Sanat > Müzik > Rock > Night wish > Mesaj Panosu > öylesine

öylesine


GönderenMesaj

Luthien28 (iremsalar)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
29 Kasım 2005 Salı 09:48:48
Arkadaşım bu yazını direk silerdim ama yazıda da özgürlük var...Yoksa ben KOYU BİR FENERLİYİM 1-0'dan aklında kalsın:=)

Luthien28 (iremsalar)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
29 Kasım 2005 Salı 13:13:08
:=)

Luthien28 (iremsalar)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
29 Kasım 2005 Salı 13:13:40
:=)

Luthien28 (iremsalar)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
29 Kasım 2005 Salı 13:13:58
:=)

Weysel (biologist_owl)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
10 Aralık 2005 Cumartesi 13:44:58
ya espiriler fena değil. ama biraz basite kaçmaişmi. bu arada çizermisin yoksa sadece okur we gülermisin

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
13 Aralık 2005 Salı 14:55:29
Arkadaşım bu yazını direk silerdim ama yazıda da özgürlük var...Yoksa ben KOYU BİR FENERLİYİM 1-0'dan aklında kalsın:=)
Bende Fenerliyim ama ....)) bırakalım böyle tatmin olsunlar dedim...))

Weysel (biologist_owl)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
14 Aralık 2005 Çarşamba 12:59:57
???

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
4 Ocak 2006 Çarşamba 08:58:45
Mutluydum.
Kız arkadaşımla bir yıldan beri nişanlıydık ve evlenmeye karar
verdik. Ailem bize her türlü yardımı yaptı, arkadaşlarım
cesaretlendirdiler ve kız arkadaşım rüya gibiydi!!

Fakat beni rahatsız eden bir şey vardı;
nişanlımın küçük kız kardeşi.

Müstakbel baldızım açık-saçık giyinen yirmi yaşında bir afetti. Ne
zaman yakınıma gelse öne egilip iç çamaşır şovu yapardı. Bunu
başkalarının yanında yapmadığı için temkinli olmalıydım.

Bir gün baldız düğün davetiyelerini kontrol etmek için beni yanına çağırdı. Yanına vardığımda yalnızdı; yakında evleneceğimi, bana karşı engelleyemediği ve engellemek istemediği duygu ve arzularının olduğunu kulağıma fısıldadı.

Kendimi ablasına adamamı ve evlenmeden önce benimle yatmak
istediğini söyledi. Söyleyecek bir kelime bulamadım. Tamamen şoke olmuştum.

"Yukarı yatak odama çıkıyorum ve eğer beni istiyorsan yukarı gel" dedi. Afallayıp kalmıştım, merdivenleri çıkarken arkasından şok içinde bakıyordum. Merdivenlerin sonuna vardığında pantalonunu çıkartıp aşağıya bana doğru fırlattı.

Bir kaç dakika öylece kalakaldım. Sonra arkamı dönüp ön kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı açtım ve evden çıkarak arabama doğru yürümeye başladım ki, Müstakbel kayınpederim dışarıda bekliyordu.

Gözyaşları içinde sevgiyle bana sarılarak,
"Küçük sınavımızı başarıyla geçtiğin için hepimiz çok mutluyuz,
kızımıza senden iyi bir damat bulamazmışız. Ailemize hoşgeldin."
dedi.

Not: Hikayenin ana fikri...
Siz siz olun, prezervatifiniz daima arabanızda dursun...

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
4 Ocak 2006 Çarşamba 09:12:21
Erzurum 'a Ayna Gelir...

Erzurum un bir köyünde, ne köylü, ne de köyün "şıh"ı o güne kadar ayna görmemiştir.Adamin biri, ilk rastladığında, aynayı alıp
bakmaya başlar.Ardından, aynada gördüğü suratı ölen kardeşi zannedip ağlamaya baslar: "Vay benim zavallı gardaşım, vay benim zavallı gardaşım." diyerek.
Aynayı koynuna alıp yatar.Hanımı, eşinin, ayna koynunda yattığını görünce şüphelenir.Uyandırmadan adamı, aynayı alıp bakar.
Öfkeden kudurmuştur. "Vay !" der heyacanla"Herifim, beni bir karıyla aldatır."
Aynayı alıp, köyün şıhına gider. Aynayı göstererek"Şıh Efendi," der. "Benim herif beni bir karıyla aldatır."
Aynayı alır, şıh... Yüzüne tutar...
"Bacım," der. "Bu, bir karıdan ziyade, gavata benziir."

