|
Gönderen | Mesaj |
|
eda /sadness (munzureda)
1235
|
|
20 Eylül 2005 Salı
13:02:03
|
|
|
>> >
>> >Adamın biri nerde eğilmiş bi kadın görse arkadan dalarmış.Bu böyle
>>sürüp gitmiş.
>> >Bir gün adam tam iş başındayken melekler onu yanına çagırmış bir daha
>>yaparsan seni cehenneme göndeririz demişler. Adam tövbe etmiş bi süre. Bir
>>gün adam otobüse binmiş önündeki kadın parayı düşürmüş almak için egilmiş
>>ve
>> >adam dayanamamış. İş bitince puf diye cehenneme gitmiş. Kadın hamile
>>kalmış ve çocukta aynı babası gibiymiş. Bir gün melekler onuda yanına
>>çagırmış ve bir daha yaparsan seni de baban gibi cehenneme göndeririz
>>demişler. Çocuk tövbe etmiş ama üç beş gün sonra dayanamamış ve puf diye
>>cehenneme gitmiş. Çocuk bi bakmış cehennem buz gibi herkes donuyor.
>> >Zebanilerin yanına yaklaşmış demiş ki:
>> >-Ya cehennem dediğin yanar kazanlar kaynar burası neden böyle?
>> >zebani cevap vermiş:
>> >-*mına koyiim baban izin vermiyo ki eğilipte iki odun atalım!
>> >
>> >
|
|
|
eda /sadness (munzureda)
1235
|
|
20 Eylül 2005 Salı
13:02:42
|
|
|
>>
>>Adamın birisi bir gün ölmüş günahlarından dolayı cehenneme gitmiş.
>>İblisin birisi ona katları gezdirirken bir bakmış 1. katta kız kardeşi
>>orada öylece yatıyor.
>>
>>Adam sormuş;
>>
>>- ''Bu ne günah işledide burda yatıyor'' diye.
>>
>>İblis te;
>>
>>- ''Dünyada kocasını aldattığı her kişi için günde bir tane çuvaldız
>>batırılıyor'' demiş.
>>
>>Adam dönmüş gezmeye devam ederken 2. katta bir de kimi görsün karısı aynı
>>kız kardeşi gibi öylece yatıyor.
>>
>>İyice kızarak İblis'e;
>>
>>- ''Peki bu ne yaptı?''
>>
>>İblis;
>>
>>- ''Bu da seni her aldattığı kişi için saat başı bir çuvaldız yiyor''.
>>demiş.
>>
>>Adam;
>>
>>- ''vay *rospular vay'' diyerek söylenmeye başlamış.
>>
>>İblis te bunun üzerine adama;
>>
>>- ''Sen bir de yukarda yatan ananı gör onu dikiş makinasına bağladılar''.
>>demiş.
>>
|
|
|
20 Eylül 2005 Salı
15:22:54
|
|
|
KADIN DEDİĞİN..
Kadın dediğin güzel olacak arkadaş. Şöyle savurdu mu eteğini, ruhun rüzgarına kayacak. Bacakların, ayakların, bilekten bağlı
ayakkabıya tutunan parmakların, seyrine doyamayacaksın. Bakımlı olacak kadın dediğin. Saçları ipek , topukları pembe, boynu ince, salındı mı kuğu gibi zarif olacak ve zarifliğinin ortasında bir hanımefendi barındıracak.
Güzel olacak ama kaşı, gözü, bacağı, iki meme ucundan önce,
sözü doğru, ruhu aydınlık olacak, güzelliği komple olacak. Korkmayacaksın gecenin bir vakti sol cenapta yüzünü gördüğünde.
Yeni bir kabus gibi yaşamayacaksın gerçeği de.
Güzel olacak ama, aklını evde tutacak kadar da akıllı....
Seni elinin tersiyle değil, avucunun içiyle kavrayacak...
Bileceksin ki emin ellerdeyim, başkası tutamaz beni böyle.
Rahat olacaksın yanında, çok konuşmayacak, beynini Didiklemeyecek küçük kurtçuklarla. Sıradan ve kabullenir
yaşamanın ne demek olduğunu sindirmiş olacak içine.
