sevgi diyarı > Mesaj Panosu > ** KENDİMİZİ GERÇEKLEŞTİRMENİN NERESİNDEYİZ?**

** KENDİMİZİ GERÇEKLEŞTİRMENİN NERESİNDEYİZ?**


GönderenMesaj

Yasmin (Yasmini)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
247
17 Nisan 2008 Perşembe 14:17:38

KENDİMİZİ GERÇEKLEŞTİRMENİN NERESİNDEYİZ?





ANAHTAR  BİZDE

FİLLERİN ÖNÜNDEN GEÇERKEN, ANİDEN DURDUM, BU DEV YARATIKLARIN
SADECE ÖN BACAKLARINA BAĞLI KÜÇÜK BİR İPLE ORADA TUTULDUĞU
GERÇEĞİ BENDE ŞAŞKINLIK YARATTI. ZİNCİR YOK, KAFES YOK. FİLLERİN
HERHANGİ BİR ANDA, İPLERDEN KURTULUP KAÇMALARI ÇOK
KOLAYDI, AMA BİR NEDENLE, BUNU YAPMIYORLARDI.


Filin yanındaki fil eğitmenini gördüm ve neden bu güzel, görkemli
hayvanların orada durduklarını ve kaçmaya teşebbüs etmediklerini sordum.


`Filler çok küçükken onları bağlamak için bu aynı ipi kullanırız, ve o yaşta, bu ip onları bağlamak için yeterlidir.
Filler büyürken, kaçamayacaklarına inanmaya şartlandılar.
İpin hala onları bağlı tutacağına inanıyorlar, bu nedenle asla
kaçmaya çalışmıyorlar.`


Şaşırdım.
Bu hayvanlar istedikleri zaman ipleri koparıp kaçabilirlerdi, ama bunu
yapamayacaklarına inandıkları için, tam oldukları yere yapışık
kalmışlardı.



SORU: Filler gibi, kaçımız daha önce bir kez yapamadığımız için
herhangi bir şeyi yapamayacağımıza inanmaya tutunarak
yaşamda ilerliyoruz ?




Mustafa (drakancem)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4313
17 Nisan 2008 Perşembe 15:55:23
hemen hemen hepimiz

Yasmin (Yasmini)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
247
18 Nisan 2008 Cuma 15:39:18

 

 
İçimizdeki Güç
İnsanoğlu doğada yaratılmış en ustun yaratıktır. Buna karşın çok inişli çıkışlı yasam sürer.
Önemli olan, iniş çıkışları yaşarken uç noktalarda olduğumuzu hissettiğimizde dengeyi koruyabilmek..

Hiç ayağınız takılıp düşmediniz mi? Düşünce ne yaptınız?
Tabi ki kalkıp yolunuza devam ettiniz. Önemli olan tekrar yürümeye başlamak değil mi?
 Ayni yaşamda böyle.
Karanlıkta kaldığımızda, bir yerlerde ışık olduğunu ve sonuçta ona ulaşacağımızı bilmek bize güç vermeli. Ve ışığa ulaşabilmenin yollarını aramalıyız. Hepimizin başından, üstesinden gelemiyecegimizi düşündüğümüz olaylar geçmiştir mutlaka.
Hastalık, ölüm, işini kaybetme gibi.Ya da belki şu anda bu satırları okurken böyle bir ruh hali içinde olabilirsiniz.
Ne yaparsınız, oturup halinize acıyarak ağlarmısınız?
Hayır, bunu yapmayın. Mutlaka herşeyin bir çözümü olduğunu düşünün. Ve bunun üstesinden gelebileceğinize inanın.

