Sanat > Müzik > Rock > Rock we metal tutkunları > Mesaj Panosu > 3. Rock The Nations Festivali Sonrası Basın Açıklaması

3. Rock The Nations Festivali Sonrası Basın Açıklaması


GönderenMesaj

Kurt cobain (yaksobi)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1246
17 Ekim 2005 Pazartesi 01:33:58
3. Rock The Nations Festivali’ndeki konserimin hemen sonrası vermiş olduğum röportaj üzerine yapılan tartışmalar sebebiyle, verdiğim beyanatın sebeplerini ve anlatmak istediklerimin ayrıntılı içeriğini yayınlamak gereği hissettim. Ekibim ve ben çeşitli sebepler yüzünden oldukça zor ve sıkıntılı bir konser günü geçirdik. Olanları özetlersem;


Sahneye çıkışımızın 20 dk. kadar öncesinde organizasyon, Manowar grubunun davulla ilgili bir aksamının eksik olduğunu ve bu parçanın sadece bizde bulunduğunu belirterek, Manowar’ın sahne amirinin konserde kullanmak üzere bu parçayı rica ettiğini iletti. Ben ve müzisyen arkadaşım Alpay Şalt bu teklife olumlu cevap vermek için Manowar’ın sahne amirinin yanına gittiğimiz sırada bu kişinin organizasyon ile şu şekilde konuştuğuna tanık olduk. “Manowar sahneye istediği zaman çıkar, 5 dakika bile gecikemez (-Not: Program bütün festival boyu 30 dakika kadar sarkmış durumdaydı-) ve biz Gorefest’in kısa çalmasını da istemiyoruz. Bu yüzden ya sound-checkleri kısaltın veya iptal edin ya da bir önceki sizin grup (bu ben ve ekibim oluyor) kısa çalsın ama biz istediğimiz saatte çıkarız. Yoksa siz bilirsiniz..” şeklinde bir konuşma yapılıyordu. Beni tanımadığı için de rahat bir şekilde söylediklerini dinledim. Biz onlara yardım amacıyla yanlarına giderken onlar bizim sound-check süremizden ve programımızdan feragat etmemizi istiyordu. Ben hemen kendimi tanıtarak böyle bir şeyin mümkün olmadığını ve burada bu festivalin ne zorluklar altında yapıldığını anlatıp onların da organizasyona mümkün olan anlayışı göstermeleri gerektiği görüşümü bildirdim ve organizasyona destek çıktım. Bir önceki konser sona erdiği için sahne arkasına doğru yöneldim. Bu sırada görevlilerden birinin bana doğru “Konser sonrası buradan geçmek yasak çünkü Manowar grubu yemek yiyecek” demesi konser öncesi biraz daha gerilmeme yol açtı. Sahnemiz kurulurken ve ben daha gitarımı yeni elime almışken organizasyon yetkilileri “Hadi çıkın artık süremiz az” gibi söylemlerle ekipteki herkesin elinin ayağının dolaşmasına sebebiyet verdi. Bizim sıramız gelen kadar her grup 35-40 dakikalık sound-check’ini yapmışken biz daha enstrümanlarımıza dokunamadan sahneye çıkmıştık bile. Ve korktuğumuz başımıza geldi. Tahminen elektrik tesisatındaki bir topraklama sorunu yüzünden gitarın ses düğmesini açmamla sahneyi bir dip gürültüsü ve feedback kapladı. Konsere giriş yapmış olduğumdan amfileri biraz kısıp devam etmeye çalıştım. Fakat o sırada fark ettim ki monitörlerden hiçbir şey duymuyorum. Ekibime baktığımda hepsinin yüzünde aynı çaresizliği gördüm. Ezbere tabir edilen bir şekilde elimizden gelen en iyisini yapmaya çalıştık. Konserin ortalarından sonra sahnenin yanlarından “Bir şarkı atın, süre yetmeyecek” gibi sesler gelmeye başladı. Yine gerginlik yaratmamak için Ruthless isimli parçamı çalmadım. Tam son şarkıya geçerken “Bunu da çalmayın, süre bitti” demeleri bardağı taşıran son damla oldu ve denilenlere rağmen son parçayı da çaldıktan sonra sahneyi terk ettik. İlk defa bir konser sonrası ekibimle seyirciyi selamlayamadan sahneden ayrıldım. Kulise geldiğimizde herkesin yüzünden düşen bin parçaydı. Benim ve ekibim için en önemli olan sahneye çıktığımız andır. Ne albüm satışı, ne de başka bir şey bunun yanında hiç değer taşımaz. Çünkü bütün çaba hep müzikseverlerle paylaştığımız o 1-1,5 saat içindir. O sırada Dream TV Yüxexes programı yapımcısı Öykü röportaj için kulise geldi. Ben de ilgili röportajı verdim. Bu röportajı da çok kısa bir süre içinde web siteme koyduracağım. Çünkü dediğim hiçbir cümlenin yanlış olduğunu düşünmüyorum ve her zaman her söylediğimin arkasındayım. Tavrım sinirli olabilir ama bunu da sizlerin anlayışına bırakıyorum. Bu röportaj da bahsetmek istediklerim kısaca şöyle özetlenebilir:

