|
Gönderen | Mesaj |
|
10 Ekim 2009 Cumartesi
13:12:28
|
|
|

BENİM OLMAYAN AŞKIMA
Biliyor musun, Seni sevmeyi çok isterdim Issız yumuşaklığımda Sarıp sarmalamayı. Kuytusuna saklanıp sırların Doyumsuz tatlar yakalamayı Kısrak gibi dolu dizgin Yaşanmamışlıkları bir bir Eritmeyi isterdim ruhumda Çocuksu küskünlüklerini Çocuksu şımarıklıklarla bitirip Son vermek yalnızlıklara, Parmak uçlarımda dokunmak... Senin olan herşeyi bilmek Baktığın her yerde olmak Dayanamayacağın kadar " sen " olmak Gece uyanıp , bedenimde Titreyen ellerini bulmak Gözlerinde kendimi görmek ölene dek Düşüncen olmak , sevgilin olmak Bir tebessüm kondurmak dudaklarına "Seni seviyorum" demek isterdim...
|
|
|
10 Ekim 2009 Cumartesi
19:06:40
|
|
|
Sen benim her şeyimsin!
Yaşamak için mecbur olduğumu bildiğim ama bana çektirdiği acı yüzünden solumak istediğim, içime her çektiğimde ciğerlerimi kavuran nefes sensin. Yüzümü alev alev yakan, ne kadar çabalasam da engel olamadığım, gözlerimden içime dökülen gözyaşımsın. Nereye baksam gördüğüm, neye dokunsam hissettiğim, kiminle konuşsam dinlediğim, “Her şeyimsin” deki gizli öznem sensin. Sen benim her şeyimsin…
Yazdıklarımdan azkonuştuklarımdan daha çok Her şeyimsin yada öylesin Lüzumundan fazla beyaz Sen benim her şeyimsin Varlığın yokluğun çok anlaşılıyor
Varlığına şükrederken benim olmasını istediğim ve bütünüyle benim olmasını dilerken, içimden söküp atamadığım, yokluğunda özlemiyle, varlığında varlığıyla beni öldüren, aşkın, sevdanın, acının sözlüğümdeki anlamı sensin. Dokunuşlarıyla yangınlara, susuşlarıyla isyanlara sebep olan, Yüreğime başkaldırtan, içimde depremler yaratan, yalnızlığıma yalnızlıklar katan, varlığıma sebep olan sensin. Sen benim her şeyimsin…
Galiba eski liman üzerindesin Nasıl karanlığıma bir yıldız olmak Dudaklarınla cama çizdiğin En fazla sonbahar otellerinde Üniversiteli bir kız uykusu bulmak Yalnızlığı öldüresiye çirkin Sabaha karşı öldüresiye korkak Kulağı çabucak telefon zillerinde
İçimdeki gelgitlerin sebebi gelip gitmelerin değil, varlığına alışırken yokluğunu, yokluğuna alışırken varlığını özlediğim sensin. Her gece güneşi beklerken yeni güne sebebim olan, gün boyunca özlemiyle yaşama lanet okutan, mutluluğum, hüznüm, huzurum, telaşım sensin. Sen benim her şeyimsin…
Her sevişme yaşamışlığımda Henüz boş bir roman sahifesinde Her şeyim misin belkide evet.... Çığlıkların silemediği bir sen yoksun... Oda zaten bir tren penceresinde kaldı...
Kendimi kendime inkâr ettiren sensin. İnanmamak için kendimi ne kadar zorlasam da varlığına hayran olduğum, yaşama tutunma gücüm, iyi şeylere inanma gücüm, umudum, aşkım, hayallerim sensin. Sen benim her şeyimsin
Yabancı bir şarkı gibi yarım Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak Her şeyim misin bilmem ki belkide öyle... Uykumun arasında çağırdığım Çocukluk sesimle ağlayarak
Sen benim her şeyimsin;Hiçbir şey seni anlatacak kadar anlamlı değil yüreğimde.
|
|
|
13 Ekim 2009 Salı
12:07:02
|
|
|
  
|
|
|
14 Ekim 2009 Çarşamba
01:29:18
|
|
|
Seni sevmek direnmekti...Güçsüz olanı acımasızca yok eden bu kentin hoyratlığına ve senin için inanmaktan çoktan vazgeçtiğin, yaşadığın hayal kırıklıklarıyla çok uzun zamandan beri kaybettiğin o aşk duygusunun gerçekliğinin canlı ispatı olmaya direnmekti. Kalbine inançla aşk tohumları ekmekti.
