|
Gönderen | Mesaj |
|
24 Eylül 2005 Cumartesi
11:55:03
|
|
|
Hoş bir bayan, uzunca bir yolculuktan sonra oteldeki odasına çekilmiş, yatmaya hazırlanırken, birden komodinin uzerinde duran kurbağayı görünce irkilmiş, korkmuş, derhal resepsiyonu arayarak:
"Odamda bir kurbağa var hemen gelin" demiş. Görevli:
"Efendim o kurbağa özeldir ve bayanları mutlu etmek için odaya konmuştur, denemek isterseniz, bacaklarınızın arasına koyun!" diye cevap vermiş.
Kadın şaşırmış, ama merak ta etmeye baslamış, denemeye karar vermiş,
Kurbağayı bacaklarının arasına koymuş... Kurbağada hiç hareket yok...
Tekrar resepsiyonu aramış:
"Bu kurbağa anlattığınız şeyi yapmıyor!"
"Hemen geliyorum" demiş adam, içeri girdiğinde bayan yatağın üzerine uzanmış halde merakla beklemekte.. Adam kızgın bir sesle kurbağaya seslenmiş:
"Bak son kez nasıl yapılacağını gösteriyorum ona göre......."
|
|
|
24 Eylül 2005 Cumartesi
22:27:14
|
|
|
Yeni evli çift sabah uyanırlar, yatakta muhabbet başlar. Kadın kocasına sorar :- Ya senin ayakların neden bu kadar büyük? - Çocukluğumda çok yalın ayak gezdimde ondan. Peki ya, kafan neden bu kadar iri? - Çocukluğumda hiç şapka giymezdimde, ondan. Kadın bir süre düşündükten sonra : - Vah Vah, ne olurdu çocukluğunda birazda külotsuz gezseydin!..
|
|
|
24 Eylül 2005 Cumartesi
22:30:59
|
|
|
Temel'in yıllardır kullandığı kol saati durmuş. Birkaç gün saatsiz idare eden Temel, sonunda dayanamamış ve saatin içini açmış. Saatin içinden ölü bir karınca çıkmış. Temel şöyle bir bakmış ve konuşmuş: -"Pen zaten tahmin etmuştum makinistin öldiğuni..."
|
|
|
24 Eylül 2005 Cumartesi
22:32:48
|
|
|
Temel Fadimeye boşanma davası açmış ve hakime, sayun hacum bey, karım üç yildur evde ne bulursa üstüme fırlatiyu. Ne olur bizu bosat! Hakim sormuş, peki evladım niye bunun için üç yıl bekledin? Temel:- yenu yenu isabet etturmeye basladuda!
|
|
|
Çağdaş (cagdastimer)
1235
|
|
25 Eylül 2005 Pazar
03:07:40
|
|
|
Adı-soyadı: Gaye Akmerkez
Cinsiyeti: (Cosmo) kadın(ı)
Meşgalesi: ekonomiye dolaylı katkı(talep genişlemesi)
Kimliği: trend insanı
Vücud ölçüleri-fiziği: gayet güzel-olmasa bile unutmayın: çirkin kadın yoktur, bakımsız kadın vardır- Boyu-posu yerinde, kendisi ortalama Türk kadınına bir zürafanın ineğe benzediği kadar benzemeye özen gösteriyor. Doğanın kendine getirdiği sınırlamaları popo kaldıran çoraplarla, meme büyüten-küçülten-orta boy yapan- dikleştiren sütyenlerle, liposankşın, muhtelif krem-jel-enjeksiyon-ekstraksiyon ve benzeri atraksiyonlarla biir biir aşıyor.
