyordum
Her gecenın sabahında basım yıne döner döner Getırmıyor senı bana kısa kalıyor geceler geceler Bır benmıyım dıye baktım kı etrafıma Hepsı dogustan dertlı
Benım gıbı sevenler sevıp sevılmeyenler Benım gıbı sevenler sevıp acı cekenler
|
|
|
22 Haziran 2008 Pazar
22:14:51
|
|
|
Güzellik; sadece güzel olan şeylerde değil, Güzel görmek istediğin herşeydedir...Hayattır umut.Umutsuz olmaz hayat.En zor anlarda bile küçük de olsa bir ışık,bir umut vardır.Her zaman o gizli ışığı bulmanız dileğiyle,yeter ki isteyin ve görmesini bilin..Umutlara dair ne varsa hepsi sır gibi insanın yüreğinde gizlidir... Yeterki iste...İlk kendine günaydın de uyanırken....ve ilk kendine gülümse aynalarda....Bir tatlı söz söyle kendine,tebessüm et.....ve umursa kendini teşekkür et...Sevmekle başlar herşey,kendini sev...ve paylaştıkça çoğalır.Sınırsız ver...Dost ol kendine dürüst ol,Bir sevda sun yalansız,ve dokun kendine hesapsız.İlk kendine günaydın de uyanırken...ve ilk kendine gülümse aynalarda.Sonra göreceksin binlerce yüzde kendi yansımanı .Çünkü bir gülüşün için herşeyini verecek biri vardır UNUTMA!...
|
|
|
22 Haziran 2008 Pazar
22:17:25
|
|
|
arkadaşlar paylaşımlarız için teşekkür ederim bu akşam erken çıkıcam malum yarın iş başı
allaha emanet olun kendinize iyi bakın sevgiyle ve güzellikle kalın
|
|
|
22 Haziran 2008 Pazar
22:18:21
|
|
|
Bir fidanım sevgilim Rüzgarınla devirme Sen umudum yarınımsın Beni el gibi görme Bu sana yazdığım son satırlar...
Bu dinlediğim son şarkı bizim üstümüze söylenmiş. Kilit vurdum kalbime, umutlarıma. Ne bundan böyle sevdaya dair bir şeyler beklenebilir yüreğimden ne de nefret edebilirim birinden. Ben hamal değilim ki; hep kahrını taşıyım ömrün; Alın atık üzerimden hayata dair ne varsa. Alın sevdaya dair acıları, paylaşın aranızda...
Sen sanıyorsun ki, kolay geliyor gidişin bana.. Arkanı döndüğün ilk andan gözlerim gülecek mi yeniden sanıyorsun? Söylesene! Sen ne sanıyorsun aşkı, sevgiyi, söylesene! Kolay olan, kaçmaksa, yalansa, vazgeçişse; ben zor olanı seçiyorum ve Seni Hala Seviyorum.
Sen öyle san, farzet ki her şey çok kolay... Gittiğini sandığın sen, giderken bende kalanlarını, yani seni, yani aşkı, yani bizi alamayacaksın benden.... Geri vermeyeceğim onları, benim onlar, bana ait.
Biliyor musun, acı olan asla gidişin değil.. Belki bir gün sevmeyi öğrendiğin de yanında ben olmayacağım.. Bir sabah gözlerini yeni doğan güne açtığında başkası olacak yatağında.. Benim içinse sadece "sen" var olacak baktığım her yerde... Ve işte ilk defa o gün sebepsiz ağlayacağım, o gün yaan yağmur gizlemeyecek gözyaşlarımı. Kim bilir belki de aynadaki hayalin ilk kez asacak suratını bana ve o sabah sensiz ve üşümüş uyanacağım!
Hatasız ve günahsız Bir aşkla sevdim seni Senden başka birine Bu can yârim demedi
Ben sana yandım Ben sana kandım Nasıl sana inandım Yalnız seni sevdim Yalnız seni bildim Bir tek sana bağlandım...
Seni Seviyorum,adım gibi,yüreğim gibi,tarihim gibi, İsmini,isimsiz duvarlara yazıyorum. Kimsenin bilmediği şarkılarda ağlıyorum, Tarih yazıyorum al yazmalım tarih.
Sen dağdaki kartalı sevdin, Sana güvercin olduğumu nasıl söylerdim? Sen büyüktün,Büyük şehrin insanıydın, Sana büyük,kocaman sözler etmem gerekliydi, Ama hiç birini edemedim.
