|
Gönderen | Mesaj |
|
Sahra basak (senanurr)
1468
|
|
15 Mayıs 2009 Cuma
15:21:30
|
|
|
İlan-ı Aşk Ediyorum!İlişkileri erkeklerin başlatması kural mıdır? Kadınlık onuruna yakışmaz mı aşkını dile dökmek? Saklamak mı lazımdı bilemiyorum? Bildiğim tek gerçek var, seni seviyorum! İlan-ı Aşk Ediyorum! Günlerdir içimde biriken cümlelerim var. Sana coşan yüreğimi dindirmek mümkün değil. Aşk denilen bu oyunu, emin ol herkesten fazla bilirim. Tüm hamlelerini ezberlemiş, her hareketin karşılığında ne geleceğini bilen bir kadın olarak söylüyorum, ben oynamıyorum! Bu sefer, en azından bir kere daha aşka güvenmek için, bütün kirliliğinden, şartlarından, düzeninden ve kurallarından sıyrılarak, oyuna katılmıyorum. Bu yürek kaç sevda gördü bir bilsen? Kaç kez şahitlik etmiştir içinde sevgi olan yeminlere? Aşka olan inancımı kaç kere kırdılar, yine kalktım, yeniden denedim. Hiç bozmadım kalbimi, umutlarımı kirletmedim. Elimden geldiğince sakladım, korudum aşkı, hatta sen şifresini çözene kadar bir kasada kilitli duruyordu. Madem açtın artık kapıyı, görüldü yüzü içimdeki sevginin, o zaman dedim, sonuna kadar yaşayalım. Razı olacağım ne varsa bu ilişkide yaşanacak. Samuel Beckett’in sözleri geliyor aklıma: Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil, daha iyi yenil! En fazla bir daha kanar içim diyorum, ne olacak? Bir kere de sana kanmak istiyorum. Bize böyle öğretilmedi aslında. Duygularını saklamak, içindekileri bastırmak, aşkını itiraf etmemek, naz yapmak doğru gibi gösterildi. Genel geçer kurallara bakarsak da öyle duruyor. Kimseden olmasa, kendi yaşamımdan yola çıkarak biliyorum ki, bir erkeğe bu kadar gönül açılmaz. Sonra çok acıtırlar canını, ne varsa içinde iyiye, sevgiye ve güzele ait olan, kirleterek parçalarlar. Bütün bu aşk yasasının kanunlarını değiştiren tek bir şey var: Sen!Sana güveniyorum, biliyorum ki bu söylenenler içinden bir canavar çıkartmayacak. Kalleşliği peşinde dolaştırmayacaksın, ilk fırsat bulduğunda hançer batırmayacaksın bu büyük sevgiye. En azından inancım ve umudum var. Bu da çok büyük bir zenginliktir, kalp yolunda birleşmek isteyen biri için. Her ne yaşanacaksa elinde, kabul ediyorum. Fakirliği, ağlamayı, kahkahayı, acıyı ve tatlıyı, ne varsa paylaşalım diyorum. Üstelik laf olsun diye değil, hayatın tüm gerçeklerine rağmen söylüyorum. Beklentisiz sevmeyi denedim ama sensiz geçen geceleri bu yüreğe anlatamıyorum. Bir masal düşlemiyorum. Biliyorum ki, kavgasız, gürültüsüz geçmiyor ömür. Elbette sinir edecektir birkaç hareketin beni, belki kırılacağız birbirimize, hep gülistanlık değil ya yaşam? Olacaklara rağmen, gideceğini bir gün bilerek, şu kısa hayatta sadece az zamana sığacak olsa da seninle geçirilecek bir süre istiyorum. İşin özü sevgilim, dolabın bir kısmını boşaltıyorum, salondaki koltuğun sevdiğin bir köşesini, kütüphanemden rafları, sana ait bir çalışma masasını, iç çamaşırı dolabından bir çekmeceyi, iki balkondan birini; yatağımın, ekmeğimin, aklımın ve ruhumun yarısını; kalbimin ise tamamını teklif ediyorum. Yani ilan-ı aşk ediyorum, şu uzun yaşam yolculuğunda bana tanıklık eder misin?
|
|
|
15 Mayıs 2009 Cuma
15:26:36
|
|
|
slmlar nasılsınız
|
|
|
15 Mayıs 2009 Cuma
20:52:07
|
|
|
Sahra güzel yazı tebrik ederim a s bu arada muharrem...Dönmem için bi sebep göremiyorum cengiz kardeşim...
|
|
|
21 Mayıs 2009 Perşembe
14:54:05
|
|
|
ben goruyorum sebep erkek erkege konusalım. sen nedenın gayet ıyı bılıyorsun.amacım kavga degıl sadece konusacaz o kadar beklıyorum.onur ok beklıyorum.kımsenın senı tehdıt falan ettgı yok yanls anladın galıba beklıyorum ok. nasılsınz dıger arkdaslar.
|
|
|
21 Mayıs 2009 Perşembe
22:13:34
|
|
|
Cengiz sanırım bi olay karşısında yine böyle bir konu için çağırmıştın sanırım bayağı uzun zaman oldu diye hatırlıyorum...