Seni sevmek, o yitirdiğin aşk şarkısı adına sana umut vermekti.
Seni sevmek bensiz akıp giden hayatına bir yabancı ot gibi uzaktan bakmak oldu...
Yabani ot gibi ruhumu sarıp sarmalayan öfkemle benliğimden uzaklaşmayı kendime yakıştıramamak; Sıkışıp kaldığım bu karanlık dehlizde kendi kalbimde, yalnızlığımda sensizliğimde kendi aşkına delirmek olmuştu artık seni sevmek..
Şimdi bu acıya son vermesi, kendisini terketmesi için birbirine yalvaran iki yüreğiz artık... "Ayazda İki Yürek" gibiyiz.. Sen benim şizofren aşkımsın... Bense senin sızlayan vicdanın...
Affet beni sevgili....
Sonra sevmek yaralı kalbimi başka yüreklerle avutmak yanılgısına kapılmak oldu.Buna hakkım olduğunu düşünsende aslında biliyorum içten içe affetmeyacaktin beni. Sen çoktan parçalamıştın zaten.. Benimde yüreğimi böldüğümü düşünmek sana bile ağır gelirdi! Oysa ben seni değil kendimi cezalandırırdım başka yüreklerde.. Ruhumu kemiren bu deli aşkı cezalandırırdım.. Bunu anlamadın mı? Sevmek seni değil çocukluğumu, düşlerimi, kendimi aldatmak olmuştu artık...
Kimseye veremedim yüreğimi Ne zaman baksalar içime kendilerinin değil, senin yüzünün aksini gördüler hep... Sessizce çekip gittiler Fark etmedim bile gittiklerini...
Neden dürüst olmak için beni seçmiştin sanki.. Gerçeğin acımasız zindanlarında neden beni kilitli bırakmıştın? Ne çok düşündüm bu soruların cevabını. Ne çok sorguladım kendimi.. Nerede hata yaptığımı, neyi eksik bıraktığımı......Acaba seni yanlış mı tanımıştım..
Bana hep ne kadar asil bir yüreğimin olduğunu söyler dururdun..
İsyanım kalbimim ezilmiş parçalarının üstünü örtüp sessizce çekip gitmek olurdu en fazla...
Seni sevmek bundan yıllar önce seni bir idol gibi içimde büyütüp, hayranlığımın yavaş yavaş aşka dönüşünü ürkekçe gizleyerek kalbime aldığım mektuplarıma aynı özlemle, aynı hayranlıkla verdiğin cevaplara inanmaktı..
İyiliklerim bile güçsüzlüğümdendi.. Beni daha çok kırmasınlar diye...
Buydu benim asıl dramım..
İşte böylesine koparmışlardı beni benden, beni senden.. Kabul etmek istemeyeceksin ama itiraf edeyim istersen; Seninle değildi benim derdim kendimleydi... Neye yarardı seni anlamam. Neye yarardı o kanayan sesini içimde hissetmem. Benim derdim seninle değil.. Aynam kırılmış birkere..
Sandığın gibi cesaretimden değil, korkumdan başarıyorum onca şeyi.. Korktuğum için haykırıyorum, Korktuğum için tanrıların elindeki ateşi çalmak istiyorum..
Seni bir başkasıyla yakalamak istediğin mutluluğa engel olmayı istemeyecek kadar çok sevdim.. Bir başka aşka tutanarak ıssızlığından sıyrılabileceksen eğer; kalbinde derin bir suçluluk duygusu pişmanlık ve acıdan başka bir şey yaratabilmekten yalnızlığına ilaç olabilmekten aciz bir adım öteye gidemeyen şu deli sevdamın ağırlığını üzerinden alıp gidebileceğimi söylebilseydim.....
Aşkımı ``bir eflatun ölüme`` sarıp gidebileceğimi..
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir. Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü. Bir gök gürlese bari diyorum bir sağanak patlasa.. bitse bu sessizlik... !
|
|
|
14 Ekim 2009 Çarşamba
17:28:42
|
|
|
hani nerde aşk kokusu ben koku alamadım
paylaşımın için sağol onur.
nasılsınız arkadaşlar
|
|
|
14 Ekim 2009 Çarşamba
19:33:22
|
|
|
Asıl sana teşekkürler gül....
|
|
|
15 Ekim 2009 Perşembe
10:06:08
|
|
|
 
|
|
|
16 Ekim 2009 Cuma
15:46:58
|
|
|

Unutulmuyor, bitmiyor, geçip gitmiyor...