Öncelikle bu konuda size kimsenin yardımcı olamıyacağını bilin.
Ve sorunu kendi içinizde çözebileceğinize, bu güce sahip olduğunuza inanın.
Herşeyden önce umudunuzu asla yitirmeyin. Işığı yakalayabilmek sabır ister.
Fakat karanlıktan kurtulduğunuzu hissettiğiniz an herşeye değer.
 Hayat: acaba’lar, keşke’ler, ve eğer’ler le zaman kaybedilmeyecek kadar kısa..
Yaşadığımız her dakikanın değerini bilelim. Işığımızı kaybettiğimizi hissettiğimiz anda ise, asla, asla içimizdeki gücü unutmayalım.
  Sevgiyle,


 

 

Mustafa (drakancem)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4313
18 Nisan 2008 Cuma 15:40:49
kolay gelsin güzel insan

Yasmin (Yasmini)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
247
18 Nisan 2008 Cuma 15:42:11

 

Teşekkürleerr...

biraz zaman buldum, , aman boşa gitmesin..

 

 

Mustafa (drakancem)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4313
18 Nisan 2008 Cuma 15:43:42
bu grubun bitanesisin sen

Yasmin (Yasmini)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
247
18 Nisan 2008 Cuma 15:53:47

Teşekkür ederim..

 

Mustafa (drakancem)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4313
18 Nisan 2008 Cuma 15:56:12
rica ederim

Yasmin (Yasmini)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
247
18 Nisan 2008 Cuma 15:56:25



Üretmek ve Paylaşmak

Duygularımızı üretiyor ve paylaşıyor muyuz?
Düşünce üretiyor ve paylaşıyor muyuz?
Sevinç üretiyor ve paylaşıyor muyuz?
Güven üretiyor ve paylaşıyor muyuz?
Neşe üretiyor ve paylaşıyor muyuz?
Bugünü üretiyor ve paylaşıyor muyuz?
Yarını üretiyor ve paylaşıyor muyuz?
Kendimizi üretiyor ve paylaşıyor muyuz?
Kendimizden başkasını üretiyor ve paylaşıyor muyuz?
Bilgi üretiyor ve paylaşıyor muyuz?
Yeni bir renk üretiyor ve paylaşıyor muyuz?
Yeni bir çizgi üretiyor ve paylaşıyor muyuz?
Yeni bir alan üretiyor ve paylaşıyor muyuz?
Yeni bir hayal üretiyor ve paylaşıyor muyuz?
Dostluk üretiyor ve paylaşıyor muyuz?
Aşk üretiyor ve paylaşıyor muyuz?
Herşeyi yeniden yorumluyor ve paylaşıyor muyuz?
"Üretmek" sözüyle yalnız işi ve parayı mı anlıyorsunuz?
"Paylaşmak" denince aklınıza miras mı geliyor?
Ne verdiğinizden çok ne aldığınız mı önemli oluyor?
Nasıl yaşadığınız ne yaptığınızdan daha mı önemli?
Böyleyse, size öğretilenleri yaşıyorsunuz ve mutsuzsunuz!..


Server Tanilli``nin "Yaratıcı Aklın Sentezi" adlı kitabından...



Mustafa (drakancem)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4313
18 Nisan 2008 Cuma 15:59:01
çok şeker ya beni gülümsettin işte

Yasmin (Yasmini)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
247
18 Nisan 2008 Cuma 16:00:12

 

oleee...

 

 

Mustafa (drakancem)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4313
18 Nisan 2008 Cuma 16:01:58
biraz böyle sevimli paylaşımlar yapalım ne dersin

Mustafa (drakancem)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4313
18 Nisan 2008 Cuma 16:02:44
bu grubun patronu sensin sayende rengarenk

Yasmin (Yasmini)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
247
18 Nisan 2008 Cuma 16:04:33

 

olur tabii ki, hem de harika olur..

artalım, artıralım değil mi?

 

hafta sonu seyahatim var ama pazartesiden itibaren seminer arşivlerimi süzmeye başlarım..

ve keyf alırım..

 

Yasmin (Yasmini)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
247
18 Nisan 2008 Cuma 16:06:00

 

Estağfurulla sevgili Mustafa olurmu öyle şey,

hele o kelime hiç uyuşmaz benimle..

tanırsın zamanla..

