|
Gönderen | Mesaj |
|
22 Aralık 2007 Cumartesi
13:59:07
|
|
|
Günler güz yaprakları gibi birer birer dökülürken ayaklarımın dibine, ben her gece karanlığa dikip gözlerimi senin aydınlığını bekledim. Sen yoktun...
Binlerce adım attım bu kentin sokaklarında. Her köşeyi, her parkı, her ağacı ezberledim. Sevdaya bulanmış her kaldırım taşında senin adını aradım. Sen yoktun...
Evlerin duvarları birer birer üzerime yıkıldı. Her bir hücremin acısını ta yüreğimde hissederken beni enkazın altından çekip alacak elini aradım. Sen yoktun...
Özlem şarkılarını ezberledim. Kimini bağıra bağıra, kimini fısıltıyla söyledim. Karanlığa haykırdım hasretimi. Sesimi duyacaksın diye bekledim. Sen yoktun...
Senden gelecek bir tek haberi bekledim. Saatler asırlar gibi geldi, geçmedi. Çalan her telefonu yüreğimin deli bir çağlayana dönen atışlarıyla açtım. Senden başka duyduğum her seste hep aynı hayâl kırıklığını yaşadım. Onlar beni duymak istiyordu, bense seni. Sen yoktun...
Seni aramaktan yorgun düşmüş bedenimi karanlığın kucağına uzattım her gece. Bir an önce sabah olsun diye uykunun beni çekip almasını istedim. Olmadı. Kaç gece sabahı ettim gözlerimi kapamadan, kaç gece merdivendeki ayak seslerini dinledim gelen sensindir diye. Sen yoktun...
Her yağmurla birlikte hüzün de yağdı bu kentin üzerine. Bulutlar yalnızlığın işaretiydi benim için. Beni ıslatan yağmur olmadı. Ben senin özleminle sırılsıklamdım her mevsim. Hayat; merhaba dedi bahara çiçek çiçek. Uzun kıştan sonra gelmez dediğim göçmen kuşların dönüşünü gördüm. Sen yoktun...
Her istasyon her otogar adresim oldu. Bir trenden inersin sandım. Otobüslerdeki her yolcuya sensin diye baktım. Ya da yolculuklara vurdum kendimi. Kimsenin uğramadığı köylere, adı duyulmamış kasabalara gittim. Senden bir iz aradım. Sen yoktun...
Denizin sonsuz maviliğine umut bağladım. Kıyılarda tükettim bekleyişlerimi. Hep sensiz gemiler geçti limanlardan. Ben gemicilerin hasret türkülerine eşlik ettim. Sen yoktun...
Gözümden bir tek damla yaş akmadı. Onlar sana aitti, sana kalmalıydı. Kimselere söyleyemedim acılarımı, bekleyişimin öyküsünü kimselere anlatamadım. Nice fırtınalar koptu yüreğimde. Dalgalar dövdü hayallerimi. Sığınacak bir liman, yaslanacak bir omuz aradım. İçimi dökecek bir insan aradım. Sen yoktun...
Her gece ay paramparça oldu. Her gece yıldızlar birer birer düştü sokaklara. Yıldızları saçına takıp gelmeni bekledim. Ayı avucunda bana getirmeni bekledim. Ve bir güneş gibi doğup aydınlatmanı bekledim bu kapkara dünyamı. Ama. Sen yoktun...
|
|
|
25 Aralık 2007 Salı
14:42:58
|
|
|
KIMSE BEGENMEDI GALIBA
|
|
|
26 Aralık 2007 Çarşamba
17:20:16
|
|
|
sen yzarsında beğenilmezmi çiğdem
|
|
|
26 Aralık 2007 Çarşamba
17:28:38
|
|
|
Hani mavi denizlerim
diyarlarda yol izlerim Kör mü oldu bu gözlerim sevenleri seçmez gayri
