Gönderen | Mesaj |
|
12 Mart 2009 Perşembe
21:30:55
|
|
|
Çok zamansız zamanlardan geçtim Samanı mayalanmadan saklanmış zamanlardan.
Beni tanırsın sen! Vaatlerin yanar döner hiçliğini, Dağları ateşe veren arzuların kalleşliğini, Masumiyetin can yakan dönekliğin bilmişliğim de Aynı zamanlardan...
Çocukluğumdan da uzak şimdi Sevdaya hasretliğim Aşkta kaybetmeyi marifet bilmişim Ve yüreğimin limanına sokulan her sevgiliyi Seve seve kaybetmişim. Ben bana gelene değilde Nedense hep benden geçene yeltendim Bir yanım günaha Bir yanım acıya öykünürdü Aklıma hep düşende Düşünüm gül yüzüydü...
Beni tanırsın sen! Acının tadını sigarayla sevdim Sigarasız acılar çekemedim İçinde yar olmayan şarkıları ezberlemedim `Sigaramın dumanı, yoktur yarin imanı` Bütün hüzzam sözleri sanki ben besteledim. Ud oldum, kanun oldum Sadece ve ancak tellerime vuruldukça inledim Unutamadığım en güzel şarkıydı keza Bana ağladığın efkarlı sesin... Bak gülüm! Sen bilirsin istanbulda unuttuğum gençliğim istanbul`da yandığım cehennemim Gözünü sevdiğim, gamlı yarim ístanbulun yasında son nefesim
Beni tanırsın sen! Küfür ederken de utanmadım Ciğerlerimi patlatıp ağlarken de Bir, seni seviyorum derken kızarırdı cemalim Hala da içimden sevmeyi tercih ederim.
Beni bilirsin sen! Ne param kaldı ne anam kaldı yitirmediğim Hep söylerim, benim kaybetmişliğim doğuştan Ne dostlarım, ne şen mahalle Sadece biri vardı mazide Bileceksin adını sende Bilecek adını herkes İnan hiç kimse değil Bir o kaldı geçmişin içinde Uzun yıllsr yaslı istanbula uğramadım Ayrılıkların anasını belledim Adam gibi bir ayrılık daha görmedim.
Çok zamansız zamanlardan geçtim Samanı mayalanmadan saklanmış zamanları bildim Yangınım aşkların anasını satmışlığımdı benim
Bak gülüm! İnanma sakın! ! Zaman her derde derman değil İçinden zaman geçmeyen yaralar var Zamanın uğramadığı diyarlar.
|
|
|
13 Mart 2009 Cuma
17:14:38
|
|
|
RESSAM
Bir ressam olmuş gönlüm,
Resmini tuallere taşıyan,
Siyahlara düşman yüreğim,
Tenin rengini dost edinmiş,
Gülyüzünde masum bir pembelik,
Gözlerinde derin bir kahvelik varmış,
Renklerin cümbüşünde danseden balerinler,
Gökkuşağını oluşturmuş uçuşan kelebekler,
Kırmızı bile seni kıskanmışta,
Yüzü kızarmış resminden,
Bir beyaz utanmamış,
Senin yüreğinde olmaktan,
Birde ben bıkmamışım senin sevginden,
Bir sevda resmi çıkmışki ortaya,
Gerçek aşkın tadı gibi,
Bakınca gözü yormayan,
Tadına doyum olmayan…
M.METİN BAŞ
|
|
|
13 Mart 2009 Cuma
23:07:02
|
|
|
RessamHüzün; Perde perde İnerken sokaklara, Lambalar Gözyaşları gibi Teker teker damlar Kaldırımlara. Bir tablodur artık onlar; Şehir, hüzün ve kaldırımlar...
|
|
|
Sahra basak (senanurr)
1468
|
|
14 Mart 2009 Cumartesi
17:28:54
|
|
|

susuştu gözyaşımız. elimizden akan – akmayan ne varsa bitti her şey. mahkum edilen bir sevdanın hatırına öyle dağınık öyle sefil ki şimdi yalnızlık. savaşmayı bile yaşayamamıştık oysa.
yitip giden birileriydi hep. ardında kalan ayrılık bestesi. kimseye çare değil sessiz bırakılan akşamlar.
avucumdaki terlerdi hicranı anlatan. gerisingeri yaklaşıyordu yine kavuşmak. hiç kimse evet ama hiç kimse bilmiyordu acıyan hüzünleri.
ayrılık ilaç gibi geliyordu geceleri. uykusuz öksüz kalan geceler birikiyordu koynumda. serin sularda batıyordu nuh’un gemisi. içinde ben içinde karartı içimde okyanus.
yaralar sarılıyordu sabahın en erken vakti. geç kalıyordu bir tren geç kalktığı için. seferleri iptaldi tüm aşkların. ve yine kimseye çare değil aşksız bırakılan akşamlar.
öyle masum öyle kırmızıydı yaşanmışlıklar. henüz başlıyordu kirletilmiş kanın damar servisi. kanayan pansuman sancısıydı neşter darbesiyle (sevda yorgunu kürtajlardı dolabımda sakladığım) üç saniyeye bedeldi hayatım herhangi bir sokak çıkmazında.
