Gönderen | Mesaj |
|
5 Mart 2009 Perşembe
00:28:36
|
|
|
Diyorum Ki
Diyorum ki, Bir gece ansızın geliversen. Tam da umutlarımı darağacına asmışken. Gam demlenen yüreğim sevinse. Çivit mavisi bir gömlek giysen. Özgürlüğün rengini görsem üzerinde...
O gece beyaz güller getirsen bana. Bir de gökyüzünden en parlak yıldızı. Bakışlarından sevda dersem.
Diyorum ki, Gül kurusu bir akşam sonrası. Henüz uykuya varmışken sular. Öyle ansızın geliversen. Ellerim hazırlıksız yakalansa ellerine. Avuçlarından aşkın buğusunu alsam. Bir tutam yıldız tozu serpsen üzerime. Ben o gece yıldız olsam...
|
|
|
5 Mart 2009 Perşembe
09:07:16
|
|
|
evet arkadaşlar elinize yüreğinize sağlık sayfayı donatmış güzel bir ziyafet sunmuşsunuz bize.benden herkese günaydın...
|
|
|
5 Mart 2009 Perşembe
21:51:17
|
|
|
birde senden görsek bazı yazılar metin abim...
|
|
|
6 Mart 2009 Cuma
09:41:53
|
|
|
ben yazarsama roman olur oku oku bitemz bak şiirler yeter daha geriside var yani şu anda 70in üstünde şiirim var 100 oldumu birde sponsor buldummu bir kitap bastırırm belki...
|
|
|
6 Mart 2009 Cuma
16:48:07
|
|
|

kırık bir rüzgar gözlerin kırık bir rüzgar,o kadar yaşamak oluyordu gözlerin baktığında bir denize,o kadar sevmek oluyordu bakışların bir yalan rüzgar kadar
bir yosun kokusu gözlerin bir deniz kıyısı,o kadar bir sakin lodos kokuyordu bakışların sevgili ardından bir veda,o kadar içim elinde gülüyordu gözlerin baktığında bana,o kadar
ve bildiklerim yok oluyordu ardından ve unuttuklarım aklıma doluyordu,o kadar bir sayfa karası gölgesi gibi kulağımda bir çığlık kadar bir korku filmi kadar çeker gözlerimi bir nefes alışın hıçkırıkla büyürken kalbimde yeni bir başlangıç sandım her şeyi,seninle ... oysa ölüyordum sadece
|
|
|
6 Mart 2009 Cuma
16:49:44
|
|
|
İşin kötüsü hızla eskiyor yokluğun... Ki varlığın gün yüzü görmemişken, yepyeni dururken böylesine! Şöyle bir toparladım da senin için yaptıklarımı,hani o çok sevdiğin ve masanda tamamlanacağı günü bekleyen puzzle`ın gibi birleştirmeye çalıştım da verdiklerimi,daha bir kaç tanesini koyuverince yan yana sen oluşuverdin... Yavaş yavaş anlıyorum şimdi neresinden su alıyormuş senli hayatım... Seni ölüm kadar büyütmüşüm yaşamımda.Sanki ölümün zıttı yaşam değilmiş de senmişsin! Hani olmasan,olmazmışım...Var mısın şimdi? E varım işte... Üstüne üstlük yarın nasıl bir seni seveceğim korkusu ve endişesi yok içimde... Yarın, daha yeni tanıştığın bir insan ya da bir arkadaşın mı olacağım, öbür gün dokunmadan duramadığın sevgilin mi olacağım düşüncesi yok... Ve sen hiç kıpırdamazsın yerinden, bilirim... Elin telefona gidecek olsa, numaramın son tuşuna kadar sürer cesaretin! Kapımın önüne kadar gelsen, zilim yerine kendini çalarsın kendinden... Sen adım atmaya bile alışık değilsin ki bana ve ben öyle koşmuşum ki sana... Kaç tur atmışım etrafında, kaç kez aşkın hacısı olmuşum bilinmez! Meğer etrafında döndüğüm seni ben yaratmışım. Sana yamadığım ben parçalarını söktüğümde üzerinden, geriye bir avuç günah kaldı... Şimdi ben yalnızım belki ama sen yoksun! Ben baştan aşağı bir ah, sen tepeden tırnağa günah... Ve ...... Aşk yerden göğe boş...!
|
|
|
6 Mart 2009 Cuma
16:50:36
|
|
|
Önümde gözlerin, arkamda benliğim.. Biletsiz bindiğim yolculuğun son durağındayım.... Sana gelirken aynı gökyüzünün altında sensiz tüm kaldırımları ateşe verdim.. Sonra da sensiz tüm kelimeleri söktüm dudaklarımdan.. Bir sen kaldın avuçlarımda bir de geceye serdiğimiz yıldızlar.. Sen uyanmadan tüm ceylanları emzirdim ben.. Sonra da başucunda bekleyen Melek’lerin uykusuz gözlerine Cenneti karaladım... Boşluklarımı doldurduğum kelime, karanlığın üzerine örttüğüm gecemsin sen.. Sen benim ellerimle sıkıca tuttuğum düşlerimsin.
