|
Gönderen | Mesaj |
|
4 Ocak 2006 Çarşamba
01:34:36
|
|
|
.
|
|
|
11 Ocak 2006 Çarşamba
01:03:55
|
|
|
yaşasınnnnnnnnnn bende okudum.
|
|
|
11 Ocak 2006 Çarşamba
19:18:13
|
|
|
hey millet bende okudum    
|
|
|
11 Ocak 2006 Çarşamba
19:53:08
|
|
|
ewet wllah çok ilginç yauw
bende okudum
enterasan
enterasan-.................
|
|
|
11 Ocak 2006 Çarşamba
19:53:13
|
|
|
ewet wllah çok ilginç yauw
bende okudum
enterasan..............
enterasan-.................
|
|
|
11 Ocak 2006 Çarşamba
21:19:13
|
|
|
slm nbr
|
|
|
16 Ocak 2006 Pazartesi
15:14:46
|
|
|
evet...
hoşgeldiniz.............. ))
galiba biraz geç oldu. )))))
|
|
|
20 Ocak 2006 Cuma
16:41:40
|
|
|
kus gribine farkli bir bakis ))
Kuş gribi sadece erkekleri etkiliyor ve erkeklerde rastlanıyor.
Genellikle 40'l ı yaşlardan itibaren görülmektedir, ilk yoklamaları bu
yaşlarda yapar.
Mevsimsel değildir. 60'lı yaşlardan itibaren kronik hale gelir.
İlk belirtileri sırasında moral çöküntüsüne yol açsa da çabuk
toparlanmak lazımdır.
Rahatsızlık süresince kuş durgundur, temel ihtiyaçlar dışında hiç
hareket etmez, uçmaz.
Korunma yollarına gelince, maalesef şimdilik kaçış yok, er veya geç
kapınızı çalacak
|
|
|
24 Ocak 2006 Salı
16:00:44
|
|
|
Kasabanin birinde bir papaz ve onun iki tane papagani
varmis.
Papaganlarda papaz gibi oldukca inancli ve dindarlarmis. Sabah-aksam
kafeslerinde oturup incil okuyup dua ederlermis, papazin cemaatinden
bir kadininda 2 tane disi papagani varmis, papazin erkek papaganlari
ne kadar ahlakli,kadinin disi papaganlarida o kadar ahlaksizmis. eve
gelen misafirlerin onunde'erkek istiyozzz!'diye bagirirlarmis. Kadin
sonunda dayanamamis ve papaza akil danismaya gitmis. papaz da "Sen
getir onlari bana benim papaganlarin kafesine koyalim da ahlak
ogrensinler biraz,erkek papaganlar sürekli dua eder" demis.Kadinda
almis papaganlari getirmis, papazin evine daha kafese girer girmez
disi papaganlaradan birisi "hey yakisikli, iki tane ucuz fahise
ister
misiniz kafesinizde" diye sormus. erkek papaganlardan biri otekine
donup "oglum butun dualarimiz kabul oldu lan sonunda"demis.
|
|
|
30 Ocak 2006 Pazartesi
17:04:10
|
|
|
Kadınla erkek arasında 35 fark...
''Kadınla erkeğin farkı mı? Bundan basit ne var, biri göğüslü
kalçalıdır, öteki bıyıklı sakkallı...'' diye kestirip atanlardansanız,
çok yanılıyorsunuz. Çünkü bilim dünyası yıllardır inceleyip arıyor bu
farklılıkları. Her geçen gün de yenilerini buluyorlar. Ancak şu 35
fark hiç değişmiyor. Buyrun okuyun...
1) Ergenlik Sivilcesi: Erkeklerin sivilce sorunu daha fazladır.Bu da
daha çok testosteron hormonundan kaynaklanmaktadır. Bu hormon yağ
bezlerini uyarır ve derideki gözeneklerin tıkanmasına,dolayısıyla da
sivilceye neden olur.
2) Vücut Kokusu: Erkeklerin vücut kokusu kadınlardan çok daha güçlüdür.
