Gönderen | Mesaj |
|
7 Aralık 2006 Perşembe
12:04:19
|
|
|
bilinmeyen yönleriyle Atatürk
--------------------------------------------------------------------------------
- En büyük hayali dünya turuna çıkmaktı. Başucu kitabı çalıkuşuydu.
- En sevdiği dans valsti. Klasik Batı müziği dışında Anadolu ezgilerini de severek dinlerdi.
- Gömleklerin tümü beyazdı. Dolabında laciverte yer yoktu
- Boyu 1.74 idi. Hayatının son dönemlerine kadar 76 olan kilosu hastalığının ilerlemeye başlamasıyla 46 ya kadar düşmüştü. 43 numara siyah rugan ayakkabı giyerdi
- Temiz bir Türkçe konuşurdu. Ancak bazı kelimeleri Rumeli şivesiyle telaffuz ederdi.
- Hayatında bir dönem çok önemli yer tutan M.Kemal’in evlenmesinden sonra hayatına trajik bir şekilde son veren Fikriye Hanım’ın mezarının nerede olduğu bilinmiyor.
- Hayatının çoğunu geçirdiği savaş cephelerinden sonra Cumhurbaşkanı olarak geçirdiği yıllar ona bir tecrit yaşantısı gibi geliyor, çok sevdiği halkından ve sade bir vatandaş yaşamından uzaklaştığını düşünüyordu.
- Kıyafet Kanunu çerçevesinde tüm din adamlarının dini kıyafetleriyle sokağa çıkmaları yasaklanınca, papanın temsilcisi Monsenyör Roncalli’ye kendi terzisi Kemal Milaslı eliyle bir koleksiyon hazırlattı.
- Sabah kahvaltılarıyla arası hiç hoş değildi. Yataktan kalkar kalkmaz odasındaki divanın üzerine bağdaş kurarak oturur, günün ilk kahvesini sigarasını içerdi. Bir özelliği de kendi kendine tıraş olmamasıydı.
- Evinde, çevresinde hatta konuk olduğu evlerde bile eğri duran eşyaları düzeltmeden rahat edemezdi.
- Hastalığının başlangıcında kendisini muayene eden Dr. Fissinger günde kaç paket sigara içtiğini sormuş, Atatürk 8 paket demişti. Doktor bunu günde bir pakete indirmesi gerektiğini söyleyince gülümseyerek cevap vermişti:”Ben zaten bir paket içiyorum. Bundan sonra bunu sizin izninizle yapacağım”
- İlk mecliste üyelerden biri laikliğin ne manaya geldiğini anlayamadığını söyleyince Gazi sinirlenmiş elini kürsüye vurarak , “Adam olmak demektir hocam, adam olmak!” demiştir.
- Gittiği yurt gezilerinde kendisi için kurban edilen hayvanlara bakamaz böyle durumlarda sırtını döner yada kesilmelerini engellerdi
- Kumardan hoşlanmaz ama arkadaşlarıyla fasulyesine poker oynardı.
- Cephelerde düşmanla göğüs göğüse savaşmış biri olarak en ilginç özelliği savaş meydanları dışında kan görünce fenalaşmasıydı.
- Fransız tarihçisi Herriot Ankara`ya geldiğininde Gazi’nin kulaklarının duyuyor olmasına şaşırmış anılarında bunu espirili bir dille anlatmıştı: “T.C`de bir tane kulakları duyan kişi var onu da Cumhurbaşkanı yapmışlar”
- Bir gün halk arasında dolaşırken çarşaflı bir kadına rastlamış, “Hafız Hanım benim hatırım için başındaki örtüyü açar mısın?” diye sormuştu. Kadın baş örtüsünü açarak, Atatürk’ün önünde eğildi ve ellerini öptü
- Sportmen kişiliği vardı. Hegün at biner, yüzmeye gider ve bilardo oynardı.
- Yağcılığa çok kızardı. Bir akşam sofrasında kendisine gereksiz şekilde iltifat eden Abdülhak Hamit’e müdahale etti.
- Kuşları çok severdi. Çankaya Köşkü’nde özel bir bakıcının ilgilendiği güvercinliği vardı.
__________________
SADECE SUSARAK ÖZLÜYORUM SENİ....
|
|
|
9 Aralık 2006 Cumartesi
12:01:22
|
|
|
şükürrrr bir kişi okudu ve cevap verdi sağol yaaaa
|
|
|
9 Aralık 2006 Cumartesi
12:37:10
|
|
|
teşekkür ederim
|
|
|
11 Aralık 2006 Pazartesi
00:32:27
|
|
|
sıradışı bir adamın sıradışı yaşamından...
teşekkürler
|
|
|
11 Aralık 2006 Pazartesi
01:05:15
|
|
|
?????
|
|
|
12 Aralık 2006 Salı
00:34:18
|
|
|
????? nedir?
|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|