Gönderen | Mesaj |
|
11 Haziran 2009 Perşembe
17:49:05
|
|
|
19.05
2009 Mola Süreniz Bitmiştir...(istanbul dönüşü
Bahar elini yeni yaza uzatırken, Bizde verdik elele sıcak bir günde, Hepsi kralı şiirlerin,sultanı şairlerin... Eylül daha gelmeden dokundu yüreklere, Aşk ne zaman engel tanımışki. Sevda isterse çıkarıyor göklere...
Dönüş yolundayım çay içiyorum, Anons... İstanbul`dan Manisa`ya gitmekte olan, Şiirkolik`in sayın yolcusu, Mola süreniz bitmiştir... Eee. Şiirkolik`teki sayfanızda, Yer almanız önemle rica olunur... Vay benim başım üstüne...
Geçiyordu gözümün önünden, Herkes gülümseyerek, Dağıldık tekrar sessizce, Herkes çok keyifli,çok renkli, Kimi evli,kimi bekar, kimi dul, Ne fark ederki gönüller birdi, Buluşturdu bizi,aziz istanbul...
Mehmet Metin Baş
524 kez okundu.
|
|
|
11 Haziran 2009 Perşembe
21:47:41
|
|
|
İstanbul 7 tepeli istanbul yaşanması zor kalması bi hayli zor ne dersin metin abim eyvallah bu arada...
|
|
|
19 Temmuz 2009 Pazar
20:47:45
|
|
|
herkeze iyi akşamlar diler ve kandilinizi kutlarım sevgiler saygılar sunarım sağlıcakla kalın...
|
|
|
20 Temmuz 2009 Pazartesi
11:31:46
|
|
|
saol sen,nde kandilin mübarek olsun muharrem...
|
|
|
Sahra basak (senanurr)
1468
|
|
6 Ağustos 2009 Perşembe
11:20:40
|
|
|
nice kandillere onur seni istanbulda bir ben bulamadım ) burda öyle biri yok dediler umarım iyisinizdir::: )
|
|
|
6 Ağustos 2009 Perşembe
14:09:16
|
|
|
Sen aramasını bilmemişindir...    
|
|
|
7 Ağustos 2009 Cuma
17:02:51
|
|
|
geçmiş kandiliniz kutlu olsun...
|
|
|
7 Ağustos 2009 Cuma
18:42:54
|
|
|
saol ve amin...
|
|
|
Sahra basak (senanurr)
1468
|
|
7 Ağustos 2009 Cuma
22:50:15
|
|
|
onur merak ettim neler konuştunuz metin beyle hadi kulağıma söyle )) dermişim
|
|
|
8 Ağustos 2009 Cumartesi
00:42:53
|
|
|
iyi şeyler konuştuk ve kulaklarınızı çınlattık sevgiler...
|
|
|
Sahra basak (senanurr)
1468
|
|
8 Ağustos 2009 Cumartesi
09:35:37
|
|
|
mehtap hanım siz o kadar seyrek giriyorsunuzki veya ben göremiyorum o yüzden hep böyle olursak bir gün hep kayboluruz beni af edin zaman zaman hastalıklardan dolayı kayboluyorum rabbim beni seviyor inşallah biri bitiyor biri geliyor
sağlıcakla kalınız herkes toplansın artıkkkkkkkk )))))
|
|
|
8 Ağustos 2009 Cumartesi
19:45:02
|
|
|
sen gelki toplanalım hanfendi... 
|
|
|
9 Ağustos 2009 Pazar
19:56:17
|
|
|
Tamam sen istersen ben hanım lafını bırakırım...   Bu arada sahracık kendine iyi bak nedenini biliyosun....  
|
|
|
10 Ağustos 2009 Pazartesi
18:53:27
|
|
|
ewet ewet bencede aynen katılıyorum
|
|
|
Sahra basak (senanurr)
1468
|
|
10 Ağustos 2009 Pazartesi
20:09:44
|
|
|
iyi bir hafta dilerim sevgilerimle...


Hayat Ertelemeye Gelmez.
Hayatta neleri ıskaladığımızı hiç durup bir düşündünüz mü? Bir şeyi tercih ederken aslında nelerden vazgeçtiğimizi?
Nasılsa hep birlikteyiz diye en yakınlarımızdan neleri esirgediğimizi? Neyse, bu hafta olmadı, haftaya inşallah
diyerek neleri, belki bir ömrü ertelediğimizi? Bu kadar emin miyiz bizim için veya sevdiklerimiz için bir yarın olduğuna
gerçekten? Peki ya yoksa
15 dakikalık uyku için güzel örtülerde peynirli, domatesli; ballı, kaymaklı kahvaltıdan vazgeçiyoruz, kuru bir
simide talim oluyoruz. Servise bindiğimizde sıcacık bir gülümsemeyi ve hatta bir günaydını esirgiyoruz iş
arkadaşlarımızdan. İşe gelince de sıradan bir nasılsın deyip arkadaşımıza, cevabını bile dinlemeden telaşla işe
girişiveriyoruz. "Dün buradaydı ve iyiydi, nasılsa yarın da burada olacak" diye mi düşünüyoruz? Peki ya yarın işe
geldiğimizde onun acı bir trafik kazasında hayatını kaybettiğini öğrenirsek
çocuğumuz bacağımıza sarılıp çekiştirdiğinde şimdi olmaz, şu bulaşığı bitirmem gerekiyor. Ya da…
Dur şimdi, önemli bir haber izliyorum, görmüyor musun diyerek küçük bir öpücüğü, bir kucaklaşmayı bile
erteliyoruz çok zaman. Zaman ilerlediğinde, çocuğumuzun küçüklüğü hakkında bir şeyleri hatırlamak isteyip de
hatırlayamadığımızda artık çok geç olmayacak mı?
