Şehirler > GAKKOŞLAR > Mesaj Panosu > ZAVALLI ŞİİRLERİM...

ZAVALLI ŞİİRLERİM...


GönderenMesaj

Onur (firegod)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1793
29 Mart 2009 Pazar 18:27:58
güzel şiir abim devam...

Kadir (esder_km)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2771
30 Mart 2009 Pazartesi 11:12:12

hımmmm.... sizi yaşlılar sizi...

Metin (gakgos_33)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2714
30 Mart 2009 Pazartesi 13:23:44
kaç yaşlılar kadir...

Metin (gakgos_33)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2714
30 Mart 2009 Pazartesi 13:32:12

     BİR DELİ AŞK HALİM
 
Bir delilik halime denk getirip,

Beni yoldan çıkarma ey aşk,

Süprüntü durumlara salma beni,

Düşürme gece yarıları yollara…

En savunmasız anımda,

Alnımın ortayerinden vurma ey aşk,

Kurulu tetiğimle oynama,

Boşaltma zembereğimi boş yere,

Kurşundan daha çıkarım namludan,

Vurgun yediğim zamanlar…

Eğlenmek istiyorsan aradığın ben değilim,

Sazlı sözlü yerlere gidelim,

Ben söyleyeyim sen dinle,

Ben çalayım sen söyle,

Ama benimle boş yere eğlenme,

Ey aşk…
  
                   M.METİN BAŞ

Gül (akgül)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
30 Mart 2009 Pazartesi 20:29:05
abi yüreğine sağlık ellerine sağlık

Onur (firegod)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1793
30 Mart 2009 Pazartesi 23:32:16
Zamanin birinde hükümdarın biri bir yarışma düzenlemis. En güzel mutluluk resmi yapan kisi en büyük ödüle hak kazanacakmış. Duyuru tüm ülkeye yayılmış. Ne kadar ressam varsa hepsi hazirlanmaya başlamışlar. Çok güzel eserler ortaya çıkarmışlar. Kimisi dingin bir göl resmi yapmış, kimisi doğadan güzel bir kesit hazırlamış, kimisi deniz manzarası oluşturmuş, kimisi aşkı resmetmiş, kimisi sevgiyi.. Günlerce süren çalışmalar sonrasında yarışma günü gelmiş çatmış. Onlarca ressamın eserleri hükümdara sunulmak üzere sergilenmiş. Hükümdar hepsini tektek incelemiş ve içlerinden birini seçmiş. Seçtiği resim adeta bir kaos ortamını yansıtmaktaymış. Resimde fırtına öncesi karanlık, rüzgarın şiddetini ifade çizgiler, bir çağlayan ve adeta kontrolsuzca akan bir nehir ve nehrin hemen dibinde bir ağaç. Ağacın üzerinde bir kuş yuvası, yuvanın içinde 3 tane yavru kuş ve annelerinin onları beslerkenki “an“ resmedilmişti. Hükümdar bu resmi yapan ressamı çağırır ve onun resmini “mutluluk“ resmi olarak seçtiğini ilan eder. Bu seçimin ardından büyük bir uğultu kopar diğer ressamlar arasında. Bir türlü anlayamazlar neden hükümdarın bu resmi seçtiğini. Onlara göre bu resmin neresi mutluluk ifadesidir, resmin bir kaos ortamından farkı yokturki. Resim insanda mutluluk yerine korkuyu çağrıştırmaktadır yine onlara göre.. Ve hükümdara sorarlar neden bu resim diye ? Hükümdar cevap verir ; “Gerçek mutluluk kaos ortamında dışarda olandan etkilenmeden , geçirgenliğini koruyarak, huzur içinde hayatına devam edebilmektir “ der. Gerçek mutluluk; iç dünyamız ile dışarda olanlar arasında uyum sağlayabilmektir. Dış dünyamızda bizden bağımsız oluştuğunu zannettiğimiz deneyimlerimiz aslında bizimle yakından ilintilidir. Olmakta olan deneyimlerimizi bizim yarattığımızdır. Biz kendi iç dünyamızın ihtiyaçları ile tamamlanmak ihtiyacındayızdır. Dolayısıyla başımıza gelen her şey aslında bize bizimle ilgili bir şeyleri işaret eder. Ve hayatımızdaki herkes bu anlamda görevlidir. Tıpkı bizimde onların hayatında görevli olduğumuz gibi. Biz bu gerçeği farkedene kadar olana karşı direniş gösteririz, olanı olduğu gibi kabul etmeyiz, olana teslim olamayız. İç dünyamızdaki bu karşıt durum bizim iç çatışması yaşamamıza ve iç diyalog yapmamıza neden olur. Zihnimiz sürekli gelecek ve geçmiş senaryoları ile doludur. Sürekli olayları zihnimizde defalarca yaşar , veremediğimiz tepkilerimiz vermeye çalışırız ama olan olmuştur ve artık zihnimizde verdiğimiz yanıtların hiç bir anlamı yoktur. Tam tersi bu durumu gerçeği deneyimlerken başaramadığımız içinde kendimize kızgınlık duyar, kendimizi sabote ederiz. Tüm bunlar yetmezmiş gibi dış dünyamızı kontrol etmeye başlarız. Bizi mutlu edeceğini düşündüğümüz her şeyi oluşturmaya çalışırız. Mutluluk için bir sürü şart koşarız ancak bazen onların hepsine de sahip olsak yine de mutlu olamayız. Çünkü her zaman koşullar değişir ve biri biterken öbürü başlar. Oysaki gerçek mutluluk kendi iç dünyamızın yarattıkları ile uyum içinde olup, bize işaret edilen gerçeklerimizi farkedip, kendi rolümüzü kabullenip olana teslim olabildiğimizde oluşur , artık içimizde direnecek hiç bir şey kalmamış demektir. İşte o “an” direnişin yerini mutluluk alır, hiç bir koşul olmaksızın. Bazen dış dünyamızda bizden bağımsız gelişen olaylar da vardır. Bunlara tabiat olaylarını, savaşları, salgın hastalıkları örnek verebiliriz. Ekolojik dengelerin korulabilmesi için bizim dışımızdaki olaylara da uyum sağlamamız önemlidir. Bu uyumu ancak kendi içimizdeki dengelerimizi kurarak başarabiliriz. Çünkü bu kez , her olan tıpkı bizim bireysel yaratımlarımız gibi tüm insanlığın oluşturduğu kollektif bilincin yaratımıdır. Bu kez kabullenmemiz teslim olmamız gereken gerçek budur. Olan olmaktadır. İşte gerçek mutluluk için bize düşen olanı görüp yapmamız gerekeni yapabilme cesaretini gösterebilmektir. İşte içimizde dokunduğumuz bu güç gerçek mutluluğumuzdur. Dışardaki koşullar ne olursa olsun.. Peki siz şimdi o hükümdarın yerinde olsaydınız aynı resmi seçermiydiniz ?

