Şehirler > GAKKOŞLAR > Mesaj Panosu > "seni seviyorum" demek

"seni seviyorum" demek


GönderenMesaj

Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
1 Mart 2009 Pazar 19:00:12

Seni sevmek bir trencinin tren altında kalması gibidir.
Çığlığı düdük sesine
Hasreti raylara takılı kalır...

Seni sevmek kaşarlaşmış bir celladın kendini asması gibidir
Asılı cesede bakıp ta hem ağlar hem güler ya
Oysa bir avuç gözyaşıdır bedenini astıklarından arta kalan...







Seni sevmek zordur güzelim
Seni sevmek çelişkilidir
Ölümle yaşamın kardeşçe birliğidir
Ölünün mezarı görüp vazgeçmesi gibidir
Buna rağmen seni sevmek güzeldir

Onur (firegod)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1793
1 Mart 2009 Pazar 19:05:44
bence hiç güzel değildir...Ama gerisi doğru...

Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
1 Mart 2009 Pazar 19:07:14



      Sevmek... Sevgiliyi 

  bir beyaz güvercin gibi

    avuçlarina alip

  oksamak ve yüregine 

      bastirip korumaktir

    Ama sevgiliyi daha güzel 

  ufuklar bekliyorsa onu

     salivermektir Onun uçsuz

   bucasiz gökyüzünde kanat

    cirpislarindan

    sonsuz haz duymaktir

  Onun kendisinden

   uzaklasmasina üzülmek degil

 gerçege uçmasina

   hakikate yaklasmasina

    sevinmektir...

   "Beni birakip

       nereye gidiyorsun

      demek degil

   gittigin yerlerde

      dualarimla

  seni koruyacagim

      diyebilmektir

Onur (firegod)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1793
1 Mart 2009 Pazar 19:08:25
Ama türkiede bole bir şey pek de olası bir durum değildir...

Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
1 Mart 2009 Pazar 19:12:37
 aman be Onur sanada bişi beğendiremedik ki

Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
1 Mart 2009 Pazar 19:13:16



Hüzün nedir

Hüzün nedir dostlar bilir misiniz?
Hüzün, yuvasından,düşen bir kuştur
Hüzün,bir neşeye ulaşmak için
Devamlı çıkılan bitmez yokuştur.

Hüzün,ayrılıktır,kavuşmamaktır
Hüzün,gurbet elde siyah gecedir
Hüzün,yaslı gönül,konuşmayan dil
Suskun dudaklarda,iki hecedir.

Hüzün,karlı dağdan kopup gelen çığ
Hüzün,bakmasını bilmeyen gözdür
Hüzün,laf söyleyen yobaz hödüğün
Dilinden dökülen manasız sözdür.

Hüzün,yağmalanmış arı kovanı
Hüzün,bal yapmayan tembel arıdır
Hüzün,renk renk açan bir gökkuşağı
Mavi,yeşil,erguvan ve sarıdır.

Hüzün,tek kumrudur ağaç dalında
Hüzün,bir buhardır,sistir,dumandır
Hüzün toplulukta, kalabalıkta
Yalnızlık duyduğun bir kısa andır.

Hüzün, göz yaşıdır gül yanaklarda
Hüzün, çisil çisil yağan yağmurdur
Hüzün,yoktan yere dosta atılan
Çıksa izi kalan,balçık,çamurdur.

Hüzün,sonbaharda yaprak dökümü
Hüzün,yollarımı kapayan kıştır
Hüzün,bir ceylanın zalim avcıya
Yolladığı acı,masum bakıştır.

Hüzün,beş yaşında su satan çocuk
Hüzün, parasızlık ve yoksulluktur
Hüzün,din imanı bir yana atıp
Menfaat peşinde kula kulluktur.

Hüzün,gece gündüz kapıyı çalan
Hüzün,istenmeden gelen misafir
Hüzün,bulduğunu kabul etmeyen
Gönüllerde pastır,ellerde kirdir

Onur (firegod)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1793
1 Mart 2009 Pazar 19:16:08

 

Hüzün
Hüzün karanlıktır derler
Ona tutsak olmamalı
Kırar o yaşama sevincini
Hüzün, sevgiyi, umudu kırar

Hüzün bir çiçektir oysa
Beyaz renkte, yeni açmış
Tüm diğer çiçekler gibi
Kucak açmış yeni güne