 

Mustafa (drakancem)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
4313
18 Nisan 2008 Cuma 16:06:26
ohh ne güzel seyahatler

Yasmin (Yasmini)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
247
28 Nisan 2008 Pazartesi 18:58:48

 

 

DUYGUSAL ZEKA (EQ)

Hayat yüksek zekalı ama başarısız insanlarla doludur. Bu kişiler zekaları yüksek olmasına rağmen, gerektiği yerde gerektiği gibi davranmamış ve hayatta kaybetmişlerdir. Örneğin, zekalarını sadece toplumu yermek için kullanmış veya her şeyi küçümsediklerinden ya da basit gördüklerinden, uğraşmaya değer bulmamışlar, böylece sıradan insanların vardıkları beceri ve başarı düzeyine ulaşamamışlardır. İnsanlarla iyi ilişki kuramamışlar, belirli bir hedefe doğru gidememişlerdir. Tembelliklerini yenememiş veya zekalarını kötü amaçlar ve uğraşlar için kullanmışlardır. Zeka bir güçtür, kullanılmaz ya da iyi bir amaç için kullanılmazsa, hiç bir işe yaramaz ya da sadece yıkıcı olur.

Hayatta başarılı olmak için zeki olmak yetmez, duygusal zekanın da yüksek olması gerekir. Duygusal zeka son yıllarda yeni bir kavram olarak ileri sürülmüş olmakla beraber, eskiden beri bilinen akıllı ve uyumlu davranış özelliklerinden başka bir şey değildir. İnsanlarla iyi iletişim kurmak, ne zaman ne yapacağını bilmek, fırsatları iyi değerlendirmek, belirli olumlu bir amaca doğru ilerleyebilmek, kararlı olmak, gelip geçici esintilerden etkilenmemek gibi nitelik ve becerileri içerir.

Duygusal zekanın belli başlı özellikleri şunlardır:

• Kendini tanıma: Duygusal zekası yüksek olan kişi, duygu ve düşüncelerinin, tercihlerinin, eğilimlerinin, zayıf ve kuvvetli yanlarının farkındadır. Yeteneklerini, eğitimin ona sağladığı donanımı bilir. Bunlara dayanarak kararlar alır, kendine hedefler seçer, yani seçimleri ve amaçları kendiyle ilgili gerçeklerle uyumludur.

• Duygularını kontrol edebilme: Anlık başarılardan, hazlardan uzak durmayı bilir. Sonradan pişman olacağı duygu patlamalarına kapılmaz, gereksiz atılganlıklar yapmaz. Karamsar ya da endişeli duygulara kapılmaz, bunların kendisini yapmayı planladığı işerden uzaklaştırmasına izin vermez. Bunları yatıştırmak ve özümsemek için bir yol bulabilir. Düşüncelerini ve eylemlerini belirli bir hedefe odaklayabilir.

• Kendiliğinden güdülenme: Kendi hedeflerini kendisi belirler, başkalarının zorlaması olmaksızın, bunları gerçekleştirmek için tüm çabasını ve yeteneklerini ortaya koyar, hedefine kilitlenebilir, bundan heyecan ve zevk duyar. Hedeflerin peşinden giderken geçici hazlarını erteleyebilir. Bir sınava girerken ya da bir çalışmayı yürütürken, heyecanını başarıyı artıracak şekilde kullanabilir. Başarısızlığa uğradığında umut ve iyimserliğini korur, yeniden deneyebilir.
• Başkalarının duygularını paylaşma: Diğerlerinin hissettiklerine karşı duyarlıdır. Kendini onların yerine koyabilir. Böylece karşı tarafın duygularını kavrar ve derinliği olan, uyumlu bireysel ilişkiler geliştirebilir.