3) Saldırganlık: Erkekler kadınlardan daha saldırgan olup bedensel güç
kullanımına daha eğilimlidirler.Bunun açıklaması da testosterona
bağlanmaktadır.Buna karşılık kadınlar kelimelerle saldırır ve
savaşırlar.
4) Spor: Spor konusunda erkekler kadınlardan daha hızlıdır ancak
kadınlar daha dayanıklıdırlar.
5) Kan: Erkeklerde 4.5,kadınlarda 3.6 litre kan vardır.Erkek kanı daha
koyu kıvamlıdır,bir damlasında 1 milyon kan hücresi vardır.Toplam
olarak erkeklerde 1 santimetreküp kanda 5 milyon alyuvar vardır,bu da
kadınlara kıyasla yüzde yirmi fazlalık demektir. Erkeklerin tansiyonu
da kadınlardan yüksektir:140/88.Bu değer kadınlarda 130/80'dir.
6) AIDS: Her dört AIDS hastasından sadece biri kadındır. Nedeni ise
kadınların baskın olan X krozomundan iki tane taşımasıdır. Çünkü bir
sağlıklı, bir hasta gene sahip olsalar bile sağlıklı gen hasta gene
baskın çıkar ve hasta değil taşıyıcı olurlar. Erkeklerde ise Y geni
hastalıklı X genini baskılayamaz.
7) Yüzme Yeteneği: Kadınlar derilerinin altındakı yağ tabakası
nedeniyle daha iyi yüzerler.
8) Yaş Dönümü: Kadınlar menopoz döneminde ateş basması,uykusuzluk,
şişmanlama, gece terlemeleri ve vajina kuruluğu gibi belirtiler
yaşarlar. Erkekler andropoz denen yaş döneminde hemen hemen hiçbir
bedensel belirti yaşamazlar.
9) Vücut Isısı: Erkeklerin vücut ısısı kadınlardan daha yüksektir.
10) Su: Erkek vücudunun yüzde 60-70'i sudan ibarettir.Kadın
vücudundaki su oranı ise yüzde 50-60 arasındadır.
11) Cinsel Organlar: Ana cinsel organlar erkekte vücudun dışında
bulunur ve kolayca yaralanabilir. Kadında vücudun içine gizlenmiş olup
korunmadadır.
12) İskelet: Erkeklerin omuzları daha geniş, kolları ve bacakları daha
uzun, kemikleri daha ağır, eklemleri de daha büyüktür. Buna karşılık
kadınların kalça kemikleri daha geniş, eklemleri daha esnektir.
13) Ses Telleri: Kadınların ses telleri daha kısa olduğundan sesleri
daha tizdir.
14) Vücudun Ağırlık Noktası: Omuz ve kalça iskeletleri farklı
olduğundan, kadınların ağırlık noktası erkeklerinkinden daha
aşağıdadır.
15) Duyu Organları: Kadınların işitme ve koklama duyuları daha
güçlüdür. Buna karşılık erkekler ışığa karşı daha hassastır. Erkek
gözü ayrıntıları daha iyi seçer.
16) Enerji Harcaması: Erkekler hareketsiz halde,vücudun metrekaresi
başına ortalama 39,5 kalori yakarlar. Kadınlar ise 37 kalori. Erkeğin
günlük kalori ihtiyacı 2700 kalori, kadınınki 2000 kaloridir.
17) Yağ: Erkeklerde kadınlarınkinin yarısı kadar yağ dokusu vardır.
Kadınlarda yağ dokusu vücudun yüzde 27'sini oluştururken, bu değer
erkeklerde yüzde 15'tir. Kadın vücudunda erkeklerden 3,5 kg daha fazla
yağ vardır. Yağ, erkeklerde karın bölgesinde toplanırken kadınlarda
daha çok kalça, baldır ve göbekte yoğunlaşır.
18) Hastalıklar: Erkekler hayatları boyunca kadınlardan ortalama 40
gün daha az hastalanırlar.
