Sanat > Harflerle çizdiğimiz resimlerin bir hikayesi var > Mesaj Panosu > Herkezin Anlaşılmaya İhtiyacı Vardır

Herkezin Anlaşılmaya İhtiyacı Vardır


GönderenMesaj

Işık(düş sokağı (Işık)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1237
9 Eylül 2005 Cuma 19:20:37
Bir dükkan sahibi dükkanının vitrinine üzerine Satılık Köpek yavruları yazan bir tabela asarken,yanına küçük bir erkek çocuğu belirdi."Köpek yavrularını kaça satıyorsunuz?"diye sordu.Adam çocuğa yavruların en az 50 dolar ettiğini söyledi.Çocuk elini cebine attı,biraz bozuk para çıkardı,dükkan sahibine bakıp"iki dolar otuz beş sentim var.Onlara bakabilir miyim?"dedi.Dükkan sahibi çocuğa gülümsedi ve bir ıslık çaldı.Lady adlı köpek dükkanın içindeki kulübesinden çıkıp onlara doğru koşmaya başladı.

Arkasında beş tane küçük yun yumağı vardı.Yavrulardan biri,diğerlerinin gerisinden topalla**küfür** geliyordu.Bu küçük çocuğun hemen dikkatini çekti.

"Bu yavrunun nesi var?"Dükkan sahibi "Veterinerin dediğine göre,kalçasında bir kemik eksikmiş"diye yanıt verdi."Hep böyle topallayacakmış."

Küçük çocuk,"Onu almak istiyorum"dedi.Dükkan sahibi"sahi mi?..O yavruyu gerçekten istiyorsan sana bedava verebilirim"dedi.

Çocuk dükkan sahibine yaklaştı ve öfkeyle"Onu bana bedava vermenizi istemiyorum.Bu yavru da diğer yavrular kadar değerli.Fiyatı neyse size ödeyeceğim.

Şimdi size iki dolar otuz beş sent vereceğim,kalan parayı da ayda elli sent,elli sent ödeyeceğim!"dedi

Dükkan sahibi "O sakat yavruyu ne yapacaksın?O hiçbir zaman diğer köpekler gibi koşup,oynayamayacak"dedi.Küçük çocuk pantolonunun paçasını yukarı kaldırdı ve iki çelik bağla desteklenmiş eğri sol baacağını gösterdi."Bende pek koşamıyorum"dedi.

"Bu yavrunun da kendini anlayacak birine ihtiyacı var."

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
10 Eylül 2005 Cumartesi 09:03:57
Endişelerimi çarptım

Böldüm karanlıkları

Kapattım gözlerimi

Yol aldım hayallere



Dudaklarımdan düşmeyecek

Çekici gülümsemem

Beni terk etmeyecek

Çocuksu sevinçlerim



Artık odam aydınlık

Yüreğimde bir ferahlık

Bedenimde bir türkü

Hislerim daha güçlü



Bakmıyorum ardıma

Bitti ağlamam yıllara

Çektiğim acılara

Artık yeni umutlara

Merhaba


Volkan (volkanhan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2506
11 Eylül 2005 Pazar 01:17:49


Acı bir hikaye, kısa, basit..
Adamların dünyanın en sömürgecisi olmasına şaşmamak lazım, ilkokuldan başlıyorlar ..

KIRMIZI İBİKLİ KÜÇÜK TAVUK
Zamanın birinde bir çiftikte kırmızı ibikli küçük bir tavuk yaşarmış. Tavuk kendi kendi yiyeceğini kendi bulur ve bu güzel çiftlikte çok mutlu bir hayat yaşarmış.

Bir gün buğday taneleri bulmuş ve bunları ekerek daha çok yiyecek elde edeceğini düşünmüş. Ancak nasıl ekeceğini bilmediği için arkadaşlarından yardım istemiş:

- Bu buğday tanelerini ekmek için kim bana yardım edecek ?

Ördek cevaplamış:

- Ben yardım edemem, ancak istersen sana kahve tohumu satabilirim. Buğday yerine kahve ekersen, çok para kazanır ve istediğin kadar buğday alırsın.

Domuz oradan seslenmiş:

- Ben de yardım edemem, ancak kahve ekersen ürünlerini ben satın alırım.

Fare hemen atlamış:

- Ben buğday ekiminden anlamam ancak kahve ekmek için gereken parayı sana borç verebilirim, sonra ödersin.

Ticaretten ve tarımdan anlamayan kırmızı ibikli şirin tavuk, bu sözler sonrasında kahve ekmeye karar vermiş ve buğdaydan vaz geçmiş. Ancak kahve nasıl ekilir bilmediğinden yine yardım istemiş:

- Kahve ekmek için kim bana yardım edecek ?

Ördek:

- Ben yardım edemem, ancak kahvenin çabuk büyümesi için gereken gübreyi sana satabilirim demiş.
Domuz:

- Ben kahve yetiştirmekten anlamam ancak kahveleri zararlı böceklerden korumak için ilaca ihtiyacın var, istersen sana satarım demiş.

Fare de:

- Gübre ve ilaç için gereken parayı istersen sana borç olarak veririm demiş.