Zevkleri: her tür kumaş pantolon, her tür "kendisi taşıdıklarından pahalı olmak zorunda olan" çanta, okul-aile birliğinde annelere ortazekalı çocuğuna aldırdığı derslerle hava atma, temizlikçi kadına direktif verme, herkesten belirgince tiksinme, acayip, yavaşlatılmış ve yuvarlanmış Türkçe'siyle mır mır konuşma ve bu akıllara ziyan diliyle herkesin sabır sınırlarını zorlama
Yapageldikleri: dünya peroksid tüketiminde patlama, "sıradışı mekanlar"a sek sek sekerek koşma, ayaklarında tekerlek varmışçasına yürüme, dergilerden öğrendiği zırvaları biir biir uygulama, zaten içi-dışı bir bi insan olan kuaförle içli dışlı olma, saat 1300-1700 arası kafede kendi cinsi hemcinsleriyle buluşup etrafı süzme, incir çekirdeğini ısrarla dolduramama, çook çook uzaklarda bir noktaya-50 metre falan- gözlerini dikme,aksesuar bazında ele aldığı çocuğunun insan içinde yaptığı inanılmaz şımarıklıklara ve debilliklere kayıtsız kalma, ağzını ayırarak sürdüğü arabasını şehir içinde kuralları ihlal ederek vurma, arabadan cep telefonuyla fırlayarak aniden terbiyesizleşme ve sağa sola umarsızca küfrederek karizmayı dağıtma
Sevdiği içecek: cafe-creme, DİYET KOLA, meyve aromalı maden suyu
Sevdiği yiyecek: minik domatesler, dergilerin yemek tariflerinde yer alan ne idüğünü hiç bilmediğimiz, bilemeyeceğimiz malzemeler, her tür krep-gidilen mekanda ıspanak dolapta bir haftadır beklemektedir ama hiç çaktırılmaz, büyük bir özenle sunulur, Gaye ve arkadaşlarınca afiyetle miğdeye indirilir, hemen ardından 53 kişiye cep telefonuyla tavsiye edilir-
Sevdiği müzik: kendi müzik değerlendirme kapasitesinin sınırlarını zorlamaz, sağduyuludur. Ööyle, anadili İngilizce olan radyoların drive-time kuşaklarına, Celine Dion'a falan takılır.
Sevdiği program: fonda saksafon nağmeleri arka planda "sıradışı mekan" demirbaşları varsa, sunucusu da kafi derecede trend şahbazı bir insan ise değmeyin Gaye'nin keyfine...Artık off-road mu, rafting mi, kokteyl mi açılış mı yoksa defile mi onun için farketmez; beyni tam kapasite bütün trendleri kaydeder ve ertesi gün anında "anı yaşar"...
|
|
|
25 Eylül 2005 Pazar
11:45:22
|
|
|
Delileri uçağa bindirmişler, bir şehirden ötekine naklediliyorlardı.
Ama o kadar çok gürültü yapıyorlardı ki, sonunda pilot dayanamadı,
uçağı ikinci pilota teslim ederek içeride ne olup bittiğini görmek istedi.
Deliler uçakta hep bir ağızdan bağırıp çağırıyorlardı.Baktı, en başta, bir deli,
ötekilere uymamış, akıllı, uslu oturuyordu.
-Sen neden bağırmıyorsun? diye soracak oldu.
Adam :
-Ben bunların öğretmeniyim, diye cevap verdi.Onlarda benim öğrencilerim.
Şimdi teneffüsteler de onun için ses çıkartmıyorum.
Pilot, çaresiz yerine döndü. Bir süre geçti.Bir an geldi ki sesler büsbütün kesiliverdi.
Pilot:
-Aman çok güzel! diye sevindi.Herhalde kendinin öğretmen olduğunu sanan deli,
ötekileri derse almış olsa gerek, diye düşündü.
Ama dakikalar geçiyor, arkadan hiç bir ses seda çıkmıyordu.
Pilot biraz daha bekledikten sonra merak etti.Gidip bakmak istedi.
Bir de ne görsün! Uçağın kapısı açık ve içeride öğretmenden
başka kimsecikler yok değil mi!
Dehşetle sordu :
-Öğrencilerin nerede?, diye...