19) Dirsek: Kadınlar erkeklere kıyasla kollarını dirsekten 6 derece
daha fazla açabilirler.
20) Kromozomlar: Erkek ve dişilerde toplam 46 kromozom vardır.
Bunların yarısı babadan, yarısı anneden gelir. Bu 46 kromozomun
içinden iki tane cinsiyet hormonu vardır ki; bu erkekte XY, kadında XX
olarak bulunur.
21) Saçlar: Kadınların saçları daha sık ve daha dirençlidir. Saç
kökleri iki milim daha derinde olduğu için erkeğinki kadar çabuk
dökülmez.
22) Deri: Erkeklerin toplam 1,8 metrekare, kadınların 1,6 metrekare
derileri vardır. Kadını derisi daha ince ve kuru,bu yüzden de daha
hassastır. Erkekte ter bezleri ve deri altı yağ bezleri daha fazla
olduğundan derisi yağlıdır ve daha çok terler.
23) Akciğerler: Erkeklerin akciğerleri kadınlarınkinden yüzde 50 daha
geniş hacme sahiptir.
24) Yemek: Aynı kilodaki kişilerden, erkekler kadınlardan daha çok
yemek ihtiyacı duyarlar; çünkü metabolizmaları daha hızlıdır.
25) Antikorlar: Kadınlar daha çok antikor üretirler, bu yüzden de
erkeklere kıyasla bakteri ve virüs hastalıklarına daha seyrek
yakalanırlar.
26) Ağlamak: Kadınlar erkeklerden 5 kat fazla ağlarlar.Genellikle de
saat 19.00-22.00 arası.
27) Beyin: Erkek beyni yüzde 14 daha ağırdır. Buna karşılık kadınlarda
iki yarım küre arasındaki iletişim daha iyidir.
28) Safrakesesi Taşı: Kadınların yüzde 20'sinde, erkeklerin yüzde
8'inde safrakesesi taşı oluşur.
29) Kalp Atışı: Erkeklerin kalbi daha büyüktür ve daha yavaş çarpar:
Dakikada ortalama 72. Bu değer kadınlarda 80'dir.
30) Gelişme: Buluğ çağına kadar kızlar erkeklerden daha hızlı büyürler
(10'a 8 oranında). Erkek çocuklar 14-15 yaşları arasında gelişmeye
başlarlar ve 20 yaşına kadar bu büyüme gerçekleşebilir. Kız çocukları
en hızlı 12-13 yaşları arasında gelişirken 17-18 yaşında bu gelişme
durur.
31) Sıcaklık Duyarlılığı: Kadınlar kalın yağ dokuları nedeniyle soğuğa
daha dayanıklıdırlar.
32) Yaşlanmak: Erkekler kadınlardan daha hızlı yaşlanırlar. 55
yaşındaki bir kadın bedensel gücünün yüzde 90'ına sahiptir. Oysa aynı
yaştaki bir erkek gücünün sadece yüzde 70'ine sahiptir. 35 yaşındaki
bir erkeğin damar sistemi 50 yaşındaki bir kadınınkine eşdeğerdir.
Buna karşılık kadında sadece cilt daha ince olduğundan çabuk yaşlanıp
kırışır. Kadınlar yaşlanma olayını psikolojik olarak erkeklerden çok
daha kolay kabullenirler.
33) Kaslar: Erkekler kadınlardan yüzde 50 oranında fazla kas gücüne
sahiptir. Buluğ çağında erkeklerde kas hücrelerinin sayısı 20 misli,
kadınlarda 10 misli artar. Erkekler kadınlardan üçte bir oranında daha
güçlüdürler.
34) Yaşam Süresi: Erkeklerin ortalama omrü 71,5 yıl, kadınların 78
yıldır.
35) Solunum: Erkekler dakikada ortalama 16 kez soluk alıp verir.