Sen zamansızlığımsın..
Sen kendime anlatmaya kalkıp anlatmakta aciz kaldığım bensin... Sende kendimi arayıp bir türlü bulamadığım bensin sen aslında.. Gökyüzüne her baktığımda bulut bulut hayatı gördüğüm ansın sen... Sen benim yaşamaya kıyamadığım cümlemsin.... Öznesi sen, yüklemi ben.Aydınlığımsın karanlığımdan ayıkladığım.. Mutluluğumsun acıların uykularında dua dua adını saydıkladığım..
Sen hava, sen hayat sen nefes aldığımsın... Nefesinden mahrum etme beni... Sesini esirgeme ne olur.. Gülüşlerini savur yüzüme..
Göğsümün buzdan sarkıtlarına sür sıcak sözlerini.. Üşümüşlüğüme düşür gözlerindeki baharları.. Bırakma beni yalnızlığın ayak dibine.. Üşürüm avuçlarında... Ölürüm ayakuçlarında..... Kalakalırım yüreğimin yıkım çalışmalarında..
Gitme, kal öylece.Uzaklığını unut.. Ellerini uzat sadece... Zamansızlığını bırak.. Kal bende.. Gitme... Tut ellerimi..
Topal olsa da yürüdüğümüz yollar yanımda kal.. Gölgelerin yeter bana.. Yüzü kirli, yüreği yaralı cocuğum ben. Şefkatine al beni.. İçine çek beni.. Sonra da hiç bırakma.. Kanatlarımı salma uçurumlara.... Bırakma beni " bana " .. Hep sende kalayım...
Bir fincan huzur, Bir dirhem mutluluk yolla iç ceplerinde demlediğin... Beni " sende " sakla... Ben seninim... Nefesimdir yüreğim.... Beni " bende " sildim Sende varolmak için... Hasretini ektim dudaklarıma Sende tamamlanmak için....
Suyum ol, Soframda azık... Yüzümde tebessüm... Yüreğimde nefes... Ben ol.... Ya ben sen olayım...
Sakın bırakma beni... Yoksa düşerim adressiz coğrafyalara...
Gözlerimi yıldız sermek için gündüzü bekleme... Her an sendeyim çünkü.....
Gözlerinde sakla beni.... Hayatın ta kendisi sensin çünkü.. Mavilerine sar üşütme beni
|
|
|
6 Mart 2009 Cuma
16:52:30
|
|
|
Kalplerde yaşayanlar asla ölmezler Hüzün öylesine dilsiz ki... Ay, ışığı pırıltısıyla parlayan gözlerini görmesem de yildizlara bakarken isterim gözlerini gözlerimde Yürek vurgunu nedir bilir misin? isyan etti mi yüreğin diline ve yürek ülkendeki yarayi anlatabildi mi dudaklarin Kelimeler hiç ihanet etti mi sana onlara en çok ihtiyacın olduğunda Beni hep o anlarda terkettiler Lal olur dilin, mühürlenir yüreğin sesizlik çok kalabalik gelir yüreğine ve gözlerin yere eğer bakışlarını duymasın ister hiç kimse ızdırabını, hiç hayal kurdun mu gecenin karasına aldırmadan Gökyüzünün en uçuk mavisi kadar saf ve yapmacıksızca... Dokundun mu Bulutlara Yağmur tenine düşünce titredin mi, üşüdün mü sesizce Her adımın ayrılık oldu mu senin Kaldırımlarda dinlemek ayakabılarının sesini ellerin cebinde olmalı ve bedenin yaninda olmalı düşüncelerin en olmadık uçuk yerlere gitmeli GÖZKAPAKLARINDA HÜZÜN TİTREDİ Mİ HİÇ Masum olmalı bu hüzün bir çocuk gibi yanaklarından süzülmesi için bir ömür geçmeli Rüzgar, agliyorum nedenini bilmeden Gül mü suçlu gece mi anlayamadim Yıldızlar göz kırpıyor gökyüzünden yüreğime Hüzün öylesine dilsiz ki......