Asla şatafat düşkünü olmayacak. Doğum günlerinde bir
sıcacık öpücüğün yerini, tek taş bir De Beears'İn alamayacağını algılayacak kadar doygun olacak.
Hatırlaman yetecek özel günleri, pahalı bir hediyeyle savuşturmadan
Sadeliğin içinde farkedilir olabilmeyi, gösterişli kıyafetle bir
tutmayacak. Duruşu, oturuşu, yürüyüşü abartılı değil, basit hiç değil, sadelikten oluşacak.
Kendini süs bebeği gibi ortaya atıp, fingirdeşmeyecek başkalarıyla.
Ekonomiden, politikadan, milli maçlardan ve kültürel olaylardan haberi olacak. Bizi kim yönetir, nasıl yönetir, demokrasi, monarşi, oligarşi nedir bilecek, saf hatun numarasıyla cahilliğini
güzelliğiyle örtmeye yeltenmeyecek.
Gezip, eğlenmesini bildiği kadar, pazar parasını kozmetiğe yatırmaması gerektiğini, domatesin, ekmeğin, soğanın, kıymanın kaç para olduğunu bilecek. Cak cak telefonda konuşup,
niye böyle fatura geldi hayret tribine girmeyecek.
Eşini dostunu kollayacak ama içi vıcık vıcık dedikodu yumağının içinde kaybolmayacak.
Marka düşkünü, moda düşkünü olmayacak kesinlikle...Takip
edecek ancak yakışanı seçecek. Sökük, paça boyu, fermuar dikmeyi
bilecek, herseferinde terzi aranmayacak pırnık pırnık. Elinden her iş gelecek. Marifetlerini sadece seni elde ederken değil, seni elde tutarken de gösterecek ve tüm bunlar içinden gelecek içinden, göstermelik olmayacak.
Adamın siniri bozmayacak, tepesini attırmayacak, cinleri başına
toplamayacak, körolası dilini gerektiğinde yutacak...
Çarşı pazar görmesini, sana don kilot almasını, gömlek ayakkabı
numaranı bilecek...
ve zevki seni giydirecek kadar yerinde olacak, kendisini giydirmeyi bildiği gibi.
Orada burada dedikodu yapmayacak, laf taşımayacak, ayıkla
pirincin taşını durumlarına sokmayacak.
Ortalık yerde kahkahalarıyla sebepsiz çınlamayacak.
Dekoltenin dozunu kaçırmayacak ama sıkı sıkıya da kendini
ambalajlamayacak.
Açık saçık olan elbisesi değil, sana olan ilgisi ve bunu
gösterebilecek medeniyeti olacak.
Onu bir kediyi sever gibi seveceksin yanıbaşında ve huzurla...
Öyle 'çağırdım, gelmedin, geç kaldın, aramadın, sormadın,
kiminleydin, hesap ver' yapmayacak. Sana yüreğiyle güvenecek, inançlarıyla sokulacak. Bilmem kimin sözüne aldırmayacak, asla arkadaşlarının arkasından konuşmayacak,
hele küfür hiç etmeyecek.
Sınırını zorlamayacak , salya sümük ağlamayacak, kıytırık nedenlerden hır gür çıkarmayacak. Sözü dinlenir, anlaşılır olacak.
Bir hatayı allayıp pullayıp abartmayacak.
Gömleklerini o ütüleyecek ve o gömleğe hangi pantolon
yakışır bilecek. Ama hayatı giyim kuşam üstüne kurulmayacak. Uyum ve uyumsuzluk nedir bilecek.
Bir kere, topuklu ayakkabıyla spor ayakkabının ayrımını yapabilecek arkadaş
Dağa çıkarken rugan ayakkabı giymeyecek. 'Of yoruldum,
beni ara, beni al, beni bul, bunu isterim' değil, 'sence de uygunsa,
yanındayım, ben gelirim, merak etme' olacak lügatında.
Tereciye tere satmayacak yani.
Hissettiğiyle yaptığı şey arasında uçurum olmayacak.
Cesur olacak cesur.
Seni seviyorum derken korkmayacak, başka şeylerin arkasına gizlenmeyecek ve arkandan laf söyletmeyecek....