Kadınlar ise dakikada 20-22 kez soluk alıp verir. Her iki cinsin günde
soludukları miktar ise aynı olup 12 bin litredir.
|
|
|
14 Şubat 2006 Salı
09:00:59
|
|
|
Rus araştirmaci Sofi Tram Semen, ilk astroloji sistemini Türkler'in
oluşturduğunu ve burçlarin gerçekte 36 tane olduğunu iddia etti.
Yeni Aktüel Dergisi'nde yayimlanan bir yaziya göre, astroloji
tarihini
araştiran Sofi Tram Semen Türk astrolojisini gün işiğina çikardi. Rus
araştirmacinin, 'Türk Astrolojisi' adli çalişmasina göre, Hun-Karaçay
Türklerinin oluşturduğu astroloji 12 değil 36 burçtan oluşuyor.
işte Türk astrolojisine göre burçlar:
"TORUK (21 Mart-31 Mart): irade sahibi, gururlu, şerefli, iyi yüreklidir. iyi bir yöneticidir.
HIMMIY (1 Nisan-10 Nisan): iyimser, idealist, romantiktir.
HUTTUS (11 Nisan-20 Nisan): Hassas, mantikli, dürüst, kiskanç ve irade sahibidir.
HUNTA (21 Nisan-30 Nisan): inatçi, zevk sahibi, kirilgan ve duygusaldir.
ÇOLPANCI (1 Mayis-10 Mayis): Duygu tutsağidir. Çocuk ruhlu temiz kalpli ve sadiktir.
KÖLKÖL (11 Mayis-21 Mayis): Enerji dolu, aşkta şahane, kahraman yapili ve iktidarcidir.
ÇAMAY (22 Mayis-31 Mayis): Mantikli, temiz ahlakli, idealist, fikirde önder, yeteneklidir.
KÜYLÜ (1 Haziran-10 Haziran): Düzeni sever. Güç sembolüdür. İhaneti kabul etmez.
KUŞMUŞ (11 Haziran-21 Haziran): Mantikli, parlak, iyimser, eleştirici, şen ve şanslidir.
SEZGEK (22 Haziran-30 Haziran): Mizmiz, tatli dilli, içine kapanik, inatçi, yetenekli, şendir.
KUŞDÜGER (1 Temmuz-11 Temmuz): Duygulari mantiğindan üstündür. Yemeği sever; sanata ve siyasete yeteneklidir.
GONDARAY (12 Temmuz-22 Temmuz): iyi bir hafizaya sahiptir, his dünyasi
zengindir.
ÖTGÜR (23 Temmuz-31 Temmuz): Zeki, gururlu, çekicidir. Maddi problemlerini büyütür.
KÜSÜMMÜ (1 Ağustos-12 Ağustos): Dedikoduyu, işte önder ve bir numara olmayi sever.
KÜNLÜ (13 Ağustos-23 Ağustos): Duygusal, gururlu ve aşkta önderdir. Psikolojiye meraklidir.
SINÇIMA (24 Ağustos-1 Eylül): şerefli, dürüst, insancil, yaratici, zeki ve otoriterdir.
ATÇAK (2 Eylül-13 Eylül): iyimserdir ama depresyona da müsaittir. Gururlu ve hassastir.
KILLI (14 Eylül-23 Eylül): Otoriter, gururlu, sabit fikirli, süper zekali ve insancildir.
CANAKKI (24 Eylül-3 Ekim): Sorumluluk taşir. Yetersizlik kompleksi vardir. Gösterişi sever.
BAN (4 Ekim-12 Ekim): Duygusaldir, zor işte arkaya bakmaz. Aşk tutsağidir.
CEMiş (13 Ekim-23 Ekim): Altinci hissi kuvvetlidir. Uygun zamani seçmekte üstüne yoktur.
BATIK (24 Ekim-1 Kasim): Çift karakterli, cesur, gaddar, önderdir. Mükemmel arkadaştir.
HIRTLI (2 Kasim-12 Kasim): Çabuk karar verir ve kararlarini bozmaz. Suç komplekslidir.