• Toplumsal etkinlik: Kişiler arası çatışmaları çözmekte başarılıdır. Bir ilişkinin ve grubun nabzını tutar. Dile getirilmemiş paylaşılan duyguları ifade edebilir. Bir grubun organizasyonunda liderlik nitelikleri sergiler ve kişiler bunu doğallıkla kabul eder.

Duygusal zeka kalıtsal özellikler, çocukluk deneyimleri ve öğrenme sonucu oluşur. Bir diğer deyişle, duygusal zekayla ilgili becerilerin çoğu öğrenme ve alıştırmayla geliştirilebilir. İleri yaşlarda davranış kalıplarının değiştirilmesi zor ya da imkansızdır. Mümkün olsa bile, kişi becerilerini kullanacağı alanı ve zamanı yitirmiştir. Buna karşılık çocukluk ve ilk gençlikte kazanılan tepki biçimleri ve beceriler yaşam boyu sürer, bu nedenle duygusal zekanın geliştirilmesi en iyi fırsatın çocuklu dönemi olduğu söylenebilir.

 

Yasmin (Yasmini)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
247
28 Nisan 2008 Pazartesi 19:00:11

 

Olur ve Olmaz
 
Olur ve olmaz arasındaki fark üç harftir. Bu üç harfin hayatınızda ne derecede rol oynadığını hiç düşündünüz mü?
Aslında hemen hemen tüm hayatınız buna bağlıdır. Pozitif veya negatif olmak..
 
Pozitiflik ve negatiflik birbirine 180 derece ile bağlı iki yöndür. Hangi yöne gitmek istersiniz? Pozitiflik elektrikdeki positif kutup gibi yapıcıdır üretkendir. Negatiflik elektrikde yaşanan kisa devre gibi yıkıcıdır. Düşüncelerinizde ve kullandığınız kelimelerde yasadığınız her türlü negatiflik, ruhsal ve fiziksel bedeninizde kısa devreler oluşturarak, ruhsal olarak depresyona sürüklerken fiziksel olarakta hastalıklara neden olur. Cocukluğumuzdan beri negatiflikleri doyasıya sindirip kaydeden yapay zekamız,  bunu en iyi bilip uyguladığımız düşünce tarzı haline getirmişdir.
 
Farkında olmadan, gün içinde ne kadar negatif sözcük kullandığınıza hiç dikkat ettiniz   mi? Olmaz, yapılmaz, çirkin, yanlış, şanssızım, bana çıkmaz, zaten bende sans olsaydı, hep sorunlar beni bulur, hatta  daha da ileriye gideriz ve erkekler, ulan kadın olsaydım, kadınlarda ya erkek olmak varmış bu dünyada diye cinsiyetlerinden yakınırlar... 
 
Ne kadar hiçbirşeyi beğenmeyen, memnuniyetsiz ve sürekli suçlu arayan bir yaşamın içindeyiz. Üstüne üstlük bu yaşamı düşüncelerle kendimize çekenlerde bizleriz.. Artık birazda pozitifliği yaşamaya ne dersiniz?
 
Ben yaparım, hayattaki en şanslı insanım, benim hiç bir sorunum yok, güzellikler hep beni buluyor... Bildiğiniz tüm olumlu kelimeleri sıralayın ve bunları hergün beyninize kaydedin Ektiğiniz bu pozitif tohumların yeşermesi onları beslemenize bağlıdır. Yıllarca aksini denediniz ve ispatlarını yaşıyorsunuz. Şimdi pozitifliği denemenin zamanı artık. Deneyin, yılmadan deneyin ve tüm negatiflikleri atın kayıtlarınızdan. Kendi kendinizi kısa devrelerle neden yok ediyorsunuz?
Sonuçta olan size oluyor.
Ne olursa olsun gülümseyin.
 