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
13 Mart 2006 Pazartesi 15:44:58
COJANO

İspanya'da tatilini geçiren bir adam, yemek yemek için restorana girer. Listeyi uzun uzun inceler. Cojano adlı bir yemek dikkatini çekince garsondan bu yemeği ister. Garson bir tabak içerisinde yemeğini getirir. Yemek adamın çok hoşuna gider. Garsonu çağırıp yediği yemeğin ne olduğunu sorunca garson adama:

- "Bugün boğa güreşlerine gittiniz mi" diye sorar ? Adam

- "Evet..." diye cevap verince garson:

- "İşte bu yediğiniz yemek bugün arenada matador tarafından öldürülen boğanın yumurtalıklarından yapıldı." Der. Adam ertesi gün yine aynı restorana gider ve yine Tadı damağında kalan, Cojano'yu bir kez daha ister. Cojano'yu yedikten sonra yine aynı garson gelir ve ve adama dost oldukları garson hatır sormaya geldi:

- "Nasıl? Yemekten memnun kaldınız mı?" diye sorar. Adam ise:

- "Kaldım kalmasına ama bir şey dikkatimi çekti. Dün yediğim Cojano biraz daha büyüktü gibime geldi. Bugünkü neden biraz küçük?" Garson başını iki yana salladı:

- "Dün matador kazanmış, boğa kaybetmişti. Size ise kaybeden taraf olan boğanın yumurtalarını yediniz ama, bu sefer tam tersi ne yapalım? Her zaman boğa kaybetmez bayım...


Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
13 Mart 2006 Pazartesi 15:46:14
SIRA BEKLEMESEK
Vezirler huzura çıkmışlar:
- Padişahım, hazinede para kalmadı.Yeni vergilere ihtiyacımız var,
diyerekten...
Padişah, kavuğunun altından kafasını kaşımış,
- Eeee! Ne vergisi koyalım?, demiş..
- Köprülere adam koyalım, geçenden bir akçe alsınlar!
Padişah,
- Tamam, demiş.
Aradan bir süre geçtikten sonra sormuş vezirlerine:
- Tepki var mı?
- Hiç bir tepki yok!
- İyi o zaman köprünün diğer tarafına adam koyun, çıkandan da bir akçe
alsın!
Aradan bir süre geçmiş, Padişah:
- Var mı şikayet?
- Yok!
Halkının tepkisizliğine kızan Padişah, gürlemiş:
- Köprülerin ortasına da adam koyun, gelip geçeni becersin!
Aradan birkaç gün geçmiş, hala bir tepkinin olmamasına içerleyen
Padişah,
çağırmış vezirlerini,
- Köyün birine gidelim. Halkı dinleyelim hele bir, demiş.
Gitmişler köye, Padişah sormuş:
- Var mı şikayet?
Ses yok. Padişah:
- Var mı şikayet? Konuşun yoksa, taş üstünde taş, omuz üstünde baş
bırakmayacağım, diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmuş:
- Padişahım, o köprünün ortasındaki adam var ya!..
- Eeee!, demiş Padişah bir umutla...
- Akşamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, bir adam daha
koysanız...



Luthien28 (iremsalar)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
15 Mart 2006 Çarşamba 08:20:54
3 BIN KART NASIL YAZILIR?



Bir dönem bir genel müdür yardimciligi yapmis birisi anlatiyor:



"Sene 1965. Bir genel müdürlükte özel kalem müdürü yardimcisiyim..

Bayrama 10 gün var.. Benim müdür hastalandi.. Ise gireli 2 hafta

olmus, olmamis.



Genel Müdür bey beni çagirtti:



- Tebrik kartlari hazir mi?.. Sasirdım - Hangi kartlar efendim?



- Aman evladim, Sükrü Bey sana söylemedi mi? Bayram geldi, tebrik

kartlari simdiye kadar hazir olmaliydi.. Tüh tüh.. Çabuk hemen

hazirlayiverin.



