|
Gönderen | Mesaj |
|
13 Eylül 2005 Salı
22:21:59
|
|
|
Adam barda gördüğü güzel bir bayanla konuşmanın yollarını arıyordu. Sonunda cesaretini toplayarak kıza yaklaşır ve
- Afedersiniz hanımefendi biraz konuşabilir miyiz acaba? diye sorar.
Kız birden haykırır.
- Terbiyesiz ! Ben senin bildiğin kızlardan değilim !
Adam utancından yerin dibine girmiş, kıpkırmızı bir suratla yerine oturmuştur. Herkes ona bakmaktadır ve bu onu daha da rahatsız etmektedir. Bir süre sonra kız ona yaklaşır ve gülümseyerek..
- Az önceki olay için özür dilerim. Ben psikoloji öğrencisiyim ve utandırıcı durumlarda insanların nasıl davrandıklarını inceliyorum.
Bu açıklama adamın canını daha fazla sıkar ve avaz avaz bağırarak cevap verir.
- Ne ? Gecesi 200 dolar mı ? Deli misin sen ?
|
|
|
13 Eylül 2005 Salı
22:23:18
|
|
|
Deli duvara oturmuş.Elindeki oltanın ucu sokağa sarkmış....
Yoldan geçen soruyor;
- Orada balık mı tutuyorsun sen?
- Hayır alık tutuyorum.
- Tutabildin mi bari ?
- çook ... Seninle 23 oldu !
|
|
|
13 Eylül 2005 Salı
22:46:04
|
|
|
Temel iş icabı kasabaya inmiş..
Dönerken karısı Fadime'ye hediye olarak bir ayna
almış..
Eve geldiğinde daha önceden hic ayna görmeyen
Fadime'ye aynayı vermiş.
Fadime aynaya bakınca ağlaya ağlaya annesinin yanına
koşmuş;
"-Ana ana bak Temel'in yaptığına..Bunca yıldan sonra
üzerime kuma getirmiş..
Annesi aynaya bakmis;
"-Tüü gözün kör olmasin damat..Bu karı hem yaşlı hem
de çirkin..."
|
|
|
13 Eylül 2005 Salı
23:01:05
|
|
|
Churchill bir tımarhaneyi geziyordu.Rastladığı bir deli sordu;
"-Adın ne ahbap?..
"-Winston Churchill..
"-Vah vaah benim hastalığımda böyle başlamıştı..
|
|
|
13 Eylül 2005 Salı
23:02:36
|
|
|
-Yahu Dursun,bizim Fadime'nin çok kötü bir huyu var.Gece dörde kadar uyumuyor...
-Peki o saate kadar ne yapıyor?..
-Benim eve gelmemi bekliyor...
|
|
|
14 Eylül 2005 Çarşamba
09:40:25
|
|
|
En garip seks kazaları
Omuru kilitlendi
İngiltere'de, ikisi de evli olan bir çift, yersizlikten mi, densizlikten mi, kesin bilinmiyor, kaçamak yapmak için en uygun mekan olarak otomobili seçti. Ancak araba hayli küçük ve dardı. Mekandaki bu sorunlar, beklenmedik bir kazaya neden oldu. Adamın omurunda birdenbire bir kilitlenme meydana geldi. Hiç hareket edemeyen adam, koltukta kaskatı kaldı. Hareket ettiğinde çok büyük acı çekiyordu. Böylesine ‘‘uygunsuz'' durumdaki çifti, olay yerine gelen itfaiye ekipleri, aracın kaportasını keserek kurtarabildi. Adam hastaneye kaldırılırken eşini aldatan kadın, olaydan sonra ‘‘Arabasının başına gelenleri kocama nasıl açıklayacağım'' diye dövündü.
