Gönderen | Mesaj |
|
28 Nisan 2005 Perşembe
09:36:13
|
|
|
BEn hatırlıyorum tabiki hatırlamazmıyım, ve de en sevdiğim şiirlerden biri... Canım ya şu cumartesi işini konuşalım tamam eğer nuray çok ağlarsa onu da alırız
|
|
|
28 Nisan 2005 Perşembe
09:39:22
|
|
|
Sigaranı söndür kalkabiliriz,
on adım sonra yollarımız ayrılamalı
Sakın ağlama ve bişey söyleme giderken bana,
İnsan ayrılırken bile büyük olmalı.....
|
|
|
28 Nisan 2005 Perşembe
18:30:45
|
|
|
ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum
ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir o eski İstanbul mudur
karanlıkta bulutlar parçalanıyor
sokak lambaları birden yanıyor
kaldırımlarda yağmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun
|
|
|
29 Nisan 2005 Cuma
10:14:41
|
|
|
Ne hasta bekler sabahı,
Ne de taze ölüyü mezar,
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar
Geçti istemem gelmeni
Yokluğunda buldum seni
Bırak vehbimde gölgeni
Gelme artık neye yarar.........
|
|
|
29 Nisan 2005 Cuma
11:15:51
|
|
|
Sen benim gökyüzümdün, denizim, toprağımdın,
Şimdi bir hatıra olamazsın belirsiz, uzak
Biliyorsun bazı şeyler vardır elimizde olmayan
İşte öyle imkansız birşey seni unutmak.
Zannetme ki herşey bitti sevdiğim;
Birgün yeşerecek şu sararmış yapraklar.
Ve bundan sonra kim severse dünyada;
Seni ve beni hatırlayacaklar........
|
|
|
3 Mayıs 2005 Salı
10:21:27
|
|
|
Umutsuzdu, yalnızdı, hali yoktu,
Canı çok yanıyordu günlerden beri.
Ne alnında dolaşan bir dost eli
Ne yardım isteyecek kimsesi vardı,
Ne Tanrısı, ne de peygamberi.
Günlerdir karanlık deliklerde
Yanıp sönüyordu gözleri.
Sevinç değil ki paylaşılsın
Kendi kendinindi kaderi.
BEKLİYORUZ ÖNDER...
|
|
|
3 Mayıs 2005 Salı
11:34:55
|
|
|
Şimdi uzağım belki ama, belli mi olur...
Belki de bi demli çay kokusuyla gelirim
Belki de yağmurla yağarım kapına...
Belki de rüzgarla düşerim önüne,
Yeter ki sen bekle.... Ve dostum kal...
|
|
|
3 Mayıs 2005 Salı
19:05:26
|
|
|
Bir martıya verdim seher yellerimi
Bir leylek gagasında sohbetim.
Ve bir bebek düşü gibi hayallerim.
Hırçın bir yürüyüş kaldırım taşlarını dövüyor.
Kıskançlığım çalıkuşuna,
Sonra da yaramaz çocuklara.
Ama vurgunluğum sana
Hicran dolu akşamlarım kadar güzelsin
Vurgunluğum sana....
|
|
|
4 Mayıs 2005 Çarşamba
13:36:44
|
|
|
Bizdeki acıyı çekmeyen bilmez,
Elimizden kadeh bir gün eksilmez...
Biz severiz, kimseler bizi sevmez
Adımız serseri, kalbimiz değil...
Bir ömür çizgisidir, yüzümüzde ki
Sevda tutkusudur, dilimizde ki
Yağmur değil, yaştır gözümüzde ki
Adımız serseri, gönlümüz değil....
|
|
|
4 Mayıs 2005 Çarşamba
13:51:14
|
|
|
Bana seni unutturacak bir yer yok bu dünyada..
Dayanmalıyım..
Yaşamalıyım senden kalanlarla..
Seninle başladı seninle bitti,
Göçmen kuşlar gibi bir vakitlikti..
Benden geçti geçti aşk..
Gündü ağardı,
Geceydi karardı.
Açtığı kapıyı kendi kapattı..
Benden geçti aşk..
Tesadüfler hikayesi,
Bulduğum gibi.. Kaybettim seni..
