Gönderen | Mesaj |
|
7 Temmuz 2005 Perşembe
09:46:16
|
|
|
BAHAR SARHOŞLUĞU
İlk sevgilinin gülüşüne benzer
Bir Nisan havası değil mi esen?
Zincirlere, kelepçelere inat,
Kanatlarımı açmak zamanıdır;
Allaha ısmarladık kaldırımlar.
Giyenler düşünsün dar elbiseyi,
Ölçülü sözü, hesaplı adımı
Ben kurtuldum kafeste kuş olmaktan;
Saltanat sürer gibi uçuyorum,
Erik ağacı gelin olduğu gün.
Hayranım bu şehrin bacalarına
İrili ufaklı hep bir ağızdan.
Nasıl derinden bu gökyüzüne doğru
Bir türkü söylüyorlar öyle sessiz!
Dumanın daim olsun güzel baca!
Yuvası saçakta kalan kırlangıç,
Yavrusu dallara emanet serçe,
Derken camiler üstünde güvercin
Minareler katından geçiyorum
Gökyüzü mahallesi İstanbul’un
Süt beyaz bir martıyım açıklarda
Gemilere ben yol gösteriyorum,
Buğday ve ilaç yüklü gemilere
Bir kanat vuruşta bulutlardayım;
Bir süzülüşte vatanım dalgalar!
Cahit Sıtkı Tarancı
|
|
|
7 Temmuz 2005 Perşembe
09:55:05
|
|
|
NÜ
Uykusuz gecemde bir kadın
Gözlerinin ay ışığında
Vücudu kar beyazlığında
Saçları bir hazine altın.
Ne ateşimden haberi var
Ne bilir çıplak olduğunu
Varlığını ve yoksulluğunu
Duymadan güzel ve bahtiyar!
|
|
|
7 Temmuz 2005 Perşembe
09:56:59
|
|
|
KIRIK KALPLER
Biz aşkla başı dönmüş iki çocuk
Bütün bir bahar o çiçek ben yaprak
Yarabbi ne güzel sevişiyorduk
Dünyayı aşktan ibaret sanarak.
Kim ne karıştı, ne istedi bizden
Göz mü değdi, ne oldu sevdaya
Ayırdılar bizi birbirimizden
Hem de göz göre, yürek parçalaya.
Aşktı bizdeki, onlardaki mantık
Onlardan yana çıktı kahpe felek.
Birer kalp bıraktılar bize kırık
Ömrümüzce gözyaşı döktürecek.
Cahit Sıtkı Tarancı
|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|