-Dersler bitti.Hepsini evlerine gönderdim!
|
|
|
25 Eylül 2005 Pazar
11:47:58
|
|
|
Bizim Temel'e sormuşlar;
"-Yılın onbir ayını denizde,Fadime'den ayrı geçiriyorsun.Sadece bir ay evdesin...Nasıl dayanıyorsun buna,zor olmuyor mu?..
"-Yoo...Pek zor olmuyor...Dişini sıkınca bir ay hemen geçiveriyor...
|
|
|
25 Eylül 2005 Pazar
23:39:57
|
|
|
Garip ama gerçek
Yer: Kayseri
Siz hıç karanlıkta iyi göremediğiniz için yakıt deposunun, tam dolup dolmadığını çakmak yakarak kontrol etme cesaretini kendinizde buldunuzmu!
Kayseri şehirlerarası otobüş terminalinde 38 AŞ 991 plakalı yolcu otobüsüne mazot alan muavin Z. T. deponun tam dolup dolmadığından emin olmak için çakmak çakarak kontrol etmek ister.
Sonuç: Buharlaşan mazotun parlaması ve muavinin yanık tedavisi için hastahaneye kaldırılması...
Yer: Diyarbakır
Lunaparkta gece bekçisi iki kafadar (zincirlerin ucuna bağlanmış salıncaklardan oluşan) uçan sandalyelere biner ve mekanizmayı çalıştırırlar. Ancak sandelyelerin merkezkaç kuvveti ile dönerek açılmasından dolayı durdurmak içi şaltere ulaşamazlar ve sabaha kadar kimseye seslerini duyuramazlar.
Sonuç: Bu bekçilerden biri hayatını kaybetmiş, diğeri işe gördügü uzun tedavilere rağmen eski sağlığına kavuşamamıştır...
Yer: Karabük
Siz demir çelik haddehanesinde çalışan bir işçinin, sigarasını yakmak için 600 tonluk preslerin arasından emekleyerek geçtiğini ve 2.450 santigrad derecedeki fırına ulaşmaya çalışırken son sigarasını yaktığını duydunuzmu?..
Yer: Giresun
Siz hıç birisinin, dış ağrısından kurtulmak için çenesine kurşun sıktığını ve beynini dağıttığını duydunuz mu?..
Yer: İstanbul, Sultanbeyli
Yuttuğu sineği öldürmek için ağzına Shelltox sıkip, zehirlenerek kendisi de ölen zamane uyanığını...
Yer: Erzurum
Birçok ülkede insanlar berbere gidip traş olurlar, ama hiçbir berber, masaj amacıyla müşterisinin kafasını sağa sola çevirirken boynunu kırmaz...
Yer: Bozcaada
Bankamatikten para çekerken başka bir ülkede elektrik çaprmasından ölmezsiniz. Türkiye'de ölürsünüz...
Yer: Adapazarı
Siz hiç arabası ile yolda giderken radyoda duyduğu göbek havasıyla coşup, göbek atmak için aracını kenara
çeken ve otoyolda göbek atarken arkadan gelen aracın altında kalıp ölen duydunuz mu? Söz konusu olay TEM
otoyolu Sapanca mevkiinde cereyan etmiştir...
Yer: Konya
Aynı işyerinde, biri gündüz biri gece vardıyasında çalışan ve ikisi de işine motasiklet ile giden baba-oğulun, yolda karşılaşmaları normaldir, ama birbirlerine selam vermek içın ellerini sallarken, kaza yapıp ölmesi sadece bizde vaka-i adıyedendir...
Yer: Kocaeli, Dilovası
Hangi ülkede bir gemi mühendisı, kontrol etmek için gemi kazanına girdiğinde, biri başkası gelip kazan kapısını kapatır ve kazanı ateşleyip...
Güven iyidir ama kontrol daha iyidir (ALMAN ATASÖZÜ)
Güven iyidir ama kontrol gerekmez (TÜRK MANTALİTESİ)
Yer: Rize
Hangi ülkede; elektrik direğine yaşlanıp, ayakkabısına giren taşı çıkarmak için ayakkabısını silkeleyen birisi, yoldan geçen bir başkası tarafından (cereyana kapıldığı zannedilerek, kurtarmak amacıyla temas etmeden) kürekle vurularak kurtarılmaya çalışılır?..