Kadın dediğin iyi sevişecek arkadaş. Koyun gibi yatmayacak, kımıl kımıl olacak yatakta. Aklını başından alacak ama, aklını sadece
bununla yormayacak. Delireceksin ama delirmen hastalıktan
olmayacak. Uzanıverdi mi yanına boylu boyunca, göğsünde atan kalbinin yerine koyacaksın kendini, ruhunu, herşeyini.
Aşksız yatmayacak yatağa ve sen bunu bileceksin.
Kadın gibi kadın olacak kadın dediğin, çıtır çerez niyetine yemediğin. Bir gecelik değil, ömürlük olacak ömürlük. Yıllara rehaveti
değil huzuru taşıyacak.
En seksi leydi olmayı da bilecek, hanım sultan olup sözünü geçirmeyi de.
Cıvık konulara takılıp zaman tüketmeyecek, küsmeyecek,
süründürmeyecek. Kadın dediğin ayıp nedir bilecek.
Sıkboğaz edip seni yalancı durumuna düşürmeyecek. Seni
öyle bir tutacak ki arkadaş, sen bile şaşıracaksın öyle tutulduğuna. iki lafın başı, her tartışmada ayrılalım tehtidi savurmayacak.
Sabırlı olacak ve asla gururuna dokunmayacak...
Tuzu az, şekeri çok gibi limiti olmayan prosedürsüz yemeklerle işi
olmayacak. şöyle pastırmalı kurufasülyenin yanına tereyağlı pilavı
konduracak şüphesiz. Salatasız oturmayacak yemeğe. Temiz
olacak herşeyden önce mesela köfteyi mıncıklarken elleri .
Yahut pahalı parfümlerin sindiği, süslü püslü boyacı küpü gibi, her öptüğünde bulaşık bir tadın kaldığı bir kadını öpmeyeceksin.
Buram buram aşka sarılacaksın arkadaş.
Buram buram kadın kokacak kadın dediğin.
Kadın dediğin güzel olacak ama eli yüzü düzgünden çok öte
birşey. Zeki olacak zeki, seni bir hamur gibi karmasını da bilecek, o
hamura kendini katmasını da... Paranın gücünü bilecek ama ne parasızlığın ezikliğini ne de paranın kudurmuşluğunu yaşayacak.
Değerlerini bir anlık hevesler uğruna terketmeyecek.
Namussuzluğunu, ahlaksızlığını ancak ve ancak seni baştan
çıkarırken kullanacak, yan gözle adam kesmeyecek ,üstüne
sevgili edinmeyecek.
Sarışın, renkli gözlü, uzun bacaklı, beyaz tenli, ince
bilekli dilber filan fasarya... Kadın dediğin hatun olacak arkadaş, sözüne güvenilir, olacak.
Bileceksin ki konuşulanlar burada kalır, kapıdan çıkmaz bir daha. Ağzı sıkı olacak kadın dediğin. Sırrını tutacak ama gününü bekleyip
kusmayacak...
Para lazımcılardan, kürkçülerden, cep telefonu manyaklarından,
dırdırcılardan, unutkanlıklarını senin üzerine atanlardan,
kendi yetersizliğini seni suçlayarak rahatlayanlardan, raf süslerinden,
tehtidkarlardan, kaçaklardan, kıkırdayanlardan, boş bakanlardan olmayacak.
Saflığı, cahilliği, aptallığı oynamayacak, biraz ukala olabilir ancak sana rol yapmayacak. Komplekslerini güzelliğiyle örtmeye
çalışmayacak.
Bir şeyi çok isterse ve inançları doğrultusunda yapacak.
En önemlisi kendini sevecek arkadaş, kendini sevmeyen
kadından sana ne hayır gelir. Bir bakarsın ki yıllar sonra bu kadınla ne yatağa sığabiliyorsun, ne toprağa... Koluna takıp gezmesini de
bileceksin gururla, koynuna çekip sevişmesini de şehvetle.
Analığını da bilecek, çocuklarından saygı görmeyi de, anaya babaya hürmet etmeyi de...