"Dünyanın sonu diye üzülmeyi bırakın zira Avusturalya`da yarın oldu bile"

 

Yasmin (Yasmini)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
247
28 Nisan 2008 Pazartesi 19:01:17

 
Da Vinci`nin 7 Prensibi 
1 CURIOSITA

Yaşama doymak bilmeyen bir merak ve öğrenmeyle     bağlı olmaktır.
Hiçbir konu, hiçbir dal ayrımı yapmaksızın, çevremizdekilerin düşünecek ve söyleyeceklerinden çekinmeden, merakımızı kaybetmeden sormak, araştırmak, öğrenmek gereklidir.



2 DIMASTRAZIONE

Bilgiyi deneme yolu ile test etme, sebatkârlık ve hatalardan ders alma arzusu anlamına gelir. Öğrenilen her şey mutlaka denenerek test edilmeli, doğruluğuna ondan sonra karar verilmelidir.



3 SENSAZIONE

Duyguların özellikle hayati deneyimlerin bir aracı olan görüşün devamlı olarak rafine edilmesi anlamına gelir. Müzik dinlemeli, resim çizmeli, müzeler gezmeli, kitap okumalıyız. Değişik yiyecek ve içecekler tatmalı, çevremizdeki her şeye dokunmalıyız.



4 SFUMATO

Belirsizliği, paradoksu ve kararsızlığı kucaklama arzusu anlamına gelir. Gelişen dünyada başarılı olmak için belirsizlikler altında çalışmaya alışmalıyız. Paradoksla karşılaştığımızda sükûnetimizi koruyarak etkili ve sağlıklı bir zihne sahip olabiliriz.



5 ARTE/SCIENZA

Bilim ve sanat, mantık ve hayal arasındaki dengenin geliştirilmesi anlamına gelir. Her insan doğuştan her türlü yeteneğe sahiptir.



6 CORPORALITA

Zarafet her iki eli de aynı şekilde kullanabilmenin fitresi ve dengenin sağlanması anlamına gelir. Başarı için kişinin öncelikle kendisiyle barışık olması gerekir. Bunu sağlayacak bir etken de insanın sağlıklı, zarif ve dengeli bir vücuda sahip olmasıdır. Bunun için kişinin sahip olduğu fiziki yapısını geliştirmesi gerekir. Bunu sağlamak amacıyla kişi; stresten uzak durmalı, zihnini şen tutmalı, dengeli bir beslenme yapmalı, uykusunu düzenli olarak almalı, zarafetine dikkat etmeli ve sağlığını korumalıdır.



7 CONNESIONE

Bütün olanların ve her şeyin ilişkisini anlamak ve değerlendirmek, sistemli düşünme anlamına gelir. Kısaca yaşadığımız her şeyi birbiriyle olan ilişkisini anlamaya çalışmalı, her şeyi bir arada
değerlendirmeliyiz.
 
 

Yasmin (Yasmini)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
247
29 Nisan 2008 Salı 02:55:42

 
BENİM İŞİM DEĞİL Kİ…

Eğer hayatta hiç bir iş sizin işiniz değilse, hayatın işide siz değilsiniz.

Mutlaka okuyun ve harekete geçin.

Öykümüz HERKES, BİRİSİ, HERHANGİ BİRİ ve HİÇ KİMSE adlı dört kişi
hakkında.

Yapılması gereken önemli bir iş vardı ve HERKES, BİRİSİ’nin bu işi
yapacağından emindi.

Gerçi işi HERHANGİ BİRİ de yapabilirdi, ama HİÇ KİMSE yapmadı.
 BİRİSİ buna çok kızdı, çünkü iş HERKES’in işiydi.
HERKES, HERHANGİ BİRİ’nin bu işi yapabileceğini düşünüyordu ama
 HİÇ KİMSE, HERKES’in yapamayacağının farkında değildi.
Sonunda HERHANGİ BİRİ’nin yapabileceği bir işi HİÇ KİMSE yapmadığı için


HERKES, BİRİSİ’ni suçladı.

Sayfa:1 - 2 - 3 - 4 - 5İlk sayfa « Geri · İleri » Son sayfa