|
20 Şubat 2009 Cuma
12:33:05
|
|
|
Sevgi paylaşmak istemektir. Paylaşabilmek için paylaşmayı istemek gerekir. Seven insan paylaşmayı ister. Sevdiğiniz insanla örneğin sinemaya gitmek istersiniz. Ya da bir çay bahçesinde çay içmek istersiniz. Yani sevdiğinizle (sevgilinizle) bunları yaparken sizin onu sevdiğiniz için, onunla beraber olmak istediğiniz için bu eylemleri yaptığınıza göre normalde aynı şeyleri ondan beklemeniz de en doğal hakkınızdır. Zaten sevgi yoksa arkadaşınız bunları yapsa bile isteyerek yapmayacaktır ki bu da gerçek sevgi ve beraberindeki paylaşım değildir. (Burada iki kişinin birbirine beslediği sevginin ölçüsünü konu dışına bırakıyorum, bu ayrı bir yazı konusu.)
Sevme ve sevilme bir insan ihtiyacıdır. Sevilme ihtiyacı da sevgiyle beraber gelir. Birbirinden bağımsız değildir bunlar. Genel anlamda “seversen, sevilirsin” ama yaşamda her zaman bu böyle değildir. Bir insanın sevilmediği halde sevmeye devam edebilmesi çok zordur. Edebilenler yaşamı arabesk olarak görmek isteyen, ya da trajedi içerisinde yaşamayı yaşam tarzı olarak seçen tiplerdir. İnanın onların aşkı karşılık bulsa ya kalp krizinden giderler ya da sırf karşılık bulduğu için aşkları o anda biter. 
Sevgi dayanışmadır. Sevgi ve paylaşım ayrıca iki insanın birbiriyle dayanışmasıdır. Tek yanlı dayanışma olmaz. Tek yanlı severek birine maddi-manevi destek veremezsiniz. Tek yanlı olarak uzun süre gidemez, bir yerde tükenirsiniz. Her insanın severek destek verdiği gibi, sevilerek destek görme ihtiyacı vardır. Sevgi güvenmektir. Birisini severseniz ona güven verirsiniz, onu her türlü dış tehlikeden korumaya çalışırsınız. Ona güven verip onu korumak istediğiniz gibi, siz de ona güvenmek, her türlü zorlukta onun yanınızda olacağından emin olmak istersiniz. Bu da normaldir ve seven bir insanın en doğal beklentisidir.
Sevgi emektir, üretmektir. Sevdiğiniz için yeteneğiniz varsa şiir ya da yazılar yazarsınız. Bunu yapmasanız, ya da yapamazsanız en azından örneğin evde yemek ya da çay, kahve yaparsınız. Ya da bir küçük hediye alırsınız. Ya da mektup, kart yazar gönderirsiniz. Yani sonuçta emek harcarsınız, özellikle onun için bir şeyler yaparsınız. Bunları uzun süre tek taraflı yapamayacağınız gibi, siz emek harcadığınız da sevdiğinizin de emek harcadığını görmek istersiniz. Boşuna “sevgi emektir” diye söylenmemiştir. Sevgi emektir ama karşılıklı emektir. Karşılıklı emek harcandığında sevgi serpilir, güzelleşir. (Ne yazık ki günümüzde emek harcamadan ya da az emekle çok sevilmek isteyen, karşıdakinin daha çok emek sarfetmesini isteyen insanlar çoktur. Bu da onların suçu değil, sistem-çevre bu insanları böylesine bencil olarak şekillendiriyor.)
Sevgi duyguların da paylaşımıdır. O sevindiğinde siz de sevinir, o üzüldüğünde siz de üzülürsünüz. Sizin duygularınızı paylaşamayan, paylaşmak istemeyen birinin duygularını da paylaşamazsınız. Bu durumda sevgi, aşk yoktur. Bu durumda tek taraflı olarak “seviyorum, aşığım” demek de bir tuhaflıktır. Bu gerçek yaşamla, gerçek aşk ve sevgiyle çelişir. Sözün kısası; özel sevginin temelinde sevdiğini görmek istemek, yanında olmak istemek ve onunla yaşamı paylaşmak isteği yatar. Bu istek bir insanda yoksa onun “sevgisi”de yoktur ya da zayıftır. Ve o insanı deli gibi sevseniz de, bu tek taraflıdır ve pratikte yok olmaya mahkumdur. Bu yüzden seven insanın sevilmeyi beklemek hakkıdır. Siz sevdiğiniz halde o sizi sevmiyor mu? O halde yanlış insanı seviyorsunuz. Emek dünyadaki en değerli şeydir ve sizi sevmeyen bir insanı sevmekle emeğinize yazık ediyorsunuz. Emeğin değerini bilen, sevgiyi hisseden insanlar az da olsa hâla var çevremizde. Umutlu kalalım. 
sevgi başa konması için beklenen bir “devlet kuşu” değil sevgi karşılıklı / sevgi etkileşim / sevgi his sevgi dayanışma / sevgi paylaşım / sevgi yüreğimiz sevgi "ben" değil "biz" el ele verince insan yapar bizi sevgimiz...
|
|