Batman zor durumda
50 yaşındaki bir İtalyan, 26'lık sevgilisini ‘‘Batman'' kılığına girerek etkilemek istedi. Kart çapkın, genç sevgilisini ellerinden karyolanın parmaklıklarına kelepçeledi ve gözlerini bağladı. Batman kılığında gardırobun üstüne çıkıp, oradan sevgilisinin üzerine atlamayı tasarlıyordu. Hayali hayli geniş aşığın planları tutmadı. Dolabın üzerinden yere çakıldı ve bayıldı. El ve gözleri bağlı genç sevgili, saatlerce ‘‘imdat'' diye bağırdı. Sonunda eve gelen polis ve itfaiye ekipleri, ‘‘ne olduğunu anlamak'' için çok çaba sarfetti.
Arabada aşk çok zor
Genç bir çift, otomobil içinde aşk yapmak için Roma'nın karanlık parklarından birini seçti. Sevişmenin en ateşli anında adamın bacağı, vitese çarptı. Çift, kendinen geçmişçesine sevişirken araç yavaş yavaş hareket etmeye başladı ve gitgide hızını artırarak yokuşun aşağısında tıkabasa dolu bir fast food dükkanından içeri girdi.
Kemik kıran aşıklar
Birlikte olmak için artık sabrı kalmayan bir İngiliz çift, düğün gecesini beklemek istemedi. Bekarlığa veda gecesinin hemen bitiminde ihtirasla birbirlerine saldıran çift, işi öylesine ileri götürdüler ki, 29 yaşındaki kadının sevişme sırasında kasık bölgesindeki kemikleri kırıldı. Genç kadın, ertesi günkü nikah törenine ancak tekerlekli sandalye ile katılabildi
|
|
|
14 Eylül 2005 Çarşamba
11:55:53
|
|
|
Adam trende yolculuk ederken karşısına genç ve güzel bir kadın oturur. Kadın bacak bacak üstüne atar. Adamın içi gider biraz muhabbetten sonra kadın;
- ''sütyenimi görmek istermisin'' der.
Adam hemen;
- ''tabiki'' der.
Kadın;
- ''100 dolar ver göstereyim'' der.
Adam hemen verir, biraz sonra kadın;
- ''külodumu görmek istermisin'' der.
Adam 100 dolar verir onuda görür. Adamın alet kalkmıştır kadın;
- ''geçen ay kürtaj yaptırdığım yeride görmek istermisin'' diye sorar.
ama;
- ''500 dolar isterim'' der. Adam hemen çıkarır 500 doları göster hadi der. Kadın kafasını cama çevirir ve, şu karşıda gördüğün hastanenin 4'üncü katı. Jinekoloji kliniği der.
|
|
|
eda /sadness (munzureda)
1235
|
|
14 Eylül 2005 Çarşamba
13:26:43
|
|
|
>>> >
>>> > BASKETBOLCU DENIS RODMAN BIR GECE EVINE BIR KIZ ATAR.MUHABBET FASLI
>>> > GECTIKTEN SONRA YATAK ODASINA GIDERLER.KIZ SOYUNUR DENIS RODMAN DA
>>>GOMLEGINI
>>> > CIKARIR.
>>> >
>>> > KOLUNDA BIR PUMA DOGMESI VARDIR.BUNU GOREN KIZ SORAR DOVMEDE NE
>>>OYLE ?
>>> >
>>> > RODMAN CEVAP VERIR :* PUMADAN SPONSORLUK ALMISTIM. O YUZDEN YAPTIRDIM
>>> >
>>> > DAHA SONRA PANTALONUNU CIKARIR. BACAGINDA NIKED0VMESI VARDIR.
>>> >
>>> > KIZ SORAR * PEKI BU NE ?
>>> > RODMAN:* O DA SPONSORUMDU O YUZDEN YAPTIRDIM DER.
>>> >
>>> > SONUNDA RODMAN ANADAN DOGMA SOYUNUR. PENISININUSTUNDE AIDS
>>>YAZMAKTADIR.
>>>BUNU
>>> > GOREN KIZ DELIRIR VE BAGIRMAYA BASLAR:
>>> >
>>> > * HAYVAN HERIF BEN ASLA AIDS LI BIRIYLE YATMAM, NIYE BANA SOYLEMEDIN
>>>AIDSLI
>>> > ODUGUNU,BEN GIDIYORUM DER. BUNU DUYAN RODMAN GAYET SAKIN CEVAP VERIR.