Sonunda kırmızı ibikli tavuk çalışmaya başlamış, çalışmıııııış çalışmış. Kahve yetiştirmek buğday yetiştirmekten daha zormuş ve daha çok gübre ve ilaç gerekiyormuş. Ama tavuğumuz sonunda çok zengin olacağını hayal ederek sabretmiş. Ve sonunda hasat zamanı gelmiş ve gerçekten de tavuk çok miktarda ürün elde etmiş, kendisine yol gösteren arkadaşlarına seslenmiş:

- Kahveleri satmama kim ardım edecek.

Ördek:

- Ben yardım edemem, ancak kahveleri işlemek ve paketlemek için benim fabrikama getirmelisin.

Domuz:

- Ben de yardım edemem, zaten her önüne gelen kahve ektiği için kahve fiyatları çok düştü, senin kahven beş para etmez.

Fare:

- Ben bu işlerden anlamam, ayrıca artık sana verdiğim borçları ödemen lazım.

Sonunda kırmızı ibikli küçük tavuk gerçeğin farkına varmış ve buğday yerine kahve ekmenin büyük bir hata olduğunu anlamış, çünkü borç içinde imiş ve yiyecek tek bir lokması yokmuş. Açlıktan ölmemek için yine yardım istemiş:

- Yiyecek bir kaç lokma bulmama kim yardım edecek ?

Ördek:

- Ben yardım edemem, senin hiç paran yok.

Domuz:

- Ben de yardım edemem, zaten herkes kahve ektiği için buğday eken de kalmadı, yiyecek yok.

Fare:

- Ben yiyecek bulamam. Ancak bana borçlarını ödemediğin için para yerine senin tarlanı almak zorundayım, iyi bir tavuk olursan, belki senin o tarlada boğaz tokluğuna çalışıp, benim için buğday yetiştirmene izin verebilirim.

Şimdilerde bizim kırmızı ibikli küçük tavuğumuz, artık farenin olan eski tarlasında buğday yetiştiriyor ve karnını doyurmaya çalışıyor.

Kaynak : İngiltere de ilkokullarda okuma kitabı olarak okutulan "The Little Red Hen" kitabından alınmıştır.

Volkan (volkanhan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2506
14 Eylül 2005 Çarşamba 19:31:09
1.Her yeni doğan günün gününüzü güzelleştirdiğini söylemek için aramadı, bırakın gitsin.

2.Aradınız telefonu açmadı, bırakın gitsin. Biricik aşkınız her ne durumda olursa olsun siz lütfedip aradığınızda telefonu mutlaka açardı, bı biricik aşkınız değil demekki. Bahaneleri dinlemeyin bile.

3.Yine aradınız, yine açmadı, içinizden geçeni sms olarak gönderip bırakın gitsin.

4.Günlük "annem"le başlayan kelime sayısı 6'yı geçti, bırakın gitsin.

5.Babasıyla tanışın ya da bir resmini isteyin. Babası kelse bırakın gitsin. Bu maddede opsiyon tanıyorum, kelseverler dikkate almayabilir, zevk meselesi.

6.Saçınızı farketmedi, bırakın gitsin.

7.Lensinizi farketmedi, bırakın gitsin. Yine de merhametli olun, bir göz doktorundan randevu alın. Bu merhametin yerine yenisini bulamam korkusuyla hiç alakası yok, size erkek mi yok bırakın gitsin.

8.Makyaj çantanızı karıştırmaya mı başladı, bırakın gitsin. Siz artık onun tipi değilsiniz.

9.Önceliklerini saymasını istediğinizde sizi birinci sıraya koysa bile bırakın gitsin. Doğru cevap "ne önceliği sen teksin, seni hiçbirşeyle kıyaslamam" olmalıydı.

10.1 hafta geçti ve sizi ailesiyle tanıştırmadı, bırakın gitsin.

11.1 hafta geçti, siz hiç istemediğiniz halde! Sizi ailesiyle tanıştırdı, bırakın gitsin. Ne o öyle daha birbirinizi tanımadan ailesiyle tanışmak.

12.En sevdiği reklam hazırkart mı bırakın gitsin. Resmen şarkı yoluyla bilinçaltının dışavurumu.

13.Filmi izlerken sizinle beraber ağlamadı mı, bırakın gitsin. Hissiyatsız şe ne olacak!

14.Film izlerken sizinle beraber ağladı mı, bırakın gitsin . Erkek adam ağlar mı hiç, bir şey var bu çocukta ne olur ne olmaz bırakın gitsin.

15.Hiç ortak zevkiniz yok, bırakın gitsin. Ömrünüzü ortak zevk edinmeyle geçiremezsiniz değil mi?

16.Öyle çok ortak noktanız var ki, bırakın gitsin. Ikiz kardeşe ihtiyacınız yok değil mi?

17.Her dediğinize evet diyorsa bırakın gitsin, ölmüş sizin ilişkiniz, heyecan falan hak getire.

18.Her dediğinize hayır diyorsa bırakın gitsin. Nerden buldunuz bu dağayısını?

19.Her dediğinize belki diyorsa hiç durmayın bırakın gitsin. Nikah memuruna da aynı cevabı verebilir, benden söylemesi.

20.Sizden çok konuşuyorsa bırakın gitsin. Bu sesin kulağımı tırmalıyor, konuşmana fırsat vermemeliyim

düşüncesinin bir ürünü. Biz mi niye çok konuşuyoruz, e anlatacak çok şeyimiz var bizim.