Kadir (esder_km)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2771
31 Mart 2009 Salı 11:21:04
bayağı yaşlılar abi))

Metin (gakgos_33)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2714
31 Mart 2009 Salı 13:12:43
ama şimdi seçmezdim...

Metin (gakgos_33)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2714
31 Mart 2009 Salı 13:16:45

        SEN İNCİNME KIRILMA
 
Sen incinme kırılma diye,

Bazen duygularımı kapatıyorum sana,

Saklıyorum senden bir parça,

Eski bir sevdaymış deyip,

Bir kenara atmandan korkuyorum hep,

Evet aşkın riskti ve aldım göze,

Ayrılık provalarını yaptım,

Kendi kendime defalarca,

Tekrar geldiğimde açmayacakmısın,

Yüreğinin kapılarını bana,

Yine beni öpmeyecekmi dudakların,

Islaklığı kalmayacakmı yanaklarımda,

Kolların hayatına sığdırmayacakmı,

Beni gülen gözlerle karşılamayacaksan,

Söyle ne işim var kapında,
 
                         M.METİN BAŞ

Onur (firegod)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1793
31 Mart 2009 Salı 23:12:22
evet aşık olmuş bilmem kaç sene evli olduğu eşi ve izmire duygu arık bilemem...

Metin (gakgos_33)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2714
1 Nisan 2009 Çarşamba 00:35:19
evet onu izmirden aldım havaalanından eve getirdim ama aklım izmirde kaldı çünkü ben izmiri çok seviyorum...