yollarım yokuş dolu
bitmiyorki yolun sonu
seyreyledim sağı solu
sonu yokki bitmez gayri
YALNIZ SEN
|
|
|
26 Aralık 2007 Çarşamba
17:38:07
|
|
|
Mecnun Leylasini arar Asli saçlarini tarar Beni bir titreme sarar Bu diyarda bu diyarda
Sevda yakar saza gelir Kurtlar kuslar söze gelir Daglar bile dize gelir Bu diyarda bu diyarda
Suyun akisi baskadir Gülün kokusu baskadir Kizin bakisi baskadir Bu diyarda bu diyarda
Bu diyara bu diyara Canim kurban bu diyara
|
|
|
4 Ocak 2008 Cuma
16:12:21
|
|
|
Aaaaaahhh ahhhhh !
hüzün= sanki benim göbek adım. 
|
|
|
4 Ocak 2008 Cuma
16:17:33
|
|
|
Bir Hüzün
Gecenin beni koynuna alışında Bir yanlızlık Bir de kimsesizliklerde olurum. Kimbilir aklındamıyım Yoksa gizli düşlerindemi Dedim ya bir garip olurum gecelerde Çocuk gibi ağlayasım gelir Bilirim gönlüm alınmaz Hıçkırıklar bogazımda düğüm olur Uzaklarda oluşunla öksüz İlerleyen gecenin sessizliğinde Yüreğim çığlıklarda olur Gecenin bir yarısında SENSİZ Kimsesizlerin kimsesizi olurum...
|
|
|
4 Ocak 2008 Cuma
16:22:40
|
|
|
merhaba hüzün hoşgeldin grubuma ve gönlümüze
|
|
|
24 Mart 2008 Pazartesi
20:06:00
|
|
|
SOLGUN BİR GÜL OLUYOR
Çoklarından düşüyor da bunca Görmüyor gelip geçenler Eğilip alıyorum Solgun bir gül oluyor dokununca.
Ya büyük şehirlerin birinde Geziniyor kalabalık duraklarda Ya yurdun uzak bir yerinde Kahve, otel köşesinde Nereye gitse bu akşam vakti Ellerini ceplerine sokuyor Sigaralar, kağıtlar Arasından kayıyor usulca Eğilip alıyorum, kimse olmuyor Solgun bir gül oluyor dokununca.
Ya da yalnız bir kızın Sildiği dudak boyasında Eşiğinde yine yorgun gecenin Başını yastıklara koyunca. Kimi de gün ortası yanıma sokuluyor En çok güz ayları ve yağmur yağınca Alçalır ya bir bulut, o hüzün bulutunda. Uzanıp alıyorum, kimse olmuyor Solgun bir gül oluyor dokununca.
Ellerde, dudaklarda, ıssız yazılarda Akşamlara gerili ağlarla takılıyor Yaralı hayvanlar gibi soluyor Bunalıyor, kaçıp gitmek istiyor Yollar, ya da anılar boyunca. Alıp alıp geliyorum, uyumuyor bütün gece Kımıldıyor karanlıkta ne zaman dokunsam Solgun bir gül oluyor dokununca.
BEHÇET NECATİGİL
|
|
|
24 Mart 2008 Pazartesi
20:09:27
|
|
|
büyük üstadların şiirleride büyük oluyor grubuma canlılık kattın tşk ederim
|
|
|
24 Mart 2008 Pazartesi
20:28:09
|
|
|
Bazan bazı zamanlarda
nefessiz bırakır her biri
günüdür zamanıdır an_ıdır hani karşına çıkmıştır
donar kalırsın bazan da ve dersin ki
o biri hani her kim yazmışsa,
bu duyguyu, bu hisleri benden ne kadar daha güçlü
yaşamışta dökülmüş bu mısralar kaleminden
saygı duruşuna geçer şapka çıkarırsın.. 
arşivine alırsın, öyle şiir falı gibi değil,
anlamına varış gibi...
Sevgilerimle...
|
|
|
27 Mart 2008 Perşembe
01:58:18
|
|
|
BEN, HÜZÜNLERİME GERİ DÖNÜYORUM...