>>> >
>>> > DUR MERAK ETME BIRAZDAN ADIDAS OLACAK !!!
>
|
|
|
eda /sadness (munzureda)
1235
|
|
14 Eylül 2005 Çarşamba
13:43:53
|
|
|
NE UĞURSUZ KADINLAR VAR!!!!!!!!
Adam komadadır, yanında ise karisi...
Adamın gözleri nemli, kısık sesiyle karısına doğru bakar ve konuşmaya
baslar; "İlk isten kovulduğum zaman yanımdaydın..
İflas ettiğim gün oradaydın..
Vurulduğum zaman ilk gözümü açtığımda seni gördüm.. Trafik kazası
geçirdiğimde hastanede başucumdaydın.."
Kadın takdir edilmenin mutluluğunda.. Adam devam eder, "Simdi komadayım
yine başucumdasın.. Sonunda anladım ama, çok geç oldu;
yahu sen ne uğursuz kadınsın.."
|
|
|
eda /sadness (munzureda)
1235
|
|
14 Eylül 2005 Çarşamba
14:31:31
|
|
|
> Odanin birine 1 kadin, 1 ütü ve 1 gömlek koymuslar.
>
> 5 dakika içinde gömleği ütüleyip, kadinla beraber olan kisi
> kazanacakmis.
>
> Japon, almis ütüyü eline gömlegi bir güzel ütülemis. Kadina sira
> gelince süre bitmis.
>
> Çikista :Bizde prensip budur demis: Önce is gelir.
>
>
> Fransiz girmis ve hemen kadina saldirmis. Ütüye sira gelince süre
> bitmis.
>
> Çikista:Bizde prensip budur demis:Önce ask gelir.
>
>
> Türk girmis.Girer girmez vermis kadina ütüyle gömlegi,o ütülerken
> kadinin isini bitirmis ve kazanmis.
>
>
> Çikista: Bizde prensip budur demis: Çalisani ....
|
|
|
14 Eylül 2005 Çarşamba
15:19:38
|
|
|
SONSUZU İSTİYORSUN...
Türk matematik dünyasının değerli hocalarından biri olan Sabuncuoğlu'nu, özellikle üniversiteyi Ankara'da okuyanlar iyi bilir. Sabuncuoğlu, ilkelerinden taviz vermeyen sert bir hocadır. Öğrencilerinden biri Hoca'nın sınavından 59 almış. O okulda geçme notu 60 olduğundan, sadece 1 puana ihtiyacı varmış. Hocadan, o 1 puanı istemeye karar vermiş. Sabuncuoğlu'nun kapısını büyük bir saygıyla tıklatmış. İçeriden boğuk bir "Gir" sesi gelmiş. Kafasını odaya uzatmış. Hoca odada, saçı başı dağılmış, konsantre bir biçimde çalışıyormuş. Bizimki epey çekinerek, "Hocam, durumum böyleyken böyle, okulu bitirmem size bağlı" falan diye kekelemiş.Hoca bizimkine şöyle bir bakmış. Matematikçi ya, odasında karatahta da eksik değil tabii. "Al şu tebeşiri. Bir sayı doğrusu çiz" demiş. Öğrenci şaşkın şaşkın çizmiş. "Şimdi bana 59 ve 60'ın yerini göster" demiş. Oğlan göstermiş. Hoca bu kez, "59 ile 60 arasında kaç sayı var oğlum?" diye sormuş. Bizimki, Sabuncuoğlu'nun, istediği o 1 puan için sözlü yaptığını sanıp heyecanlanmış. Düşünmüş taşınmış ve "Sonsuz, hocam" cevabını vermiş. Hoca gülümsemiş, "Afferin evladım, bildin" demiş. Bizimki de sevinmiş tabii. Ama Sabuncuoğlu, masasının başına dönerken "Gördüğün gibi; sen benden sonsuzu istiyorsun. Bunu sana kimse veremez" demiş.