Hüzün bir çiçektir oysa
Sarı renkte, soluk tenli
Toprağa döneceğini bilir gibi
Eğili boynu kızgın güneşe

Hüzün bir çiçektir oysa
Ala renkte, kuşkulu için için
Hep bir şeyler arar gibi
Bakmakta kıpırtısız gözlere

Hüzün kimbilir belki de
Bir yapraktır bir çiçeğin dalında
Düşünceleri özümleyen
Karakıştan, geceden sonra

Hüzün karanlıktır derler
Bak işte ben onun aydınlığındayım
Koyverdim kendimi ılıklığına
Yaprak yaprak her yanım

Ne olur gel ruhuma hüzün
Her seher, her bahar gel
Hüzün seninle öğrendim hayatı
Hüzün hayat seninle güzel

Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
1 Mart 2009 Pazar 19:25:35

Onur (firegod)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1793
1 Mart 2009 Pazar 19:28:04
Bir Hüznün ŞiiriYolculuk saati geldi çattı
Şimdi hayatın acımasızlığı karşımızda
Mâzi bir daha gelmeyecek
Her bir hatıra bir hayal gibi
Deniz kenarında mutlu bir akşamüstü
Unutulmayacak bir rüya gibi

Yolculuk saati geldi çattı
Kalbimde ömrümce saklayacağım
Manidar gözlerinin hüznünü gördüm
Her gece binlerce sayıklayacağım
Belki ilk kez,annemden sonra
Belki ilk kez,anlatılmaktan öte
Bu aşk değil,aşktan da öte
Artık tüm esprilerin vaadi bitti
Mânidar gözlerinin hüznünü gördüm
Yağmurdan ıslanmış sarı saçların
Bir kedi yavrusu gibi,ürkek,üşümüş
Belki bir daha görmeyeceğim
Uzat ellerini tutayım desem
Uzaklarda ağladığını düşüneceğim
Hakkını helal et,ey gönlü pak,güzel kız
Sen ağyara emanet,ben ağyara emanet
Yolculuk saati geldi çattı

Abdullah (candaş)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2062
1 Mart 2009 Pazar 19:29:20

Selam arkadaşlar

Sibel donatmışsın heryeri

Onur (firegod)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1793
1 Mart 2009 Pazar 19:30:45
sibel abi bu ne yapacağı belli olmaz...

Abdullah (candaş)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2062
1 Mart 2009 Pazar 19:32:10

Her Yerde SevmişimSeni

Akşamlar ın kapısı kilitlendiğinde,
Evimde seviyorum seni..

Her uykum geldiğinde,
Düşümlerimde seviyorum seni..

Ne zaman elime kalem alsam,
Kağıt ta seviyorum seni..

Sokağa çıksam kaldırım taşlarında,
Kuma bassam, İzim de seviyorum seni.


Nerede bir türkü duysam,
Ne zaman özlemin çökse içime,
Ülkemde seviyorum seni..

Her içtiğim yudumda,
Suyumda seviyorum seni..

Ağlasam göz yaşım da,
Gülsem, kahkahamda seviyorum seni.

Terk etsem her yeri,
Gitsem çok uzaklara,
Aklımda seviyorum seni..

Öyle ceza aldım ki...
Hücremde seviyorum seni..

Baktığım her yerdesin..
Görmesem de seviyorum seni..
Neyleyim..
Her yerde sevmişim seni..

Onur (firegod)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1793
1 Mart 2009 Pazar 19:34:44
SEVMEK VE SEVİLMEK