Metin (gakgos_33)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2714
1 Nisan 2009 Çarşamba 00:36:03

AŞIK OLDUM NİSAN’IN 1İNDE
 
Dostlar ya…

Kırkından sonra aşık oldum birden,

Yüz buldum,nisan’ın bir’inden,

Sarı saçlı,mavi gözlü bir dilbere,

Baharın hırçın havasındanmı,

Ege’nin sert suyundanmı bilmem,

Ama vuruldum ona derinden,

Yakışmazdı biliyorum,

Hayır gelmezdi bana bu sevgiden,

İşte oldu bir kere,

Şakaladım gönlümü sizlerle birlikte…

Nisan’ın birinden…

Ama şakacıkdan…
Valla şakacıkdan... 
         M.METİN BAŞ

Kadir (esder_km)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2771
1 Nisan 2009 Çarşamba 10:05:09
bu duygu neyin peşinde bir bana desin yani...

Metin (gakgos_33)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2714
1 Nisan 2009 Çarşamba 13:49:16
nisan 1 şakası yapmıştır kadir neyin peşinde olsun...

Onur (firegod)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1793
2 Nisan 2009 Perşembe 01:42:14
yok banada bazen abuk sabuk bişeyler sölüyo kasdir bende çözmüş değilim bir ara sana solerim...

Kadir (esder_km)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2771
2 Nisan 2009 Perşembe 11:40:37
neyse sağlık olsun...

Metin (gakgos_33)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2714
2 Nisan 2009 Perşembe 12:52:51
BU SEVDA YANMAZDI ATEŞLERDE…

İçimden fışkıran hüzne,gece bile titredi,
Gökyüzü tüm hışmıyla gürledi,
Bulutlar bile inim inim inledi,
Ağaçlar ağıt yakarken halime,
Yapraklar topraklardan gizlemeye çalıştı,
Sonbahar elini eteğini çekerken,
Bir daha geleceğim der gibi,
Har zamanki kibirle tekrar baktı,
Hazanın gölgesi apolet gibi duruyordu yakasında,
Kış göz kırparken tüm soğukluğuyla,
Yazın sıcak özlemi gibi,
Senin özlemin sarmıştı bedenimi,
Düşünmek bile bu kadar ısıtıyorsa içimi,
Elerini tutmak nasılda yakacaktı yüreğimi,
Mevsimler geçsede karlar yağsada,
Bu sevda üşümez, bu sevda ıslanmaz,
Bu sevda yanmazdı ateşlerde,
Bu sevda en sert fırtınalara bile direnir,
Teslim olmazdı korkak bir asker gibi,
Baharda hemen eriyen karlar gibi erimezdi,
Karışmazdı derelerin bulanık sularına,
Başkasını gözü görmezdi,
Adından başka ezberi yok,
Kalbi başka isme geçit vermezdi,
Ve o adı bir ömür taşımaya ant içmiş,
Aklında bir an bile silmezdi,
Bir kere sevmişti bu dünyada,
Bir daha asla sevemezdi…


M.METİN BAŞ


Onur (firegod)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1793
2 Nisan 2009 Perşembe 21:26:53
olsun paşam...

Metin (gakgos_33)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2714
2 Nisan 2009 Perşembe 23:53:09

GÖNLÜMÜN HAYALET RUHLU KADINI
  
Hasretin yine yakmaya başlamıştı,

Gecenin en zifirisin de.

Sarı saçların bölüyordu,

Karanlıkların karasını.

Elimdeki rakının öyle alıyordum tadını,

Birden sen masamda belirdin,

Oturuyordun karşımda izinsiz,

Gönlümün hayalet ruhlu kadını…

Yeşil gözlerin yine ok gibiydi,

Yayın hızla çekilmesini bekliyordu sanki,

Bu defa hedefin olmayacaktım,

Geçit vermeyecektim yakıp geçmene,

Silmem lazımdı seni hemen,

Çıkarmam gerekiyordu seni hayalimden.

Beynimi sadece alkole teslim etmeliydim,

Artık seninle sarhoş olmamaya yemin etmiştim.

Bırak beni,bu gece bırak yakamı kadın.

Rakımdaki anason çalsın beni yerlere,

Bedenime hükmetsin,fütursuzca,

Düşürsün beni en gülünç hallere,

Yüreğim rezil olacağına,

Varsın bedenim sürünsün yerlerde…
  
MEHMET METİN BAŞ

Kadir (esder_km)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2771
3 Nisan 2009 Cuma 09:49:23
kitap çıkartıcaz abi sana

Sayfa:6 - 7 - 8 - 9 - 10 - 11 - 12 - 13 - 14 - 15İlk sayfa « Geri · İleri » Son sayfa