Mizah > TurkComic MaXiMuM MiZaH > Mesaj Panosu > Canım grubun uyuyan üyeleri........)

Canım grubun uyuyan üyeleri........)


GönderenMesaj

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
2 Eylül 2005 Cuma 18:46:01
12. Barcelona Erotik Sinema Festivali Afisi

Volkan (volkanhan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2506
2 Eylül 2005 Cuma 18:55:45
Süper bir "göz"lem)

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
2 Eylül 2005 Cuma 19:01:48
))

Volkan (volkanhan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2506
2 Eylül 2005 Cuma 19:03:58
temel istanbulda yolda yürürkene şapkasının üzerinden başını kaşır
bunu gören birisi
hemşerim şapkanı çıkarıp kaşısana der
temel; sen kıçını kaşıdığında pantolonunu çıkarıymisun der

Volkan (volkanhan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2506
2 Eylül 2005 Cuma 22:49:57
Üç adam cennetin kapısında sorgu meleğinin karşısında duruyormuş (doğal olarak yeni ölmüş adamlar bunlar) .
İlk adama nasıl öldüğünü sormuş melek.
Adam anlatmış: 'Uzun süredir karımın beni aldattığından şüpheleniyordum. İş seyahatine gitme bahanesiyle evden çıktım ve 2 saat sonra haber vermeden döndüm.
Karım çıplaktı ve banyodan yeni çıktığını söyledi ama ben ona
inanmadım çünkü saçları kuruydu. Hırsla evi aramaya başladım, kimse yoktu, fakat yatak odasının penceresinde iki el gördüm. Yarı çıplak ter içinde bir adamdı bu.. Ellerine vurarak onu aşağı düşürdüm ama çok şanslıymış, çiçek tarhının üzerine düştü ve ölmedi. Ben de buzdolabını üzerine attım. Adam öldü ama bende kalp krizi geçirdim.

Sıra ikinci adamdaymış: Şortumu giymiş evimde günlük sporumu yapıyordum. Koşu bandını fazla hızlandırmış olmalıyım, birden şerit koptu ve beni üzerinden fırlattı,pencereden dışarı uçtum. Neyse ki alt katın penceresine tutunabildim.Ama manyağın biri beni ellerime vurarak aşağı düşürdü. neyse ki çiçeklerin üzerine düşüp kurtuldum ama sapık herif bu sefer de üzerime buzdolabını attı ve burdayım işte...

sıra üçüncü adamdaymış: 'Ben buzdolabının içinde çıplak bir
şekilde bekliyordum, kendimi burada buldum.'

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
3 Eylül 2005 Cumartesi 10:32:25
Varlikli capkinin erkeklik organinda bir ciban cikar.
Turkiyede hangi doktora gitse aldigi cevap,
"Kokunden kesilmesi lazim. Yoksa olursunuz!" olur.
Arkadaslari Fransayi onerirler. Gider, basvurmadigi doktor kalmaz. Cevap aynidir. Amerika' ya gider. Cevap degismez. Cok kizar.
Bir zenci doktor, adama acir,
"Kimseye soyleme, Afrikada bizim kabilenin buyucusu dedemdir,sana yardimci olabilir" der adresi tarif eder.
Adamcagiz, Afrika' ya gider. Kabileyi ve Buyucu dedeyi bin bir guclukle bulur.
Utanarak buyucu dedeye,
"Butun doktorlar kokunden hemen kesilmesi lazim.Yoksa yakinda olursun dediler" diye uzuntu icinde derdini anlatir.
Buyucu dede muayene eder ve kendinden emin bir sekilde guler,
"Korkma! Tam zamaninda beni buldun!"
Hemen bitkilerden ve yabani hayvan diskilarindan bir merhem yapar. Guzelce surer, sarar.
"Her aksam bana gel, 7 aksam merhem surmemiz lazim" der.
Adam sevincle ayrilir. Her aksam gelir, merhem surulur, 7.gun aksam yine merhem surulur. Tedavinin iyi gittiginden emin ve mutlu bir sekilde, cok az konusan buyucuye sorar,
"Nasil kesilmesinden kurtuluyor muyum?"
Buyucu agir agir basini sallar. Cubugundan emin bir eda ile duman ceker. Dumani magrur bir eda ile uflerken,
"Yok artik kesmek. Yarin gece Ay dogarken kendiliginden dusecek.