Dedim ya;Seni Seviyorum, Seni sevmeme neden olan bir şey var, Bir şey var bilmiyorum.
Öyle ağırım ki kendime;Sen benden gittin gideli. Tenim küs olmuş tenime;Sen benden gittin gideli.
Sensizliğin bilmecesindeyim daha,çözmeye çalışıyorum,
KIRILDIM ASK`A.....
|
|
|
22 Haziran 2008 Pazar
22:18:43
|
|
|
buda sana sude arkadaş
|
|
|
22 Haziran 2008 Pazar
22:18:52
|
|
|
Biliyorum konuşacak birşeyimiz kalmadı , paylaşacak hiçbirşeyimiz yok...Yinede yüreğimden , gücümün yettiği yere kadar sana sesleniyorum ,seninle konuşuyorum...
Bugün sana olan kırgınlığımı rafa kaldırdım , sevgimi aldım avuçlarımın arasına , ona sığınıyorum... Cümlelerimi kısalttım , kelimelerim buruk , gülüşlerim istenmeyen dudaklarımda... Bir ihtimal gelişine sığındığımı farkettiysem de , engel olamadım gurursuz ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hoş tutmak istiyorum , imkansız olan her rüyaya inanasım geliyor... Bir çocuk gibi isteklerimi bastıramıyorum... Çalmayan telefonuma elim gidiyor , sana halen bende olduğunu ısrarla yazmaya çalışıyorum... Ben de olan seni hiç kırmadım , değiştirmedim ve hep korudum desem de , sendeki benin nasıl olduğunu , gülüp gülmediğini anlamsız bir sıkıntıyla merak ediyorum... İçimdeki güzelliğine inanıp inanmamanı artık umursamıyorum..! Üşüyorum , bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı.... Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok , hatırlamaktan usanmayacağım anılarım dışında... Isınabilmek için onlara sarılıyorum ... Anlamsız ve cevapsız sorular hınzırca sırıtıyor , ben görmemeye çalışıyorum...Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı... Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini aç desem kapatacaksın ama kapatma gözlerini...! Kendime bir demet papatya aldım ama bakmadım falıma... Gözlerimi gelişlere verdim , gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş itiraf etti sonunda ... Düşüncelerim gururlu , hayallerim ve sevdam değil... Gelseydin...! Kendimi unutup sana koşacaktım , susturacaktım içimdeki isyanı , kavgaların ortasında bir güneş gibi doğup ısıtacaktım yüreğini , sevinçten ağlayacaktım bu defa , mutluyken hemen sarhoş olmuşum gibi , dokunacaktım , sarılacaktım ama gelmedin , gelmezdin gelmeye de hiç niyetin yoktu aslında ... Kendimi kandırdığımı anladığımda ağlıyordum.... Eskiden kimi şarkıların ne kadar anlamlı olduğunu düşünürken , şimdi ayrılığın ardından çalınan her şarkı umutsuzluğumu ve sevgimi anlatıyormuş gibi geliyor... Sevdiğim ne çok şarkı varmış , bunu senin gidişin gösterdi bana ... Her şarkıda sen varsın , her yerde , her gördüğüm insanda , denizde , gecede , uykumda...Nasıl beceriyorsun her yerde olabilmeyi ... Bu bir marifetse eğer , neden benim yanımda değilsin ki....? Gözyaşlarım asilliğini yitiriyor ve yenik düşüyorum sevdana... Gittin..! Belki de hiç gelmemiştin , ben geldiğini sandım... Ayak uyduramadım yorgunluğuna... Dudaklarına düşlerindeki öpüşü konduramadım... Kimi zaman bir çocuk oldum gülüşlerinde şımaran , kimi zaman bir erkek dokunuşlarında kendini bulan ... Ama...! En çok da imkansızın oldum ... Her gelişimde bir kez daha gönderdiğin oldum... İnanamadığın , yenemediğin , üzerinden atlayamadığın korkuların oldum... Ağladığın , bağırdığın ya da sustuğun isyanın oldum , sessizce boşalan gözyaşların , birikmişliğin oldum .... Yüreğindeki erkek ben olmak isterken yüreğine sığınan ve tozlanacak olan bir anı oldum... Haketmediklerin , artık yeter dediklerin ve herşeyin olmak isterken belki de hiçbir şeyin oldum... Söylesene , ben gerçekten senin neyin oldum..? Sesin hep uzakları çağırıyordu , ben üstüme alındım , sana geldim... Bilseydim , bana ait olmayan bir seslenişi sahiplenirmiydim...? Şimdi bir mevsimlik aşk kaldı avuçlarımda sadece bir mevsim yaşanan ama bir ömür gibi gelen aşk...Kalbime henüz söyleyemedim gittiğini ögrenirse onun da acı çekmesinden korkuyorum... Seni halen benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum....Gittin..! Sevdamın yokluğuna alışabilirim belki ama sesinin uzak yolların sonunda olması acıtıyor içimi... Suskunluğun en büyük silahındı , suskunluğunla vurdun beni asıl acı olan canımı acıtan unutulmak... Söylesene unutulmak kime yakışıyor...? Unutan sen olsan da sana bile yakışmıyor ... Merak etme , üstüne giydirmedim bu duyguyu unutulmayan olmak sende daha güzel duruyor...Görüyorsun işte , aşk` a ve sana ihanet etmiyorum ben ki kırgınlığım aşk `a... Sen sadece üstüne alındın...... ben aşk a küstüm sana değil
|
|
|
22 Haziran 2008 Pazar
22:22:40
|
|
|
Korkma, seni artık sevmiyorum...