PENCEREYİ AÇARIM
İstanbul Üniversitesi’nde bi fizik profesörü, final sınavında öğrencileri tek tek odasına alıyomuş ve 100 puan değerinde bi soru soruyomuş: “Otobüstesiniz, içerisi inanılmaz sıcak. N’aparsınız?” Odaya giren öğrencilerin hepsi, “Pencereyi açarım hocam” diyomuş. Kıl hoca bunun üzerine, “Peki o zaman; pencereden giren havanın hızı nedir?” diye soruyomuş. Soruyu duyan öğrenciler de apışıp kalıyomuş. Gak, guk… Şudur, budur, ama yok. Haliyle hepsi odadan bi karış suratla çıkıyomuş.Sıra dersi üstten alan bi öğrenciye gelmiş. Bu çocuk da, artık o sene okulu bitirmeyi kafasına koymuşmuş. Hoca yine aynı soruyu sormuş: “Otobüstesin ve içerisi feci sıcak. N’aparsın?” Bizimki başlamış saymaya. “Kazağımı çıkarırım, gömleğimi çıkarırım, fanilamı çıkarırım.” Hoca bıyık altından gülerek sürekli, “Başka, başka?” diyomuş. “Gazeteyle kendimi yellerim, başıma su dökerim…” Hoca hala, “Başka başka” deyince çocukcağız artık dayanamamış, “Hocam, okulu bitirmem lazım, afedersiniz, anamı s….niz o pencereyi açmam!” demiş.
UÇAĞA DAHA YARIM SAAT VAR
Fi tarihinde Eskişehir’deki Atatürk Lisesi’nin coğrafya hocalarından biri derslerinde sürekli argo konuşuyomuş. Sınıfın kızları da çok rahatsız oluyomuş bu küfürlü konuşmalardan. Bi gün aralarında, öğretmeni protesto etmek için, “hoca böyle konuşmaya başladığı an sınıfı terkedelim” diye bi karar almışlar. Ancak sınıfın ispiyoncularından biri (muhtemelen bi erkek) durumdan haberdar etmiş ağzı bozuk öğretmeni. Hoca ertesi gün derse protesto olayından haberdar olarak gelmiş taabi. Konuşmasına, “Arkadaşlar, özellikle siz dinleyin kızlar, bugün Afrika ülkelerinden birini, Etiyopya’yı işleyeceğiz. Etiyopya yerlileri dünya ortalamasının üzerindeki penis boylarıyla dikkat çekerler” diyerek başlamış. Zaten kızlar tetikteler ya, bu lafı duyar duymaz hemmen fırlamışlar yerlerinden ve kapıya doğru yürümüşler. Kızlar çıkarken hoca arkalarından seslenmiş: “Acele etmeyin kızlar, Etiyopya uçağına daha yarım saat var!”
VALLA TEKER PATLADI HOCAM
İstanbul Üniversitesi’nden üç erkek öğrenci bi gece önceki vur patlasın-çal oynasın olayını abarttıklarından uyuyakalıp çok önemli bi dersin final sınavını kaçırmış. Öğlen vakti uyandıklarında durumun farkına varınca panik olmuşlar taabi. Hemmen okula gidip dersin hocasına, “Hocam, sabah üçümüz aynı arabayla okula geliyoduk. TEM Otoyolu’nda lastiğimiz patladı. Çok kötü bi yerde kaldığımız için hiç bi araba durmadı, istepne de patlak çıktı, o yüzden sınava yetişemedik. Eğer mümkünse bize özel bi sınav yapın” demişler. Profesör sorun çıkarmamış, “Yarın sabah 10’da sınavı yaparız” demiş.Öğrenciler o gece sabaha kadar ders çalışmış. Sınava geldiklerinde hoca bunların eline soruların yazılı olduğu kağıtları vermiş ve her birini farklı bi odaya almış. Sınav kağıdında şu iki soru varmış:
1. (Bu, efsanenin anlatıldığı fakülteye göre değişiyor) Quantum fiziğinin temel prensiplerini ayrıntılarıyla anlatınız. (10 puan)
2. Arabanın hangi lastiği patlamıştı? (90 puan)
NEDEN OLMASINKİ YAĞNİ
ODTÜ Felsefe öğrencilerini en çok zorlayan hocalardan biri yıllık olan dersinin final sınavını yapacakmış. Bu hoca cins sorularıyla meşhurmuş. Sınav günü gelmiş. Öğrenciler, “Büyük sınıflardan hep dinlerdik. Bakalım bu adam bize nasıl bi’şey soracak?” diye düşünerek girmişler sınava. Hoca sınıfa gelmiş ve sınav sorusu olarak tahtaya, “Why?” (Neden?) yazmış. Öğrenciler bi afallamış taabi. Sonra herkes kağıtlarına yumulmuş.Yalnız bi öğrenci, sınavın ilk dakikasında kağıdını teslim etmiş. Öğrencinin cevabı da soru gibi kısaymış: “Why not?” (Neden olmasın ki?) Bu öğrenci sınavdan -o zamana kadar kimsenin başaramadığı bi sonuçmuş bu- “100” almış. Üstelik Hoca, okul biter bitmez öğrenciyi asistanı yapmış.
