MELEKLER DİYARI > Mesaj Panosu > SOHBET

SOHBET


GönderenMesaj

€ n £ § (BaByBoY_16)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
18 Ocak 2006 Çarşamba 18:41:23
Muhabbetiniz için teşekkür ederim hepinize iyi akşamalr görüşürüz

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
18 Ocak 2006 Çarşamba 18:42:06
EMRE NE OLDUĞUNU ANLATACAKMISIN..

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
18 Ocak 2006 Çarşamba 18:45:20
neyse ben çıkıyorum hertkese iyi akşamlar....

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
19 Ocak 2006 Perşembe 09:19:09
HERKESE GÜNAYDINNNNNN

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
19 Ocak 2006 Perşembe 12:01:41
GEÇ OLSUN GÜÇ OLMASIN ZEYNEBİM GÜLAYCIM İYİYİM SAĞOL SEN NASILSIN

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
19 Ocak 2006 Perşembe 12:17:54
SAĞOLASIN AFİYET OLSUN

Ensar (ensar_bozlak)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1236
19 Ocak 2006 Perşembe 12:54:30
slm arkadaşlar nasılsınız

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
19 Ocak 2006 Perşembe 13:35:00
BEN YEDİM HALA YEMEYEN VAR MI

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
19 Ocak 2006 Perşembe 13:42:09
OLSUN BENİM GİBİ YANMIŞ KÖFTE YEMEKTEN İYİDİR

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
19 Ocak 2006 Perşembe 14:07:32
BEN KÖFTEYİ SEVERİM ASLINDA AMA YANMIŞINI DEĞİL TABİKİ ONUR BU RESMİ NERDE ÇEKTİRDİN BÖYLE BAŞROLDEKİ SEN DEĞİLSİNDE HEYKEL SANKİ

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
19 Ocak 2006 Perşembe 14:25:36
BENİM DE YOK

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
19 Ocak 2006 Perşembe 14:36:55
TERCİH

Annemin, kardeşimi daha çok sevdiğini düşünürdüm.Çocukluk işte.. Ama öyle düşünürdüm.İtiraf edeyim…Küçük küskünlükler sırasında sevdiğimin benden önceki sevgililerini benden daha çok sevdiğini düşündüğüm de oldu. Nedense insan hep en son ve en çok sevilen olmak istiyor.Sahip olduğu sevgiden daha çoğunu istiyor hep.Yersiz bir istek ama… Oluyor işte.. Sevdikleri hep bir tercihte bulunsun istiyor.Tercih edilen olmak için yapıyor bunu…

Güneydoğu Asya’daki büyük deprem sonrasında, sulara kapılan bir anne, kucağındaki iki çocuğundan birinin gücü kesilince bırakmak zorunda kalıyor.5 yaşındaki oğlu sulara kapılıyor.Anne ve kucağındaki yirmi aylık oğlu direniyor.Mucize eseri, sulara kapılan oğlu da kocası da sular çekildikten sonra ortaya çıkıyor.Gazetede bu haberi okuduğumda, en çok bir cümleye takıldı aklım. “Yaşadıkları bu olayı ne anne ne de beş yaşındaki Lachie artık unutabilecek…”

“Annem beni bırakmıştı…” Acaba yıllar sonra nasıl bir kişiliği olacak beş yaşındaki çocuğun??? Gerçekten nasıl gelişecek ruhu? “Ağladım, ağladım, kimse beni duymayınca sustum ve tahtalara tutundum”, demiş. Annesinin tercihi beyninde nasıl bir kıvrıma sıkışacak acaba? Hadi biraz daha ileri gidersek, “Sevmeye engel bir yara” olacak mı acaba bu yaşadığı?? “…. Annem, beni bırakmıştı.”

Çocuklarını kurtarmaya çalışan anne, gücü kesilen kollarından bıraktığı oğlunun ertesi gün bulunmasından sonra , bıraktığı oğlunun ertesi gün bulunmasından sonra ağlamış.Tanrıya şükretmiş.”Kendimi hiçbir zaman affedemezdim!” demiş. Evlerine dönmüşler.Ama belli ki kurtulmuş hayatlarından artık hep bu olay var… Bir kere kolları çözülmüş annenin.Ne anne affedebilir kendini, ne de Lachie annesini…

Bazen yakınım dediğiniz insanların ihaneti de sizi sulara bırakması gibi değil midir?Mesela arkadaşımdır dediğiniz birinin sizi kırmızı soğanlı lakerda ile pilaki arasındaki tabağa sarhoş mezesi yapması? Arkanızdan konuşması… Öyle ya, bu yiyeceklerin ve içkinin yanına bir de konu lazım.. Uzatılacak, iştahlandıracak, rahatlatacak… “… Annem beni bırakmıştı” kadar sızlatır bence bu gerçek insanın kalbini… Sevgi tercih kabul etmiyor çünkü! Ama hayat, hep bir tercihe sürüklüyor insanı.. “Akıp giden günlerimiz” bazen tsunami dalgaları kadar vahşice alıp götürüyor bir şeyleri…
İnsan, kollarının direnme gücü tükendiğinde vazgeçiyor bir şeylerden….Bir tercihte bulunuyor…

Ya annesini seçiyor ya da karsını.
Ya karısını seçiyor ya da sevdiğini.
Ya sevdiğini seçiyor ya da çevresini….

