Gönderen | Mesaj |
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
09:58:21
|
|
|
dün gece seni rüyamda gördüm
gözlerimde yaş kalbimde hüzün
sonuna geldi verdiğin kum saati!
al götür beni bu dünyadan
sensiz olamam!!
|
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
10:04:30
|
|
|
aşk cemresi düştü gönle
içim kıpır kıpır artık
es bağrıma aşk rüzgarı
dertlerimi süpür artık
|
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
10:11:50
|
|
|
Bir cicek sev hic solmasin, bir dost sev arkandan vurmasin, bir yuva sec hic yikilmasin, bir sevgili sec seni hic unutmasin.
|
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
10:12:19
|
|
|
Keske daglara gelincik olsaydimda, oksamasini bilen avuclarinin icinde solsaydim.
|
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
10:12:52
|
|
|
Sevgi tipki bir gül gibidir rastgele tuttarsan dikenleri batar yapraklarini açarsan duygulari akar ama tutmasini bilirsen o gül sana tapar
|
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
10:17:37
|
|
|
Tutamayacağım SÖZLER Vermem, ADIMLARIMDA Kim Ne Der DİYE Düşünmem, BASİT Kişilerle POLEMİĞE Girmem, CESARETSİZLİĞİ Gururla ÖRTMEM, YALAN ve TAKTİKLERLE Uğraşmayın YEMEM, Güvenmedikçe SEVMEM ve SEVEMEM, Ağır GELİYORSA Bunlar FİRAR Serbesttir ÜSTELEMEM
|
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
10:19:26
|
|
|
Sen, giderken bitanem, bende bıraktıklarını almayı unuttun. Sen, giderken aşkım, sen hâlâ bendeydin.
Söylenen yalanlarda, `iyi ki varsın`larda unuttun seni ve beni. Geceleri baktığımız o yıldızlarda unuttun bizi.
Adını bir türlü koyamadığın gelecekdeki güzel günlerimizde unuttun. Beraber yakılan sigaralarda unuttun bizi. Sen giderken birtanem, Seni bende unuttun! ADIN SEVDAYDI CAN ŞiMDiKi ADINI BiLMIYORUM...
|
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
10:22:14
|
|
|
Telefonda hemen hemen hergün kimbilir kaç kez kullandigimiz "Alo" sözcügü, gerçekte bir sevgilinin kisaltilmis adidir. Sevgilinin tam adi Allessandra Lolita Oswaldo`dur. Bu sevimli genç kiz, telefonu icat eden, A.Graham Bell`in sevgilisiydi.
Graham Bell telefonu icat edince ilk hatti sevgilisinin evine çekmisti. Atölyesinde telefon çalinca arayanin Allessandra Lolita Oswaldo`dan baskasi olamayacagini bildiginden Graham Bell, telefonu açar açmaz "Allessandra Lolita Oswaldo" diyordu. Bell, zamanla sevgilisine, adini kisaltarak hitap etmeye basladi ve telefonu her açisinda onu "Ale Lolos" diye karsiladi.
Çalismalari uzadikça Graham Bell, sevgilisinin adini daha da kisaltti ve öne iki heceli bir ad buldu. Bu kisa ad "Alo" idi. Allessandra Lolita Oswaldo, gelistirip, tüm kente yaymaya çalistigi telefondan baska birsey düsünmeyen sevgilisinin bitmek tükenmek bilmeyen deneylerinden rahatsiz olmaya baslayinca Graham Bell`i telefonuyla basbasa birakip onu terketti. Yasli Bell, sevgilisinin birgün onu arayacagi umuduyla telefonun basindan ayrilmadi. Kentte çekilen telefon hatlarinin sayisi da giderek artmaya baslamisti. Graham Bell`i artik baska kisiler de ariyordu. Fakat o, telefonun her çalisinda kendisini sevgilisinin aradigini sanarak telefonunu "Alo" diyerek açiyor ve artik herkes "Alo" diyordu.