İzmir'in ünlü hocalarından Fizikçi Dehşet Neşet, sınavlarda sorduğu garip sorularla efsaneleşmiştir. Neşet Bey bi keresinde sınavda, karmaşık bir makara sistemi sormuş ve öğrencilerden sistemin dengede durup durmadığını belirlemelerini istemiş. Öğrenciler kağıtlarını formüllerle, rakamlarla doldurmuş. Ancak hepsi sıfır almış. Dehşet, "Doğru cevap 'makara yere düşer' olacaktı" demiş. Meğer çizimdeki makara tavana bağlı değilmiş.Dehşet Neşet müthiş bi Fenerbahçe fanatiğiymiş. Bi sınavda da, Galatasaray-Fenerbahçe maçıyla ilgili bi soru sormuş ve Fenerbahçe ceza sahası civarından atılan bir şutla ilgili; vuruş açısı, topa vuruş hızı, kalecinin yeri ve yapabileceği haraketler gibi bilgileri vermiş. Soru, bu topun gol olup olmayacağıymış. Öğrenciler yine uğraşmışlar soruyu çözmek için. Ama yine hepsi sıfır almış. Sorunun yanıtı şöyleymiş: "Rüştü ordan gol yemez!"
Dehşet'in bir de, kendinden 1 saniye sonra gelenlerden dahi geç kağıdı istemek gibi katı bi prensibi varmış. O lisesinin müdür yardımcısı da sertliğiyle efsaneleşmiş bi hocaymış. Geç kağıdı almak için gidenler genelde sopa yiyip çıkarmış. Bir gün bi öğrenci Dehşet Neşet'in dersine geç kalmış. Sınıfın bulunduğu koridora girince Dehşet'in sınıfa doğru geldiğini görmüş. Hemen koşmaya başlamış. Bi bakmış Neşet Hoca da depar atıyor. Yarışı Dehşet kazanmış ve "Git geç kağıdı al!" demiş.
Dehşet'in diğer sorusu
Anlatılanlar doğrudur. Dehşet Neşet'in sorduğu ilginç bir soru daha var: Örümceğin biri arabanın ön camına ağ yapar. Bu ağa bir sinek takılır ve örümcek tarafından yenir. Dehşet, ağın gerilme kat sayıları, sineğin öz kütlesi, ağırlığı ve sindirim sonrası kaybolan kütle gibi değerleri verir ve öğrencilerden ağın gerilme eğrisini bulmalarını ister. Sorunun yanıtı x= 0 (Örümcek cama ağ yapmaz)'dır.
