|
Gönderen | Mesaj |
|
1 Mart 2006 Çarşamba
19:45:50
|
|
|
Ortaokuldaydım. Beşiktaş bir gün önce yenilmişti. Sıra
arkadaşım “kızgınsındır sen şimdi” demişti. Bir an durup duygularımı gözden
geçirmiştim. Radyodan dinlediğim maçın sonucu bende ertesi güne de
yansıyan solgun bir ifade bırakmıştı besbelli. Arkadaşıma `Üzüldüm ama,
niye kızgın olacakmışım ki!' diye sormuştum. İddiasız biçimde, çocukça ve
seçtiğim sözcüklerin yanlış olabileceğinden de ürkerek şöyle devam
etmiştim:
`Ben Beşiktaş'a kızamam. Yenilirse yenilir, kazanırsa kazanır. Ben
siyah - beyazı seviyorum.'
Sonraki yıllarda kafamı az kurcalamamıştı bu ruh hali.
Beşiktaşlılık öyle bir ruh haliydi ki, maç sonuçlarına üzülünürdü, haydi
haydi insanın canı çok sıkılırdı. Ama küçük bir çocukken nasıl öğreniyorsak
öğreniyorduk işte; Beşiktaşlı kızarsa sahada olup bitenlere değil,
hayatta olup bitenlere kızardı...Yamuk dünyalara, yanlış davranışlara
kızardı. Zalime, yağmacıya, yalancıya kızardı.
Ne ailemde, ne de çevremde Beşiktaşlı vardı. Babam GS'yi
tutuyordu; çevrem fenerliydi. Yalnız ve siyah-beyaz bir çocuktum
anlayacağınız. Ama her Beşiktaşlı gibi ben de ağır ağır öğrenmiş, özümsemiştim.
Beşiktaşlılık, taraftar olmaktan farklı ve fazla bir şeydir...
Gülümseyerek hatırlıyorum: O zamanlar da başkalarının
objektif bulduğu yorumlar yapardım. Objektifsin dendiğinde de `hayır
Beşiktaşlıyım da ondan' derdim.
Şimdi genç kuşak bazı Beşiktaşlılara bakıyorum: İlle de ve ne
pahasına olsun başarı isteyenlere rastlıyorum aralarında. Açıkçası bu
arkadaşlar Beşiktaş taraftarı ama Beşiktaşlılık ayrı bir şey. Çünkü
Beşiktaş'ın kendisi başarıdır. Beşiktaşlı bundan gurur duyar. Yıldızlar,
kupalar, kazanılmış maçlar... Bunlar ikincildir Beşiktaşlılık ruhunda.
"Ben takımımı severim; onunla gülerim, onunla ağlarım. Onu
her platformda desteklerim.'’
Bu tavır dünyanın her yanında takım taraftarlığını belirleyen
tavırdır. Ancak Beşiktaşlılık ruhu için yetersizdir. Nasıl yaşıyorsun?
Nasıl davranıyorsun? Sorularının cevaplarıyla belirginleşir bu ruh.
Beşiktaşlı olmak bir yaşam tarzıdır sanki. Ahlaktır, dünya
karşısında bir tavırdır. 'Nasıl geçirdik ama!' kültürüyle doğrudan ilgisi
olmayan bir duruştur.Erdemin yanı başında saf tutuştur. İlginçtir,
kolay açıklamalarla anlaşılır kılınamaz belki. Fakat zaman içinde böyle bir
gelenek, böyle bir Beşiktaşlılık ruhu ortaya çıkmıştır. Üstelik bu his,
bu ruh, bu duruş çok erken yaşlarda etkisi altına alır insanı. Her
Beşiktaşlı çocuk gözle görülmeyen ama hep yanı başında bulunan bir
ağabeyden ahlak ve hayat dersi alıyor gibidir. Bütün Beşiktaşlılar bu hisle
içli dışlı olurlar. Belki de dünyayı en keskin çizgileriyle görebilmekten
geliyor bu fark.
Bir yanda siyah, öbür yanda beyaz... Bir yanda ölüm, öbür yanda
yaşam...
Şimdi Beşiktaş 100 yaşında. Ne güzel. Ama bütün bu
anlattıklarım yüzünden diyorum ki, Beşiktaşlılık ruhu 1000 yaşında, on bin
yaşında...
İşte bu gerçek her şeyden güzel!