Her gece olduğundan biraz daha muhtacım sana.Kırgınım aslında, kızgınım…Hayır sana değil; Seni kırıp üzen şu aptallığıma… Ne olursa olsun! Zamanım da mekanım da değişmiyor. Hep her zaman aynı yere çıkıyor bütün yollar; Sana!..
Uzun zaman oldu içimdeki maviler donalı. Kendim seçtim sevdayı tek başıma yaşamayı. Yalnızlığımın sorumluluğunu taşıyacak kadar da yürekli olduğumu düşünür ve söylerdim herkese gururla. Geceler sancı olur işlerdi içime ama yüreğimde yaşattığım sevdamı düşündükçe, içime yayılan sıcaklık alıp götürürdü tüm sancılarımı...
Ne kadar zamandır böyleyim, ne kadar zamandır en yakın dostum özlem, hatırlamıyorum. Sanki zaman durdu. Evet özlüyorum ve özlemeyi de seviyorum. Çünkü özlemin içinde aşkım, mutluluğum, umutlarım var. Gidenlerin ardından ağıt yakmamayı öğreneli çok uzun zaman oldu ama sen bambaşkaydın. Kimseyi senin kadar sevmemiştim ki. Seni birine anlatmaya kalksam sözcükler yetmiyor, kelimeler acizleşiyor. Neye benzetsem, hep bir yanın eksik kalıyor...
Gülemiyorum artık? En iyi yapabildiğim şeyi kaybettim? Aslında önce seni ve senle birlikte herşeyimi kaybettim. Yanımda yoksun. Olsan sarılırdım sana sıkı sıkı. Bırakmazdım, sıkılır, bağırır çağırırdın ama ben biraz daha fazla sarılırdım sana. Biliyorum benden bağımsızdın, hiç sahip olamadım sana. Olmakta istemedim aslında, çünkü hep yanımda olacaktın... Ya da ben öyle sandım...
Dinlediğim her şarkıda, her yağmurda ıslanışımda, dalgaların kayalara çarpışında, her nisanda ve her eylülde, sen yeniden gidiyorsun benden. Ben bu ayrılışların acısını yaşarken, birgün gidebileceklerini düşünerek, kimsenin gelmesine izin vermiyorum…
Sana ilk satırlarımı yazdığımda, yine mum ışığı vardı odamda. Soğuk, beyaz bir defterin her şeyi hayale dönüştüren sayfalarında, ilk kez seni yaşamıştım. Şimdi uzun yağmurların ardından yine mum ışığıyla dolu odamda, yine ve hala sana yazıyorum. Çünkü ben her hayal kırıklığım, her duvara çarpışımdan sonra hala sana dönüyorum.
Ortasından kopartıldığı için hiçbir zaman sonu gelmeyecek günlerimize dönüp, hala seni arıyorum. Çünkü hala seni ...
|
|
|
16 Ekim 2009 Cuma
15:57:33
|
|
|

Bakmak ile Görmek arasındaki ince fark ;
Bakmak şahitliği, görmek derinliği ifade eder.
Bakmak sadece gözle olur.
Görmek,akıl,kalp ve gözün devreye girmesiyle gerçekleşir.
Bakmak bir göz hareketi, görmek bir şuur faaliyetidir.
Bakışta geçicilik, görüşte seçicilik vardır.
Bakmak en fazla tanımakla, görmek anlayıp kavramakla sonuçlanır.
Bakınca yalnız seyrederiz, görünce bir hükme varırız.
Bakmanın üst seviyesi tanımak, görmenin ki ise yaşamaktır.
Bakan kişi anlatır, gören kişi sorgular ve yorumlar.
Bakınca kenardan tutarız, görünce iki elle sarılırız.
Bakınca severiz, görünce hayran oluruz.
PEKİ YA SİZ?..
BAKIYOR MUSUNUZ YA DA GÖRÜYOR MUSUNUZ?
YA DA... BAKTIKLARINIZI GÖREBİLİYOR MUSUNUZ?
BAKIP DA GÖRMEYENLERE, GÖRÜP DE ANLAMAYANLARA! ..
|
|
|
16 Ekim 2009 Cuma
20:43:46
|
|
|
Her yol sana çıkıyor...