21.Gözü dışardaysa bırakın gitsin, hayır gelmez. Tabi bilmiyor ki sizde başka erkeklerin dışardaki gözüsünüz.

22.Yemek , ütü, bulaşık testlerini geçemediyse bırakın gitsin. En azından birinden geçtiyse hele ki bu ütüyse bırakmayın, hala ümit vaadediyor demektir.

23.Sizden önce 4'ten fazla ilişkisi varsa ilk günden bırakın gitsin, tamam tecrübeli olabilir ama bu

kızların da bir bildiği var herhalde terkedip durduklarına göre.

24.Ben hiç terkedilmedim, hep terkeden taraf bendim diyorsa terkedin gitsin. Hayal dünyasında yaşayan
biriyle ne işiniz olabilir ki. Bir kız terkedilmek istemedikçe terkedilemez(kızlar anayasası, başlardan bir madde).

25.Benle başlayan cümleleri senle başlayan cümlelerinden fazla mı bırakın gitsin o megolamanı. Burda sayılmayan benli cümleler: Ben sensiz bir hiçim. Beni sensiz düşünmek kabus olmalı. Ben herzaman senin yanındayım. Beni bırakma. Ben senin için herşeyi yaparım ve bunun gibi derin anlamı olan cümleler değerlendirme kapsamında değil.

26.Doğumgünüz, okula başladığınız gün, ilk kırmızı ayakkabınızı aldığınız gün, tanıştığınız gün, ilk temas ettiğiniz gün, ilk kez beraber sinemaya gidiş gününüz, sizi ilk işten aldığı gün, 3. kavganızı yaşadığınız gün, çıkmaya teşebbüs ettiğiniz gün, çıkmaya başladığınız gün gibi çoooook önemli günleri ve o günleri daha da anlamlı kılmak için 1 karattan küçük olmayan hediyeleri unuttu mu, bırakın gitsin.

27.Cine 5, Teleon, Digitürk (tarihsel sıralamadır), Eurosport gibi kanalları izlemekten zevk aldığını söylüyorsa bırakın gitsin. Gitsin gitsin, zaten o hiç sizin olmamış ki. Siz onun maç olmayan günlerdeki eğlencesisiniz sadece.

28.Faruk Saraç'tan giyiniyorsa bırakın gitsin. Nedenini merak edenler bakınız Reha Muhtar. Bilmiyorum yani seçim sizin.

29.Aşağıdaki şarkılar diline sık sık dolanıyor mu, bırakın gitsin. Yeni Bir Aşk, Batsın Bu Dünya, Ben Adam Olmam, Nikahına Beni Çağır Sevgilim (hemen yumuşamayın sevgilim lafını duyupta, resmen evlen ama damat başkası olsun diyor adam), Aramızda Bir Top Var, Ben Hiç Mükemmel Değilim, Karalım(sarışın ya da kumralsnız), Gel Gel Sarışınım (esmer ya da kumralsanız), Arkadaş, Duramam Buralarda, Gidiyorum
Bütün Aşklar Yüreğimde, Depresyondayım, Ihanet vb.

30.Ya aslında bırakmak için yüzlerce daha neden var. Ama en iyisi bırakmayın. Siz bırakacaksınız da ne
olacak. Başka bir kızın başı yanacak. Siz zaten bulaşmışsınız bu işe, bırakın gittiği yer kadar gitsin....

Volkan (volkanhan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2506
14 Eylül 2005 Çarşamba 19:32:30
Aşkla karnıyarığın ilişkisi
Aşkın bizim bildiğimiz aşk olmaktan çıktığını yazıp çiziyoruz durmadan.

E, belli yaşın üzerindekiler mukayese imkánına sahip olduklarından haliyle bugün yaşanan ilişkilerin neredeyse hiçbirine aşk diyemiyorlar.

Gençler bilmez tabii. Gözlerini açtılar, bunu gördüler zira. Böyle olur zannediyorlar aşkı. Çağla Şikel ne demiş duydunuz... 'Haftada iki erkek olabilir.'

Fakat katiyen kınayamam kızcağızı. Ben yakın zamana kadar gençleri suçluyordum. Aşkı bozdular diye. Sanki aşk bir alettir de ellerine alıp orasını burasını kurcalarken yayını şusunu busunu kırdılar. Değil tabii. Bu çocukların metabolizması değişik. Bütün mesele bu.

Karnıyarık yiyerek büyümediler mesela.

'Ne ilgisi var?' dersiniz siz şimdi...

Bakın, aşkın kalple bir ilgisi olmadığı artık anlaşıldı. Esas işi gören, beyin.

Aklınıza 'Peki biz neden Sevgililer Günü'nde kalp yastık alıyoruz?' diye bir soru gelebilir. Aptallığınızdan değil tabii. Kalp beyne nazaran daha şık bir organ olduğundan aşkın logosu olarak kalp kullanılıyor hálá.

Logolara aldanmayacaksınız. Ecevit'lerin partisinin logosu beyaz barış güvercini biliyorsunuz. Fakat birbirlerinden başka herkese küsler.

Diyeceğim, aşk basbayağı vücudun bir işleyişi. Sindirim sistemi gibi falan... O salgı ötekine karışıyor, bu salgı berikine katılıyor derken ortaya aşk çıkıyor.