İçim acıyor, geçer elbet, geçer de, anlamsız bir yer de, unuttuğumu sandığım bir yer de , yeniden sızlar, ama varsın sızlasın, sızlamadı mı; kocaman sevilmiyor ki... " Ne yapacağını bilememek ne kadar kötü bir durum… Beyaz bir ışık arıyorsun bazen, görüyorsun.. Siyahın yoğunlu eritiyor ışığı yine kör oluyorsun.. Nerdesin sen şimdi kim bilir? Neler yapıyorsun? Özlüyor musun beni? Biliyor musun ben geceleri hep seninle konuşuyorum uzun uzun.. Seni Seviyorum diye haykırıyorum. Dünya umurumda değil. Takmıyorum, düşünmüyorum hiçbir şeyi.. Sadece seni, sadece seni düşünüyorum ve ağlıyorum!!! Sırf senin yanında olamadığım için ağlıyorum.. Bırakıp gittiğin, tüm kapıları yüzüme kapadığın günden beri aylar geçti.. Aylar geçti ama içimdeki sevgin hiç bitmedi... Beni sevmediğini, önemsemediğini bilmeme rağmen büyüttüm sevgimi. Ama bu gece Vazgeçiyorum Senden.. Ben seninle olmak, seni yaşamak istiyordum.. Tek isteğim buydu.. Ama izin vermedin. Bilmiyorsun ki geç zamanlar vardır.. Ne yapsan affedilmeyecek, ne yapsan boş.. Bazen ne kadar genç olursanız olun yorgun ve yaşlı bakıyorsunuz ve tek bir söz kalıyor geriye Vazgeçmek...! Korkma, seni artık sevmiyorum
|
|
|
22 Haziran 2008 Pazar
22:31:08
|
|
|
yiğit bana yokmu
|
|
|
22 Haziran 2008 Pazar
22:32:33
|
|
|
sana bir sürü yazdım .o hüzünmlü bugünlerde arkadaşımız .beterin beteri var demek istedim ondnle .sana neler tyazdım neler.yolluyom hep okumadan siliyonmu yoksa kzı
|
|
|
22 Haziran 2008 Pazar
22:32:47
|
|
|
Güneş Birader, diye sordum bir gün, Sen gökyüzünde daireler çizip durmaktan, Gündüzün ve gecenin ebedi gizemini Doğurup sonra batırmaktan Hiç bıkıp usanmaz mısın? O zaman güneş kalbime Yumuşak bir bakışla uzun uzun baktı, Beni ışığıyla derinlemesine doldurdu. Göklerde dönüp duran, Gündüzleri ve geceleri yaratan Ben değilim dedi, Burada sadece ebedi parlaklığın Sonsuz ışığı vardır; Gerisi tümüyle senin algılayışındır. Beni gör ve kendini göreceksin; Öğlen güneşinde Tüm gölgeler kaybolur. Bir kez gördüğünde, Artık benim çevremde dönüp duran, Ruzgarlarda uçuşan, Ayrı ve yalnız bir nokta olmazsın. Güneş ol ebedi ışık ol; Evet, kendi kendinin güneşi ol, O zaman ebediyen birbirimizin içinde Dönüp dururuz
|
|
|
22 Haziran 2008 Pazar
22:33:20
|
|
|