İnsanoğlu sevmek ve sevilmek için yaratılmış… Nice sevinçlere ve elemlere tabi tutulur yaşadıkça. Ummadık anda kapımızı çalan umut ve umutsuzluk… Yeni güne birçok şeyi değiştirerek veya bazılarını hiç değiştirmeden merhaba demek isteriz. Ama bazı duygular vardır ki değiştiremediğimiz, bir şeyle enjekte edemediğimiz, asla edilemez duygular…
Sevmek ve sevilmek duygusu… Bir insan her şeyi sevebilir ama o insanı kim kimler neden sever? Her sevgide her duyguda ayrı bir tat, heyecan, umut, özlem, sevinç var anlatılmaz sadece yaşanır… Aile, eş, çocuk, vatan, bayrak, bayram, evlilik, eşya, doğa, vs vs. Mesela son olaylarla tüm Türk halkı Mehmetçiği öyle sevdi ki… Mehmetçik bunu biliyordu ama gören gözler konuşan diller bunu haykırınca dünyaya bütün dünya anladı bunu. O Türk’ler geri mi geliyorlar, evet biz geçmişteki o Türk’lerdeniz. İşte bu, yıllardır görmek istediğimiz; hepimiz kardeşiz bu topraklar üzerinde yaşıyoruz ve başka yaşayacak yerimiz yok… Vatanı sevmek bu, atalarımız hiçbir ayırdım yapmadan kazandılar bu toprakları ve bize emanet ettiler… Meğer bu sevgiyi, sevdiğimizi sevildiğimizi bilmek ne güzel…
Askerde yemin töreninde duyduğum o duygu bambaşka… Aileler çevremizi sarmış göğsümüz haklı olarak kabararak rap rap ve marşlarla tören alanına giderken duyulan o hisleri anlatmaya kelimelerin gücü kalemin mürekkebi yetmez, bu anlatılmaz bir duygu. Çok güzel, hayatımızın en güzel mukaddes tadı. Kör kurşunlara karşı hiç dil din renk ayırdım etmeksizin omuz omuza siper tutmak, savaşmak… Arkanı dayayacağın bir dağ yok ki yalçın dağlarda ancak arkadaşın, can kardeşin var. Atalarımızda öyle yapmadılar mı zaten... Süngü harbinde sırt sırta vererek korumuşlardı birbirlerini… Askerden izne gelen iş arkadaşım boynuma sarılışı beni o kadar çok şaşırttı ki inanamadım, hiç beklemiyordum bunu. Bir insan o kadar mı içten sarılır sanki içine katıp saracak gibi…
Acımızda ve sevincimizde hep sevdiklerimiz vardır yanı başımızda. Yattığımız yatağı yediğimiz ekmeği cebimizdeki parayı ikiye bölüp paylaştığımız can dostlarımız yok mu? Kara bulutlar tepede dolaşırken gün kara gün bizim günümüz… Herkes boynuma kollarını dolayıp tüm gözyaşlarını akıtmak için sanki hepsi sırasını bekler gibi, acısına sarılıp yüreğinde ve gözlerindeki yaşla doluyor hüzünlü kollarını. Nasıl sevinçlerimizi sarıyorsak acılarımızı da sarmak gelse gerek…
Bazen de hayvan ve bitki sevdamız gibi… Sahibiyle başka dilden konuşur hayvanlar ve bitkiler. Bakışları ele verir onları. Hayvanlar aleminin en sadık dostu köpekler ve atlar, en nankör hayvanı da kedilerdir. Köpek ve atlar sahibini asla yalnız bırakmazlar, dağda bayırda ölüp kalsalar bile. Bitkilerle ilgilendikçe en güzel kokularını en güzel renklerini meyvesini bize göstermek için yarışırlar. Verdiğin emeğe ihanet etmezler… Neden bayanlar ellerinde kırmızı güllerle gelen kavalyelerine küçük bir buseyi borç bilirler…
Bir anne aylarca içinde besleyip büyüttüğü o minik yavrusunu kucağına alınca duyulan mutluluk bambaşka olsa gerek… Hamilelikte anne ve çocuk konuşurmuş ve o minik yürek daha küçük yaşlarda bile başkasının kucağında nasılda huysuzlanıp mızmızlanıyor. Annesinin kucağında ise tebessüm saçıyor, sesini duyunca dikkatle dinliyor ve biliyor olmalı ki annesi onu çok seviyor…
İnsanoğlunun en mutlu günlerinden biriside düğünü olsa gerek… Sevdiğin ve sevildiğin kişi ile hayatının bundan sonra ki zamanını yaşamak için birleştirmek… Gerçi düğün günü neyin ne olduğunu bile anlamıyorsun diyor evlenen arkadaşlarım ama, yine de güzel duygular dolsa gerek insanın içine.
Ne sevdalar yaşamadık ki… Sevildik, sevildiğimizi sandık ve sevdik. Her yaşanan ilişkide yeni bir duygu, arzu, esaret… Yaşanmış ve yaşadıklarımı düşününce her birinin farklı tadı var. Bakan gözler insanın içini yakan ferli gözler. Ama bazen o ferlerin kenarı hüzünlü olur bazen de sulanır… Elini tutuşu, bakışı, sarılışı, koklaması, uykudan uyandırması, kahvaltı hazırlaması, sevdiğin yiyecekleri sunması, bir bardak çayı dahi birlikte yudumlamak… Bazıları gerçek bazıları da sahte… Hayatta en güzel şeylerden biriside karşılıksız sevilmek olsa gerek. Yanımda ol yeter, senin varlığın benim için en büyük hediye… Senden başka şey istemiyorum, seninle nereye olsa giderim… (Parasızlık kapıdan girince aşk sevgi bacadan çıkarmış dediğinizi duyar gibiyim, ama sevgiyi yaşatan gelecek yarınlar için birlikte atılan adımlarda saklı. Tıpkı kuşun kanatları gibi? Ancak kuş kanadı gibi olan eşler her yere gidebilirler, yoksa&hellip
İnsanoğlunun yaşayabileceği o tarifsiz mutluluklardan bir kaçı… Hepsinde farklı duygular arzular dolsa da bilinen tek şey sevmek ve sevilmek, bunu hissetmek… Nice sevgi dolu kalplerle sevilmek ve sevmek üzere…