Demek karnıyarık-pilav yerine hamburger-kolayla beslene beslene metabolizma da değişti. Salgıların miktarı, muhteviyatı falan... Hal böyle olunca haftada iki aşk normal oluyor tabii. Ne yapsın yani insancıklar... Metabolizmayla savaşmak kolay mı? Bak, hiçbiriniz zayıflayamıyorsunuz bir türlü.

Bu arada hamburgerin bir zararı daha çıkmış oldu ortaya. Ayaküstü beslenirseniz aşk da böyle ayağa düşer işte!

Not: Bu yazı bilimsel bir makale değildir.


Pakize Suda




Yeliz (yelisss)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
15 Eylül 2005 Perşembe 12:47:25
volkan ya bu yazdıkların bi bayanın yapması gerekenlermi??
böyle bişey mümkün olamazzzz................

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
15 Eylül 2005 Perşembe 13:02:39
))

Volkan (volkanhan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2506
16 Eylül 2005 Cuma 10:15:35
Günün Sözü ve Özü
>
> Ağır ağır giden karıncaya sormuşlar.
> -Nereye gidiyorsun?
> -Uzaktaki sevdama.. demiş karınca.
> -Bu ayaklarla zor gidersin demişler.
> -Olsun demiş karınca.
> -Ona varamasam da
> YOLUNDA ÖLÜRÜM..!!


Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
16 Eylül 2005 Cuma 14:23:25
FİLİSTİN Lİ KIZIN ŞİİRİ

Baba! Diyorlar ki sen suçlusun.
Baba! Sen suçlu değilsin...
Baba! Neden tutukladılar seni?
Baba! Seni benden neden esirgediler?
Beni bir defa bile öpmeden,
Annemin gözyaşlarını silmeden.

Anne!
Her sabah yanaklarında gözyaşı görüyorum.
Filistin herşeye lâyık değil mi?
Hergün güneşe sesleniyorum...
Anne! Babamı birkez daha görebilecek miyim?
Yoksa, kıyamete kadar bir daha göremiyecek miyim?
Yoksa, annemin gözyaşları kıyamete kadar akacak mı?

Baba, neredesin!
Neredesin!
Topraklarımız işgal ediliyor.
Filistin çiçekleri koparılıyor.
Babamı hiç öpmedim,
Güneş doğduğundan beri.
Bayramlar bayramı, şenlikler şenliği kovalıyor.
Şehid üstüne şehid düşüyor...
Babam demir parmaklıklar arkasında!
Kölelerin tutulduğu duvarların ötesinde.
O gün ne zaman?
Parmakların kırılacağı gün ne zaman?
Her sabah çocuklarını öpen babalar!
Çok şey mi istiyorum?
Çok şey mi istiyorum?
Ey ezilmiş çocukluğum
Ben Filistin'in çiçeğiyim
Ve babam demir parmaklıklar arkasında.

Babamı istiyorum...

Babamı istiyorum...

Babamı istiyorum...

Utanın... Utanın... Utanın...


Volkan (volkanhan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2506
19 Eylül 2005 Pazartesi 10:13:30
SARIMSAK TARLASI...

Genç adamin biri,
Dermis babasina her gün;
'Benim de dostlarim var, sendeki dost gibi'
Baba, itiraz eder,
Olmaz öyle çok dost, hakikisi
Belki bir, belki iki,
Fazlasını bulamazsin gerçek, hakiki...
Devam eder durur konusma...
Aralarinda baslar bir tartisma, Karar verirler bir sinava, Dostun
hakikisini anlamaya... Bir aksam bir koyun keserler, Ve koyarlar çuvala.
Baba der ki ogluna, 'Hadi al bu çuvali, simdi götür dostuna'. Çuvaldan
kanlar damlamakta, Sanki öldürmüsler de bir adami, Koymuslar çuvala, Dıştan
böyle sanilmakta. Delikanli sirtlar çuvali, Gider en iyi bildigi dostuna,
çalar kapiyi. O dost, bakar ki bir çuval, hem de kanli, Kapar hizla kapıyı
delikanlinin suratına, Almaz içeri arkadasını, Böylece tek tek dolaşır
delikanli, Kendince tanıdıgı, sevdigi dostlarını. Ne çare, hepsinde de
sonuç aynidir. Evlat geriye döner. Ama içten yikilir... Babasina dönerek;
hakliymissin baba ' der. Dost yokmus bu dünyada ne sana, ne de bana.
Baba '
hayir Evlat 'der, benim bir dostum var bildigim. Hadi, çuvali alda bir
kerede git ona. Genç adam, çuvali sirtlar tekrar. Alnindan ter, çuvaldan
kanlar damlar... Gider, baba dostuna. Kabul görür, sevinir.

O dost, delikanliyi alir hemen içeri. Geçerler arka bahçeye. Bir çukur
kazarlar birlikte, Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye, Üzerine de
serpistirirler toprak. Belli olmasin diye dikerler sarimsak... Genç adam
gelir babasina; 'Baba, iste dost buymus' diye konusunca, Babasi; 'daha
erken, o belli olmaz daha. Sen yarin git O'na, çikart bir kavga, Atacaksin
iki tokat, hiç çekinmeden ona, iste o zaman anlasilacak, dostun hakikisi.
Sonra gel olanlari anlat bana...' Genç adam, aynen yapar babasinin
dedigini,Maksadi anlamaktir dostun hakikisini, Babasinin dostuna istemeden
basar iki tokadi! Der ki tokadi yiyen DOST; 'Git de söyle babana, biz
satmayiz sarimsak tarlasini böyle iki tokada'!