ölümüne terleyen ben suni teneffüslerde açıyordum kalbimi. yaralarım delik deşik. ağrısı sızısına denk bir hayat ama yine de kimseye çare değildi akşamlar.
mavigemi…!
|
|
|
14 Mart 2009 Cumartesi
21:29:40
|
|
|
Ölüm Sessizliği
Çok erken pes ettim tükendi sabrım Katmerli kederden derindi kahrım Örselendi sinem delindi bağrım Yalnızlık bir ölüm sessizliğiymiş
Ne sesime ses var ne bir karşılık Yaşlı bir çınarım sanki asırlık Söndü tüm ışıklar her yer karanlık Yalnızlık bir ölüm sessizliğiymiş
Saplandı başımdan çıkmıyor ağrım Kendime değil bu asi tavrım Neden feryadımı duymuyor tanrım Yalnızlık bir ölüm sessizliğiymiş
|
|
|
14 Mart 2009 Cumartesi
21:30:20
|
|
|
Mavi gemiYaşayan ölüler çaresiz bir hayat, ölüm kadar yakında yalnızlık, hayat artık durağan. Kaç gün oldu? Bir telefon sesine, bir kapı ziline hasretim. Duvarların dostluğu içimi kanatıyor, tek duyduğum, musluktan damlayan suyun sesi, içimi karartıyor. Umut artık isyankar keşmekeş talan olmuş. Bize kalan mavi gemileri beklemek artık, çoktan giden bir daha dönmeyecek, mutluluğun mavi gemilerini.
|
|
|
Sahra basak (senanurr)
1468
|
|
15 Mart 2009 Pazar
17:17:25
|
|
|
hüzünlendik galiba rabbim gülmeyi nasip etsin
|
|
|
15 Mart 2009 Pazar
19:37:31
|
|
|
Aminnnnnn......
|
|
|
16 Mart 2009 Pazartesi
21:05:18
|
|
|
SANA GELİYORUM Ruhumda deli yangınlar,
Bedenimde soğuk terler,
Yüzümde masum bir çocuk utangaçlığıyla,
Yollara verdim kendimi,
Bak yine sana geliyorum,
Ey aşk…
Senden bir şeyler almaya,
Belki sende bir gece kalmaya,
Bir ben varmış sende,
Bir ben kalmıştı ya sende,
Onu gözlerimle görmeye,
Bendeki seni, sana vermeye,
Biliyorsun tabiki,
Aslında bunlar hep bahane,
Ben seni sevmeye geliyorum,
Belkide beni ne kadar,
Sevdiğini bilmeye geliyorum,
Sana geliyorum canım,
Seninle ağlamaya,
Seninle coşup gülmeye… M.METİN BAŞ
|
|
|
16 Mart 2009 Pazartesi
21:55:02
|
|
|
SANA GELİYORUM
Görmeden, doğduğum gecenin seherini
Ellerim değmeden anama,
Ve günah izi yokken dudaklarımda,
Bebeklere has bir dille ağlayarak,
SANA geliyorum SANA
Çırılçıplak
Köklerim siğmadı zamana;
Silktim ham meyvelerimi utandım da,
Bir garip ağaç oldum aşk uükesinde,
Kutsal duygularınla donandım yaprak yaprak
SANA geliyorum SANA
Dalbudak
Ne bir dürüm ekmek var heybemde
Ne içecek suyum kana kana...
Bir tutam umutla düştüm yollara,
Bazan yürüyerek, bazan koşarak
SANA geliyorum SANA
Yalınayak
Yollar uzadıkça yük ağırlaştı,
Ateş düştü gönlümdeki harmana
Bıraktım ağrıyı, sızıyı bir yana;
Hasretinden ipil ipil yanarak,
SANA geliyorum SANA
Bir avuç toprak
Seyrettim uzaktan benliğimi ki,
Et, kemik, kan değilmiş mana
Sevdiğim için, ismin hakkına
Ölümü dilememek icin ağlayarak,
SANA geliyorun SANA
Ya sevdiğim...
|
|
|
Sahra basak (senanurr)
1468
|
|
17 Mart 2009 Salı
12:19:57
|
|
|
MERHABA YABANCI; Otur şöyle bir kenara, bir sigara yak Anlatmak ister misin bana. Belki senin anlatacağın çok şey vardır Hayata dair... Sevgiler, aşklar, ihanetler, riyakarlıklar İstersen anlatma hiç bir şey Sessizce öyle kal; Sadece bir birimize omuz olalım Susmak ta bazen çok şey anlatır Sadece rüzgarın sesini dinleyelim Bak oda neler anlatıyor Yok! hayır sakın bana beni sorma........ Ben kendimi anlatamam sana Benim evcilleşmiş acılarım var Hayatta tek başaramadığım şey bu zaten.... Kısa cümleler kurarak konuş Uzun cümleler manasız oluyor Ne o neden gözlerin doldu....? Hadi gel seninle mutluluk oyunu oynayalım Biraz hayal kuralım, sonra onları yakıp ısınalım Kimsenin keşfedemediği yerde tahta bir evimiz olmuş Önünde akan minik bir dere, ufacık şirin bir bahçe Bu eve mutsuzluklar hiç uğramasın Hadi sen balık tut bende roka toplayayım........ Ben dans etmeyi çok severim bilir misin.............? Benimle dans eder misin........ Bak gördün mü yabancı gözlerin parladı Birkaç dakikada nasıl yakaladık mutluluğu Oysa birbirimizi tanımıyoruz bile Duygularla anlaştık senle Burası çok soğudu ben üşüdüm artık Hadi vakit doldu; yakalım şimdi bunları evi ısıtalım.B.K..