Yine mi dönüyorum hüzünlü saatlere? Oysa geceye beş kala çağırışlarını duymuştum. Belki sensindir diye bir umut kapladı içimi. Nafile, sana uzanan bütün yollar kapalı...öğrendim, evet geç de olsa öğrendim bunu. Çok geç olsa da...
Uzaklardan bir ses olmak istedi bir dostum, uzaklardan bir el... Üşüme diye. Olamadı, olamazdı, yokluğun her şeyden daha soğuktu. Yokluğun soğuk, yokluğun buz gibi...
Hani; öyle üşürsün ki, artık hiç bir şey hissetmez uzuvların, uyuşur kalır da manâsız bir donukluğun çizgileri oluşur, ardından bir kabuk içindeki parçalanmayı döker, ezip de geçer tüm bedenini, acısı en derinden gelir de yakar her yerini...
İşte ben de öyle üşüdüm gece yarısını beş geçe... Manâsız buluyorum sanki artık her şeyi.
Sevgi deseler sadece bir iç çekebilirim, sonra gülüp geçerim gibi geliyor.
Aşkı sorsalar, aynı dili mi konuşuyoruz diye anlamsızca bakabilirim gözlerine...
Anlatın derim durmayın, bırakın tüm şiirleri, şarkıları, masalları...
Dokunabilir miyim aşka, dokunabilir miyim ellerimle diye sorarım, geçer mi üşümesi yüreğimin, geçer mi üşümesi içimin...
Aşk dediğiniz şey gelince ansızın, anlar mı beni aşkla gelen, beni ben oldugum için mi, kendi var ettigi için mi ister... Varolanlara, benden kalanlara hoş geldin mi der, yoksa bir iki zaman sonra herkes gibi o da mı çekip gider...
Bakışlarım dondu sanki, yüreğim donunca. Nasıl da manasız bakıyorum etrafa. Görmesin istiyorum hiç kimse gözlerimi, görmesin hiç kimse hüzün tanelerimi...
Susuyorum artık derin derin. Nasıl da konuşmak istiyorum oysa. Saatlerce susmadan konuşmak istiyorum. Tüm biriktirdiklerimi en başından başlayıp sonuna kadar anlatmak istiyorum. Anlatmak yetmez biliyorum, anlaşılmak da istiyorum...
Bir el istiyorum başımda... Saçlarıma dokunsun istiyorum, tüm bedenimden söküp alsın yalnızlığımı tılsımıyla... Bir el istiyorum dokunsun saçlarıma yumuşacık ve alsın tüm donuklukları usulca.
Bir göz istiyorum gözlerimde... Anlamsız bakan gözlerimin içini görsün, hâlâ arkalarda kalmış ışık huzmelerinin içine dalsın, çıkarsın tüm umutlarımı eski sandığın içinden, açsın da ışığı ile umut olsun yollarıma, yolum olsun yordamım olsun istiyorum...
Bir omuz istiyorum... Başımı yaslayıp uzun uzun ağlayabileceğim. Yıllardır biriktirdiğim hüzün tanelerini tek tek dökebileceğim bir omuz istiyorum. Ona yaslanınca her şeyi unutmak istiyorum, sıcacık olmak... İçimi huzur kaplasın istiyorum, hiç konuşmadan saatlerce orada kalmak, hiç konuşmadan anlaşılabilmek istiyorum...
Biliyorum, ne de çok sey istiyorum... Bunların sadece puslu bir hayal olduğunu da biliyorum.
Seni bende var edişimi, aslında sadece bende olduğunu, aslında sadece bir hayal olduğunu çok iyi biliyorum.
Ama yine de seni çok özlüyorum, yine de çok üşüyorum, ve yine de seni istiyorum...
BEN, HÜZÜNLERİME GERİ DÖNÜYORUM...