HAYATINIZDA,
HAYATIMIZDA SARIMSAK TARLASINI SATMAYACAK, DOSTLAR BUL MANIZ, BULMAMIZ
DiLEĞiYLE...

Volkan (volkanhan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2506
22 Eylül 2005 Perşembe 16:33:32
"Gönül abla" Hoşgeldin..
sevgilerini vce samimiyetini biz kardeşlerinden esirgememn dileğimle önemli sözlerden bir demet sunarım..
sevgiyle kalın
volkan

Sokrates ve esi bir turlü iyi gecinemezlermis.
Bir gun esi Sokrates'e verip veristirmis, agzina geleni soylemis.
Bakmis
kocasi hicbir tepki gostermiyor; bir kova suyu alip basindan asagi
bosaltmis. Sokrates ise;
- Bu kadar gok gurultusunden sonra bir sagnak zaten bekliyordum,
demis.


------------------------------------------------------------------------

Bernard Shaw ile Churchill hic gecinemez ve sik sik birbirlerini
ignelermis. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine, Churchill'i davet
etmis ve davetiyeye de bir pusula ilistirmis: "Size iki kisilik
davetiye
gonderiyorum. Bir dostunuzu alip gelebilirsiniz. Tabii dostunuz
varsa."
Churchill , hemen cevap gondermis: "Maalesef o gece baska bir yere söz
verdigim icin oyununuzu seyretmeye gelemeyecegim. Ikinci gece
gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece de oynarsa."


------------------------------------------------------------------------

Bir gun Eflatun, talebelerinden birini kumar oynarken yakalamis ve
siddetle azarlamis. Talebesi:
- Iyi ama ben cok az bir parasina oynuyordum,
diye itiraz edecek olunca, Eflatun cevap vermis:
- Ben seni kaybettigin para icin degil, kaybettigin zaman icin
azarliyorum.


------------------------------------------------------------------------

Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yasayis ve felsefesiyle ünlü
filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliginden baska
hiçbirseyi olmayan kibirli bir adamla karsilasir. Ikisinden biri
kenara
çekilmedikçe geçmek mümkün degildir... Magrur zengin, hor gördügü
filozofa:
- Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem, der.
Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin su karsiligi verir:
- Ben çekilirim...


------------------------------------------------------------------------

Meshur bir filozofa
- Servet ayaklarinizin altinda oldugu halde neden bu kadar fakirsiniz?
diye soruldugunda
- Ona ulasmak için egilmek lazim da ondan, demis.


------------------------------------------------------------------------

Kulaklarinin büyüklügü ile ünlü Galile'ye hasimlarindan biri:
-Efendim,
demis. Kulaklariniz, bir insan için biraz büyük degil mi?
Galile:
- Dogru, demis. Benim kulaklarim bir insan için biraz büyük ama,
seninkiler bir esek için fazla küçük sayilmaz mi?


------------------------------------------------------------------------

Bir toplantida bir genç Mehmet Akif küçük düsürmek için: -Afedersiniz,
siz veteriner misiniz? demis. M. Akif hiç istifini bozmadan su cevabi
vermis:
- Evet, bir yeriniz mi agriyordu?


------------------------------------------------------------------------

Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanli padisahi gibi sefere çikacagi
yerleri
gizli tutarmis. Bir sefer hazirliginda,vezirlerinden biri israrla
seferin yapilacagi ülkeyi sorunca, Yavuz ona
- Sen sir saklamayi bilir misin? diye sormus, Vezir:
- Evet hünkarim, bilirim, dediginde,
Yavuz cevabi yapistirmis:
- Ben de bilirim.


------------------------------------------------------------------------

Sultan Alparslan 27 bin askeriyle bizans topraklarinda ilerlerken,
kesfe
gönderdigi askerlerden biri huzuruna gelip telasla:
- 300 bin kisilik düsman ordusu bize dogru yaklasiyor, der. Alparslan
hiç önemsemeyerek söyle der:
- Biz de onlara yaklasiyoruz.


------------------------------------------------------------------------

Bir filozofa sormuslar:
- Sansa inanir misiniz?
Filozof:
- Evet, yoksa sevmedigim insanlarin basarisini neyle açiklardim.



Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
22 Eylül 2005 Perşembe 16:56:44
Götürmüstü duygulari, Kizkulesi'nin gizemine.
Baglanmisti artik duygular, büyünün gücüne.
Karanliga sinen romantizm ve Kizkulesi...

Akrep donmus,
Yelkovan volta atmayi unutmustu.
Zaman durmustu artik.
Zaman ve her sey büyülüydü! ...