BENDEN GEÇTİ AŞK!
|
|
|
4 Mayıs 2005 Çarşamba
14:19:45
|
|
|
Hayat bir uçurum
Tutunmak sana kalmış..
Beklenen kader değil,
Yazmak sana kalmış...
Umut varsa yürekte,
Yaşanır delicesine...
En kötü günde bile,
GÜLÜMSE ÖYLESİNE
|
|
|
5 Mayıs 2005 Perşembe
19:30:07
|
|
|
Esli beykoz... yeni beykoz.... ama hep bizim kalan ve çocukluğumuzun gizlendiği beykoz....
|
|
|
5 Mayıs 2005 Perşembe
19:31:35
|
|
|
Yürüyüşlerimizin, hayallerimizin tanığı beykoz....
|
|
|
6 Mayıs 2005 Cuma
10:07:30
|
|
|
Denize vuruldugumuz yer,,,Beykoz...
|
|
|
6 Mayıs 2005 Cuma
15:46:57
|
|
|
Yavaş yavaş gün geceye kavuşur Beykoz'da
Kadehler boşalır, umutlar tükenir
Birazdan bir mavi ay doğar
Bu sarhoş şehrin üstüne...
Sen bakma benim delice efkarlandığıma.....
Hala biraz kaldığıysa hayalin, en yaşanılası yerdir
BOĞAZİÇİ
|
|
|
6 Mayıs 2005 Cuma
15:48:37
|
|
|
Hala yaşıyorsan, en azından ucundan yakala mutluluğu...
Huzur yakınlarda, bir martının çırpınışında
Ya da gün batımında...
Ama hep yakınlarda, yeter ki yakalamayı bil....
|
|
|
6 Mayıs 2005 Cuma
15:59:15
|
|
|
Nasıl geçti habersiz, o güzelim yıllarım..
Her anını eksiksiz, dün gibi hatırlarım....
|
|
|
6 Mayıs 2005 Cuma
22:48:48
|
|
|
İlk sevgilinin gülüşüne benzer
Bir Nisan havası değil mi esen?
Zincirlere, kelepçelere inat,
Kanatlarımı açmak zamanıdır;
Allaha ısmarladık kaldırımlar.
Giyenler düşünsün dar elbiseyi,
Ölçülü sözü, hesaplı adımı
Ben kurtuldum kafeste kuş olmaktan;
Saltanat sürer gibi uçuyorum,
Erik ağacı gelin olduğu gün.
Hayranım bu şehrin bacalarına
İrili ufaklı hep bir ağızdan.
Nasıl derinden bu gökyüzüne doğru
Bir türkü söylüyorlar öyle sessiz!
Dumanın daim olsun güzel baca!
Yuvası saçakta kalan kırlangıç,
Yavrusu dallara emanet serçe,
Derken camiler üstünde güvercin
Minareler katından geçiyorum
Gökyüzü mahallesi İstanbul’un
Süt beyaz bir martıyım açıklarda
Gemilere ben yol gösteriyorum,
Buğday ve ilaç yüklü gemilere
Bir kanat vuruşta bulutlardayım;
Bir süzülüşte vatanım dalgalar!
|
|
|
Mehmet (mehmet_okan)
1237
|
|
9 Mayıs 2005 Pazartesi
15:31:01
|
|
|
Arkadaşlar sizin yazmış olduğunuz şiirlerle alakası yok ama Sevgilisine teşekkür etmeyi mesaj yoluyla yapmayı seven kişiler için güzel bir mesaj geçti elime daha doğrusu copy yaptım ve şimdi de paste
Dünyada herkesin bir eşi, bir ruh eşi var biliyorum. Kimisi bulmadan göçüp gider hayattan. Kimisi şanslıdır, bulur ve mutlu yaşar. Ben de o şanslılardanım işte. Çünkü buldum seni. Hayatımda ilk kez birine güvenmenin ne demek olduğunu anlıyorum. İlk kez hiçbir kaygı duymadan yaşıyorum. İhanetlerin, yalanların yer almadığı bir sevda. Teşekkürler sevgilim.
|
|
|
9 Mayıs 2005 Pazartesi
17:14:13
|
|
|
kamu bimarın-ı canan devay-ı dert eder ihsan
niçin kılmaz bana derman beni bimar sanmazmı?
|
|