|
|
|
6 Mart 2009 Cuma
17:06:40
|
|
|
çok sitemli şeyler seçmişsin gül bugün moralinde bozuk gibi kardeşim bozma asla moralini hayat ne olursa olsun sürprizlere gebe ve sürprizlerde bazen insanı hem mutlu eder hem üzer artık ne demeye çalıştığımı bnede bilmiyorum ama fazla hüzün iyi değildir gözlerinizdeki ışıltıyı her zaman görmek istiyorum kgül kardeşim...
|
|
|
6 Mart 2009 Cuma
22:13:02
|
|
|
metin abim kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerde sessizlik ii gelir insana ve gül ün neden bole şiirlerle buraya geldiğini tahmin etme sırası sizde derim...
|
|
|
6 Mart 2009 Cuma
22:23:51
|
|
|
SEN TAHMİN ETTİNMİ ONUR PEKİ
|
|
|
Sahra basak (senanurr)
1468
|
|
6 Mart 2009 Cuma
22:24:22
|
|
|
http://null/leyali_nil/blog/blogid=2089476#blog Aglamak iste...
--------------------------------------------------- ------------------------------
Ne çok şey anlatır gözyaşları...Bazen söylenemeyen sözlerin sesi, bazen bir pişmanlığın diyeti ,bazen de bir sevda nefesi...Sessizliğin çığlıklarıdır aslında gözyaşları...Anlatılamayanı anlatmak ister karşısındakine...Eğer anlayabilirse...
İnsanoğlu bi garip...Sevinir ağlar, üzülür ağlar, hasret çeker ağlar, kavuşur yine ağlar. Kelimeler kifayetsiz kaldığında, gözyaşları görev başındadır. Aslında ağlayabilmek büyük bir nimet...Ve ağlamak taş kalpli olmadığımızı gösteriyor. Hala insan olduğumuzu, hissettiğimizi, DUYGUSUZ olmadığımızı...
Ama bazen gözpınarlarından aşağı süzülemez gözyaşları...Onlar dışa akıp ziyan etmezler kendilerini...Çünkü çok daha önemli bir görevleri vardır. İçteki bir yangını söndürmek isterler. Göz kapaklarınızın alev alev yandığı, boğazınıza bir şeylerin düğümlendiği, burnunuzun direğinini sızladığı oldu mu hiç? Dikkat ettiniz mi o anlarda gözyaşlarınızın istikameti neresi? En zor olanı bu belki de...
Ağlamak zayıflık mı? Neden ağlamamız gereken anlarda; yumruklarımızı, tırnaklarımız avuçlarımızı kanatıncaya kadar sıkar, boğazımızdaki düğümleri yutkunarak gidermeye çalışırız? Neden kaçırırız buğulanan gözlerimizi başkalarından?
Bakın ağlıyorum işte! Utanmıyorum kimseden...O kadar içime akıttım ki gözyaşlarımı!...Artık zapdedemiyorum içimdeki çağlayanı....
Ağlıyorum dostlarımın vefasızlığı için Ağlıyorum Yaradana vefasızlığım için Ağlıyorum özlediklerim için Ağlıyorum özleyip de kavuşamadıklarım için Ağlıyorum içimi acıtan kalp kırıklıklarım için Ağlıyorum istemeden de olsa kalbini kırdıklarım için Ağlıyorum unutulmaması gerekenleri unuttuğum için Ağlıyorum..unutamadığım için Ağlıyorum yaklaştıkça uzaklaştıklarıma Ağlıyorum tanıdıkça çirkinleşenlere Ağlıyorum kıymetini bilemediklerime Ağlıyorum sevsem de yüz bulamadıklarıma Ağlıyorum ziyan olan yıllarıma Ağlıyorum bir ömür ağlayamadıklarıma...
|
|
|
6 Mart 2009 Cuma
22:26:27
|
|
|
ben tahmin etmem biliyorum gül ama ne sana nede başkasına anlatabiliyorum gül...
|
|
|
6 Mart 2009 Cuma
22:31:38
|
|
|
BOŞVER ONUR ANLATMA BÖYLE KAL ZORLAMA KENDİNİ
|
|
|
6 Mart 2009 Cuma
22:44:31
|
|
|
insan her zaman herşey yaşayabilir ama her zaman heryerde herşeyi anlatamaz bilmem anlatabildimmi dostlar.en önemlisi insanları kaırmamak incitmemek ve kaybetmemektir kazanmak zor olansa en güzelide odur derim...
|
|
|
6 Mart 2009 Cuma
22:47:22
|
|
|
bir de gül hanım şunları anlasa sevinecem...
|
|