O günlerde hemen herkes telefonu açtiklarinda Alexander Graham Bell`in anisina saygi olarak "Alo" demeye basladi. Bugün tümümüzün kullandigi "Alo" sözcügü iste o günlerden günümüze uzanmaktadir.
|
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
10:25:05
|
|
|
Hakim yaşlı çifte sormuş
"bunca yıldan sonra neden ayrılmak istiyorsunuz?" Yaşlı kadın cevaplamış: "hakim bey bir ay öncesine kadar aklımda böyle bir şey yoktu.Eşim bana bir mine çiçeği hediye getirdi,ben de çiçekleri çok severim.çiçek çok sulanması gereken bir çiçekmiş ve kocam düzenli aralıklarla sulamam gerektigini,eger sulamazsam çiçeğin öleceğini söyledi.Ben kemik rahatsızlıkları olan bir insanım.Geceleri uykumdan kalkıp çieçeği sulamam gerektiği halde, bir gün fark ettim ki kocam bir kez olsun benim ağrıma rağmen gece kalkıp çiçeği sulamadı.bunun üzerine ben de bu kadar düşüncesiz bir insanla yaşamamam gerektiğine karar verdim." hakim kadına hak vermiş ama adettendir diye bir de adama sormuş: "senin söyleyecek bir şeyin var mı?" Yaşlı adam cevaplamış: "Eşimin anlattığı her şey doğrudur, bir tek şey dışında.Mine çiçeği çok sulanınca ölür.Karımın kemik rahatsızlığı war ve iyileşmesi için düzenli egzersiz yapması gerekir,ama eşim bunu yapmadığı için bende bu yalanı buldum."çiçeği ölmesin" diye her gece kalkmak zorunda kaldı. O her uyandıgında bende uyanık olurdum,işini bitirip uyuduğunda gidip çiçeğin suyunu boşaltır, peçetelerle toprağını kuruturdum.sonra da yatağa gelip bana hayatı bahşeden,canımdan çook sevdiğim eşimi doyasıya seyrederdım....."
|
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
10:30:10
|
|
|
|
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
10:31:37
|
|
|
Aşk bir kelebek gibidir. peşinden koştukça hep senden kaçar.. En iyisi bırak uçsun, inan ki hiç beklemediğin bir anda gelip omzuna dokunuverir...Aşk mutlu eder, bazen de üzer... Ama aşk özeldir, aşkını hak eden birine sunarsan eğer..
|
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
10:50:56
|
|
|
Eğer 9 canlı olsaydın bile en fazla 8 kez kaçabilirdin ölümden.. Belki 7 düvele sultan olsan bile yerin 6 mekan olacak sana.. En fazla 5 metre kumaş götürebileceksin, Kapatacaksın 4 açsan da gözlerini.. Bu dünya 3 günlük fani dünya, Azrailin önünde 2 kat olup yalvarsan bile Ecel geldiğinde 1 gün öleceksin İşte o an herşey sıfırdan başlayacak.. ÇÜNKÜ ÖLÜM BİR YOK OLUŞ DEĞİL, YENİDEN DOĞUŞTUR...]
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
10:53:48
|
|
|
harika bir sayfa açmışsın mustafa. sürprizler güzel oluyor be
|
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
10:55:33
|
|
|
tşk ederim canımcım yoğun duygulu biranda olunca açtım bu konuyu
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
10:59:25
|
|
|
yoksa yeni bir aşkmı canımcım
|
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
11:03:26
|
|
|
yok kele nerde ben aşka aşığım sadece sevgiye aşığım dosta kardeşe arkadaşa aşığım yüreklere aşığım
|
|
|
Masal perisi (karaağaç)
4940
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
11:04:39
|
|
|
waww bence de engüzeli bu işte topram
|
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
11:07:04
|
|
|
tşkler topramm
|
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
11:16:55
|
|
|
ikimizdik, sen ve ben, bir çiçekle onun tomurcuğu arasında bir yerde; öylece durur muyduk, ikimiz gibi? Dâima birlikte olurduk hüzünlerde...
Anımsar mısın, yaz günü, bir bahçeyle gizlemiştik kendimizi birbirimizden; sen ve bahçe, ben ve bahçe, sen ve ben: akşamlar derlerdik her ikimizden...
Üşürüz, çünkü uzağız şimdi o yazdan; ey, birazdan bir yazdan geçer olan, ey! Kimbilir ne anlama geliyor artık, şu eskiden "hüzün" dediğimiz şey? __________________
|
|
|
25 Temmuz 2007 Çarşamba
14:57:05
|
|
|
döktürmüşsünüz ben biraz ayrı kaldım romantizmide unuttum...
|
|