MELEKLER DİYARI > Mesaj Panosu > SOHBET

SOHBET


GönderenMesaj

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 10:12:51
evet haklısın ülke ekonomisinin buna da ihtiyacı var keyfinin yerine gelmesine sevindim...

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 10:16:44
evet felaket derecede uykusuzum ama bu çözümü ancak akşam bulunabilecek bi sorun ben akşama kadar uykusuz kalmaya mahkumum

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 10:29:40
işte benimde merak ettiğim tam olarak bu

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 10:30:57
Gökkuşağı

Dünyanın bütün renkleri bir gün bir araya toplanmışlar ve hangi rengin en önemli en özel olduğunu tartışmaya başlamışlar:



YEŞİL demiş ki:

"Elbette en önemli renk benim..ben hayatın ve umudun rengiyim..çimenler,ağaçlar,yapraklar için seçilmişim..Şöyle bir yeryüzüne bakın, her taraf benim rengimle kaplı..."



MAVİ hemen atılmış:

"Sen sadece yeryüzünün rengisin..ya ben? Ben hem gökyüzünün hem denizin rengiyim. Gökyüzünün mavisi insanlara huzur verir, ve huzur olmadan siz hiçbir işe yaramazsınız"



SARI söz almış:

"Siz dalga mı geçiyorsunuz? Ben bu dünyaya sıcaklık veren rengim..güneşin rengiyim.. ben olmazsam soğuktan donarsınız hepiniz"



TURUNCU onun sözünü kesmiş:

"Ya ben?? Ben sağlık ve direncin rengiyim...insan yaşamı için gerekli vitaminler hep benim rengimde
bulunur..portakalı, havucu düşünün.. ben pek ortalarda görünen bir renk olmayabilirim ama güneş doğarken ve batarken gökyüzüne o güzel rengi veren de benim unutmayın"



KIRMIZI daha fazla dayanamamış:

"Ben hepinizden üstünüm!!! Ben kan rengiyim!! Kan olmadan hayat olur mu!! Ben tehlike ve cesaretin
rengiyim!!! Savaşın ve ateşin rengiyim!! Aşkın ve tutkunun rengiyim!!!Bensiz bu dünya bomboş olurdu!!!"



MOR ayağa kalkmış:

"Hepinizden üstün benim.. ben asalet ve gücün rengiyim. Bütün krallar, liderler beni seçmişlerdir.. ben otorite ve bilgeliğin rengiyim, insanlar beni sorgulamaz.. dinler ve itaat ederler"



ve bütün renkler hep bir ağızdan kavgaya tutuşmuşlar... her biri diğerini itip kakıyor "en büyük benim" diyormuş... derken.. bir anda şimşekler çakmış ve yağmur damlacıkları gökten düşmeye başlamış... bütün renkler neye uğradıklarını şaşırmış, korkuyla birbirlerine sarılmışlar..



ve YAĞMUR'un sesi duyulmuş...



"Sizi aptal renkler..bu kavganızın anlamı ne, bu üstünlük çabanız neden? Siz bilmiyor musunuz ki her biriniz farklı bir görev için yaratıldınız, birbirinizden farklısınız ve her biriniz kendinize özelsiniz... Şimdi el ele tutuşun ve bana gelin"



Renkler bunun üzerine kendilerinden çok utanmışlar.. el ele tutuşup birlikte gökyüzüne havalanmışlar ve bir yay seklini almışlar..



Yağmur onlara "bundan böyle..." demiş.."her yağmur yadığında siz birleşip bir renk cümbüşü halinde gökyüzünden yeryüzüne uzanacaksınız ve insanlar sizi gördükçe huzur duyacaklar, güç bulacaklar..insanlara yarınlar için umut olacaksınız.....gökyüzünü bir kuşak gibi saracaksınız ve size G Ö K K U Ş A Ğ I diyecekler.. anlaştık mı?"



Bu yüzden ne zaman dünyamız yağmurla yıkansa, ardından gökyüzünde G Ö K K U Ş A Ğ I belirir..



Biz de gökkuşağındaki o renkler gibi birbirimizden farklıyız ve hepimiz özeliz..bunu bilerek etrafımızla uyum içinde yaşamalıyız.




Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 11:02:48
bence de

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 11:06:33
Acele Karar Vermeyin




Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama
Kral bile onu kıskanırmış... Öyle dillere destan bir beyaz atı
varmış ki, Kral bu at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin
tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış..

"Bu at, bir at değil benim için; bir dost, insan
dostunu satar mı" dermiş hep. Bir sabah kalkmışlar ki,
at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanmış: "Seni ihtiyar bunak,
bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala
satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın.
Şimdi ne paran var, ne de atın" demişler...

İhtiyar: "Karar vermek için acele etmeyin" demiş.
"Sadece at kayıp" deyin, "Çünkü gerçek bu.
Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar.
Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı?
Bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç.
Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez."