Luthien28 (iremsalar)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
3 Eylül 2005 Cumartesi 11:27:41
Merhabalar arkadaşlar :=)

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
3 Eylül 2005 Cumartesi 11:28:48
MERHABA.....
Hoşgeldinnnnnnnnn İrem.

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
3 Eylül 2005 Cumartesi 11:40:57
hadiii uyan o zaman.....))))

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
3 Eylül 2005 Cumartesi 11:43:41
Okulun ilk günü, ilk derste profesörümüz, önce kendini tanıttı, sonra "Bu yıl, yepyeni bir öğrencimiz var. Çok ilginç biri bakalım
bulabilecek misiniz" dedi...
Ayağa kalkıp etrafa bakmaya başlamıştım ki, yumuşak bir el omzuma dokundu... Döndüm... Yüzü iyice kırışmış bir yaşlı hanımefendi, bana
gülümseyerek bakıyordu...
"Ben Rose" dedi.. "Benim adım Rose, yakışıklı... 87 yaşındayım. Madem
tanıştık seni kucaklayabilir miyim?.." Güldüm... "Tabii" dedim...
"Hadi sarıl bana..."
Öyle sımsıkı sarıldı ki...
"Bu kadar genç ve masum yaşta üniversiteye niye geldin" diye şaka yaptım.. Minik bir kahkaha ile yanıtladı:
"Buraya zengin bir koca bulmaya geldim. Evlenip birkaç çocuk doğuracağım. Sonra emekli olup dünya turuna çıkacağım..."
Dersten sonra kantine gidip, birer sütlü çikolata içtik. Hemen arkadaş olmuştuk. Ertesi gün ve ertesi üç ay, sınıftan hep birlikte çıktık ve hep kantinde lafladık... Öyle akıllı ve öyle deneyimliydi ki, onu dinlemekle, derslerden daha çok şey öğrendiğimi hissediyordum.

Sömestr boyunca Rose kampüsün ilahesi oldu. Nereye gitse etrafı çevriliyor, çok çabuk arkadaş ediniyordu. İyi giyinmeyi seviyor, diğer öğrencilerin ilgisini çekmeye bayılıyordu. Rose hayatını yaşıyordu.
Hepimizden daha canlı, daha dolu yaşıyordu...
Sömestr sonunda, Futbol Balosuna davet ettik Rose'u... Konuşma yapması için... Orada bize verdiği dersi unutmama imkan yok...
Konuşmasını önceden hazırlamış ve bir yığın karta kocaman kocaman yazmıştı. Elinde bu deste ile kürsüye yürürken, kartları elinden düşürdü. Konuşma darmadağın olmuştu. Şaşkın, biraz da utanmış mikrofona doğru eğildi...
"Ne kadar beceriksizim, değil mi?... Özür dilerim... Buraya gelmeden önce heyecanım yatışsın diye bir duble viski attırdım. Sonucu görüyorsunuz... Şimdi bu kartları toplasam bile onları yeniden sıraya koymam mümkün değil... Onun için en iyisi ben size aklımda kalanları
söyleyeyim, olur mu?..."
Biz kahkahalarla gülerken, o bardaktan bir yudum su aldı ve konuşmasına başladı:
"Yaşlandığımız için eğlenmekten, oynamaktan, yaşamaktan vazgeçmeyiz...
Eğlenmek, oynamak ve yaşamaktan vazgeçtiğimiz için yaşlanırız. Genç
kalmanın, mutlu olmanın ve başarıya ulaşmanın sadece dört sırrı
vardır... Hergün gülmek ve yaşama katacak mizah bulmak... Bir rüyanız olmalı mutlak... Rüyalarınızı kaybettiniz mi, ölürsünüz. Etrafımızda dolaşan pek çok kişi aslında ölü ve bundan kendilerinin bile haberi
yok...
Yaşlanmakla, büyümek arasında çok büyük bir fark vardır... Eğer 19 yaşındaysanız ve bir yıl hiçbirşey yapmadan, hiçbirşey üretmeden bir
yıl sırtüstü yatarsanız, sadece bir yaş yaşlanır, 20 olursunuz... Ben 87 yaşındayım ve ben de bir yıl hiçbirşey yapmadan, hiçbirşey üretmeden sırtüstü yatarsam, 88 yaşımda olurum. Herkes bir yılda bir yaş yaşlanır. Bunun için özel bir yetenek ya da bilgiye ihtiyaç
yoktur. Oysa bir yaş daha büyümek için, mutlak birşeyler yapmak, üretmek, kendini geliştirecek fırsatları bulmak ve kullanmak gerekir.
Asla pişman olmayın... Biz yaşlılar, genelde yaptıklarımızdan değil,
yapmadıklarımızdan pişman oluruz çünkü... Ölümden korkan insanlar,
pişman olanlardır... Pişman olmaktan korktukları için hiçbirşey yapmayanlardır..."
Ders yılı sonunda Rose, yıllarca önce başlayıp, yaşam mücadelesi içinde ara vermek zorunda kaldığı üniversiteyi derece ile bitirdi...
Mezuniyet töreninden bir hafta sonra, uykusunda, huzur içinde öldü. Cenaze törenine 2 binden fazla üniversite öğrencisi katıldı.