- Ben ve ekibim veya Türkiye’de sevdikleri müziği üretmeye çalışan diğer gruplar hiçbir şekilde bu muameleyi hak etmiyor. Gelen isim ne kadar büyük olursa olsun bizim kendi organizasyonlarımızın Türk müzisyenlere sahip çıkmaları gerekmektedir.
- (Not: Ben müziğe, siyasetin, ideolojinin, milliyetçiliğin karışmasından ve bu tip kavramların stratejik tanıtım yolları olmasından hep rahatsız olan bir kişiyimdir. Burada savunduğum gözü kapalı bir milliyetçi yaklaşım değildir.
- Biz orada Manowar’a istekleri sonucu yardım etmeye çalışırken ve organizasyona bir anlamda destek olurken arkamızdan yapılan organizasyon destekli Manowar-Gorefest ittifakını kabul etmiyorum.
- Ben ve ekibim gerek enstrüman hakimiyeti gerek sahne duruşu gerek yarattığımız ürünler anlamında diğer yabancı gruplardan hiç de aşağı değiliz ve bunu sonuna dek inanarak savunuyoruz.
- Biz 80’li yılların Amerikası’nda değil 2005 yılında Türkiye’de bu müziği bir yere getirmek için maddi manevi her şeyimizi veriyoruz. “Just Set Me Free!!” albümüm de Hammer Müzik tarafından dünyanın bir çok ülkesine gönderiliyor. En azından bu sebeplerden dolayı biraz saygıyı hak ediyoruz.
- Prensip olarak bundan sonra hangi grup gelirse gelsin tarafımdan belirtilen şartlar sağlanmadığı takdirde (sound-check ve sahne süreleri, kulis düzeni, afiş tasarımı vb.) hiçbir organizasyonda alt grup olarak çıkmayacağım. Bu bir prensip kararıdır. Sonuçta iyi performans yapamadığımız bir konser ne beni ve ekibimi ne de oraya kadar gelen müzik seyircisini mutlu etmeyecektir. Seyirciye ve kendimize olan saygım nedeniyle kimse beni aldığım bu kararla ilgili yargılayamaz.

Şimdi gelelim organizasyonu düzenleyen Rock The Nations oluşumuna. Esasında bu açıklamayı hiç yapmayıp olaylar yavaş bir şekilde unutulsun istiyordum ve verdiğim kararlar doğrultusunda davranmak niyetindeydim. Fakat bir arkadaşımın Ekşi Sözlük sitesinden bana yolladığı ve Rock The Nations ortaklarından Erdem Çapar’ın “Ron Jeremy” nickiyle yazdığı yazıyı okuyunca fikrimi değiştirdim. Bu metni altta aynen yazıyorum. Hiçbir şeyden gocunmam veya korkum olmadığı için son derece haksız ve terbiye sınırlarını aşan bu yazıyı kendi web siteme koyduruyorum. Yorumlarımı da daha altta bulabilirsiniz.

“pamela, kargo ve özlem tekin'in alt grubu olmaya ses etmeyip manowar ve gorefest'in altında (bu arada festivalde alt grup diye bir şey de yoktur) çalmayı kendine yediremeyen gitarist. demek ki ulaşmaya çalıştığı kitle metal - rock kitlesi değil, pop kitlesiymiş.

neymiş efendim, süresini kısaltması istenmiş. alt tarafı bir şarkı kısaltması istenmiş. o zaman sen de kendi şarkını çal. ozzy osbourne veya iron maiden çalma. bu kadar da tutarsızlık olmaz ki. süresi kısaltılmasaydı malmsteen mi çalacaktı acaba?

rock the nations 2005'te manowar'dan sonra en kalabalık teknik ekibe sahip olmasına rağmen, teknik ekibi olmayan crossfire, false in truth ve catafalque kadar iyi bir sounda da sahip olamamıştır kendisi. 4 roadie, 1 gitar teknisyeni, 1 bas teknisyeni ve 1 tonmaister böyle bir sound çıkarırken, sadece 1 gitar teknisyeni 1 de tonmaistere sahip gorefest, öküz gibi bir soundla çalmıştır. cem beydeki ekip gorefest'te olsaydı neler çıkardı acaba.

ayrıca, manowar, iron maiden, metallica gibi gruplar için "biz onlardan daha iyiyiz" diyerek hem bu gruplara hem de bu grupların fanlarına büyük terbiyesizlik etmiştir. o yüzden, metallica gelip inönü stadını dolduruyor, iron maiden iki gece üst üste cemil topuzlu'yu dolduruyor, o yüzden manowar 6.000'e yakın bir seyirciye çalıyor di mi? halbuki, cem köksal ve demir demirkan beraber yeni melek'te 200 kişiye çalmıştı. demek manowar'ı, metallica'yı, iron maiden'ı izleyenlerde bir sorun var. ben bunu çıkarıyorum burdan.

şimdi bu "biz onlardan daha iyiyiz" cümlesini pentagram söylemiş olsa, oturur düşünürüz. doğru diyor olabilirler deriz. "bu kadar albüm yaptınız, bu kadar konser verdiniz. bu işi bu ülkede inatla devam ettiren bir siz varsınız, haklı olduğunuz noktalar var" deriz de, daha bir albüm çıkarmış, 2004 yılına kadar kim olduğunu bilmediğimiz, adını bile duymadığımız biri derse bunu, üzerine oturduğumuz organımızla* güleriz.

rock müzik başkaldırıdır ama başkaldıranlara da saygıyı öğretir. manowar'ı, maiden'i, met