Yer: Trabzon
Siz hiç başka bir ülkede, bir insanın, tuttuğu futbol takımının maçı, ya da siyasi partinin şeçimi kazanıp kazanmayacağı hakkında bir "uzvu" üzerine iddiaya girdiğini, "eğer kazanamazsak, ben de bunu keserim"
dediğini, iddiayı kaybedince Beşmele ile abdest alıp, iki rekat namaz kıldıktan sonra "onu" kestiği ve kan kaybından öldügünü duydunuzmu?..
Yer: Afyon
Siz hıç kahvehanede Okey oynanırken, İnsanların ve okey masasının üzerine inek düstügünü, duydunuz mu?
Toprak damlardan oluşan tipik anadolu mimarisi, sineklenen ve paniğe kapılarak nereye bastığını bilemeyen Sarıkız'ın ağırlığına dayanamamıştır..
|
|
|
26 Eylül 2005 Pazartesi
15:01:32
|
|
|
Az Gelişmiş Ülkenin Çok Gelişmiş Hıyarı
Her gördüğü güzele, gel motele gidek, der
Gel hele yemek yiyek, aşna fişna edek, der
Evde karin var, desen, o evdeki yedek, der
Ne nasihat kar eder, ne düzeltir uyari
Az gelişmiş ülkenin çok gelişmiş hiyari
Viskiye meze yapar acili lahmacunu
Elbisesiyle yatar, çikarmaz pabucunu
Lavman diye kullanir nargile marpucunu
Kabuğuyla isirir, çigneyip yutar nari
Az gelismis ülkenin cok gelismis hiyari
Evdekini bosadi, cirkin diye, kart diye
Dort tane kari aldi orfumuzde sart diye
Armudun iyisini hep isirir hart diye
Leylegi bulbul bilir, oyle orman kibari
Az gelismis ulkenin cok gelismis hiyari
Kicta cifte Baretta, elde cep telefonu
Kulaklik agza gelir, ters tutar mikrofonu
Sutlac yemez ekmeden uzerine kimyonu
Geceleri arsinlar bes kulup sekiz bari
Az gelismis ulkenin cok gelismis hiyari
Makarena yapisi entellige jestidir
Hem Sopen hayranidir, hem Mahsun'un mestidir
Zort diye burun silmek kibarliga restidir
Insanlik iflas etmis, dibine ekmis dari
Az gelismis ulkenin cok gelismis hiyari
Aftosuna giydirir bikini de tanga da
Evde agir rollerde kaldirmaz palanga da
Boylesi yetismedi Cukurbostan - Langa'da
Sandalye der oturur gorse bilgisayari
Az gelismis ulkenin cok gelismis hiyari
Anlatmaya calistim zontanin elitini
Piyasanin kurdunu, sosyetenin itini
Dune kadar kelinden ayiklarken bitini
Bugun yesil yesildir istifte milyarlari
Az gelismis ulkenin cok gelismis hiyari
.
|
|
|
26 Eylül 2005 Pazartesi
18:26:29
|
|
|
Adam köyde bir kızla evlenmiş. Aradan 2 ay geçmiş adamın almanyaya
işçi olarak gitmek için başvurusu kabul edilmiş. Bavulunu toplayıp
çiçeği burnunda karısıyla vedalaşıp düşmüş Almanya yollarına. 7-8 ay
sonra bir telgraf gelmiş bizim adama:
- Karın öldü stop.. Hemen gel stop.. Cenazeye yetiş stop..
Adam telgrafı alır almaz uçağa atlamış ve memleketine gitmiş. Eve
geldiğinde bi bakmışki karısı yerde üstü örtülü herkes ağlıyo. Hemen
eğilmiş örtüyü açmış:
- Ah ben senin o gül yanaklarına doyamadım. demiş yanaklarını öpmüş
karısının.
