Sosyal Yaşam > Dumur > Mesaj Panosu > du-mur olaylardan seçmeler...

du-mur olaylardan seçmeler...


GönderenMesaj

Ersin (ersin)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1302
17 Şubat 2005 Perşembe 16:22:13


du-mur olaylardan seçmeler...

Bir gün marketin birinde meyve reyonunda meyvelerden
tadiyordum.
Iste
kiraz,
seftali vs vs... Görevli de bana bakiyor ama ben hiç
aldirmadan
yemeye
devam ediyorum. Sonun da görevli yavasça yanima yaklasti ve
"Abi
karpuz da
keselim mi?" dedi...

--------------------------------------------------
Bankada staj yaparkene kredi karti basvurularini
inceliyordum.
Hepsi
iyi
hos güzeldi ama bir formu okumaya basladiktan kisa bir süre
sonra
gülmekten
koptum. Hatunun biri cinsiyet bölümünde bulunan kadin,
erkek
seçeneklerine
bir de ( ) kiz seçenegini eklemis ve onu isaretlemis. Bunu
yapan
kizimiz da
bu arada 43 yasinda...


-
---------------------------------------------------------------------
Bu olay Trabzon Farabi tip fakültesinde aynen yasanmis bir
olaydir.
Acil
kapisinin önüne kornalar çalarak 2-3 araç geliyor. içinden
insanlar
firlayarak klasik "doktorlar nerde sedye getirin" seklinde
bagirmalar
oluyor. Öndeki arabadan çikan bir kisi arkadaki arabaya
hastayi
arabadan
çikarmasini söylüyor. Ve arkadakinin yaniti: "SIZIN ARABADA
DEGIL
MIYDI?"
Yani vatandaslar hastayi Rizede birakip diger arabada
oldugunu
sanarak
Rize'den yani 1 saatlik yoldan son sürat gelmisler... Bu
hikaye
kesinlikle
favorim )))))))



---------------------------------------------------------------------
Besiktas'tan minibüse binip Yildiz'da inecektim malum
yokus.
Soförün
önü
bildigimiz dantel, havlu ve bilumum süs esyalaryla dolu ve
de
havlunun
ortasina özenle yerletirilmis cep telefonu. Tahminen iki
yüz
metre
ya
gittik ya gitmedik cep telefonu çaldi. Soförümüz sol dirsek
camda,
el
direksiyonda sag eli ile cep telefonunu aldi ve açti

- ALOOOO.. BUYRUN CEP TELEFONU....


--------------------------------------------------------------------
"ER RYAN'! I KURTARMAK" filminin, muhabbetleri vahset ve
hüzne
çevirdigi
dönemlerdi. Ben de dayanamadim gidiyim dedim su filme.
Gittim, abi
film

acayip manyak baslady tüm salonu uçurdu zaten ilk 10
dk.'da.
Neyse
izleyenler bilirler bir karakter vardi "upham" miydi
neydi?.
Adam
tirsak
bir tipti öyle savasma falan gibi becerileri yoktu.
Heyecanin
tavana
vurdugu dk.'lardi. Filmin ortalari felan bu bizim "UPHAM"
korkudan
arkadasina cephane tasiyamadi ve o herif öldü. Herkes kendi
çapinda bu
senaryoya üzülürken arkadan bir ses beni ve tüm salonu
dumurdan
kirdi,
geçirdi ULAN ALLAH BELANI VERSIN. SENI BU FILME ALANIN


---------------------------------------------------------------------
Mevsimlerden yaz, berbat bi sicak. Ankara, Sihhiye'de
kuzenle
otobüs
bekliyoruz. Sicaga daha fazla day anamayip hemen ordaki
büfeye
gidiyoruz
birseyler içmek için. Kuzen büfedeki tipe "Bize iki Yedigün
Light"
diyor.
Tipin verdigi cevap bizi kopariyor: Yedigün Light kalmadi
abi,
Marlboro

Light veriyim mi?



---------------------------------------------------------------------
Bir gün üniversitenin kantininde sirada bekliyorum. Önümde
kantinin
sürekli
müdavimlerinden bir kiz da çay aliyor. Sasirtici bir
sekilde
kiz
çayina
5
tane seker koydu, bir kaç tane de eline aldi. Bunu gören
kantinci
eleman
kiza bakip, suratinda yayik bir siritma ile "Bir kaç tane
daha al,
agda

yaparsin." dedi. Kantinciye helal olsun gibisinden
baktigimi
hatirlarim.