|
|
|
1 Nisan 2008 Salı
06:09:47
|
|
|

BİR BAVUL DOLUSU CÜMLE VAR DEFTERİMDE... YARA BANDI TUTMAYACAK KADAR DERİN TÜMCELERİM... ... SEN YOLLARINA 29 HARFLE ACI DÖŞEYEN BİR ŞAHSA YARA DEĞİLDE YAR DİYEBİLİR MİSİN?
BIRAK...SORMA!! HANESİ BOŞ KALSIN İSMİNE YÜKLEDİĞİM ANLAMIN... AŞK DE,NEFRET DE NE DERSEN DE...... BEN BİLE BİLEMEZKEN BENDEKİ VAZGEÇİLMEZLİĞİNİN SEBEBİNİ, BIRAK..SÖZCÜKLERİN KAFASI KARIŞMASIN!! BİR KELİMEYE BİR DİZEYE BİR ŞİİRE SIĞAMAYACAK KADAR AĞRILI HARFLERİM...
ALIP BAŞINI GİTMEK İSTERSİN. BİLMEDİĞİN, BİLİNMEDİĞİN, ÇÖZMEDİĞİN, ÇÖZÜLMEDİĞİN BİR DENKLEME. BİRAZ ÜRKEK DÜŞÜNÜRSÜN. BİRAZ KEKEME....
BAZEN SANA GAYESİZ, RASTLANTISAL BAKARDIM... SENSE KAÇIRIRDIN GÖZLERİNİ BENDEN. OYSA, SANA BAKARKEN GÖZLERİNDE KALBİNİ GÖRÜRDÜM. GÖZLERİN OLMADAN DA KALBİNİ GÖRECEĞİMDEN HABERSİZDİN. VE HATTA SANA BAKMADAN SENİ HİSSETTİĞİMİ BİLMEZDİN
KARA GÜN HATIRINA ACINI KALBİNE SAPLAYIP GÖZLERİNE GEM VURDUNYA BİLİYORUM AĞLAMA SÖYLEYEMEDİKLERİN GÖZ YAŞINDA HER GİDİŞİNBEDEL MASUM YALNIZLIKLARA SÖZ BİTER ÇERESİZLİK HÜKÜM GÖZYAŞINA
OLMASA MEKTUBUN... YAZDIKLARIN OLMASA KİM İNANIR... SENLE... AYRILDIĞIMIZA...
PARÇALANDIM VE HERBİR PARÇAMI AYRI YERE BIRAKTIM ÖNCE SAVRULDUM YOK OLDUM SONRA DİNLENDİM DURULDUM VE HER GİDEN PARÇAM YERİNE YENİSİNİ DOĞURDUM
DAHA GÜÇLÜ DAHA SAKİN DAHA MUTLU DAHA SUSKUN DAHA OLGUN DAHA KIRGIN DAHA YALNIZ DAHA YORGUN...
|
|
|
1 Nisan 2008 Salı
15:18:00
|
|
|
yasmin ya o kadar güzel paylaşımlarki bu emeğin karşılığı kocamannn bir teşekkür elimden bu geliyor ancak
|
|
|
1 Nisan 2008 Salı
17:09:46
|
|
|
Caannn teşekkür ederim,
bir gülümse oda yeterli..
Sevgiyle..
|
|
|
1 Nisan 2008 Salı
17:13:14
|
|
|
     
|
|
|
3 Nisan 2008 Perşembe
02:44:49
|
|
|

HANİ KARDELEN GÖĞE AŞIK OLUPTA, ÇIKARIRYA NARİN GÖVDESİNİ KARIN ALTINDAN; ZEMHERİ YÜREĞİM DERKİ, YÜREĞİNDE KARDELEN KADAR CESARETİN YOKSA SAKIN AŞIK OLMA!!!

kaldırım taşlarında uyuttuğum düşleri bir atımlık barut kokan sabrımı gün görmemiş hayâllerime vuruyorum tütsüye mahkûm petekten oğul almak zırdeli şafaklara ağlamak bana mı düştü yar sabahla gidiyorum, balımı peteklere satıp seni sana terk ediyorum...
...çünkü biz aslında kaybettiklerimiziz...
SEN YOLLARINA 29 HARFLE ACI DÖŞEYEN BİR ŞAHSA YARA DEĞİLDE YAR DİYEBİLİR MİSİN?

|
|
|
3 Nisan 2008 Perşembe
02:54:38
|
|
|

Şiirlerin Hatırı Var
......................... Eğer, Seni yaşayabilseydim Sensizliği yaşadığım kadar. ................... O zaman Bu şiir yazılamazdı canım Sahipsiz kalırdı satırlar
.................. Zaten ben; Bu yüzden................. Terk edemiyorum seni
Nasıl terk ederim ki? Yaşanmamış duyguların Ve.............Henüz Yazılmamış şiirlerin .................Hatırı var
28/11/2003 çamlıca
Mine Özdemirtaş

|
|
|
3 Nisan 2008 Perşembe
02:57:40
|
|
|

|
|
|
3 Nisan 2008 Perşembe
13:00:05
|
|
|
şiirlerdir yüreğimizdeki sevgiyi dışa yansıtan
|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|
|