Yağmurda şemsiye açıyoruz, şöyle deli gibi ıslanılacak kaç yağmur daha görebileceğimizi bilmeden 20 dakikalık
yol için otobüse biniyoruz, ne zamana kadar yürüme kabiliyetine sahip olacağımızı bilmeden ya da engelli birinin
yürümek için neler verebileceğini düşünmeden
Her tercih bir vazgeçiştir aslında
Takip ettiğimiz bir diziden vazgeçmemek uğruna, arkadaşlarla yapılacak hoş sohbetlerden vazgeçiyoruz.
Para, kariyer, şöhret uğruna ailemizden, dostlarımızdan, değerlerimizden ve hatta hayatımızdan vazgeçiyoruz.
Hangi zamanı kimlerden çalıyoruz, çantada keklik gibi gördüklerimizden mi?
Sokakta kafamız önümüzde yürüyoruz; öten kuşları, yeşeren ağaçları, flüt çalan küçük çocuğu, size bakıp
gençliğini hatırlayan yaşlı teyzeyi bile fark etmeden, öyle hızlı hızlı geçip gidiyoruz hayatın kıyısından.
Ya da hayat geçiyor bizim kıyılarımızdan ve bir türlü uzanıp yakalayamıyoruz. Çünkü hep yetişilecek bir yerler
oluyor hayatta, hep yetiştirilecek bir işler, hep kaçırılmaması gereken otobüsler, uçaklar
Peki ya kaçırdıklarımız, yetişemediklerimiz ve tabii yetişilemediklerimiz
Şöyle bir hikâye anlatıla gelir:
Meksika´da İnka tapınaklarına çıkmak isteyen Avrupalı bir grup arkeolog, birkaç yerli rehberle yola koyuluyor.
Dağın tepesindeki tapınaklara giden uzun yolu, kısa bir sürede yarılıyorlar. Aynı hızlı tempoyla biraz daha yol
aldıktan sonra, yerliler kendi aralarında konuşup birden yere oturuyor ve böylece beklemeye başlıyorlar.
Tabii Avrupalı arkeologlar buna bir anlam veremiyorlar. Saatler sonra, yerliler kendi aralarında konuşup
tekrar yola koyuluyorlar, sonunda tepenin üstündeki görkemli İnka tapınaklarına geliyorlar.
Arkeologlardan biri, yaşlı rehbere soruyor, ´Hiç anlayamadım, niye yolun ortasına oturup saatlerce yok yere
bekledik?´ Yaşlı rehberin cevabı o kadar güzel ki; ´Çok kısa sürede çok hızlı yol aldık, ruhlarımız bizden çok
uzakta kaldı. Oturup ruhlarımızın bize yetişmesini bekledik...´
Bir gün geri dönüp baktığımızda her şey için çok geç olacak ve muhtemelen ruhlarımız taaa çocukluğumuzda
kalmış olacak; saf, temiz ve yavaş. Ve pişmanlıklarımızı yaşayacağımız bir hayatımız bile olmayacak.
O zaman yarın değil bugün, hemen şimdi. mehtapcığım buda senin içindi
|
|
|
12 Ağustos 2009 Çarşamba
09:03:22
|
|
|
Bu kadar uzun yazı yazmayada gerek kalmaz hayatı ertelemek için ama neyse sen anladın sahracık......
|
|
|
Sahra basak (senanurr)
1468
|
|
12 Ağustos 2009 Çarşamba
11:15:06
|
|
|
onurrr deli çocuk sende )))))))))))))))))
|
|
|
12 Ağustos 2009 Çarşamba
12:13:22
|
|
|
yine döktürmüşün sahra abla ellerine sağlık...
|
|
|
12 Ağustos 2009 Çarşamba
19:46:16
|
|
|
ne yapalım bir tane sahracık var onuda kaybedemem dimi ama sizce...  Bence bir arada sahraya bir kurşun döktürmek lazım muharrem... 
|
|
|
Sahra basak (senanurr)
1468
|
|
12 Ağustos 2009 Çarşamba
22:31:15
|
|
|
tşkrler muharrem sen iyi günlerimde görecektin evet onur nazara geldim düne kadar en sağlıklı benim derken çorap söküğü gibi geldi aaa kanseri yendik şimdi dizlerim dün sıvı enjekte tti doktor
Allahım tüm hastalara şifa onur demekki herkes kaçtı bir ben kaldım dimi iyi ozaman ben kaçmam hatırın var nede olsa
|
|