---------------------------------------------------------------------
Arkadas evde bangir bangir müzik dinliyormus. Annesi de
çikarmis
elektrik
süpürgesini bütün evi süpürüyomus. Tabi gürültüden aletin
sesini
duymuyo...
Müzigi kapatinca farketmisler ki kadin çalismayan
süpürgeyle
bütün
evi
dolasiyomus yarim saattir..







Mehmet (mehmet_okan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1237
21 Şubat 2005 Pazartesi 11:41:38
alın bir tanede benim başıma geldi;
bizim muhasebecinin bürosuna gittim pazar günüydü acil işimiz vardı faturaları götürdüm orada temizlik yapan bir kişi vardı mecburi işimizi ona teslim ettik bende onu bekledim bir ara bana ne işle meşgul olduğumuzu sordu...
---gemilere servis yapıyoruz dedim.....
---güzel dedi çay servisimi yapıyorsunuz dedi

Mehmet (mehmet_okan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1237
2 Mart 2005 Çarşamba 16:30:40
Öncelikle yüzmeyi çok sevdiğimi belirterek konuya girmek isteri Bundan 6-7 sene önce diyim artık balıklama dalmayı daha doğrusu atlamayı bilmiyordum.Babamda bakdıki ben yüzmeyi çok seviyorum ya balıklama atlıyacam yada denizden çıkıcam yüksek birden balıklama atlamamı söyledi ben atlamam diye yırtınıyordum ama sonunda mecbur kaldım ve o yüksek yerden atlıyacam iskelenin ucuna geldim ve atladım Kafalama denize bir daldım beynim sarsırdı sanki duvara kafa atmış gibiydim ve çıktım denizden..Bir zaman babamı gördüğüm zaman yüzmüyordum Artık biliyorum ama mecburu öğrendik

Mehmet (mehmet_okan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1237
2 Mart 2005 Çarşamba 17:20:32
Size kısa olarak biraz hızlı bir şekilde tümseğe yaklaştığımı ve tam tümseğin önünde bisikletin önü hava dikdiğimi o an bisikletin ön tekerinin fırladığının ve ön tekerlek yere indiği sırada ani bir duruşla bisikletten fırladığımı anlatmışmıydım acaba aslında bu bisikletlerle benim çok anım var bisikletle denize bilene atlıyorduk

Mehmet (mehmet_okan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1237
2 Mart 2005 Çarşamba 17:23:45
Bisikletle olan anılarım daha okula başlamadan önce bir arabayı çizip ve kaçmamla başladı

Zeynep (wanigiska)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1236
2 Mart 2005 Çarşamba 22:37:17
ersin senin gruplarında sayfa basına dusen yazı daha fazla gibime geldi..

dumur olalım mı
torpil mi gecilio nedir
şaşı mı görmekteyim yoksammmm ....?

Zeynep (wanigiska)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1236
2 Mart 2005 Çarşamba 22:38:29
kafa sayıyos galiba
5 kafa bi sayfa falan
hay allamm bu almanca fena çarptı beni yaaa

Mehmet (mehmet_okan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1237
22 Mart 2005 Salı 09:27:20
Banka Müsteri Servisine Gelen Telefonlar




- Temsilci : E-mail adresiniz varsa alabilir miyim?

- Müsteri : [email protected] kendisine çok benzerimde?(aferin?)

- Temsilci : Cep telefonu kullaniyor musunuz?

- Müsteri : Nokia 3210'um var ama satacagim. simdi küçükleri çikti onlardan
alicam.

- Temsilci : Hayirli olsun. Numarasini ögrenebilir miyim?

- Müsteri : Kontürlü? O daha iyi oluyor bilior musun? Vergi yok
falan.(oldu?.)