Haşmet Babaoğlu
|
|
|
Serkan (deepserkans)
1238
|
|
1 Mart 2006 Çarşamba
20:02:02
|
|
|
evet güzelmiş
|
|
|
28 Ocak 2007 Pazar
23:49:03
|
|
|
ÇARSI Bazi akli evveller, özelliklede Besiktas`in B`sini bilmeden televizyonlarda ahkam kesip atip tutmaktalar. Herkesin parmakla isaret ettigi bir "ÇARSI" fenomeni var ortada. Yanli basina göre ÇARSI bir guruptur. Her seyin sorumlusudur. Hepsi ,kendini bilmez , serseri, holigan, piskopat bir insan toplulugudur. Bu sifatlar daha siralanabilir. Bu cahil basin isleri geldiginde "muhtesem taraftar", "böyle ask hiçbir tribünde yok UEFA’nin sitesine kapak oldular" haberleri yapar ama tribünde en ufak bir kötü olay oldugunda "rant için birbirini yiyen kendini bilmez çetesi" oluverir ÇARSI !!! -ÇARSI kapalinin ortasinda siralanan bir gurup degildir. ÇARSI bir ruhtur. -ÇARSI, New York’da Metro trenine yazilmis siyah beyaz bir grafitidir, -Prag`da duvara yazilmis bir yazidir, -Erzincan`da bir dagin yamacina yazilmis sevgidir, -Adana`da bir rengi bozuk derneginin duvarlarina boyanmis siyah`la beyazdir, -Galatasaray lisesi duvarina yazilmis "ÇARSI ULAN" isaretidir. -Bir Tiyatro sahnesinde hiç bir dekora uymadan sirtinda tasinan kutsal BESIKTAS formasindadir ÇARSI. -Zonguldak`ta maden göçügünden çikarildiginda ilk nefesle sorulan "maç kaç kaç?" sorusundadir ÇARSI. -Hakeme kizdiginda "Satanist hakem" diye bagirip gündemi takip edenlerdir. -Atatürk’e dil uzatan dönemin milletvekili Hasan Mezarci`ya "Hasan Mezarci`ya kafam girsin" diyen tezahüratiyla Cumhuriyet`in Kemalist çizgisindeki durusunun ödünsüz sesidir. -Ezik CIVCIVler`in yalakaliklarina "TEK ADAM, ATAM" yada "Bir Pankartta Verhaugen’e Aç Avrupa Sampiyonu Ol Fener" diyen zekadir. -BESIKTAS askini pankartlarda "Baska Boyutlarin Tanrisi" diye ifade eden kalp’dir. -Ceza`si geregi bos kalmis tribünlere "RUHUMUZ YETER" yazan yüreklerdir. -Kasinani tesislerinde ziyaret eden yada ellerine verdikleri "Cobarde Gallina Ortega (Korkak Tavuk Ortega)" pankartiyla maymun edenlerdir. -"Erkek Adam Renkli Takim Tutmaz" deyip alemi dut yemis bülbüle çevirenlerdir. -"Isiklar Söndügü Zaman Tüm Fenerliler Güzeldir" pankartiyla herkesi güldürenlerdir. - "Bizim taraftarimiz daha fazla" diye böbürlenenlere "en fazla sinek`de bokun üzerinde olur" cevabini yapistiranlardir. -Futbolcusuna kizdiginda "Askimiz renklere sizlere degil" diyen renk askidir. -2 Km bayrak yapip dünya rekoru kiran sevgidir, o bayragin en arkasinda hiç birakmadan duran 72 yasindaki teyzedir. -Dünkü Bükres maçinda televizyonlarin gösterdigi, o sogukda, ayakta boynunda siyah beyaz kaskoluyla titreyerek KARAKARTALLARINI seyreden nine`dir. -Tribünde bir doktordur, isçidir, is adamidir, okuma yazma bilmeyen bir sokak çocugudur, profesördür. -Omuz omuza ziplayip "Besiktasim benim biricik sevgilim" diye gözünde yas girtlagini yirtan Solcusudur, Sagcisidir, Ateistidir, Hacisidir, Müslümanidir, Ermenisidir, Yahudisidir, Hiristiyanidir. -Irak isgalinden önce Savasa karsi duran yurtseverlerin yanindaki ruhtur. -Mitinglerde "BESIKTASLIYIZ, SAVASA KARSIYIZ" tezahüratlarinda, Tribün`de "Savasa HAYIR", "Amerikan Sahinlerine karsi Karakartallar" pankartlariyla tepkisini koyandir. -Bir F16 burnuna yapilmis Kartal’dir. -ÇARSI’nin "A" sini Anarsinin "A"siyla yazan güce tapmayan isyankarliktir. -"Siyah Beyaz Ölüm Yasam" diyen felsefedir. -Holiganligi kahpelik, delikanliligida hayat felsefesi olarak benimseyenlerdir. -Sevinmek için sevmeyendir, inadina inançla bagli olandir. -Nazim Hikmet`in "ASLOLAN HAYATTIR" ina tribünlerin Haci Babasiyla "HAYATTA BESIKTAS" diye ölümsüzlestirenlerdir. -"ÇARSI, MUSTAFA KEMAL HARIÇ HERKESE, HATTA KENDINEDE KARSI" diyen aykiriliktir. -Tribüne boydan boya "Ölüm Ne Zaman ve Nereden Gelirse Gelsin; Mezarima Siyah Beyaz Güller Atilacaksa, Mezar Tasima BESIKTAS Yazilacaksa, Böyle Ölüm Hos Gelsin Sefa Gelsin..." yazan ölümsüz sevgidir. -ÇARSI ruhu BESIKTASININ uslanmaz asi