O vahşi sular alıp götürüyor bir şeyleri.Kuşandığımız, takındığımız, bir yerlere tıkıştırdığımız ne varsa çekip alıyor.Bir can, bir de ten kalıyor çıplak…İşte o zaman ağlayıp ağlayıp susuyoruz.Bulduğumuz bir tahta parçasına tutunuyoruz.Uzanan elleri ya da sulara bırakanları unutmuyoruz hiç.. O tercihler bir yerlere çörekleniyor.Ve bir gün bir başka kişisel tercihin sebebi oluyor.

İCLAL AYDIN
-Gördüğüme Sevindim isimli kitabından-


Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
19 Ocak 2006 Perşembe 16:49:35
BİRİNDEN SENİ KORKUTMASINI RİCA ET ZEYNEBİM YADA BİR MÜDDET NEFESİNİN TUT AMA BOĞULANA KADAR DEĞİL

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
19 Ocak 2006 Perşembe 17:06:34
İSTERSEN ARAYIP SANA SAPIKLIK YAPAYIM SAPIKLARDAN KORKARMISIN

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
19 Ocak 2006 Perşembe 17:16:22
benim hıçkırığıma sadece babam çözüm buluyor beklenmedik bir anda beklenmedik bir korkuyla

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
19 Ocak 2006 Perşembe 17:27:13
ZEYNEP ONUR ÇOK ÇALIŞINCA BÖYLE BEYNİNDEKİ DEVRELER KARŞIYOR VE SAÇMALAMAYA BAŞLIYOR ARKADAŞLARI OLARAK ONA KARŞI ANLAYIŞLI OLMALIYIZ

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
19 Ocak 2006 Perşembe 17:51:20
RUHUNU MU

Filiz (filizyilmaz)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
19 Ocak 2006 Perşembe 17:57:13
Hindistan da çok ünlü bir ressam varmış...Herkes bu ressamın
yaptıklarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş...Ve onu "Renklerin
Ustası" anlamına gelen Ranga Çeleri olarak tanısa da;kısaca Ranga Guru
derlermiş...Onun yetiştirdiği bir ressam olan Raciçi ise artık eğitimini
tamamlamış ve son resmini yaparak Ranga Guru'ya götürmüş ve ondan resmini
değerlendirmesini istemiş...

Ranga Guru ise; “Sen artık ressam sayılırsın Racaçi.. Artık senin
resmini halk değerlendirecek” diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına
götürmesini ve en görünen yerine koymasını istemiş. Yanına da kırmızı bir
kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir
yazı bırakmasını istemiş. Raciçi denileni yapmış.
Ve birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki, tüm resim çarpılar
içinde ve neredeyse görünmüyor... Çok üzülmüş tabii.Emeğini ve yüreğini
koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki.. Alıp resmi götürmüş Ranga
Guru'ya ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş. Ranga Guru üzülmemesini ve
yeniden resme devam etmesini önermiş.

Raciçi yeniden yapmış resmi ve gene Ranga Guru'ya götürmüş.Tekrar
şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş Ranga Guru...Ama bu defa
yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya, birkaç fırça ile
birlikte...ve yanına insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica
eden bir yazı ile birlikte bırakmasını istemiş.

Raciçi denileni yapmış...Birkaç gün sonra gittiği meydanda görmüş ki
resmine hiç dokunulmamış; fırçalar da boyalar da kullanılmamış.. Çok
sevinmiş ve koşarak Ranga Guru'ya gitmiş ve resme dokunulmadığını
anlatmış...Ranga Guru ise; “Sevgili Raciçi, sen birinci konumda insanlara
fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile
karşılaşabileceğini gördün...Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip
senin resmini karaladı. Oysa ikinci konumda, onlardan hatalarını
düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin...Yapıcı olmak, eğitim
gerektirir... Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmadı, cesaret
edemedi..”.

“Sevgili Raciçi.. Mesleğinde usta olman yetmez, bilge de
olmalısın...Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan
alamazsın... Onlara göre senin emeğinin hiç bir değeri yoktur...Sakın
emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma..” demiş..


Filiz (filizyilmaz)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
19 Ocak 2006 Perşembe 17:59:25
selam herkese canım meleğim merhaba nasılsın

Melek (meleksahin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1264
19 Ocak 2006 Perşembe 18:00:46
iyiyim bidenem sen nasılsın

Sayfa:78 - 79 - 80 - 81 - 82 - 83 - 84 - 85 - 86 - 87İlk sayfa « Geri · İleri » Son sayfa