TUTAMIş (13 Kasim-22 Kasim): Dinci, idealist, değişkendir.Mistik konulara meraklidir.
USLU (23 Kasim-2 Aralik): Objektiftir. Hoşgörülü, gözlemci, otoriter bir yapisi vardir.
KUTAS (3 Aralik-12 Aralik): Mistik, sabit fikirli ve kiskançtir. Anlaşilamaz huylara sahiptir.
TUSANAK (13 Aralik-21 Aralik): Güçlü bir karakteri vardir. iktidarcidir. Emir vermeyi sever.
TUTAR (22 Aralik-1 Ocak): Zor durumlardan kolayca çikar. Sik küser. Arkadaşi
azdir.
BEÇEL (2 Ocak-12 Ocak): Karamsardir. Dişi ve içi farklidir. Kötülüğün karşisinda zayiftir.
PIRSIUAY (13 Ocak-20 Ocak): Geniş bir mantiğa sahiptir. Uzun yaşar. Şan sever.
BALAUZ (21 Ocak-1 şubat): Mantikli, gaddar, önder ve dehadir. Bilim adami olabilir.
CANTAY (2 şubat-10 şubat): Titiz, mantikli, zekidir. Astronomiyle ilgilidir.
ERGÜR (11 şubat-18 şubat): Aşkta hayalcidir. Önder fikirleri vardir.Psikolojisi hassastir.
SÖNEGEY (19 şubat-28/29 şubat): Dengesizdir. Çekici, gizemli, kurnaz, nazik ama serttir.
CANNAN (1 Mart- 9 Mart): iyi yürekli, tatli dilli, zarif ve hüzünlüdür.
Başkalarina baski yapabilir. Mistik ve pratik hayat arasinda bocalar.
ŞATIK (10 Mart-20 Mart): Sanatkar, özgür, depresif ve şehvet düşkünüdür. Rahatsiz bir ruha sahiptir. Sinir hastaliklarina yakalanabilir".
|
|
|
17 Şubat 2006 Cuma
12:50:39
|
|
|
1.)-he canım
-şu das kapital ciltlerini görüyorsun değil mi hayatım
-evet bi tanem
-sana girsin
-?
2.)eger entelektüelimiz kadin ya da gay ise söyle olabilir:
seni öyle bir icsellestiririm ki, bir daha cikamazsin
3.)ananın değer yargılarını yıkarım.
4.)bana bir fare deliği gösterin, dünyayı mikicem"
5.)öyle bir nihilist ol ki bunu bi türlü a$ama!"
6.)postmodern betimlemelerine duhul edeyim.
7.) şu bizim berkecan var ya...
- var abi?
- üç ay önce nietzsche kitaplarımı istedi; "15 günde geri veririm" dedi; hala vermedi; "kitaplar ne oldu?" diye soruyorum; "ne kitabı?" diyor oportunist çocuğu.
- evet abi;pesimistin gidenidir o; benden aldığı kubrick filmlerini de hâlâ vermedi.
- vay döt oğlanı ipne vay!
- !!! sen öyle laflar etmezdin abi?
- gelme üstüme tansel; o yavşak yüzünden benliğimi içselleştiriyorum.
- koy dotüne gitsin abi...
- tansel?!?!
-hay başına nietzsche kadar kitap düşsün!
|
|
|
17 Şubat 2006 Cuma
12:53:46
|
|
|
Biraz ayıp ama çok güldüm....grup sahibi fazla abartılıysa sil lütfen.