- Ah ben senin kiraz dudaklarına doyamadım. demiş dudaklarına
yumulmuş.
- Ah ben senin memelerine doyamadım. demiş memelerine yumulmuş. Böyle
böyle derken herkesin içinde karısını halletmiş. Ama işte ozaman olan
olmuş ve kadın dirilmiş. Herkes korku ve şaşkınlık içinde kalakalmış.
Neyse herkes kenjdine gelmiş adamla kadın evlerinde başbaşa kalmışlar.
Üzüntü sevinç korku şaşkınlık hepsi bir arada.
Adam birkaç hafta sonra almanyaya geri dönmüş. Aradan 3-4 ay geçmeden
bir telgraf daha gelmiş.
- Karın öldü stop.. Gelmene gerek yok stop.. Biz bütün köy bir aydır
uğraşıyoruz stop.. Dirilmedi stop.
|
|
|
6 Haziran 2006 Salı
23:47:24
|
|
|
ABD'de fikir ozgurlugu
George Bush bir ilkokula ziyarete gider.
Sinifin birinde yaptigi konusmadan sonra cocuklara soru sorabilmeleri icin imkan tanir.
Parmak kaldiran Bob der ki "Sayin baskan 3 sorum var "
1 Nicin Amerika BM'nin onayi olmadan Irak'a girdi?
2 Siz rakibiniz Kerry'den daha az oy aldiginiz halde nasil oldu da baskan secildiniz?
3 Afganistan'a asker gonderdiniz Usame bin Ladin'e ne oldu?
Kucuk Bob'un sordugu sorular biter bitmez teneffus zili calar, Bush "teneffusten sonra devam ederiz" der hep birlikte teneffuse cikilir. Sinifa geri donuldukten sonra Bush "Nerde kalmistik? Evet..sorular kisminda kalmistik.. devam edelim" der.
Siniftaki baska bir ogrenci parmak kaldirir.
Bush sorar: "Adin ne bakalim ufaklik?" "Steve"
"Senin sorun ne bakalim Steve?"
"Benim 5 sorum var sayin baskan:
1 Nicin Amerika, BM'nin onayi olmadan Irak'a girdi?
2 Siz rakibiniz Kerry'den daha az oy aldiginiz halde nasil oldu da baskan secildiniz?
3 Afganistan'a asker gonderdiniz Usame bin Ladin'e ne oldu?
4 Teneffus zili nicin 20 dakika erken caldi?
5 Bob nereye kayboldu?"
|
|
|
24 Haziran 2006 Cumartesi
12:43:25
|
|
|
Adamin biri cok lüks bir restorana girmiş.... yemegini ismarlamiş gelmesini beklerken bi bakmiş yan masada sarişin, iri goguslu uzun bacakli bi fistik......
Bir sure agzi 5 kariş acik vaziyette baktiktan sonra dayanamamiş garsonu cagirmiş:
"Yan masadaki şu nefis yaratigi goruyo musun..... ona en pahali şarabinizdan ismarlamak istiyorum"
Boylece garson restorandaki en pahali şaraptan 1 şişeyi bizim fistiga goturmuş.... kadin bi şişeye bakmiş bi adama bakmiş ve cantasindan bi kagit cikarip bişiler yazmiş, adama goturmesi icin garsona vermiş....
Garson kagidi adama vermiş adam bi bakmiş ki şoyle yaziyor:
"Bayim, eger garajinizda son model bir BMW, banka hesabinizda 10 milyon ve bacaklarinizin arasinda da 20 cm.lik bişeyiniz varsa gonderdiginiz şişeyi zevkle kabul ederim....."