Emredersiniz efendim! dedim, ancak sabaha kadar 3 bin karti nasil yazacagim?



Genel müdür bey, bütün kartlari çini mürekkebiyle ve en güzel yazimla

yazmami istedi.



3 bin karttan 2 bin tanesini kendisinden makamca alt'takilere su

sekilde yazacaktim: "Bayramini kutlar, gözlerinden öperim".



1.000 tanesi de üst makamdakilere olacakti ve onlarda da su ifade yer alacakti:

"Sizin ve esinizin bayramini saygiyla kutlarken, sihhatli ve basarili

günler niyaz ederim."



Sabaha kadar 3 bin kart, düsünebiliyor musunuz?!?..



Çaresiz kollari sivadim:



"Bayramini kutlar, gözlerinden öperim",



"Bayramini kutlar, gözlerinden öperim",



"Bayramini kutlar, gözlerinden öperim"...



1, 5, 10, 18, 28, 58, 108, 188, 558.. Yaziyorum, yaziyorum bitmiyor!..



Nasil sikinti basti!... 738, 918..



2,5 paket Samsun'u bu arada bitirmisim. Öyle iskence çekiyorum ki,

ekmek parasi olmasa birakip kaçacagim. Sira 2000. karta geldiginde

safak söküyordu. Ben de bitmisim ama önümde hala yiginla kart duruyor!



1.000 tane de üst makamlara yazilmasi gerekenler var.



4. paket sigarayla birlikte: "Sizin ve esinizin bayramini saygiyla

kutlarken, sihhatli ve basarili günler niyaz ederim" e basladim..



Boyuna yaziyorum, göz kapaklarim iyice agirlasti, takoz koysam gene de

kapanacak.



209, 529, 689.. Yaz babam yaz.. Ama artik kalemi parmaklarimin

arasinda tutamaz oldum. Ben kaleme degil, kalem bana hakim:



"Sizin ve esinizin bayramini saygiyla kutlarken, sihhatli ve basarili

günler niyaz ederim."



"Sizin ve esinizin bayramini saygiyla kutlarken, sihhatli ve basarili

günler niyaz ederim."



"Niyaz ederim basarili günler sizinle esinizin bayramini kutlarken.."



"Kutlarken esinizin bayramini saygiyla sihhatli günler diler Niyazi

ile beraber ederim.."



"Niyazi ile birlikte sizin ve esinizin bayramini kutlarken ayrica

sihhatle ederim.."



"Önce bayraminizi eder, sonra esinizle Niyazi'ye basarili günler dilerim.."



"Sizin de esinizin de Niyazi'nin de bayramini saygiyla eder, sihhat dilerim.."



"Sihhatli esinizin bayramini saygiyla kutlarken, Niyazi'ye basarilar

diler ayni zamanda ederim.."



"Bayraminiza etmeden önce esinizi saygiyla kutlar Niyazi'nin

gözlerinden öperim.."



"Sizin de, esinizin de, Niyazi'nin de, bayramini da, tatilini de,

gelmisini de, geçmisini de.. saygiyla ederim.."



Sabah tam mesai saatinde, gözlerim kan çanagi bir halde kartlari yetistirdim..



Genel müdür bir-ikisine söyle bir bakti: "Aferin" dedi.

"Güzel yazmissin. Hemen postalayin!" HEMEN POSTALADIK!..