Gözlerini kapatmaya korkar oldu şu karanlıklarda kaybolmuş beden. Bi anda buluveriyorum geçmişin derinlerinde kendimi her seferinde. Dünler geçiyo sıra sıra hoplayıp zıplayarak, bir zamanların beklenen günleri, şimdinin dünleri... Hafifcecik ruhumla uçuveriyorum yerde bırakakaldığım görüntü kesitlerinin üstünden, kulağımda piyano sesi, dağları, nehirleri dolandıkça dolanası var ruhumun bu gece. Ama hayır, Esrarengiz bi piyano sesinin davetlisiyim bu gece. Nazlanmak fayda değil artık, Bırakıyorum kendimi sesle akan sulara, hadi sürükle beni nereye istersen. Suya bırakmak, su olmak... kah sakince akmak geniş ovaların içinde, kah çağlayanlar olmak yetişememek görüntülere akarken soluksuzca. Her bir tınlamasıyla piyanonun yolu değişen suya bırakmak kendini, güvenerek, inanarak, bırakabilmek....dünlerde kalan beklemekle gelmeyen günlerdeki bu duyguya... Emin olarak beni batırmayacağına, bırakıp gitmeyeceğine, bütünleşebilmeye, ne yapsam da yanımda olacağını bilmeye benim sakinleştiğimi bildiği anda yanımda olmasına, benden hiç kopmadan hiç bırakmadan taşımaya devam etmesine... yüzmek isterdiğinde dalga dalga yol vermesine hiç ayrılmadan. yorulduğumda tekrar kendimi bıraktığımda sakinleştirmeye çalışmasına. Bu gece kendimi bıraktım sesle akan sulara.. suyun sevdiği gibi sevilmek istiyorum bu gece çocukluğumdaki gibi, haydi sürükle beni nereye istersen, hayalimde de olsan bi sen kaldın beni kaldıran, taşıyan, seven, sarmalayan... bıraktım kendimi şu piyanonun esrarengizliğine...
|
|
|
22 Haziran 2008 Pazar
22:33:44
|
|
|
güzel bi hayat bu yaşamasını bilince! Herşey etrafta o kadar bana dönüyo ki! "Hayat birden değişti, sanki bir değnek değdi zembil de ne kelime, kafama zeplin indi! başta çok beğenmedi, tanıdıkça çok sevdi bir öpücük verince aradığım bu dedi" Ne kadar da yanılmışımmm. Halbu ki daha önce ben döndüğümü zannediyodum! Ah ne vardı da zamanında ben öle kapana sıkışmış kuşlar gibi dönüp durcağıma dursaymışım yerimde de her şeyin bana dönmesine izin verseymişim. Anca yaramaz çocuk gibi karıştırmaktan başka her şeyi ne işe yarıyo ki! Diyolardı hep "tevekkül et" diye de ben ne biliyim böle olduğunu somutlaştırarak anlatmıyolar ki hiç! Ben de -dolayısıynan- dinleyerek değil de inleyerek yaşayanlardan oluyorum hep! Durdum şimdi tamam! Özür dilerim hayat bana gönderdiklerini görmeyip hala "hayır her şeyi ben hallederim" dediğim için her seferinde! Oh be hadi be vay be yürü be...
|
|
|
22 Haziran 2008 Pazar
22:33:59
|
|
|
hayır tabiki silermiyim sileceğimi düşünüyormusun yiğit.
ben espri adı altında dedim biliyorum bana gönderdiğin şiirleri
teşekkür ederim
|
|
|
22 Haziran 2008 Pazar
22:34:59
|
|
|
Kendi iç huzurumuz, İnsanlarla daha kolay iletişim kurmak için, Duygusal hapishanelerimizden kurtulup özgür olmak için, Dünya barışına hizmet etmek için, Gücümüzü kontrol altında tutmak için, Enerjimizi tüketen duygusal vampirlerden kurtulmak için, Koşulsuz sevgiye ulaşmak için…
Benim aklıma şimdilik bunlar geldi... sizce neden affederiz???