Dehşet'in görünmeyen yazısı
Dehşet Neşet'in öğrencisi olduğum yıllarda kara tahta - tebeşirden cam gibi tahtalar ve marker diye tabir ettiğimiz mürekkepli kalemlere geçilmişti. Sınıfta da her gün kalemlerin mürekkepleri ile ilgilenmesi gereken bir öğrenci vardı. Neşet Hocanın dersi olduğu bir gün görevli zat-ı muhterem kalemleri doldurmayı unutmuş. Neşet Hoca tahtaya yazmaya başladı ama kalemin boş olduğunu görünce durdu. Sınıfta bir ölüm sessizliği oldu. Biz tam kalemleri doldurmakla görevli arkadaş için fatiha filan okumaya hazırlanıyorduk ki, Neşet Hoca yazmaya devam etti. Adam boş kalemle tahtaya görünmeyen yazılar yazdı. "Bakın buraları iyi not edin", "şekilde de görüldüğü gibi" gibi repliklerle şovunu süsledi. Hatta ara sıra bizden birini çağırıp boş tahtayı sildirdi. "Şurayı iyi temizle" filan dedi. Gülemiyorduk doğal olarak. O gün anlattığı ve bizim göremediğimiz yazılardan bayaa bi soru sormuştu.
|
|
|
eda /sadness (munzureda)
1235
|
|
14 Eylül 2005 Çarşamba
15:53:14
|
|
|
bune ya sabaha kadar oku oku bitmez sende destan yolluyon can
|
|
|
14 Eylül 2005 Çarşamba
16:00:36
|
|
|
Benim düşüncemde ooo zaten...... ))))
|
|
|
eda /sadness (munzureda)
1235
|
|
14 Eylül 2005 Çarşamba
16:47:28
|
|
|
|
|
|
eda /sadness (munzureda)
1235
|
|
14 Eylül 2005 Çarşamba
16:54:10
|
|
|

|
|
|
eda /sadness (munzureda)
1235
|
|
14 Eylül 2005 Çarşamba
17:01:57
|
|
|
allah için bak buna katırlırım işte .....bazı kadınlar illet eder adamı
|
|
|
eda /sadness (munzureda)
1235
|
|
14 Eylül 2005 Çarşamba
17:18:22
|
|
|
İHİHİHİİİİ
|
|
|
14 Eylül 2005 Çarşamba
17:46:20
|
|
|
Mantığa hasret sorular )))
"Efendim, bir daha dünyaya gelseniz ne olmak isterdiniz?"
“Unutamadığınız bir anınızı anlatır mısınız?”
“Tek başınıza ıssız bir adaya düşseniz ve yanınıza sadece üç şey almanıza izin verilse, neler alırsınız?”
Çalıştığını gördüğün birinin yanına gidip ;
"Eeeee ne yapıyorsun ? Çalışıyor musun ?"
Kadının eşi kapıyı anahtarı ile açar ve içeri girer. Kadın :
"Geldin mi ?"
Telefonla bir arkadaş evinden aranır, telefon açılır ;
"Evde misin ?"
Kapı çalınır, Duofon 'dan bir ses duyulur ;
"Kim o ?"
...ve çkapıyı çalandan cevap :
"Ben",
iki sevgili elele oturmaktadırlar. Kız ;
"Beni seviyor musun ?"
Avukatlar ve hakşmler tarafından sorulan bazı sorularda aşağıda ;
"Uykusunda ölen bir insan, ertesi günün sabahına kadar bunun farkına varamaz, değil mi doktor bey ?"
"En genç olan oğlunuz, hani şu 20 yaşında olan, kaç yaşındaydı ?"
"Resminiz çekilirken orada mıydınız ?"
"Yalnız mıydınız, yoksa kendi başına mıydınız ?"
"Savaşta öldürülen kardeşiniz miydi, yoksa siz miydiniz ?"
"Sizi öldürdü mü ?"
"Çarpışma sırasında araçlar arasında ne kadar mesafe vardı ?"
"Oradan ayrılana kadar neredeydiniz ?"
"Kaç kere intihar etmeyi başardınız ?"
|
|
|
eda /sadness (munzureda)
1235
|
|
14 Eylül 2005 Çarşamba
18:12:09
|
|
|

|
|
|
eda /sadness (munzureda)
1235
|
|
14 Eylül 2005 Çarşamba
18:12:33
|
|
|

|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|
|