3 gün sonra da önce bizim genel müdürü, sonra da bendenizi postaladilar

Luthien28 (iremsalar)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
15 Mart 2006 Çarşamba 14:36:08
Müsteriye neyi nasil anlattiginiz çok önemli.
>> > >>
>> > >>Askerler içtimadadir.
>> > >>-"Ben size sigorta satmaya geldim. Sigorta olmayanlar savasa
>> >
>> > >>gittiginde beynine bir kursun yerse, ailesi hiç para alamaz;
>>sigortali
>> >
>> > >>olanlarin ailesine ise, devlet yüklü bir para öder. simdi
>>kimler
>> >
>> > >>sigorta yaptirmak istiyor?"
>> > >>
>> > >>Kimseden ses çikmaz. iki kez daha anlatir ama yine ses çikmaz.
>> > >>
>> > >>Sigortaci gitmek üzereyken kidemli bir Basçavus gelir ve:
>> > >>
>> > >>-"Bir de ben anlatayim, ben bunlarin dilini konusurum" der ve
>> >
>> > >>askerlere
>> > >>seslenir:
>> > >>-"Beyler, simdi sigorta olup da beynine kursun yiyenlere
>>devletin ne
>> >
>> > >>kadar para ödeyecegini duydunuz mu?"
>> > >>-Duyduk" der herkes.
>> > >>-"simdi siz hesap edin. Bundan sonra ilk çikacak savasta
>>devlet,
>> >
>> > >>savasa sigorta olanlari mi, sigortasiz olanlari mi sürer?"
>> > >>
>> > >>Cem BOYNER
>> > >>Perakende Günleri 2001
>>
>>




Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
15 Mart 2006 Çarşamba 15:38:50
Kafese bes maymunu koyarlar, ortaya da bir merdiven ve tepesine de iple
muzlari asarlar. Her bir maymun merdivenleri cikarak muzlara ulasmak
istediginde disaridan uzerine soguk su sikarlar. Her bir maymun ayni
denemeye giristiginde cok soguk suyla islatilir, butun maymunlar bu
denemeler sonunda sirilsiklam islanirlar, bir sure sonra muzlara
hareketlenen maymunlar digerleri tarafindan engellenmeye baslanir.

Suyu kapatip maymunlardan biri disari alinip yerine yeni bir maymun
koyulur,
ilk yaptigi is muzlara ulasmak icin merdivene tirmanmak olur fakat
diger
dort maymun buna izin vermez ve yeni maymunu doverler.

Daha sonra islanmis maymunlardan biri daha yeni bir maymunla
degistirilir ve
merdivene ilk yaptigi atakta dayak yer, bu ikinci yeni maymunu en
siddetli
ve istekli doven ilk yeni maymundur. islak maymunlardan ucuncusu de
degistirilir.

En yeni gelen maymun da ilk ataginda cezalandirilir, diger dort
maymundan
yeni gelen ikisinin en yeni gelen maymunu niye dovdukleri konusunda hic
bir
fikirleri yoktur.

Son olarak en bastaki islanan maymunlarin dorduncusu vebesincisi de
yenileriyle degistirilir. tepelerinde bir salkim muz asili oldugu halde
artik hicbiri merdivene yaklasmamaktadir.

Neden mi?
Cunku burada isler boyle gelmis ve boyle gitmelidir. Iste bu nokta
sirket
politikalarinin basladigi yerdir.

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
16 Mart 2006 Perşembe 18:08:49
Bir Sarışın birde Esmer bayan köşeyi kolay dönmek için banka soymaya karar
vermişler. Esmer bütün gece oturup plan yapmış. Sabah masanın üzerine
kağıtları sermiş, soygunu tüm ayrıntıları ile sarışına anlatmış:
- "İyi anladın değil mi ?" diye de sormuş. "Burası küçük bir semt bankası,
bir tek güvenlik görevlisi var. İşi üç dakikada bitirirsin, ben seni arabada
bekleyeceğim." Binmişler arabaya, gitmişler bankaya. Esmer motoru çalışır
tutarak direksiyonda beklerken, sarışın bankaya girmiş. 5 dk. geçmiş. 10 dk.
geçmis. 15 dk. geçmiş. Esmer korkmaya baslamış. Tam gaza basıp kaçmaya karar
vermişken, bankanın kapısı büyük bir gümbürtüyle sonuna kadar açılmış. Önde
sarışın elinde bir ip. İpin ucuna kasa baglanmış, sürükleye sürükleye
arabaya koşmaya çalışıyor. Arkasından güvenlik görevlisi "DUR" diye
bağırarak ateş ediyor. Ama koşamıyor çünkü pantolonu ve iç çamaşırı
dizlerinden aşağıya inmiş. Sarışın arabaya atlamış. Esmer gaza basmış ve
öfkeyle seslenmiş:
- "Bir de bana planı tam anladığını söylemiştin !.. "
- "Anladim tabii..."
- "Ben sana GÜVENLİK GÖREVLİSİNİ BAĞLA, KASAYI BOŞALT demiştim

