Gönderen | Mesaj |
|
1 Nisan 2008 Salı
16:41:02
|
|
|
|
|
|
1 Nisan 2008 Salı
16:42:38
|
|
|
***Gül Bahçesi*** Zamanın birinde bir kasabada yaşayan dünyalar güzeli bir kız varmış.. Bu kız öyle güzelmiş ki çok uzak şehirlerden ve ülkelerden çok zengin, çok yakışıklı, asil pek çok delikanlı onu görmeye gelirmiş.. Kendisiyle evlenmek isteyen nice prensi nice şovalyeyi reddeden güzel kız kimseleri beğenmezmiş...
Bu arada aynı kasabada yaşayan ve bu kıza aşık olan genç bir delikanlı da bu kızı istemiş... Ama kız onu da reddetmiş...
Aradan uzun yıllar geçmiş.. Bizim delikanlı kasabadan ayrılmış...Kendine başka bir hayat kurmuş ve evlenmiş, çoluk cocuğa karışmış... Birgün yolu bir zamanlar yaşadığı güzel, küçük kasabaya düşmüş..
Orada tanıdık birine rastladığında aklına bir zamanlar orada yaşayan dünyalar güzeli kız gelmiş ve ona ne olduğunu sormuş... Yaşlı adam önünde gül bahçesi olan bir evi göstererek kızın evlendiğini söylemiş.. Bizimki bir zamanlar herkesi reddetmiş olan kızın kocasını pek merak etmiş...
Bir gün gizlenip kocasını evden çıkarken görmüş... Kızın kocası şişman, kel ve çirkin mi çirkin bir adammış... Üstelik zengin bile değilmiş.. Çok merak eden adam kocası gittikten sonra evin kapısını çalmış.. Kız kapıyı açınca kendini tanıtmış ve neden böyle bir adamla evlenmiş olduğunu sormuş.. Kız da ona arkasındaki gül bahçesinden en güzel gülü koparıp getirirse cevabı vereceğini bu arada tek şartının bahçede ilerlerken geriye dönmemesi olduğunu söylemiş...
Adam da bunun üzerine yüzlerce güzel gülün olduğu bahçede ilerlemeye başlamış... Birden çok güzel sarı bir gül görmüş.. Tam ona doğru eğilirken biraz ilerde kocaman pempe bir gül gözüne çarpmış... Tam ona uzanırken daha ilerde muhteşem güzellikte kırmızı bir gül goncası görmüş...
Derken bir de bakmış ki bahçenin sonuna gelmiş ve mecburen oradaki bir gülü koparıp kıza götürmüş... Bahçenin en güzel gülünü getirmesini beklerken kız bir de ne görsün yaprakları solmuş cılız bir gül..
Bunun üzerine adama dönen kız şöyle demiş : "Bak gördün mü? Her zaman daha iyisini bulmak isterken ömür geçer ve sen en kötüsüne razı olmak zorunda kalırsın.. Bu yüzden gençlik elden gitmeden elindekiyle yetinebilmeyi öğrenmek gerekir.."
|
|
|
1 Nisan 2008 Salı
16:44:00
|
|
|
|
|
|
1 Nisan 2008 Salı
16:46:05
|
|
|
|
|
|
1 Nisan 2008 Salı
16:47:36
|
|
|
|
|
|
1 Nisan 2008 Salı
16:50:14
|
|
|
deli mavi
yarım kalmış şaklara
eski ve yırtık ve durgun ama duvarımda
var atamam sevdamın resimlerini
zamansız eridi tükendi neden
böyle apansız son nefese yenildik ve eskidik
son bakışı duruyor gözümde
bir alev gibi yılllar gibisi
son gülüşün duruyor yüzümde
çok sever derin
söz sana yemin sana söz
kör olayım yalansa degmedi degmez gözüme
|
|
|
1 Nisan 2008 Salı
16:50:56
|
|
|
|
|
|
1 Nisan 2008 Salı
16:54:07
|
|
|
Gece gül bahçesinde ararken seni Gülden gelen kokun sarhoş etti beni Seni anlatmaya başlayınca güle Baktım kuşlar da dinliyor hikayemi.