"Yapabileceğimiz herşeyi yapmak için asla geç olmayacağını"
hepimize hem de nasıl öğreten bu muhteşem kadının anısına layık bir törendi bu...

Rose'un öğretisi aslında dünyanın bütün üniversitelerinde zorunlu ders
olmalıydı:
"Çok Geç Diye Bir Zaman Yoktur"

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
3 Eylül 2005 Cumartesi 11:53:06
))
bende bir şeyler ima etmek için ileti göndermiştim....
"Çok Geç Diye Bir Zaman Yoktur"
yani uyanmak ve bir şeyler yazmak için bile....

Mehmet_(say) (adolf_09)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
3 Eylül 2005 Cumartesi 12:16:35
BEN DE UYUMUYORUM AMA ZAMAN YOK Kİ CAN

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
3 Eylül 2005 Cumartesi 12:26:00
ok.
ne zaman,zaman bulursanız....))))

Mehmet_(say) (adolf_09)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
3 Eylül 2005 Cumartesi 12:39:44
DEĞİL Mİ

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
3 Eylül 2005 Cumartesi 12:45:05
)
eee hafta sonu kimlerin ne planı var....
herkes uyuyacakmı......

Mehmet_(say) (adolf_09)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
3 Eylül 2005 Cumartesi 12:50:54
HAYIR BEN OLURUM BELKİ