ruhudur, BESIKTASINI taparcasina seven çilgin asigidir. Simdi hangi saskin bu ruhu yok edebilir sorarim. Hangi sakin zincir vurabilir bu ask`a, ebediyete kadar olan SADECE BESIKTAS askina? Hade len! Güldürmeyin adami. Yazin o kafalariniza; Dünyada hersey yikilsabile BESIKTAS aski yerinde durur Besiktas ya ruhumuzdadir, ya da hiçbir yerde... Dedikya bir kere, "Besiktas ya ruhumuzdadir, ya da hiçbir yerde..." Bizki en sagir kulaklara fisildardik: "Burasi Inönü burdan çikis yok oglum, yok kizim " diye... Burasi Inönü; golden sonraki sevinçle baslar ölüm-kalim savasi; Besiktasimizin üstünde siyah-beyaz çubuklu forma, bizim dilimizde "Besiktasim sen çok yasa, canim feda olsun sana" ... Gökyüzü simsiyah, ruhlar bembeyazdir artik. Ve, bir Kartal seyretmektedir bunlari gökyüzünün en yüksek noktasindan süzülürcesine... Besiktasli olmak sadece "taraftar" olmak anlamina gelmez. Taraftarligi da bir kutsal forma içerisinde kutsamaktir... Iste o zaman ruhlar ve bedenler tek bir varlik gibi dans ederler tribünlerde... Dedikya; burasi Inönü! Burada yasanilanlar, anlamayanlarin akil sagligini bozar. Mabedimiz Inönü kutsaldir bizim için. Kucaklasmanin oldugu güne siyah-beyaz peynir zeytinle baslarsin; sonra Kartal olur 40 bin kisi konarsin tribünlere, topla birlikte sen de tribünde ataga geçersin; orta yaparsin; kafa topuna çikarsin; gol atar gol kaçirirsin; rakibin atagini kesmek için tribünde kendi kalene kosarsin; arasira sen de tribünde sakatlanirsin ama kimseye çaktirmazsin; totem yaparsin; maçi birakip, koridora çikip dua edersin; kulaklarina gelen sesin tansiyonuna dayanamaz, tekrar tribüne kosarsin; inanmisligin verdigi haykirmayla tekrar tribünde atak üstüne ataga geçersin... "Haydi Kartalim... Haydi Besiktasim..." diye yalvarircasina bagirirsin... Çünkü sen 12. Adamsin! 12. Adam asla yorulmaz, inancini yitirmez, hep pozitif olmak zorundadir, bu enerjiyi sahaya yansitmalidir. Giydigi 12 numarali formanin hakkini verir. Akittigi terden güneste çay demler. Maçi Kartallar edasinda koparir, kazandirir. Inönü`de maç oynanirken orada olamayan 12. Adamlarin gözleri açik gider ölüme. 12. Adamlar zor bulunurlar... Öldüklerinde Inönü`nün Belestepe`sinde gömülmek için oranin kendilerine mezarlik yeri olarak ayrilmasini isterler ya da küllerini Inönü`nün çimlerine savrulmasini vasiyet ederler. Ama, ruhlari asla ve asla ölmez! 12. Adam giydigi Kartal Baskili ÇARSI Formasini stad yapilirken Inönü`nün çimlerine çoktan ruhuyla birlikte gömmüstür. Simdi o formanin üstünde gelecekteki basarilar ve zaferler özgürce yesermektedir... Ve, artik sahada 12`ler savasmaktadir. Forma nerede mi gömülü? Eski açik tarafi ceza alani disindaki sag iç kösede... `12.Adam Çarsi Formasi`ni yaptigimiz ayinle mabedimize gömdük ve üzerine de su dörlüg&u
|
|
|
28 Ocak 2007 Pazar
23:49:59
|
|
|
inonuye karanlık çöktügü zaman Disarida yagmurlar yagdigi zaman Tribünlerde ÇARSI costugu zaman Haydi bastir Sanli Karakartalim... O forma Besiktasimiza ömür vermis ve vermekte olan tüm Kartallara hitaben oraya gömülmüstür. Dünyada baska örnegi varsa buyursunlar çikarsinlar. Bir ömür de bizden Kartalim... Bir ömür de bizden Besiktasim... ÇARSI GRUBU...
|
|
|
28 Ocak 2007 Pazar
23:50:41
|
|
|
guzel gunler goreceyiz guneşli gunler
|
|
|
1 Şubat 2007 Perşembe
13:40:10
|
|
|
Bize hayat bilgisini yanlış öğrettiler Yerli malı yurdum malı kullan dediler. Onlar Pascal`ı görmediler... Bize matematiği yanlış öğrettiler... Kale direklerinin açısı 90 derecedir dediler... Onlar Sergen`i görmediler... Bize müziği yanlış öğrettiler... En zor olanı çok sesli korodur dediler... Onlar 35.000 Beşiktaş`lıyı aynı anda görmediler... Bize efsane aşkları yanlış öğrettiler. Kerem`le Aslı,Ferhat`la Şirin dediler. Onlar Beşiktaş aşkını hiç bilmediler...
|
|
|
30 Mart 2007 Cuma
01:09:06
|
|
|
BUSRA BU YAZINI KLİBİDE WAR BİLİYORSUN DİMİ )
|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|
|