Adam bunlari okuduktan sonra bi an durmuş, o da bi kagit cikarip bişiler karalamiş ve garsona vermiş "bayana gotur bunu" demiş...... garson notu goturmuş sarişin afet kagidi acmiş ve aynen şoyle yaziyor:
"Sadece bilmeni istedim benim garajimda bir Ferrari Testarosa, bir BMW 850iL ve bir de Mercedes 560SEL var, banka hesabimda ise tam 30 milyon dolar......... ama senin gibi muhteşem bi kadin icin bile 3 cm. kestirmeye hic niyetim yok onun icin ŞİŞEYİ GERİ GÖNDER...."
|
|
|
24 Haziran 2006 Cumartesi
12:43:48
|
|
|
Evliliklerinin ilk gecesinde yeni gelin nefis bir gecelikle odaya girer.
Damat pek mutludur: "guzelim, artik evli oldugumuza gore geceligi cikarabilirsin."
Gelin soz dinler. "Aman Allahim, bir resmini cekmek istiyorum." Kiz sasirir;
- Neden resim cekmek istiyorsun ?
- Seni bu guzel halinle daima yanimda tasimak istiyorum da ondan sevgilim.
Neyse.. damat, gelinin resmini ceker. Bir sure sonra banyoya girer ve uzerinde bir sortla cikar.
Gelin de ayni oyunu yapar.
-Evli oldugumuza gore sortu cikarabilirsin...der.
Ve az sonra.
"inanmiyorummmm... dur bir resmini cekecegim."
Damat tedirgin, "Canim resmi ne yapacaksin?"
- Büyüttürecegim!!...
|
|
|
29 Haziran 2006 Perşembe
10:40:12
|
|
|
Üstad ellerine sağlık... )
uzun süredir yokum,idare ettiğin(niz) için teşekkür ederim )) tabii diğer arkadaşlarada.
|
|
|
24 Temmuz 2006 Pazartesi
20:39:50
|
|
|
Gelin'e Ders;
Ailenin yeni gelini hiç iş yapmazmış.
Bir gün yemekten sonra gelinin kayınvalidesi ve kayınbabası evi süpürmek üzere süpürgeyi alırlar. Maksat gelini uyandırmaktır...
Kayınpeder ile kayınvalide başlar tartışmaya;
- O, "Ben süpüreceğim." Diğeri; "Ben süpüreceğim." diye...
Nihayet gelin beklenen müdahaleyi yapar:
- Aaaa!!! Ne ayıp şey!.. Bir gün biriniz, bir gün biriniz süpürün!... Ne var bunda kavga edecek...
|
|
|
24 Temmuz 2006 Pazartesi
20:40:10
|
|
|
Allahım...karımı her türlü tehlikeden koru gerekirse ben tehlikeye atılayım...
onu hiç yorma gerekirse ben yorulayım... o çalışmasın ben çalışayım...
o hasta olmasın ben hasta olayım...
Allahım o aldatmasın ben aldatayım...
benim güzel karım dul kalmasın ben dul kalayım..
amin...
elhamdürüsü ile kızlar sürüsü ile sabah birisi ile akşam birisi ile
|
|
|
2 Eylül 2006 Cumartesi
09:23:51
|
|
|
Önce haberi sonra da yorumlari okuyun.....
14 Ağustos 2006 Pazartesi 14:55
Batman'ın bir Mezrası'nda bir evin bahçesine 30 kg ağırlığında buz düştüğü iddia edildi.
Gökten 30 kg buz düştü
Batman'ın Sason İlçesi'ne bağlı Dörtbölük Köyü Bozdoğan Mezrası'nda bir evin bahçesine 30 kilogram ağırlığında buz düştüğü iddia edildi.
Önceki akşam saat 21.00 sıralarında Bozdağan Mezrası sakinleri, büyük bir sesle irkildi. Mezralarına roket veya uçak düştüğünü zanneden köylüler, sesin geldiği noktaya gidince, 30 kilo ağırlığında bir buz kütlesiyle karşılaştı.