|
|
|
1 Nisan 2008 Salı
16:59:56
|
|
|
AY RI LIK KABUL ET SONU YOKTU
BİR GÜN AYRILACAKTIK
KADERİN KUCAĞINDA
BELKİ BİR OYUNCAKTIK
KABUL ET SUÇUNU
SENİNDE VAR HATALARIN
ÇALMIŞTI KAPIYI O HAİN ZALİM AYRILIK
|
|
|
1 Nisan 2008 Salı
17:44:27
|
|
|

GULUM Yokluğunda konuşmadım Hiçbir gülü koklamadım Hasret vurdu taştı amma İnan sensiz ağlamadım gülüm Yağmur yağdı ıslanmadım Kar döküldü uslanmadım Hayalini yorgan yaptım Yine sensiz uyumadım gülüm Oy gülüm Mor dağlarda ay sümbülüm Bu yer bu gök seni arar Gel kalbimi aç gör gülüm Senin sevdan ile yandım Beden yandı tuzla sardım Acın bile bir bambaşka Gül yüzüne türkü yazdım gülüm Senin sevdan ile yandım Beden yandı tuzla sardım Acın bile bir bambaşka Gül yüzüne türkü yazdım gülüm...
|
|
|
Yemliha (gülbahçeli)
5437
|
|
1 Nisan 2008 Salı
22:51:36
|
|
|
|
|
|
Yemliha (gülbahçeli)
5437
|
|
1 Nisan 2008 Salı
22:53:25
|
|
|
|
|
|
Yemliha (gülbahçeli)
5437
|
|
1 Nisan 2008 Salı
22:54:49
|
|
|
|
|
|
Yemliha (gülbahçeli)
5437
|
|
1 Nisan 2008 Salı
22:56:51
|
|
|
|
|
|
Yemliha (gülbahçeli)
5437
|
|
1 Nisan 2008 Salı
22:59:40
|
|
|
|
|
|
Yemliha (gülbahçeli)
5437
|
|
1 Nisan 2008 Salı
23:01:52
|
|
|
|
|
|
2 Nisan 2008 Çarşamba
00:40:55
|
|
|

Aşk sayesindedir ki insan, ebedîlik kazanır ve lamekâna erer. Ancak bu yol çok çetindir.
Aşk, yerine göre yol olur yürünür, yerine göre iman olur uyulur. Bazen ateş olup yakar, bazen deniz olup boğar. Sultan olur ülke yönetir, şarap olur sarhoş eder. At olup koşar, kuş olup uçar. Hazine olur viran gönüllerde saklanır, kimya olur hakir topraklan altına dönüştürür. Sır olur saklanır, gonca olur açılır. Gül bahçesi olur kokusuyla âşıkları mest eder, güneş olur âşıklarının ümit meyvelerini olgunlaştırır.
Aşk Mecnun’dan Leyla’ya bir feryat, Mansur`dan dâra bir sır, gözden kalbe bir yoldur. İlla ki belalarına katlanmak gerek.
Sabr etmeyen belâlarına aşkın anmasın Nûş etmesin şarâbı kaçanlar humârdan
Belâlarına katlanamayacak olanlar aşkın adını anmasınlar,
‘Sonunda baş ağrısı var’ diyenler, şarabı hiç içmesinler.
-Taşlıcalı Yahya Bey-
İskender Pala Ah mine’l-Aşk
|
|
|
2 Nisan 2008 Çarşamba
12:21:15
|
|
|
yemliha yasmin gülbahçesinin güllerisiniz teşekkürler gül kokulu paylaşımlar için
|
|
|
2 Nisan 2008 Çarşamba
12:50:31
|
|
|
bir gül daha geldi ama boş gelmiş gül bahçesine
|
|
|
2 Nisan 2008 Çarşamba
12:54:26
|
|
|
GÜLÜM GÜLÜM
RÂNÂ GÜLÜM
Gonca gülüm öptü beni
Gül sevdası tuttu beni
Kül olacağımı bilemezdim
Gül alevi yaktı beni...
Gülüm gülüm rânâ gülüm
Dön yüzünü bana gülüm
Benzin solar sararırsan ;
Derman olsun sana külüm.
Naci GÜMÜŞ
|
|