uzun bir uçak yolculuğu sırasında adam yanında oturan kişiye.."ya birsey sorucam ben bir ibneyim benimle birlikte olur musun " demiş..diğer adam tabi afal olmuş..ve " yaw hiç olur mu bu kadar kişi war burda olamaz "demiş...ibne olan" tamam ozman gece olmasını bekliyelim herkes uyuduktan sonra yaparız" demiş.. adamda kabul etmiş.. zaman geçmiş ve gece olmuş ibne sabırsız.."hadi yapalım" demiş.. diğer adam tedirgin..."ya biri görürse" demiş..ibne gayet sakin bir sekilde" tamam bak şimdi hostesi cağırıcam" demiş ve " hostes hanım bir bardak su alabilir miyim diye seslenmiş..daha sonra adama dönüp " bak gördünmü kimse gelmiyor merak etme" demiş.. adamda ikna olmuş ve adamı becermiş...sabah olmuş ..ibnenin arkasında oturan bir adam başını tutuyormus ve sızlanıyormuş..."of başım catlıcak ağrıdan bütün gece ağrıdı "demiş...bu nu duyan hostes adama "beyefendi gece neden beni çağırmadınız size ilaç verirdim " demiş..adamda önündeki ibneye bakarak.." hadi ordan ..şu önümde oturan adamcağız bir bardak su istedi sabaha kadar ziktiler" demiş.....
|
|
|
17 Şubat 2006 Cuma
20:50:38
|
|
|
Yurt disinda yasayan adam karisina bir mail gonderiyor:
Sevgili karicigim, bu ay maasimdan sana para gönderemiyorum, onun
yerine
100 öpücük gönderiyorum.
Sen benim bir tanemsin.
Kocan Allen
Karisi da ona cevap veriyor,
Sevgili askim,
Gonderdigin 100 öpücük için tesekkür ederim. Masraflar söyle;
1- Sütçü bir aylik süt için 2 öpücügü kabul etti,
2- Elektrikçi 7 öpücükten sonra anlasmaya razi oldu,
3- Evsahibi kira için hergün 2-3 defa ugruyor,
4- Bakkal sadece öpücüge razi olmadi, ona ilave baska seyler de verdim,
5- Diger masraflar toplam 40 öpücük...
Beni lütfen merak etme, daha 35 öpücük bakiyem var ve bu ayi çikarabilirim.
Gelecek ay için de ayni yönde mi plan yapmaliyim? Lütfen bilgi ver.
Sevgili karin Josephine
|
|
|
18 Şubat 2006 Cumartesi
11:38:36
|
|
|
>>>>George Bush bir ilkokula ziyarete gider. Sinifin birinde
yaptigi
> > konusmadan
> > >>>>sonra cocuklara soru sorabilmeleri icin imkan tanir.
> > > >>>>Parmak kaldiran Bob der ki "Sayin baskan uc sorum var size"
> > 1. Nicin Amerika BM'nin onayi olmadan Irak'a girdi?
> > 2. Siz rakibiniz Kerry'den daha az oy aldiginiz halde nasil oldu
da
> > baskan
>secildiniz?
> > 3. Afganistan'a asker gonderdiniz Usame bin Ladin'e ne oldu?
> >
> > > >>>>Kucuk Bob'un sordugu sorular biter bitmez teneffus zili
calar,
> > >>>>Bush "teneffusten sonra devam ederiz" der hep birlikte
teneffuse
> > cikilir.
> > >>>>Sinifa geri donuldukten sonra Bush "Nerde kalmistik?
> > >Evet..sorular kisminda kalmistik.. devam edelim" der.
> >
> > > >>>>Siniftaki baska bir ogrenci parmak kaldirir.
> > >>>>Bush sorar: "Adin ne bakalim ufaklik?" "Steve"
> >
> > >>>>"Senin sorun ne bakalim Steve?"
> > >>>>"Benim 5 sorum var sayin baskan:
> >
> > 1. Nicin
>Amerika, BM'nin onayi olmadan Irak'a girdi?
> >
> > 2. Siz rakibiniz Kerry'den daha az oy aldiginiz halde nasil oldu
da
> > baskan secildiniz?
> >
> > 3. Afganistan'a asker gonderdiniz Usame bin Ladin'e ne oldu?
> >
> > 4. Teneffus zili nicin 20 dakika erken caldi?