Köylüler ihtiyar bunağa kahkahalarla gülmüşler.
Aradan 15 gün geçmeden at, bir gece ansızın dönmüş...
Meğer çalınmamış, dağlara gitmiş kendi kendine.
Dönerken de, vadideki 12 vahşi atı peşine takıp getirmiş.
Bunu gören köylüler toplanıp ithiyardan özür dilemişler.
"Babalık" demişler, "Sen haklı çıktın. Atının
kaybolması bir talihsizlik değil adeta bir devlet kuşu
oldu senin için, şimdi bir at sürün var.."

"Karar vermek için gene acele ediyorsunuz"
demiş ihtiyar. "Sadece atın geri döndüğünü söyleyin.
Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceğini
henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıç.
Birinci cümlenin birinci kelimesini okur okumaz
kitap hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?"

Köylüler bu defa açıkçn ihtiyarla dalga geçmemişler
ama içlerinden "Bu herif sahiden gerzek" diye geçirmişler...
Bir hafta geçmeden, vahşi atları terbiye etmeye çalışan
ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış.
Evin geçimini temin eden oğul şimdi uzun zaman
yatakta kalacakmış. Köylüler gene gelmişler ihtiyara.
"Bir kez daha haklı çıktın" demişler.

"Bu atlar yüzünden tek oğlun, bacağını uzun süre
kullanamayacak. Oysa sana bakacak başkası da yok.
Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın"
demişler. İhtiyar "Siz erken karar verme
hastalığına tutulmuşsunuz" diye cevap vermiş.

"O kadar acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı.
Gerçek bu. Ötesi sizin verdiğiniz karar. Ama acaba
ne kadar doğru. Hayat böyle küçük parçalar halinde
gelir ve ondan sonra neler olacağı size asla bildirilmez."

Birkaç hafta sonra, düşmanlar kat kat büyük bir ordu
ile saldırmış. Kral son bir ümitle eli silah tutan
bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler,
ihtiyarın kırık bacaklı oğlu dışında bütün gençleri
askere almışlar. Köyü matem sarmış. Çünkü savaşın
kazanılmasına imkân yokmuş, giden gençlerin ya
öleceğini ya da esir düşeceğini herkes biliyormuş.

Köylüler, gene ihtiyara gelmişler... "Gene haklı
olduğun kanıtlandı" demişler. "Oğlunun bacağı kırık
ama hiç değilse yanında. Oysa bizimkiler,
belki asla köye dönemeyecekler. Oğlunun bacağının
kırılması, talihsizlik değil, şansmış meğer..."

"Siz erken karar vermeye devam edin" demiş,
ihtiyar. "Oysa ne olacağını kimseler bilemez.
Bilinen bir tek gerçek var. Benim oğlum yanımda,
sizinkiler askerde... Ama bunların hangisinin talih,
hangisinin şnssızlık olduğunu sadece Allah biliyor."



Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 12:14:00
iyiyim sercan sağol sen nasılsın

hoşgeldin gülay

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 12:24:26
TAMAM CANIM BEN ŞİMDİ GELİYORUM GRUBUNA BANA ÖZELDEN SOYADINI YAZ BEN SENİ ARKADAŞ LİSTEME EKLERİM...

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 12:26:44
SERCAN ÇOK GEÇMİŞ OLSUN KENDİNİ HASTA ETMEYİ NASIL BAŞARDIN

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 12:30:23
BENCE BU AKSİLİKTEN DEĞİL SENİN SAKARLIĞINDAN KAYNAKLANIYOR

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 12:41:54
NEYSE GEÇMİŞ OLSUN DİYELİM BARİ

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 12:59:26
BALİ = BARİ OLACAK SANIRIM

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 13:30:43
HERKES GÜLMÜŞ BENDE GÜLEYİM BARİ

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 13:49:02
çorba pilav tas kebabı idare eder mi önder

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 13:56:16
gülaycım şimdi mantı falan ayıp olmuyormu yani biz burda lokantanın sinekli çormasını saçının telini düşürdüğü taskebabını ve taşlı pilavını yiyelim sen orda mantı ye hakmı şimdi bu

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 14:04:15
zeynebim bak sayemde akşama kadar mantı özlemi çekmeyeceksin gülaycım sen nerde çalışıyorsun

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 14:10:31
EVET ÖYLEYİM AMA KIYMETİMİ BİLMİYORLAR İŞTE GÜLAYCIM SEN BANA BAYAĞI UZAKMIŞSIN

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 14:13:34
EVİM DUDULLU İŞYERİM SULTANBEYLİ

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
3 Ocak 2006 Salı 14:23:05
YA ARKADAŞLAR KAPAYIN ŞU MANTI MUHABBETİNİ AÇ VAR TOK VAR DİMİ

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
4 Ocak 2006 Çarşamba 08:40:52
HERKESE GÜNAYDIN GÜZEL BİR GÜN SİZLERLE OLSUN ARKADAŞLAR

Sayfa:63 - 64 - 65 - 66 - 67 - 68 - 69 - 70 - 71 - 72İlk sayfa « Geri · İleri » Son sayfa