Kizkulesine bakan kaldirimlarda,
Birlesen ellerin ve Kizkulesine gömülen bakislarin
esrari vardi.
Sicak bir bardak çayin bugusuna karismaktaydi üsüyen
soluklar.
Ve titreyen dudaklariyla bir ask sarkisi
mirildanmaktaydi sevgililer...
''Gurbet elde bir basima,
Kimim var ki senden baska? ''
www.paylasim.sevgisi.com

Bir yandan, martilarin eslik etmesi söylenen
sarkilara,
Bir yandan da, Kizkulesinin hikayesi vardi
düsüncelerde.
Derin düsler canlanmisti o aksam! ...

Allahim! ...
Hiç bitmeseydi,
Hiç bozulmasaydi bu büyü.
Ama! ...

Tesekkür ederim büyücü!
Büyülü aksam için!
Her sey için!
Tesekkürler! ...
Seni seviyorum! ...


Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
22 Eylül 2005 Perşembe 18:03:22
YAS 24 Askin kalbimi kirabilecegini ama buna deger oldugunu ögrendim.

YAS 33 Bir arkadasi kaybetmenin en kestirme yolunun ona ödünç para

vermek oldugunu ögrendim.

YAS 36 Önemli olanin baskalarinin benim için ne düsündükleri degil,

benim kendi hakkimda ne düsündügüm oldugunu ögrendim.

YAS 38 Esimin beni hala sevdigini, tabakta iki elma kaldiginda küçügünü

almasindan anlayabilecegimi ögrendim.

YAS 41 Bir insanin kendine olan güveninin, basarisini büyük oranda

belirledigini ögrendim.

YAS 44 Annemin beni görmekten her seferinde sonsuz mutluluk duydugunu

ögrendim.

YAS 46 Yalnizca minik bir kart göndererek bile birinin gönlünü

aydinlatabilecegimi ögrendim.

YAS 49 Herhangi bir isi yaptigimdan daha iyi yapmaya çalistigimda, o

isin yaraticiliga dönüstügünü ögrendim.

YAS 50 Sevgi, evde üretilmemisse, baska yerde ögrenmenin çok güç

olabilecegini ögrendim.

YAS 53 Insanlarin bana, izin verdigim biçimde davrandiklarini ögrendim.

YAS 55 Küçük kararlari aklimla, büyük kararlari ise kalbimle almam

gerektigini ögrendim.

YAS 64 Mutlulugun parfüm gibi oldugunu, kendime bulastirmadan

baskalarina veremeyecegimi ögrendim.

YAS 70 Iyi kalpli ve sevecen olmanin, mükemmel olmaktan daha iyi

oldugunu ögrendim.

YAS 82 Sancilar içinde kivransam bile baskalarina basagrisi olmamam

gerektigini ögrendim.

YAS 90 Kiminle evlenecegin kararinin hayatta verilen en önemli karar

oldugunu ögrendim.

YAS 95 Ögrenmem gereken daha pek çok seyler oldugunu ögrendim.

Dün sabaha karsi kendimle konustum.

Ben hep kendime çikan bir yokustum.

Yokusun basinda bir düsman vardi

Onu vurmaya gittim kendimle vurustum.


Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
22 Eylül 2005 Perşembe 18:43:55
Seni sen olduğun için değil, seninle birlikte olduğumda ben olduğum
için seviyorum.



Hiç kimse gözyaşlarını hak etmez, onlara layık olan kişi ise seni
ağlatmaz.



Sen istediğinde sana aşık olmaması, sana aşık olmadığı anlamına gelmez.



Gerçek arkadaş, elini tutan, kalbine dokunandır.



Birisine yabancılaşmanın en kötü biçimi yanında oturuyor olup ona hiç
bir zaman ulaşamayacağını bilmektir.



Hiç bir zaman gülümsemekten vazgeçme, üzgün olduğunda bile! Gülümsemene
kimin, ne zaman aşık olacağını bilemezsin.



Tüm dünya için sadece bir kişi olabilirsin, fakat unutma bazıları için
sen bir dünyasın.



Zamanı seninle birlikte geçirmeye hazır olmayan biriyle geçirme.



Belki de Tanrı uygun kişiyi tanımandan önce yanlış kişilerle tanışmanı,
onu tanıdığında minnettar olman için istedi.



"Bitti" diye üzülme, "yaşandı" diye sevin.



Her zaman seni üzecek birileri olacaktır, yapman gereken insanlara
güvenmeye devam etmek, kime iki defa güveneceğine daha fazla dikkat
etmektir.



Birini daha iyi tanımadan ve bu kişinin senin kim olduğunu bilmesinden
önce kendini daha iyi bir kişiye dönüştür ve kim olduğunu bilerek
kendine güven.



Kendini çok zorlama, en güzel şeyler onları en az beklediğinde olur.



"YAŞANAN HER ŞEYİN BİR SEBEBİ VARDIR"



Volkan (volkanhan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2506
22 Eylül 2005 Perşembe 21:29:42
Ne demek Gönül Abla? tabi ki şüphe etmem çok zarif bir şekilde kendini tanıttın bizlere, edeni cesaretin ve katılımımndan ötürü bir kez daha teşekkür
sevgiyle kal
volkan

bende temel atayım bari)))
Temel bir gun denize girmis ama cirilciplak.
Koyun cocuklari saka olsun diye Temel'in butun elbiselerini alip kacmis, zavalli Temel de denizde oylece kalakalmis
Beklemis gelen yok giden yok.
Yardim edecek kimse de yok. Hava biraz kararinca ne yapsin bizim Temel cikmis denizden. Hemen az ilerdeki otlarin arasindan usulca koyune dogru gitmeye baslamis. Otlak bitince evine de az kaldigi icin on tarafini eliyle kapatarak evine dogru kosmaya baslamis.
O sirada O'nu goren babasi bagirmis:
- "Ula salak usak orani kapayacagina yuzunu kapasana, kim taniycak orani?"


Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
23 Eylül 2005 Cuma 09:17:20
ADI HÜZÜN HAYATIN...

güneş battı.
yine akşam oldu...
sensiz sessiz bir karanlığa büründü sokaklar
yüreğimde amansız bir sızı,
içim alabildiğine karışık...
yaralı bir kuşun kanat çırpışı kadar sitemliyim
hayata...
ve bitmek bilmeyen bir hüzün!

şimdi iç çekişlerimin bastırılamaz isyanı var.
sabahın buğusunda,akşamın esen yelinde
kuytu,çok uzak yerlerde arıyorum seni
özleme, hasrete yenilen çocukluğumu yakalıyorum
saçlarından
ta derinden duyuyorum yıllar önceki gözyaşlarımı
nedeni bilinmez, hala ağlıyor gözlerim
hala o derin yara kanıyor...
dedim ya bilinmez işte...
hiç hesapta yokken yaşanılan şeyler takılıyor
zihnime...
bir kardelen çilesi,bir papatya hüznü çöküyor
üstüme...
ve ben yalnız yaşıyorum hayatı,
acıyı,mutluluğu yalnız tadıyorum...

buralar soğuk,buralar karanlık sensiz...
dipsiz bir kuyu belki de,
anlatılmaz,yaşanır derler ya hani..
işte o hesap benimki de...
hayatın tek gerçeği belki de...
koskoca bir hüzün...



Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
23 Eylül 2005 Cuma 10:29:08
> > Karşılıksız sevgi !
> >
> > Bu, Vietnam'da savaşan ve sonunda evine dönecek
olan John adında
bir
> > askerin hikayesidir. John evine gitmeden önce, San
>Francisco'da
> > bulunananne babasına telefon açtı.
> >
> > " Sevgili anne ve babacıgım, sonunda eve geliyorum
ama birşey
> > sormakistiyorum. Bir arkadaşımı da beraber eve
getirebilir miyim?
> > "Tabii ki " diye cevapladılar. "Onunla tanışmaktan
mutluluk
duyarız".
> >
> > "Ama bilmeniz gereken birşey var" diye John devam
etti," o savaşta
> > ağır yaralandı. Kara mayınına bastı ve kolu ile
bacağını kaybetti.
> > Başka gidecek hiçbir yeri yok. Onun bize gelmesini
ve
>bizimle
> > yaşamasını istiyorum".
> >
> > " Bunu duyduğuma çok üzüldüm oğlum, belki kalacak
başka bir yer
> > bulması için ona yardımcı olabiliriz"
> >
> > "O hayır , onun bizimle yaşamasını istiyorum ."
> > "Oğlum," dedi babası, "sen ne istediğinin farkında
değilsin.
> > Böyle büyük bir sorunu olan birisi bizi çok
rahatsız eder. Bizim
kendi
> > hayatımız var ve böyle farklılığa izin veremeyiz.
Bence sen eve
> > gelmeli ve bu çocuğu unutmalısın. O kendi yaşamını
devam ettirmenin
> > bir yolunu bulacaktır."
> > O andan sonra, John telefonu kapattı. Anne ve
babası ondan başka
bir
> > söz duymadılar...
> > Birkaç gün sonra, San Francisco polisinden bir
telefon geldi.
> > Oğullarının bir binadan düşerek öldüğünü
söylediler. Polise göre
> > intihardı. Anne ve baba telaşla uçağa binerek
oğullarının teşhisini
> > yapmak için San Francisco'daki teşhis morguna
gittiler.
>John'u
> > teşhis etmişlerdi. Ama gözleri faltaşı gibi
açılarak...
Bilmedikleri
> > birşeyi farkettiler. John'un bir bacağı ve bir
kolu yoktu...
> >
> > Bu hikayede ki anne ve baba bir çoğumuza benzer.
Etrafımızda iyi
> > görünen ve neşeli insanları sevmek bize kolay
gelir, ama bize
> > rahatsızlık veren özellikle bizim kadar sağlıklı
olmayan, bizim
kadar
> > güzel
> >
> > olmayan ve bizim kadar zeki olmayan insanlardan
uzak durmayı tercih
> > ederiz.
> > Çok şükür ki bizi bu kategoride gören birisi yok.
> > Karşılıksız sevmeyi başaran birisi sonsuza kadar
ailemizdendir ne
> > kadar çirkin ne kadar fakir ne kadar engelli
olursak olalım. Bu gün
> > yatmadan önceTanrıya biraz daha dua ederek
insanları oldukları gibi
> > kabul etmemizi sağlamasını isteyelim ve ne kadar
farklı olurlarsa
> > olsunlar onlara karşı daha anlayışlı olabilmeyi
isteyelim.
> >
> > Arkadaşlar çok nadir bulunan cevherlerdir. Onlar
sizi güldürür ve
> > başarmanız için destekler. Bazen tek kelime bazen
bir cümle
>paylaşırlar
> > ama her zaman kalbinizi ona açmanızı beklerler.
> > Şimdi 2 seçeneğiniz var.
> > 1) Bu maili kimseye göndermeyin ve kalbinize hiç
dokunmamış gibi
> > davranın.
> > 2) Arkadaşlarınıza gösterebileceğiniz kadar ilgi
gösterin...
> > Bu maili arkadaş olduğunu düşündüğünüz kişilere
gönderin.
> > Eğer size geri gelirse hayat boyu bir arkadaşınız
olduğunu
> > anlayacaksınız.