Kadın kadın olacak be, seni sadece sen olduğun için, sensin diye sevecek.
Parayla pulla, kariyerle, güçle, kimin ne dediğiyle , sınırlamayacak. Hem sevgilin, hem arkadaşın, hem annen, hem çocuğun olacak,
bağrına basacaksın huzurla... Bileceksin ki evde 'O' kadın tarafından beklenmenin zevkini hiçbir zevk yaşatamaz sana...
Öyle bir kadın işte... Vardır vardııııııııır!..
Sen de adam olacaksın, seçmesini bileceksin!
|
|
|
20 Eylül 2005 Salı
15:37:34
|
|
|
süper
|
|
|
20 Eylül 2005 Salı
17:58:11
|
|
|
dimi ama....
|
|
|
21 Eylül 2005 Çarşamba
17:36:47
|
|
|
Aşağıda ehliyet sınavlarında bugüne kadar sorulmuş en ilginç soruları
bulacaksınız. Maalesef tüm sorular gerçektir. Bakın da gülün ağlanacak
halimize.
Kaynak: Sürücü Kursu Eğitim Rehberi, Derya Dağıtım A.Ş.
1 - Aşağıdaki işlemlerden hangisi ilkyardımdır?
a) Yaralanan kişiyi dövmek
b) İtfaiye çağırmak
c) Komşuları yardıma çağırmak
d) Kanamayı durdurmak
2 - İlkyardım çantası aracın neresinde bulunmalıdır?
a) Arka sağ tekerin içinde
b) Aracın içinde arka sağ tarafta.
c) Motor kaputu içerisinde
d) Ön torpido gözünde
3 - Shock pozisyonu aşağıdakilerden hangisidir?
a) Sırt üstü yatış, ayaklar biraz yukarıda, üstü örtülü
b) Sandalyede oturma, kolları yukarı kaldırma
c) Diz üstü oturarak kafa sallama
d) Masanın üzerine çıkıp kitap okuma
4 - Derin yanıklara olay yerinde aşağıdakilerden hangisi uygulanır?
a) Baş ağrısı hapı
b) Mantar merhemi
c) Şampuan
d) Soğuk su-buz
5 - Güneş çarpması sonucunda hastaya aşağıdakilerden hangisi uygulanır?
a) Günes çarpınca denize atılır.
b) Bele kadar kuma gömülür
c) Vücut sıcaklığı yavaşca düşürülür
d) Kendi kendine iyilişmesi beklenir
6 - Donma sonucu uyku durumunda olan kimseye aşağıdakilerden hangisi uygulanır?
a) Uyumaması sağlanır
b) Yatağa yatırılır ve uyuması beklenir
c) Beraber uykuya yatılır
d) Hiçbiri?
7 - Burun kanaması olan bir kazazadeye asağıdakilerden hangisi yapılır?
a) Saçları yolunur
b) Saçlarına masaj yapılır
c) Sıcak küvet içine oturtulur
d) Buruna tampon konulur
8 - Bilinci kaybolmus kazazedenin soluk yolunun tıkanmaması için
aşağıdakilerden hangi pozisyon verilir?
a) Amuda kalkacak şekilde
b) Sırt üstü yatacak şekilde
c) Sırtustu yatırılır
d) Sabit yan pozisyona alınır
9 - Açık karın yaralanmalarında organlar dışarı sarkmışsa ne yapılır?
a) Dışarıdaki organlar poşet içerisine konur
b) Organlar yara üzerine toplanarak ıslak bezle örtülür
c) Dışarıya çıkan organlar kesilir
d) Hiç dokunulmaz
10 - Sıcak vurması sonucu bayılan kimseye aşağıdakilerden hangisi önce
uygulanmalıdır?
a) Derhal kuvvet içerisine yatırılmalıdır
b) İlac içirilmelidir
c) Fıkra anlatılmalıdır
d) Serin bir yerde sock pozisyonuna alınır
11 - Solunum zorluğu olan kişiye ilk iş olarak ne yapılır?
a) Başı okşanır
b) Ağız boşluğu temizlenir, sonra baş arkaya bükülür
c) Ağzı kapatılır, hastaneye nakledilir.
d) Yapay diş takılır
12 - Yanık yarası olan bir kazazedenin yarası üzerine asağıdakilerden
hangisi uygulanır?
a) Saç jolesi sürülür
b) Yoğurt sürülür
c) Zeytinyağı sürülür
d) Temiz, ıslak bez örtülebilir
13 - Kırıklar neden tespit edilmelidir?
a) Kazazedenin rahat kahvaltı yapması için
b) Kazazedenin rahat uyuması için
c) Kırık kemik uçlarının komşu organlara batarak büyük yara açmaması için
d) Kırığın tespitinin önemi yoktur.