Yine sana döndüm bak, Her yol sana çıkıyor. Ucu bucağı gözükmeyen okyanuslarda, Tek görünen ada gibi... Başka güle ötmüş bülbül gibi, Utanıyorum gülüm, Başka mumlarda yanmış pervane gibi, Utanıyorum gülüm, Ah Güller kulak verin bana, Hanginiz bu kadar süsledi yerini, Hanginiz bu kadar batırdı dikenini, Hanginiz sevildi bu kadar, Şu kanayan gönlümde... Neden hiç birinizden çıkmadı ses ? Sevilmediniz dimi onun kadar, Batıramadınız dikeninizi bana, Süsleyemediniz şu kanayan gönlümü. Ah ! Gül bahçelerinin en güzeli, Hafife aldım seni, Seni ve o eşsiz güzelliğini, Hissediyorum bir yerlerdesin, Bastığın toprak dua ediyor sana, Sana ve o Gülden daha güzel kokuna...
|
|
|
16 Ekim 2009 Cuma
20:53:06
|
|
|
bakmak icin gozun acik olmasi gerekir, gormek icin dimagin acik olmasi gerekir.
gözler açıkken herdaim bakar,görmemek bir boşluk ya da beynin başka şeylere odaklanması olayıdır..ne de olsa bir an içinde bile binlerce düşünce geçer akıldan..görmek kesinlikle beyin ve algı meselesidir evet.bakmak ise refleks belkide..
Ama her zaman görmek görmek görmek...Sanırım beceremediğimiz olay sanırım...
|
|
|
14 Kasım 2009 Cumartesi
14:41:46
|
|
|
27.10
2009 Alçak Merdiven! Mehmet Metin Baş
Yıllar öcesinden açmıştım, gönlümün kapılarını sonuna kadar sana, değirmen taşı gibi dönüyordum, sadece senin etrafında...
ama karşında bir acemi aşık vardı, bir de merdiven, merdivenin başında seni çok seven, seni vatanı bekler gibi bekleyen, ........................................ben...
görmeyen iki gözün baktığı gibi, görme umuduyla, umutsuzca bakmış yollarına, hem merdiven,hem ben... hem taş yorulmuş, hem değirmen...
çıkmadın o alçak basamaklı merdivenden, çıkmadında ne farkın kaldı? söyle, o alçak merdivenden...
bilirmisin ne zor çıktın içimden, ardına bile bakmadın, arkanı dönüp giderken...
ziftli yolların katranını ben içtim yokluğunda, kan kustum kızılcık şerbeti niyetine, faili meçhul sevdim seni, yılların yakıcı acımasızlığında...
yarına kadar bilmem, kaç kez düşer adın aklıma, kaç sıtma nöbetinden hasarsız çıkar, bu titrek,sevdaya ürkek bedenim...
ben seni bir gülün tomurcuğunda sevdim, bir karanfilin goncasında sakladım yıllarca, şimdi isterse atsınlar kör kuyulara, yaksınlar beni ganj`ın kenarında, külümü savursunlar rüzgarlara... sen benim olmadıktan sonra, kıyamet de kopsa,olmaz ki umrumda...
Mehmet Metin Baş
398 kez okundu.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
|
|
|
15 Kasım 2009 Pazar
12:09:26
|
|
|
metin abi yem,n ederim on numara ama sen, b, nebze affettiriyo haberin olsun...
|
|
|
15 Kasım 2009 Pazar
17:41:39
|
|
|
kalbim sizinle hep deli onur seviyorum hepinizi.sevgiler selamlar...
|
|
|
16 Kasım 2009 Pazartesi
12:52:24
|
|
|
bizimde seninlede beklemedeyiz heleki bi kaç tane daha arkadaşlar vardı onlarda artık umursamamaya başladı buraları..
|
|
|
16 Kasım 2009 Pazartesi
21:22:56
|
|
|
16.11
2009 Ahuzar Mehmet Metin Baş
Sevdim seni, serab-ı aşk ile, Buna bu can neylesin. Görmez ise gözün, bunu göz ile, Dil boşuna yorulup,ne söylesin...
Geldim kapına ahuzar ile, Buna doktor, hekim neylesin. Dermanı, ruh-u fer-in dedir, Yeter ki yüreğin, bir kerecik sür desin...
Yandım harına, nar-ı köz ile, Dumanı tütmez,yara çok derindedir, Bu can yaşayamaz oldu, bak sensiz, Kalbin damarlarımın attığı her yerdedir...
Mehmet Metin Baş
149 kez okundu.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiir Yönetim: » http://null/siir/duzenle.asp?id=92971 http://null/siir/duzenle.asp?islem=siirimpasif&veri=92971
|
|
|
17 Kasım 2009 Salı
13:46:48
|
|
|
Sen suçu bırak kurallar ne için vardır onu sole metin abim...
|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|
|