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
23 Eylül 2005 Cuma 13:40:06
Incinen Gurur
.
Pencereden baktigimda görüyorum
Senin yüzün incir yapraginda
Senin ürkekligin duvar üstünde yürüyen
Bir kedinin kivrakliginda

Aynada dururken görüyorum
Kirmizi öpüsün sol yanagimda
Disimi firçalarken senin agzin
Serin sularin berrakliginda

Raki devrilmis masalarda yoklugun
Veya benden önce kalkip gitmisligin
Gece boyu dolandigim barlarda
Sarhoslara tekrarladigim adin
Balikçi kahvesinde, çorbacida, kenarlarda

Dökülmek istemiyorum hayir! ..
Çingene çiçekçiler habire yaltaklandiginda
Bilmedigim sorularin açtigi çukuru
Yalanlarla doldurmak istemiyorum

Seni kaybettim galiba
Iki tasin arasinda kaldim
Bu, benim hatam degildi
Seni ben çook geç tanidim

Derin acilar bahçivani
Yüregime ne ektin böyle...
Ask korkagini bagislar mi?
Söyle...

Aramak ne kötü herkeste seni
Her gözde bulup yanilmak seni
Ah turuncu rüyalar güzeli
Hem kendini yok ettin
Hem beni

Baska ne acitabilir içimi
Yasim kirki devirmisken
Seni böyle patavatsizca sevmisken
Ve, tam aynayi günese çevirmisken
Baska ne...

Seni vefasiz asklara birakiyorum
Yüzümü kirilan bardaklarda ara
Düsünme ben ne olurum
Sanirim bi daha onarilmaz
Incinen gururum
.

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
23 Eylül 2005 Cuma 15:23:51
Eleştiriyle yaşarsa kınamayı,
Düşmanlıkla yaşarsa savaşmayı,
Utançla yaşarsa suçlu hissetmeyi,
Hoşgörü ile yaşarsa sabırlı olmayı,
Övgüyle yaşarsa değer vermeyi,
Alayla yaşarsa utanmayı,
Adil yaşarsa adaleti,
Güvenceyle yaşarsa inanmayı,
Dürüstlükle yaşarsa doğruyu,
Yüreklendirmeyle yaşarsa kendine güvenmeyi,
Arkadaşlıkla yaşarsa dünyada sevgi bulmayı,
Onaylamayla yaşarsa kendinden hoşlanmayı öğrenir...

Volkan (volkanhan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
2506
26 Eylül 2005 Pazartesi 18:40:25
Savasin en kanli gunlerinden biriydi. Asker en iyi
arkadasinin az
ileride, kanlar icinde yere dustugunu gördü. İnsanin
basini bir saniye
siperden cikaramayacagi gibi bir ates altindaydilar.
Asker tegmenine kostu hemen:
- Komutanim, bir kosu arkadasimi alip geleyim mi?
"Delirdin mi?" der gibi bakti tegmen...
- Gitmege degmez oglum, arkadasin delik desik olmus.
Buyuk olasilikla
ölmustur bile. Kendi hayatini da tehlikeye atma
sakin!Ama asker o kadar israr etti ki, tegmen izin
vermek zorunda kaldi.
- Peki, dene bakalim!
Asker yogun ates altinda firladi siperden ve mucize
eseri,
Arkadasinin yanina kadar gitti, yarali arkadasini
sirtlandigi gibi tasidi.
Birlikte siperin icine yuvarlandilar.
Tegmen kosup yaraliya bir goz atti ve nefes nefese bir
kenara
Yikilmis askere döndu:
- Sana hayatini tehlikeye atmaya degmez, dememis
miydim! Bu zaten ölmus...
- Degdi Komutanim, degdi! dedi asker.
- Nasil degdi, arkadasin zaten ölmus, görmuyor musun?
- Gene de degdi komutanim, cunku yanina vardigimda
henuz yasiyordu...
Ve onun son sözlerini duymak, dunyalara bedeldi benim
icin...
ve, hickirarak, arkadasinin son sözlerini tekrarladi:
"Gelecegini biliyordum!"

GELECEGINI BILIYORDUM!
Kalbimizde "arkadaslik" denilen bir mucize var. Nasil
oldugunu, Nasil basladigini bilemezsiniz. Ama bunun
ozel bir armagan oldugunu,
Allah'in bir lutfu oldugunu bilirsiniz.
Gercekten de arkadaslar nadide mucevherlerdir.
Yuzunuzu guldurup,
basarmaniz icin cesaret verirler.
Sizi dinlerler ve kalplerini acmaya hazirdirlar.
Bugun arkadaslariniza, onlarla ne kadar
ilgilendiginizi gosterin.

Sayfa:1 - 2İlk sayfa « Geri · İleri » Son sayfa