Bir süre buza dokunmaya korkan köylüler, daha sonra "Buz Allah'tan geldi, şifalıdır" diyerek buzu yediklerini söyledi. Buzun tadının çok değişik olduğunu ve içinde ot parçalarının bulunduğunu belirten köylüler, 4-5 saat içinde eridiğini ifade etti. Buz parçasının yere düşmeden önce büyük bir ses duyulduğunu söyleyen mezra sakinlerinden Celal Kartal, "Evimin önünde oturuyordum. Havadayken uçak sesine benzer bir ses geldi. Uçak düştü sandım. Düşünce top sesine benzer bir patlama sesi işittik. Önce her an patlayabilir diye kimse yanına yaklaşmadı. Daha sonra 30 kilogram ağırlığında buz parçası olduğunu fark ettik" dedi.
Buz parçası evinin önüne düşen Mehmet Algan ise, "Evimin önünde Kazım Algan ve annem Ayşete ile beraber oturuyordum. 3 metre önümüzde büyük bir patlama sesi geldi. Ben roket zannettim ve hemen bütün elektrikleri yaktım. Sonra yanına yaklaştık ve baktık ki buz parçası. Yere düşünce üstteki ağacın dallarını kırdı. Düştüğü yerde de odun vardı. Onları da kırdı ve büyük bir çukur açtı. Yaklaşık 30-40 kilo civarı vardı. Bu ara bütün köylüler geldi. Evimize uçak düştü zannettiler. Sonra buz parçalarını toplayıp yediler" diye konuştu.
Buz parçalarını şifalı zannettikleri için yediklerini ifade eden Hikmet Algan, buzun yaklaşık 2 kilosunu kendisinin aldığını ve eriterek suyunu içtiğini söyledi. Buz kütlesinin herhangi bir evin üstüne düşmesi halinde büyük bir tehlikeye neden olabileceğine dikkat çeken köy sakinlerinden Metin Ağım, "Bu buz kütlesi, evin 3 metre yakınına düştü. Evin üzerine düşseydi, büyük ihtimalle ölümlere sebep olacaktı. Nerden geldiğini bilmiyoruz. Sadece köylüler, bu kütlenin gece gökyüzünden geldiğini gördü. Başka bir gezegenden mi geldi, herhangi bir uçaktan mı düştü, bulutlardan mı oluştu? Bilmiyoruz. Yetkililerin bu konuyu araştırmalarını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=37543
YORUMLAR
levent bora 14 Ağustos 2006 Pazartesi 15:17
Neyini araştırsınlar yemişsiniz bile ))
Uçaktan attılar kesin , ne olduğu hakkında tahminlerimde var )
merakli adam 14 Ağustos 2006 Pazartesi 15:29
ucaktan atılmış tuvalet suyudur
ucaklar seyahat esnasında tuvaletlerin kullanma suyu deposu dolduğunda bunu dışarıya tahliye ederler. o yükseklikte hava sıcaklığı -50 -60derece olduğu için bu kullanılmış su kütlesi hemen donar. Bizim köylülerde bunu şifalıdır diye yeyip içmişler. ne diyeyim afiyet olsun
Elalemin sidiğinide içmişler ya nutkum tutuldu.
ismail yigit 14 Ağustos 2006 Pazartesi 15:53
Cehalet
Bu muhtemelen ticari bir ucaktan atilan donmus diski. Ve sifali diye yediklerini soyluyor adam. Allah insani cehaletten korusun.
Bilal Yalçın Şahin 14 Ağustos 2006 Pazartesi 15:59
Levent Bora
benim de tahminim var ama, sonra yine askerin üstüne kalır diye söylemiyorum.
osman deniz altunkaya 14 Ağustos 2006 Pazartesi 16:02
çok saflar
bazı uçaklar pahalıya mal oluyor diyo tuvalette biriken idrarları havada bırakıyorlar ve onlarda havada donuğp yere düşüyor afiyet olsun köylülere
Tolga AYKURT 14 Ağustos 2006 Pazartesi 16:38
Parti varmış...
Bence uzaylılar dünya atmosferinde parti veriyorlardı.İçeceklerine koymak için yanlarına buz almışlardı ama partinin ilerleyen zamanlarında hepsi kafayı buldukları için buzu sarhoş uzaylının biri gemiden düşürüverdi.Eeee uzaylının buzu ağır olur tabii.Hem şifalıdır da...