Luthien28 (iremsalar)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1235
16 Mart 2006 Perşembe 18:55:25
allahtan kumraldan kızıl oldumda sarışın olmamışım :=)

Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
17 Mart 2006 Cuma 08:36:40
Amerika'da 22 no'lu karayolunda, devriye görevi yapan bir otoyol
polisi arabasından yolu takip ederken, bir araba görmüş. Bu aracı
radarla incelemiş ve minimum 50 km. ile gidilmesi gereken yolda bu
aracın
tam 22 km./saatle gittiğini fark etmiş. Bu araba yolu tıkıyormuş. Ve
aracı
durdurup sürücüyü uyarmaya karar vermiş. Ve aracın peşinden gidip aracı
durdurmuş,birde ne görsün. Aracı kullanan çok yaşlı bir teyze. Ve
aracın
arkasındaki koltuklarda da çok korkmuş 3 tane yaşlı teyze daha var.


Polisi görünce yaşlı sürücü: Polis bey çok mu hızlı gidiyordum? Diye
endişe
ile sormuş.


Polis demiş ki; hanımefendi, hızlı değil, aksine çok yavaş
gidiyorsunuz Ve bütün otoyol trafiğini etkiliyor! Radardan gördüğüm
kadarıyla 22 km.hızla gidiyorsunuz.


Yaşlı teyze: Ama, otoyolun girişinde 22 yazıyordu ve bende bu hıza
uymak
istedim!



Polis: Teyzeciğim demiş, o 22 otoyolun numarası. Bu yolda
min.50 km hızla gitmelisiniz. Kadın tamam, bundan sonra hızlanacağım
demiş.


Polis tam kendi arabasına giderken, gözü yine arkada oturan, hiç
konuşmayan ve çok korkmuş 3 yaşlı teyzeye kaymış. Ve sormaya karar
vermiş
sürücüye.


Teyzeciğim bir şey sorabilir miyim? Bu arkada oturan kişilerin nesi
var? Çok
korkmuş gözüküyorlar, sanki dillerini yutmuşlar gibi!


Kadın şöyle cevap vermiş: valla bende anlamadım, 250 no'lu karayolundan
çıktıktan beri böyleler.


Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
17 Mart 2006 Cuma 13:05:59
Bir sanayi şirketinin genel müdürü klasik müzik düşkünüymüş. Günlerden bir
gün, şehre ünlü bir orkestra gelmiş. Vereceği konserin en önemli parçası
da
Schubert'ın ünlü 'Bitmeyen Senfonisiymiş'. Genel müdüre, konser için bir
davetiye gelmiş. İşi nedeniyle gidemiyeceğinden de bunu şirketin
'verimlilik' uzmanına vermiş. 'Git ve bana izlenimlerini aktar' demiş.
Ertesi gün uzmandan bir değerlendirme raporu gelmiş.

Sayın Genel Müdürüm diye başlıyormuş. 'Dört Obuacı konserin önemli bir
süresinde boş oturdular. Bunların sayısını azaltırsak konsere daha çok
katkıda bulunurlar. Orkestrada on iki kemancı var. Bunların hepsi aynı
anda
hareket ediyorlar, aynı notaları seslendiriyorlar. Bence yanlış. Personel
tasarrufu yapılmalıdır. Onaltılık notalara ağırlık verilmiş. Büyük ziyan.
Seyirciler sekizlik ve onaltılık notalar arasındaki farkı anlamaz. Bu
nedenle onaltılık notalarla eser çalarak yüksek ücret alan elemanlar
yerine
sekizlik notaları çaldırıp, düşük ücretle çalışan stajyerler
kullanılmalıdır. Yaylı sazlarla işlenen pasajlar, nefesli sazlarla aynen
tekrarlanıyor. Bu durum gereksiz tekrar yaratıyor. Bu durum önlendiğinde
iki

saatlik konser yarı yarıya iner. Eğer Schubert bu önlemleri alsaydı
'bitmemiş senfoni' biterdi. Arzederim efendim.'


Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
18 Mart 2006 Cumartesi 11:53:55
Adamın biri Afrika'da safariye
çıkarken yanına minik köpeğini de almış. Minik köpek bir gün ormanda
dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark
etmiş.
Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karsıdan bir leopar geliyor
ve
belli ki günlük yiyeceğini arıyor:

- Şimdi başım dertte, diye düşünmüş minik köpek.
Etrafına bakmış yerde kemik parçalarını görmüş. Hemen arkasını
leoparın geldiği yere dönerek kemikleri kemirmeye başlamış, bu arada da
arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş. Leopar tam saldıracakken
minik köpek kendi kendine
konuşmuş:

- Ne kadar lezzetli bir leoparmış. Acaba etrafta
bundan bir tane daha var mı? Bunu duyan leopar bir anda donmuş kalmış
ve en
yakındaki ağaca tırmanarak dalların arasına
saklanmış.

- Tam zamanında kurtardım yoksa bu köpeğe
yem olacaktım, diye düşünmüş leopar. Bütün bunlar olup biterken bir
başka ağacın üstündeki bir maymun olanları izliyormuş. Bildiklerini
kullanarak bundan sonra leopardan kurtulabileceğini düşünmüş. Leoparın
yanına giderek neler olduğunu anlatmış. Leopar köpeğin yaptıklarına çok
sinirlenmiş ve maymuna:

- Atla sırtıma, gidip sunu yakalayalım,
demiş. Ancak minik köpek neler olduğunu ve leoparın sırtında maymunla
birlikte süratle kendisine yaklaştığını fark
etmiş.

- Şimdi ne yapacağım, diye düşünürken kaçmaya
teşebbüs etmemiş. Bunun yerine arkasını leoparın geldiği yöne dönerek,
kemikleri kemirmeye devam etmiş. Tam leopar saldıracakken yine kendi
kendine
konuşmuş:

- Bu aptal maymun da nerede kaldı? Yarım saat önce
bir leopar daha getirsin diye gönderdim hala haber
yok!


Diplomasi böyle bir şey işte...
Yapabiliyorsan; hızlı düşün, sakin ol, güçlü görün, düşmanını kendi
silahı
ile yen...


Bulut (betamix)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1344
25 Mart 2006 Cumartesi 10:20:39
Bir Karadenizli "Life Tv Show" adlı yarışma programına katılır.

Ödül: 500 bin YTL


Sunucu sorularını sormaya başlar...


1)Tarihteki 100 yıl savaşları ne kadar sürmüştür ?

A) 116 Yıl
B) 99 Yıl
C) 100 Yıl
D) 150 Yıl

(Karadenizli bu soruda pas geçme hakkını kullanır.)

****

2. Panama şapkası hangi ülkede keşfedilmiştir ?

A) Brezilya
B) Şili
C) Panama
D) Ekvador

(Karadenizli seyircilerin yardımını istemiştir.)

****

3. Rusların bayramı olan Ekim direnişi hangi aydadır ?

A) Ocak
B) Eylül
C) Ekim
D) Kasım

(Karadenizli telefon hakkını kullanıyor ve başka bir karadenizliyi arıyor.)

****

4. Kral George IV doğru adı nedir ?

A) Albert
B) George
C) Manuell
D) Jonas

(Karadenizli, iki yanlış şıkkı götürme hakkını kullanıyor.)

****

5. Kanarya adalarının ismi hangi hayvandan gelmiştir ?

A) Kanarya
B) Kanguru
C) Fare
D) Fokbalığı

(Karadenizli oyundan çekiliyor.)

****



Okurken güldüyseniz doğru cevaplara da bir göz atın..


1) 100 Yıl savaşları 116 yıl sürmüştür (1337 ile 1453 arası)

2) Panama şapkası Ekvador'da keşfedilmiştir.

3) Rus Bayramı "Ekim Direnişi" 7 Kasım'da kutlanır.

4) Kral IV. George' un asıl adı Albert'tir. Kral 1936 yılında ismini değiştirmiştir.

5) Kanarya adalarının Latince adı "Fokların" adasıdır ve bu isim fokbalığından gelmiştir.

Ne oldu.. ?

Bir an kendinizi bir Karadenizliden zeki mi sanmıştınız