Elysion (hannibalgs)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1236
3 Eylül 2005 Cumartesi 16:16:24
> > > Sultan Mahmut kilik kiyafetini degistirip dolasmaya baslamis.
> Dolasirken
> > >bir kahvehaneye girmis oturmus. Herkes bir seyler istiyor.
> > >
> > > Tikandi baba, cay getir
> > >
> > > Tikandi baba, oralet getir. Vb
> > >
> > > Bu durum Sultan Mahmut'un dikkatini cekmis.
> > >
> > > Hele baba anlat bakalim, nedir bu Tikandi baba meselesi?
>> > >
> > > Uzun mesele evlat, demis Tikandi baba
> > >
> > > Anlat baba anlat merak ettim deyip cekmis sandalyeyi. Tikandi baba
> > >
> > > da peki deyip baslamis anlatmaya;
> > >
> > > Bir gece ruyamda bircok insan gordum ve her birinin bir çesmesi
> vardi ve
> > >hepsi de akiyordu. Benimki de akiyordu ama az akiyordu. "Benimki de
> > >onlarinki kadar aksin" diye icimden gecirdim. Bir comak aldim ve olugu
> > >acmaya calistim. Ben ugrasirken comak kirildi ve akan su damlamaya
> basladi.
> > >Bu sefer icimden "
> > >
> > >Onlarinki kadar akmasada olur, yeter ki eskisi kadar aksin" dedim ve
> > >ugrasirken oluk tamamen tikandi ve hic akmamaya basladi. Ben yine acmak
> > >icin
> > >ugrasirken Cebrail gorundu ve
> > >
> > > Tikandi baba, tikandi. Ugrasma artik, dedi. O gun bu gun adim
> "Tikandi
> > >baba" ya cikti ve hangi ise elimi attiysam olmadi. Simdide burada
> caycilik
> > >yapip gecinmeye calisiyoruz.
> > >
> > > Tikandi baba'nin anlattiklari Sultan Mahmut'un dikkatini cekmis.
> Cayini
> > >ictikten sonra disari cikmis ve adamlarina ;
> > >
> > > Hergun bu adama bir tepsi baklava getireceksiniz. Her dilimin
> altinda
> > >bir
> > >altin koyacaksiniz ve bir ay boyunca buna devam edeceksiniz.
> > >
> > > Sultan Mahmut'un adamlari peki demisler ve ertesi aksam bir tepsi
> > >baklavayi getirmisler. Tikandi baba'ya baklavalari vermisler. Tikandi
> baba
> > >baklavayi almis , bakmis baklava nefis. " Uzun zamandir tatli da
> > >yiyememistik. Soyle agiz tadiyla bir guzel yiyelim" diye icinden
> gecirmis.
> > >Baklava tepsisini almis evin yolunu tutmus. Yolda giderken "Ben en
> iyisi bu
> > >baklavayi satayim evin ihtiyaclarini gidereyim" demis ve islek bir yol
> > >kenarina gecip baslamis bagirmaya
> > >
> > > Taze baklava, guzel baklava ! Bu esnada oradan gecen bir Yahudi
> > >baklavalari begenmis. Uc asagi bes yukari anlasmislar ve Tikandi baba
> > >baklavayi satip elde ettigi para ile evin ihtiyaclarinin bir kismini
> > >karsilamis. Yahudi baklavayi alip evine gitmis. Bir dilim baklava almis
> > >yerken agzina bir sey gelmis. Bir bakmis ki altin. Sasirmis, diger
> dilim
> > >diger dilim derken bir bakmis her dilimin altinda altin. Ertesi aksam
> > >Yahudi
> > >acaba yine gelirmi diye ayni yere gecip baslamis beklemeye. Sultanin
> > >adamlari ertesi aksam yine bir tepsi baklavayi getirmisler. Tikandi
> baba
> > >yine baklavayi satip evin diger ihtiyaclarini karsilamak icin ayni yere
> > >gitmis. Yahudi hicbir sey olmamis gibi
> > >
> > > Baba baklavan guzeldi. Biraz indirim yaparsan her aksam senden
> alirim,
> > >demis.
> > >
> > >Tikandi baba da
>> > >
> > > Peki, demis ve anlasmislar. Tikandi babaya her aksam baklavalar
> gelmis
> > >ve
> > >Yahudi de her aksam Tikandi baba'dan baklavalari satin almis. Aradan
> bir ay
> > >gecince Sultan Mahmut ;
> > >
> > > Bizim Tikandi baba'ya bir bakalim, deyip Tikandi baba'nin yanina
> gitmis.
> > >
> > >Bu sefer
> > >
> > >padisah kiyafetleri ile iceri girmis. Girmis girmesine ama birde ne
> gorsun
> > >bizim tikandi baba eskisi gibi darmadagin. Sultan;
> > >
> > > Tikandi baba sana baklavalar gelmedi? mi, demis
> > >
> > > Geldi sultanim
> > >
> > > Peki ne yaptin sen o kadar baklavayi?
> > >
> > > Efendim satip evin ihtiyaclarini giderdim, sagolasiniz, duacinizim.
> > >
> > > Sultan soyle bir tebessum etmis.
> > >
> > > Anlasildi Tikandi baba anlasildi, hadi benle gel, deyip almis ve
> > >Devletin
> > >hazine odasina goturmus.
> > >
> > > Baba suradan kuregi al ve hazinenin icine daldir kuregine ne kadar
> > >gelirse
> > >hepsi senindir, demis. Tikandi baba o heyecanla kuregi tersten
> hazinenin
> > >icine bir daldirip cikarmis ama bir tane altin kuregin ucunda dustu
> > >dusecek.
> > >
> > >Sultan demis;
> > >
> > > Baba senin buradan da nasibin yok. Sen bizim su askerlerle beraber
> git
> > >onlar sana ne yapacagini anlatirlar demis ve askerlerden birini
> cagirmis
> > >
> > >
> > >
> > > Alin bu adami Uskudar'in en guzel yerine goturun ve bir tane tas
> > >begensin.
> > >O tasi ne kadar uzaga atarsa o mesafe arasini ona verin demis.
> Padisahin
> > >adamlari "peki" deyip adami alip Uskudar'a goturmusler.
> > >
> > >
> > >
> > > Baba hele suradan bir tas begen bakalim, demisler. Baba,
> > >
> > >
> > >
> > > Nicin, demis. Askerler
> > >
> > >
> > >
> > > Hele sen bir begen bakalim demisler. Baba su yamuk, bu kucuk, derken
> > >kocaman bir kayayi begenip almis eline
> > >
> > >
> > >
> > > Ne olacak simdi, demis
> > >
> > >
> > >
> > > Baba sen bu tasi atacaksin ne kadar uzaga giderse o mesafe arasini
> > >padisahimiz sana bagisladi.demis. adam tasi kaldirmis tam atacakken tas
> > >elinden kayip basina dusmus. Adamcagiz oracikta olmus. Askerler bu
> durumu
> > >Padisaha haber vermisler. Iste o zaman Sultan Mahmut o meshur sozunu
> > >soylemis;VERMEYINCE MABUD, NEYLESIN SULTAN MAHMUT"
> > >
>> > > Çesmenizin suyu bol olsun.
> > >

Elysion (hannibalgs)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1236
4 Eylül 2005 Pazar 09:10:01
önemli değil ben sadece uyumadığımı göstermek için verdim..!