ARZU KATMER 14 Ağustos 2006 Pazartesi 17:30
COK GULDUM BU HABERE
Sayın Osman Denız Altunkaya ya kesınlıkle katılıyorum...Gecmıs olsun koylulelere...Cok guldum bu habere...
Erdal Kara 15 Ağustos 2006 Salı 02:47
Baba naaptınız siz yaaa...
Resmen pohu yemişsiniz... Şifalı diye kim söyledi size be allahın akıl fukaraları... Demek gökten size vibratör falan düşşe onu da şifalı diyerekten arkanıza mı.. tööbe tööbe... Fantazi kurdurtmayın insana gece gece...
bekir inan 16 Ağustos 2006 Çarşamba 10:08
gökten düşen
Sason köylüleri cahillikleri ile tarihe geçecekler uçakların tuvalet kapakları havada iken açılır pislik düşerken hava soğukluğu nedeniyle buza dönüşür.Köylüler bunu yediklerini söylüyor inşallah yememişlerdir.Gökten düşen herşey yenmez denizmi bu her çıkan yensin.
|
|
|
5 Eylül 2006 Salı
08:37:43
|
|
|
EVLENME TEKLİFİ
Bir gece.. Genç kız evine biraz üzgün dönmüştü...
Annesine;
"Bir saat önce Kemal evlenme teklif etti" dedi...
Annesi;
"Peki, neden böyle üzgün duruyorsun o zaman?" diye sordu...
"Adamın ateist olduğunu itiraf etti. Anne.. Cehennemin varlığını bile
inkar ediyor"...
Annesi cevap verdi...
"Sen yine de evlen kızım... İkimizin arasında kalsın... Nasıl olsa kısa
zamanda yanıldığını ispatlarız biz ona".
(Vay adamın haline.)
|
|
|
5 Eylül 2006 Salı
08:38:20
|
|
|
Bir gün Tanrı Âdem'e gelir ve "Sana bir iyi bir de kötü haberim var" der.
- Âdem "O zaman önce iyi haberleri ver" der.
- Tanrı açıklamaya başlar, "Sana iki yeni organ vereceğim.
Birinin adı Beyin. Yeni şeyler yaratmanı, problemleri çözmeni,
Havva ile zeki ve zevkli sohbetler etmeni sağlayacak" der.
Vereceğim ikinci organın adı ise henüz belli değil.
Bu sana inanılmaz zevk verecek, üremeni sağlayarak dünyanın nüfusunu arttırmaya yarayacak,
Havva'yı çok memnun edebileceksin, sana daha da âşık olacak" der.
- Âdem çok heyecanlanır, "Bunlar harika hediyeler.
Böyle güzel iki haberden sonra hangi haber kötü gelebilir ki?" diye sorar.
-Tanrı Adem'e üzüntü içinde bakar ve "Bu iki organı asla aynı anda kullanamayacaksın!" der.
|
|
|
22 Eylül 2006 Cuma
23:20:33
|
|
|
Karadenizliler, bir konferans duzenlerler.
Bu konferansa konusmaci olarak unlu bir Amerikali bilim adami da davet edilir.
Amerikali konuk, bir hafta erken gelir, hem tatil yapar hem de Turkleri yakindan tanima firsati bulur, halkla kaynasir, kendini sevdirir.
Karadenizliler ile Amerikali bilim adami hemen her konuda anlasirlar, uyum içinde konferans biter.
Ayrilik gunu gelir, Karadenizlileri alir bir dusunce. Biz bu degerli bilim adamina nasil tesekkur edelim?
Aralarinda toplanirlar, baskan konunun önemini vurgulamak için der ki:
"Biz bu Turk dostu, degerli bilim adamina nasil bir hediye alalim ki bizi unutmasin? Hem kullanisli birsey olsun, hem her eline aldiginda bizi hatirlasin?"
Salonda kisa bir sessizlik olur, arka siralardan Temel elini kaldirir:
"Sunnet ettirelim..!"
|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|
|