|
|
|
17 Mart 2009 Salı
22:56:44
|
|
|
ABLAM HARBİDEN AĞLAMAK İSTİYORUM YAAAAAAAAAAA                 BENİ ÖLDÜRDÜN YAAAAAA AH SU YAZDIKLERIJNI ANLAYAN OLSA         
|
|
|
17 Mart 2009 Salı
22:57:19
|
|
|
NEDEN SNEİN GİBİ DÜŞÜNE YOK ÇEVREMDE                     
|
|
|
Sahra basak (senanurr)
1468
|
|
17 Mart 2009 Salı
23:02:44
|
|
|
Ben Sana Mecburum
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.
Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatih`te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.
Belki haziran da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy`de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin
ATİLLA İLHAN
|
|
|
Sahra basak (senanurr)
1468
|
|
17 Mart 2009 Salı
23:04:35
|
|
|
Allahım güldür şu dostlarımı dermansız dert verme sıkıntılarını feraha erdir mutlulukları çok dertleri hiç olmasın amin
onur gülmeni istiyorum ağlamanı değillll
|
|
|
18 Mart 2009 Çarşamba
00:06:36
|
|
|
Ablam ne yapayım elimde bir tek o kaldı ben ağlamayayım da kim ağlasın ablam                    Ben bu kelimeleri anlatamadım oına yanarım yada kimse anlamak istemedi ne yapayım...       
|
|
|
18 Mart 2009 Çarşamba
10:09:23
|
|
|
SÜZÜLÜYORDUN YANAKLARIMDAN Bu akşam yine göz kapaklarımdaydın,
Yavaşca süzülüyordun yanaklarımdan,
Bana bir buseydi bu tuz tadında olsa bile,
Aldım öptüm senin dudaklarından.
Diğer yanağımdada bir sıcaklık,
Bir ıslaklıl vardı,
Çok dikattli iniyordun,
Usulce incitmeden acıtmadan,
Başka güzellik varmıydı,
Varsa söyle,
Tuz tadındada olsa,
Daha güzel ne olabilir senin tadından.
Bir selam yollamıştın bana,
Çok uzaklardan hasret kokan sıladan,
Nede yollasan yetmiyor işte,
Doyulmuyor sen olamadan… M.METİN BAŞ
|
|
|
Sahra basak (senanurr)
1468
|
|
18 Mart 2009 Çarşamba
10:40:28
|
|
|
merhaba metin bey ilham kaynağı kim acaba şiirler güzel ve anlamlı msj içeriyor gerçi bir olaya şahit olmakta bülbül gibi şakırdatıyor kişiyi ama bir ilham kaynağı olmalı şairlerin
mesela ebru gündeş her yeni albümü için yeni bir sevgili ediniyor ve ben buna anlam veremedim aynı kişiyi sevmek olmuyormu yenilemekmi lazım ) kendinize iyi bakın
|
|
|
18 Mart 2009 Çarşamba
10:55:26
|
|
|
HER İNSANI YARALAYAN ETKİLEYEN VEYA ULAŞAMAIDIĞI İÇİNDE UKDE KALAN ŞEYLER OLMUŞTUR SAHRA HANIM.ESKİ SEVGİLİYE YAZILIR,ÖLEN SEVGİLİYE YAZILIR EŞİNE ÇOCUĞUNA YAZILUR AMA ŞİİRLER GENELDE ÖZLEM VE KAVUŞAMAMAYI KONU ALIR.BİZİMDE SEVGİLİMİZ TEK ARTIK ODA EŞİMİZ BU SAATTEN SONRADA BU DEĞİŞMEZ ALLAHIN İZNİYLE AMA SEVDALAR ÖLMEZ SEVGİLER HEP YÜREKTE KALIR İÇİNİ ISITSADA KALIR YAKSADA KALIR.DİLEĞİM ISITAN SEVDALAR OLSUN YAKMAYAN SEVDALAR OLSUN...HAYAT UZUN BİR MARATON VE BU MARATONDA 15İNDE BAŞLIYORSUN AŞKI TANIMAYA VE ARADAN BİR SÜRÜ OLAYLAR GELİŞTİKTEN SONRA EVLENİYORSUN VE HAYATDA ÖYLE DEVAM ETMEK ZORUNDA SAHRACIM...SEVGİYLE KAL...
|
|
|
18 Mart 2009 Çarşamba
16:26:56
|
|
|
Ben bu konuları bi daha hayata gelsem yaşamak istemezdim....
|
|