14 - Aşağıdaki vakalardan hangisinde yaralı yan yatış pozisyonuna alınır?
a) Boğulan kişilerde göğüs kemiği kırık olan yaralılar
b) Önemli değil
c) Egzost gazı ile zehirlenenler
d) Karnından yaralanmış olanlar
15 - İki ayağı olmayan sürücü adayı ortopedi hekiminin vereceği karara
göre hangi sınıf sürücü belgesi alabilir?
a) Böyle şey olmaz
b) A sınıfı alabilir
c) E sınıfı alabilir
d) H sınıfı belgesi alabilir
16 - İlkyardım çantası ile ilgili olarak asağıdakilerden hangisi doğrudur?
a) Yayalarda ilkyardım çantası bulunur
b) Deniz araçlarında ilkyardım çantası bulunur ve uygulanmaz
c) Herhangi bir trafik kazasında kullanmak için bulundurulur
d) İnsan hayatının önemi yoktur
17 - Yanık yarası olan bir kazazedenin yarası üzerine aşağıdakilerden
hangisi uygulanır?
a) Tuzlu su dökülür
b) Ayran sürülür
c) Salça içirilir
d) Temiz ıslak bez örtülür
18 - Omurga yaralanması olan kazazede oturtulursa ne olur?
a) Vücut sıcaklığı artar
b) Yara mikrop kapar
c) Felç olur
d) Saçları dökülür
19 - İlaçla henüz intihar ettiği farkedilen kimseye ne yapılır?
a) Küstürülür
b) Su içirilir
c) Asit içirilir
d) Denize götürülür
|
|
|
21 Eylül 2005 Çarşamba
17:41:22
|
|
|
Tarihte Lafı Gediğine Oturtanlar
>>
>>
>>
>> 1. Churchill, avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir
>>kadın milletvekili,
>> Churchill' e kızgın kızgın şöyle seslenir:
>> - "Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım."
>> Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır:
>> - "Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve
>>içerdim."
>>
>>
>> 2. Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. Bir gün eşi
>> Sokrates'e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş. Bakmış
>> kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından
>>aşağı boşaltmış. Sokrates, gayet sakin:
>> - "Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten
>>bekliyordum" demiş.
>>
>> 3. Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık
>> birbirlerini iğnelermiş. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine,
>> Churchill' i davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş:
>> - "Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp
>> gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa." Churchill, hemen cevap
>> göndermiş:
>> - "Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu
>> seyretmeye gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim, tabii oyununuz
>>ikinci gece de oynarsa."
>>
>> 4. Bir gün Eflatun, talebelerinden birini kumar oynarken
>>yakalamış ve şiddetle azarlamış. Talebesi:
>> - "İyi ama ben çok az bir paraya oynuyordum" diye itiraz edecek
>> olunca Eflatun cevap vermiş:
>> - "Ben seni kaybettiğin para için değil, kaybettiğin zaman için
>>azarlıyorum."
>>
>> 5. Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle
>> ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden
>>başka hiçbir şeyi
>> olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri
>> kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor
>>gördüğü filozofa:
>> - "Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen,
>> kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir:
>> - "Ben çekilirim."
>>
>> 6. Meşhur bir filozofa:
>> - "Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar
>> fakirsiniz?" diye sorulduğunda:
>> - "Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan" demiş.
>>
>> 7. Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile' ye hasımlarından biri:
>> - "Efendim" demiş, "Kulaklarınız, bir insan için biraz büyük
>>değil mi?"
>> Galile: - "Doğru" demiş, "Benim kulaklarım bir insan için biraz
>> büyük ama, seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mi?"