Elysion (hannibalgs)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1236
4 Eylül 2005 Pazar 20:17:26
Bu ülkede 65 milyon nüfus var,
Bunun 35 milyonu 15 yaşından küçük. Kaldı 30 milyon
10 milyon emekli var. Kaldı 20 milyon
2 milyon kişi asker. Kaldı 18 milyon
2 milyonu devlet memuru. Kaldı 16 milyon
13 milyon kişi belediye ve devletle ilgili işlerde çalışıyor. Kaldı 3 milyon
1 milyonu hasta veya hastanelerde. Kaldı 2 milyon
1,8 milyon lise ve üniversite öğrencisi. Kaldı 200,000
199,998 işsiz var. Geriye 2 kişi kalıyor: Sen ve Ben
Sen bilgisayarının başında bunu okuyorsun
Bütün işleri ben yapıyorum !!

Ayıptır ama..!

Volkan (volkanhan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2506
5 Eylül 2005 Pazartesi 00:59:55
Pilotlar her uçuştan sonra, uçuş sırasında karşılaştıkları ve tamir edilmesi ya da ayarlanması gereken sorunları tamir bakım personeline bildirmek için bir form doldurur. Pilotlarındoldurduğu bu formları daha sonra tamir bakımcılar okur ve sorunları giderir. Sonra da formun alt kısmına gerçekleştirilen düzeltici faaliyeti yazarlar ve pilotlar bir sonraki uçuştan önce bu formları ve tamircilerin notlarını okur. Yer personelinin ve tamir bakım personelinin espri anlayışı olmadığını söylememek gerekir.

Aşağıda QUANTAS pilotlarının gerçek arıza ve şikayet bildirimleri ve tamir bakım mühendislerinin tamir sonrası cevapları yer almaktadır. Bu arada, Quantas havayolları kurulduğu günden bugüne dek hiç kaza geçirmemiş tek büyük havayolu şirketidir.

P: Pilotun arıza bildirimi.

S: Tamir bakımcının tamir sonrası notu.

P: Sol iç tekerleğin kısmen değiştirilmesinde fayda var.


S: Sol iç tekerlek kısmen değiştirildi.

P: Test uçuşu OK, fakat otomatik iniş biraz sert.

S: Bu uçakta otomatik iniş sistemi yok.

P: Kokpitte bir şey gevşemiş.

S: Kokpitte bir şey sıkıştırıldı.

P: Ön camda ölü böcek var.

S: Canlı böcek sipariş edildi.

P: Otomatik pilotu sabit yükseklikte uçuşa ayarlayınca dakikada 100 metre alçalıyor.

S: Böyle bir problem gözlenmedi. (uçak yerdeyken test edilmiş)


P: Sağ tekerlek hidroliğinde yağ kaçağı olduğunu gösteren bir yağ birikintisi var.

S: Yağ birikintisi temizlendi.

P: DME'nin volümü inanılmayacak kadar yüksek.

S: DME'nin volümü inanılabilir seviyeye ayarlandı.

P: Gaz manivelası kilitleri kapatılınca manivela yerinden oynamıyor.

S: Kilitler zaten o işe yarar.

P: IFF çalışmıyor.

S: IFF, OFF konumundayken asla çalışmaz.

P: Sanırım camda çatlak var.

S: Sanırım haklısın.

P: 3 numaralı motor kayıp.

S: Biraz araştırınca motorun sağ kanatta takılı olduğu anlaşıldı.

P: Lövyeyi ileri itince uçak saçmalıyor.

S: Kendine çeki düzen vermesi, doğru dürüst uçması ve ciddi olması için uçağa ihtar verildi.

P: Radardan mırıltılar geliyor.

S: Radar havlaması için yeniden programlandı.

P: Kokpitte fare var.

S: Kedi install edildi.