> >
> > 5. Bob nerde?
|
|
|
10 Mart 2006 Cuma
17:34:35
|
|
|
Bu olay Kayseri'nin Bünyan ilçesi'nde yasanmıştır. Olay Alfred
Hitchcock'un meshur korku filmlerini bile çok gerilerde bırakacak kadar tüyler
ürpertici. Gece bindiğiniz otomobilde direksiyonda kimse yoksa ne yapardınız?
Kendisi Bünyan'li olmayan, politikayla uğraşmis ve halen Kayseri'de
yaşayan işadamı, Bünyan sınırında, Kayseri Malatya kara yolu üzerinde, bir
benzin istasyonuna girer.Lokantaya oturur ve orada kalabalık
toplulukla birlikte bir ufak rakı içer. Yürüyüş mesafesindeki
Bünyan'a gitmek için, lokantadan çıkar.
Ancak dışarısı hem zifiri karanlik hem de korkunç bir kar-tipi fırtınası baslamıştır.
Benzin istasyonuna yaklaşık 300 metre mesafedeki,
Bünyan'a dönüs yolu kenarına varır. Oradan geçen bir arabaya binip,
Bünyan'a ulasma derdindedir. Fırtına daha da şiddetlenir. Adam bir-kaç adım ötesini bile
görememektedir. Gelip-geçen bir araba da yoktur. Nihayet karanlıklar içerisinde,
hayalet gibi yavas yavas yaklasan bir arabanin iki farıni fark eder.
Arabanin, tam önünde yavaslamasıyla birlikte hemen arka kapıyı açar ve arabaya
biner. Kapıyı kapatır, araba yeniden hareket eder. İçeridekilere merhaba demek ister.
Ama o da ne? Araba da kimse olmadığı gibi, direksiyonda da kimse yok. Birden
paniğe kapılır. Korkuyla, hemen arabadan atlayıp, oradan kosarak uzaklasmak
ister ama hem araba hızlanmış, hem de korku ile dizleri baglanmış, hareket
edemez hale gelmiştir. Araba keskin bir viraja dogru yaklaşır. Adam dua
etmeye baslar. Tüm günahlari için tövbe eder. Arabayı durdurması için Allaha
yalvarır.
Tam bu esnada, pencereden bir el uzanır ve direksiyonu kıvırarak, sert virajdan
arabanın dogru yola dönmesini sağlar. Her tehlikeli dönemece
yaklaştıkça, Allah'a yalvarış ve yakarışı artar ve her seferinde de
bir el dişarıdan uzanıp, direksiyonu çevirir.
Sonunda kendisini biraz toparlar, ayaklarını kımıldatır. "Ya Allah
koru beni..." deyip, kapıyı açmasıyla birlikte, kendisini arabadan
dişarı fırlatır. Bir kaç takla attıktan sonra, şarampolde kendisine
gelir. Defalarca üç Kulfu-bir Elham okuyarak, Bünyan'a yürüyerek
ulaşırr ve bir kahvehaneye girer. Üstübaşı ıslak ve şok haldedir.
Kendisini tanıyanlar hemence sobanın başına alırlar. Eline bir çay
verirler. Bir müddet sonra kendisine gelip, sesi titreyerek, başına
gelen doğa üstü ve korkunç olayı anlatır. Olayı dinleyenler inanmak
istemeseler de, anlatan kişinin aklı başında ve toplumsal sorumluluk
taşıyan bir pozisyonda olduğunu bildiklerinden, herkeste derin bir
sessizlik olusur.
Yaklaşık yarım saat sonra, aynı kahvehaneye Koyunabdal Köyü'nden iki
kişi girer. Bir masaya oturur ve iki bardak çay söylerler. Bu arada,
gelenlerden birisi, diğerine şunları söyler :
-Hasan Yıldız baksana, şu sobanin başında oturan geri zekalı, bizim
araba yolda kalınca, biz arabayı iterken, arabaya binip-inen kişi
değil mi?-
|
|
|
14 Mart 2006 Salı
10:53:11
|
|
|
Bir gün unlu bir ulkenin prensesinin dadisi prensesin 16 yasinda adet
gordugunu anlar ve ona: bugune kadar sana herseyi ogrettim. son kalan
seyi bugune saklamistim.kizim bir kizin en onemli hazinesi
bekaretidir.