|
|
|
22 Haziran 2008 Pazar
22:35:23
|
|
|
Benzer biçimlerde geldik dünyaya... Yetenekler yaratılışımızın çekirdeğinde kodluydu aslında. Bazılarımız ortamlarımızın farklılığına kanarak sınırlı olduğumuzu sandık. Aşabileceğimiz engellere mahkum edildiğimizi düşündük. Kimlerimiz belki açlık ve fakirlik içinde geçen bir çocukluk yaşadı; yetim büyüyüp, aşağılanıp, dışlandı... Oysa insanlık tarihini değiştirenlerin % 75’i yokluklara, acılara ve engellere rağmen başarmamışlar mıydı? Çatışmalarla boğuştuğumuz dünyada hayat her dakika yüzlerce insanı alıp götürüyo. Bazıları yeryüzünde hoş bir seda bırakamadan, yaratılışlarındaki engin zenginlikleri keşfetmeden ayrılıp gidiyolar bu dünyadan. Ufkumuzu daralttığımızda hayatımızın da daraldığını, küçük olaylara kapıldığımızda küçük kaldığımızı farkederiz sonra bir gün. Çoğumuz hayatlarımızı otomatik olarak yaşarız. Tıpkı otomatik çamaşır makinesinde çamaşırlarımızın yıkanması gibi. Çamaşırı asmak üzere aldığımızda, üzerinde lekeler görürsek, ancak o zaman deterjanımızı değiştirmeyi düşünürüz. HAYATIMI yaşarken de öyle... illa yalnızca çıkmaz bir yola girdiğimde mi yanlışlarımı düşünmeye başlamalıyım? Hayatımdaki yaşadığım tüm acıların, üzüntülerin, olumsuzlukların, hastalıkların sonuçlarını kendimin yarattığını; karşımdaki kişilerin, varlıkların beni üzmesine, incitmesine, acı vermesine BENİM izin verdiğimi illa birilerinin ya da olayların vura vura göstermesi mi gerekiyor? NEDEN? Aslında çokk basit...Çünkü kendimi sevmemiş ve değer vermemiştim. Kendim için özel şeyler yapmayı, kendimi düşünmeyi bencillik olarak görüyordum. Hayat boyu ya başkaları için yaşadım ya da başkalarını değiştirmeye çalıştım. Tıpkı birbirinin sırtını yere getiremeyen iki güreşçi gibi....
Bu yüzden en güzel yıllarım su gibi akıp gitti farkında olmadan
|
|
|
22 Haziran 2008 Pazar
22:42:15
|
|
|
http://www.ortanokta.com/kardelen3606/photo/photoid=3315449#photos bir gün melekler toplanmış mutlulukla ilgili konuşuyorlarmış… İnsanlar mutluluğun değerini bilmiyor demiş içlerinden biri… Sonra bir başkası o zaman bizde mutluluğu saklayalım demiş… Sonra bir başkası peki ama nereye saklamalıyız demiş… Fikri ortaya atan melek saklayalım ama öyle bir yer olsun ki kolay kolay bulunamasın demiş.Kimisi okyanusun derinliklerine saklayalım demiş… Kimisi Everestin tepesine, kimisi Kral yoluna saklayalım demiş. Sonra içlerinden bir melek MUTLULUĞU insanların kalplerine saklayalım demiş… İnsanlar o kadar acımasız ki hiç biri kendi içinde mutluluğu aramaz demiş… Ve o günden sonra insanlar mutluluğu hep uzaklarda aramış. Kimse gözlerden kalbe giden yolu bir türlü görememiş
|
|
|
23 Haziran 2008 Pazartesi
09:18:49
|
|
|
Hasretinle yandı gönlüm Yandı yandı söndü gönlüm Evvel yükseklerden uçtu Düze indi şimdi gönlüm
Aramızda karlı dağlar Hasretin bağrımda kışlar Başa geldi olmaz işler Yokluğundan öldü gönlüm
Gözlerimde kanlı yaşlar Hasretin bağrı kışlar Başa geldi olmaz işler Yokluğundan öldü gönlüm
Gelecektin gelmez oldun Halimi hiç sormaz oldun Yaralarımı sarmaz oldun Yokluğundan öldü gönlüm
Aramızda karlı dağlar Hasretin bağrımda kışlar Başa geldi olmaz işler Yokluğundan öldü gönlüm
Gözlerimde kanlı yaşlar Hasretin bağrımda kışlar Başa geldi olmaz işler Yokluğundan öldü gönlüm
|
|
|
23 Haziran 2008 Pazartesi
12:07:34
|
|
|
kalemine saglık gardaşlık
|
|
|
23 Haziran 2008 Pazartesi
12:53:14
|
|
|
saolasın gardaşlık
|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|
|