|
|
|
28 Temmuz 2009 Salı
17:37:36
|
|
|
25.07
2009 Cennet Manzaralı Şiir... Mehmet Metin Baş
Derin bir göç var bedenimde, Hicretime mülteci bir yer aramaktayım. Helak olmuş kavm`in son temsilcisi gibi, Sevmenin suç sayıldığı bir irticadayım. Ben kırkbin kırbaç cezası, Kadınıma reva görülen recm`in, Ellerinde taşla bekleyenlerin tam ortasındayım. Eski haritalarda bile yeri olmayan, Rotası kaybolmuş irtifadayım... Nazım`ı memleketimden sürenler yine hortlamış, Horlanmış bakışlarla dövülmüş, Dışlanmış bir komünist damgasındayım. Tuhaf sorgulara maruz kalmış, Sır`at dan geçerken itilip köprüden atılmış, Gafil bir günahkar edasındayım... Sen ne bileceksin beni ey yobaz, Ben kah olur, Şeyh bedrettin sof`asındayım, Kah olur, Ömer hayyam`la şarap sofrasındayım, İllegal bir mahkemenin densiz bir yargısındayım... Aç yüreğini bak dünyaya, Kalp gözünü perdelemişlerin kumpasındayım... Özgürlük var benim karakterimde, Ser`inde özgürlüğünü paraya satmayanların kolundayım, Ben şair yüreklerin korkusuzca yürüdüğü, Sevgi pınarlarının gürül gürül aktığı, Manzaralarının cennet bahçelerine baktığı, Aşk od`unun fütursuzca yaktığı sevda yolundayım...
Mehmet Metin Baş
|
|
|
28 Temmuz 2009 Salı
17:38:39
|
|
|
selam arkadaşlar bir şiirle halimi anlatayım dedim.sevgiler selamlar...
|
|
|
28 Temmuz 2009 Salı
18:16:28
|
|
|
eyvallah paşam bir yerlere bekler oralarda şiirlerini beklerim ... 
|
|
|
3 Ağustos 2009 Pazartesi
10:02:35
|
|
|
a.slm ben halimi ali tekintüre nin--ölüm ölüm öldüm burda ile anlatabilirim...
|
|
|
3 Ağustos 2009 Pazartesi
13:31:21
|
|
|
  
|
|
|
4 Ağustos 2009 Salı
09:01:03
|
|
|
slmlar günaydın ey dostlar nasılsınız...
|
|
|
4 Ağustos 2009 Salı
13:19:29
|
|
|
tek başına sen nasılsan burasıda öyle işte... 
|
|
|
5 Ağustos 2009 Çarşamba
15:45:28
|
|
|
sıkıcı yani eskiden böle deildi ama cevap yetişitrmekte zorlanıyodum...
|
|
|
5 Ağustos 2009 Çarşamba
17:11:17
|
|
|
  Bu arada herkesin beraat kandili mübarek olsun...
|
|
|
7 Ağustos 2009 Cuma
17:01:41
|
|
|
AMİİİİİİİİİN...
|
|
|
7 Ağustos 2009 Cuma
18:42:15
|
|
|
   
|
|
|
8 Ağustos 2009 Cumartesi
00:43:23
|
|
|
kutlu olsun...
|
|
|
8 Ağustos 2009 Cumartesi
00:48:45
|
|
|
07.08
2009 Tersine Akıyorum
Bu şiir, 07.08.2009 tarihinde dünden inciler listesinde yer almıştır.
Yine serin bir yaz akşamı Ege kendi dinginliğine dalmış, Sessiz sedasız...
Yine yollara çağırıyor beni özlemin, Günah çıkaralım deyip durur hasretin, Tersine akan dereler gibi akıyorum, Kanatlandım her uçurumun kenarından, Dünyaya tepeden kuşbakışı bakıyorum. Birazda senin beni sevme şekline gıcık oluyorum. Abdestsiz namaz kılmaya benzemiş, Ya da her öğün yemek yiyerek, Oruç tutmak gibi olmuş sevmen...
Ne yapayım söyle, Şu arsız gönlüme gülüyorum, Benim değişmeyen kıblemdi, Atan kalbin oysa. Sanki bir gariplik var, Değil eskisi gibi. Tütsü yakıp beklemiyor baksana, Ödün vermiyor uykusuz kalma uğruna. Sevişme saatlerinde reklamlar oynuyor şimdi. Oysa ne romantik şarkılarla sabahlardık, Nice geceleri fütursuzca atardık arkamıza. Gözlerimiz kan çanağına dönerdi hani, Sadece gece örtüyordu üstümüzü
Ve Karanlıklar besliyordu bizi...
Şimdi kumarhane baskını yemiş gibi, Ellerinle kapama yüzünü bana, Ne olur sudan bahanelerle gelme yanıma, Ya sevmiyorum de, Ne bilim çek git de, De işte... Ne dersen de, Bak ben hassas adamım kolay yıkılsam da, Gel yıkma bendeki seni, Acıtma zülfü solmuş, Sevgiye susamış bu teni...
Mehmet Metin Baş
http://www.siirkolik.com/
|
|
|
8 Ağustos 2009 Cumartesi
19:44:08
|
|
|
vay metin abim helal olsun...
|
|
|
10 Ağustos 2009 Pazartesi
18:51:09
|
|
|
helal olsun sana helal olsun metin abime
|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|
|