Onur (firegod)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1793
1 Mart 2009 Pazar 19:35:34
Ama anlayana  anlamayana yol ve kapı orda...

Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
1 Mart 2009 Pazar 19:39:46

Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
1 Mart 2009 Pazar 19:40:48

Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
1 Mart 2009 Pazar 19:41:41
 GÜLÜM..!!! Ne gÜzel sevmek biliyormusun
Gurbet elde sende özlÜyormusun
uzaklarda boynu bÜkÜk ağlayıp
Sende yollarımı gözlÜyormusun
GÜlÜm gÜlÜm seni çok özlÜyorum
GÜlÜm gÜlÜm seni çok seviyorum

Sevmek sevilmek çok gÜzel ama
Ebed olsa ömÜr bitmeden sona
ömÜr boyu uğramasın ziyana
Diye hayaller kuruyormusun

Dalga gibi gelir hep aşk ÜstÜme
Sevmekle doyamam kara gözlÜme
Karanlık gecede uyku gözÜne
Giripte rÜyalar görÜyormusun


Ne gÜlÜn kırmızısı nede sarısı
İkimiz bir elmanın iki yarısı
Sende benim gibi gönÜl sızısı
çekip te gizlice ağlıyormsun

Benim için bin can binde canansın
Sevenler kavuşsun kimse yanmasın
Mevlam bizi hiç, hiç ayırmasın
Diye hep dualar ediyormusun
GÜlÜm gÜlÜm seni çok özlÜyorum
GÜlÜm gÜlÜm seni çok seviyorum

Onur (firegod)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1793
1 Mart 2009 Pazar 19:41:41
ve her yarın olduğunda geriye kalan ömrümüzden daralan küçücük bir olay bile acısı ve tatlısı ile bizi bekler durur...

Onur (firegod)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1793
1 Mart 2009 Pazar 19:43:47

Solgun Bir Gül Dokununcahttp://www.ortanokta.com/on/yazdir.asp?id=76
Çoklarından düşüyor da bunca
Görmüyor gelip geçenler
Eğilip alıyorum
Solgun bir gül oluyor dokununca.

Ya büyük şehirlerin birinde
Geziniyor kalabalık duraklarda
Ya yurdun uzak bir yerinde
Kahve, otel köşesinde
Nereye gitse bu akşam vakti
Ellerini ceplerine sokuyor
Sigaralar, kağıtlar
Arasından kayıyor usulca
Eğilip alıyorum, kimse olmuyor
Solgun bir gül oluyor dokununca.

Ya da yalnız bir kızın
Sildiği dudak boyasında
Eşiğinde yine yorgun gecenin
Başını yastıklara koyunca.
Kimi de gün ortası yanıma sokuluyor
En çok güz ayları ve yağmur yağınca
Alçalır ya bir bulut, o hüzün bulutunda.
Uzanıp alıyorum, kimse olmuyor
Solgun bir gül oluyor dokununca.

Ellerde, dudaklarda, ıssız yazılarda
Akşamlara gerili ağlarla takılıyor
Yaralı hayvanlar gibi soluyor
Bunalıyor, kaçıp gitmek istiyor
Yollar, ya da anılar boyunca.
Alıp alıp geliyorum, uyumuyor bütün gece
Kımıldıyor karanlıkta ne zaman dokunsam
Solgun bir gül oluyor dokununca.

Sibel (bibik)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
233
1 Mart 2009 Pazar 19:44:20
ne güzel işte.Acı olmasa tatlıyı anlayabilirmiydik