Mehmet (mehmet_okan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1237
22 Mart 2005 Salı 09:32:58
Zavallı müşteri temsilcileri

- Buyrun, problem nedir hanımefendi?
- Bakın, birkaç gündür sizden aldığım paketle Internet'e giriyorum, bu
arada arkadaşlarım sürekli telefonumun meşgul olduğundan şikâyet ediyolar,
önceleri anlayamadım, sonra saatlere bakınca, ne zaman sizin hesabınızı
kullansam telefonumun meşgul olduğunu anladım!!!
- Bu çok doğal hanımefendi, çünkü modeminiz telefonunuzu kullanıyor
bağlantıyı sağlayabilmek için, bizimle bir ilgisi yok bunun, bütün
bağlantılarda aynı şey olur, hatta olması gereken de budur.
- Yok kardeşim yok, siz benim Internet'te olmamdan faydalanıp telefon
hattımı kullanıyosunuz.
- Öyle bi şey teknik olarak mümkün diil zaten hanımefendi, lütf...
- İptal edin dedim, sorun çıkarmadan iptal edin, ben de bu işi büyütmeden
kapatıyım, yoksa kötü olacak sizin için.
- Hanımefendi siz bilirsiniz, fakat..

Mehmet (mehmet_okan)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1237
22 Mart 2005 Salı 09:34:50
Müsteri herzaman haklı mı ?
Tüketici haklari konusunda Müsteri her zaman hakli mi? sorusunu
irdelerken çesitli ülkelerdeki mahkemelik olaylari arastirmislar ve bulduklari belgelerden birisi.
Olay gerçek...
WorldPerfect (Bilmeyenler için yaziyorum, bilgisayari -elektrikli- daktilo gibi yapan bir programin yapimcisi)...
Bu Sirketin müsteriye yardim hattinda banda alinmis bir telefon
konusmasini okuyacaksiniz.
Bu konusma sonrasi WorldPerfect gorevlisi isinden kovuluyor.
Kovulan gorevli WorldPerfecti kendisini "Gerekçesiz" isten çikardigi
için mahkemeye veriyor.
Iste bu konusmanin desifresi.
-WorldPerfect yardim hatti, buyrun, nasil yardimci olabilirim.
-WorldPerfect`te bir sorun oldu.
-Nasil bir sorun?
-Yazi yaziyordum, birden bütün kelimeler gitti.
-Gitti mi?
-Yokoldu!
-Ekranda su anda ne görüyorsunuz?
-Hic bir sey.
-Hic bir sey mi?
-Yazdigim hiç bir şey ekrana çikmiyor.
-Hala WorldPerfect programinda misiniz yoksa programdan çikitiniz mi?
-Bunu nereden bileyim.
-Ekranda bir "C" harfi görüyormusunuz?
-Bir "hece" mi..
-Bosverin. Ekranda yanip sönen bir çizgi var mi?
-Söyledim ya hiç bir sey yazmiyor.
-Monitör üstünde yanan bir lamba var mi?
-Monitor ne?
-Ekrani olan yer, televizyon gibi... Çalistiginizi gösteren kücük bir
lamba var mi?
-Bilmiyorum.
-Monitorün arkasina bakin, oraya bir elektrik kablosu giriyor olmasi
lazim. Görebiliyor musunuz?
-Evet.
-Harika, o kabloyu takip edin duvarda elektrige baglimi bana soyleyin.
-Bagli.
-Harika. Monitorün arkasina bakinca bagli olan tek kablo mu gördünüz,
yoksa iki tane mi?
-Görmedim.
-Tekrar bakar misiniz, ikinci bir kablonunda bagli olmasi lazim.
-Evet buldum.
-Tamam, simdi onu takip edin bilgisayara bagli mi diye bakin.
-Kabloya ulasamiyorum.
-Ulasmayin, bagli mi diye bakabilir misiniz?
-Olmuyor.
-Bir seyden destek alip egilip bilgisayarin arkasina baksaniz...
-Egilmek dert degil, karanlik oldugu için bakamiyorum.
-Karanlik?
-Ofisin isiklari kapali, pencereden gelen isik yetmiyor.
-Ofisin isiklarini yakin.
-Yanmaz.
-Neden?
-Elektrikler kesik.
-Elektrikler mi kesik. Tanrim..! (kisa bir sessizlik) Bilgisayarin
kutusu, kitaplari herseyi
duruyor mu?
-Evet dolapta.
-Simdi bilgisayari sökün, aynen aldiginizdaki gibi paketleyin ve
aldiginiz dükkana iade edin.
-Durum bu kadar kötü mü?
-Korkarim öyle!
-Peki tamam. Onlara ne diyecegim?
-"Ben bilgisayar kullanamayacak kadar aptalim" diyeceksiniz...