onu koru.o cok hassastir yere dusersen bile patlayabilir der.
kiz epey ciddiye alir. bir gece sarayda verilen baloda bir genc
prensesi dansa kaldirir. kiz dans ederken ayagi kayar ve duser
..aniden
oglana:eyvah kizlik zarim yirtildi der. oglan pic ya anlar kizin korpe
oldugunu. efendim ben terziyim dikebilirim der. goturur kizi odasinda
bir guzel diker.
prenses dikis islemini cok sevmistir gece boyu sUrekli gidip-gelip
kendini diktirir. oglanin hali kalmamistir. prenses son kez birdaha
isteyince: uzgunum efendim ama iplik kalmadi der.
prenses haykirir: yalanci,yalan soyluyorsun ben gordum orda iki top
daha vardi !!!
|
|
|
14 Mart 2006 Salı
12:02:16
|
|
|
Adamin biri daldan dala gezerken cinsel organi kirilmis.
Doktora gitmis. Doktor adama her aksam yatmazdan önce on onbes dakika
cinsel organini bir bardak süte bandirmasini istemis. Adam eve gelip
yatma
vakti geldiginde banyoya girip doktorun dediklerini uygulamaya
baslamis.
Tabi karisi içerde bekliyormus ve kocasina seslenmis. Aradan biraz
zaman
geçtikten sonra kadin sabirsizlanip dalivermis banyoya...
Sasirarak:
- "Ay kocacigim kirk yil düsünsem bunun bir dolma kalem gibi
dolduruldugu
aklima gelmezdi..."
|
|
|
Luthien28 (iremsalar)
1235
|
|
14 Mart 2006 Salı
12:46:08
|
|
|
ki rahibe varmis biri matematikçi biri mantikli. Bir aksam karanlikta kiliseye dönerlerken matematikçi rahibe mantikliya dönerek; -"Yaklasik 20 dakikadir bir adam bizi takip ediyor ve gittikçe yaklasiyor su anda aradaki mesafe 50 metre" der.
Bunun üzerine mantikli rahibe bunun tek mantikli açiklamasi olabilecegini ve adamin kendilerine tecavüz edecegini ve daha hizli yürümeleri gerektigini belirtir. Rahibeler daha hizli yürümeye baslarlar.
2 dakika sonra matematikçi rahibe:
-"Adam da hizlandi ve aradaki mesafeyi kapatiyor, su anda 30 metre
arkamizda... O zaman mantik olarak kosmamiz gerekir."
Rahibeler kosmaya baslar ve 3 dakika sonra matematikçi rahibe -"O da kosuyor ve arayi kapatiyor su anda mesafe 10 metre. O zaman mantik
olarak bizi yakalayacak birimiz saga digerimiz sola saparak kiliseye
ulasmaya çalisalim en az birimiz kurtulur.".
Ve matematikçi saga dogru kosmaya mantikli sola dogru kosmaya baslar.
Matematikçi 20 dakika sonra kiliseye ulasir ve telas içinde beklemeye baslar. Aradan 40 dakika geçtikten sonra mantikli rahibe gelir. Matematikçi sorar; -"Ne oldu ne yaptin ?" -"Adam beni takip etti artik mesafe üç-bes adima kadar azalmisti, mantik
olarak daha fazla kosmanin anlami yoktu...
-"Eeee..."
-"Mantik olarak ben durdum adamda durdu."
-"Sonra..."
-"Mantik olarak ben etegimi kaldirdim oda pantolonunu indirdi." -"Peki daha sonra...." -"Daha sonra ne olacak etegini kaldirmis bir rahibe pantolonunu indirmis bir adamdan DAHA HIZLI KOSAR..."
|
|
|
14 Mart 2006 Salı
14:06:36
|
|
|
bak bunu bende düşünmemiştim...
|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|
|