>>
>> 8. Bir toplantıda, bir genç Mehmet Akif' i küçük düşürmek ister:
>> - "Affedersiniz, siz veteriner misiniz?" Mehmet Akif hiç istifini
>> bozmadan şöyle yanıtlamış:
>> - "Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?"
>>
>> 9. Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere
>> çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında,
>>vezirlerinden biri
>> ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
>> - "Sen sır saklamayı bilir misin?" diye sormuş. Vezir:
>> - "Evet hünkarım, bilirim" dediğinde, Yavuz cevabi yapıştırmış:
>> - "İyi, ben de bilirim."
>>
>> 10. Bir filozofa sormuşlar: - "Şansa inanır mısınız?" Filozof:
>> - "Evet, yoksa sevmediğim insanların başarılarını neyle
>> açıklayabilirdim."
|
|
|
22 Eylül 2005 Perşembe
09:05:13
|
|
|
Bir gemi uzun bir yolculuğa çıkıyormuş ama bu gemide bir KAPTAN ve üç TAYFA varmış. Gemi daha sonra fırtınaya yakalanarak batmış ama nasıl olduysa KAPTAN ve TAYFA'ları kurtulmuşlar. Ama sonuç olarak bir adaya düşmüşler hemde Yamyam’ların adasına . Adaya geldiklerinin ilk gününde YAMYAM'lar bunları yakalar ve bir soru sorarlar .Soru:ÖLÜM MÜ yoksa MAKOKMU diye soru sorarlar . Ve sabaha kadar mühlet verirler . Ertesi gün ilk tayfaya sorarlar ölüm mü yoksa makok mu? Tayfa ölmektense bilmediğim şeyi olurum daha iyi der ve makok diye cevap verir. Ardından adamı bir kere sikerler ve bırakırlar. Diğer tayfaya da aynı soruyu sorarlar ve aynı cevabı alırlar ve onu da yaptıktan sonra serbest bırakırlar. Son tayfada aynı olayları yaşar ve serbest bırakılır. Sonunda KAPTANA gelmiştir KAPTAN çevresindekilere nutuk atarcasına ayağa kalkar ve "Ben bir KAPTAN olarak gururlu ve şerefli biri olarak yaşadım ve yine bu şerefimi hayatım pahasına da olsa vermem, ben ölümü tercih ediyorum” der. Bunu duyan kabile reisi "o zaman buna ölene kadar makok."
|
|
|
28 Nisan 2006 Cuma
16:37:36
|
|
|
Cesaret!!!
Karacı, Havacı ve Denizci subaylar birbirlerine hava atıp, hangi sınıfın daha cesur olduğu konusunda tartışmaya başlamışlar. Hepsi kendi birliğini ön plana çıkartıyormuş.
Karacı'ların komutanı bir asker çağırmış. Asker - "Emret komutanım" diyerek yanına gitmiş. Komutanı yere yatmasını istemiş. Daha sonra da bir tanka askerin üzerinden geçmesi için emir vermiş
asker kılını bile kıpırdatmadan yattığı yerde beklemiş ve malumunuz ezilmiş. Komutan diğerlerine dönerek: "İşte cesaret" demiş.
Havacı'ların komutanı bir asker çağırmış. Asker yine;"Emret komutanım"diyerek komutanının yanına gitmiş. Komutanı helikoptere binmesini emretmiş. Asker helikoptere binmiş ve havalanmış daha sonra Komutanı askere aşağıya paraşütsüz atlamasını emretmiş. Asker de emre itaat etmiş ve
atlamış. Yere çakılmış ve can vermiş. Komutan da diğeri gibi dönerek: "İşte cesaret budur" demiş.
Sıra gelmiş Denizci'lerin komutanına. Komutan askerini çağırmış. Asker çakı gibi hazırola geçmiş ve; "Emret komutanım" demiş. Komutan: "Derhal denize atla ve yarım saat su üstüne çıkma" demiş. Asker: "Sittir yavşak dötün yiyosa sen atla!" demiş. Komutan, diğer komutanlara dönerek: "İşte asıl cesaret budur" demiş...
|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|
|