Spor > Futbol > Beşiktaşlılar > Mesaj Panosu > ATATÜRK ve BEŞİKTAŞ

ATATÜRK ve BEŞİKTAŞ


GönderenMesaj

Emre (ts741202545)
Bu kişi şu an çevrim dışı.
1251
17 Mart 2008 Pazartesi 10:50:06
Altıyüz küsür yıl, üç kıtada hüküm süren “Osmanlı İmparatorluğu”nun çöküşü ile, tüm emperyalist Avrupa Devletleri’nin üstümüze çullandığı ve topraklarımızı paylaşmaya başladıkları bir dönemde, hızır gibi ortaya çıkarak, harp dehası, cansızı dirilten moral kaynağı, kişiliği ve politik stratejisiyle halkını yönlendiren, onları yeniden istiklaline kavuşturan Mustafa Kemal Atatürk, bu mucizenin ardından “Demokratik Türkiye Cumhuriyeti”ni kurmuş, ayrıca her alandaki inkılaplarıyla ülkesine modern bir görünüm sağlamıştır...
Ulu Önder Atatürk, o karanlık dönemde bu olmazı gerçekleştirirken, Beşiktaş Kulübü de kendisine destek sağlamıştır.

İstiklal mücadelesinde öncelikle görevlendirdiği sporcular ise, Beşiktaş Kulübü’nün gözü pek, fedakar bireylerinden oluşmuştur daima... FUAT BALKAN ile MEHMET ALİ FETGERİ, Batı Trakya’da oluşturdukları “Milis Kuvvetleri”yle ,Yunanlılar’a karşı çete harbi yaparlarken, AHMET FETGERİ, DANİŞ KARABELEN, HÜSEYİN BEREKET, CAMİ BAYKURT ve SIRIKÇI İZZET gibi Siyah-Beyaz kökenli yüzlerce sporcu da, Anadolu’ya İstanbul’dan yapılan gizli silah sevkıyatında “lokomotif” görevler üstlenmişlerdi... Büyük özverilerle sürdürülen bu faaliyetler, Atatürk ve iki yakın silah arkadaşı Fevzi Çakmak ile İsmet İnönü’nün bilgileri doğrultusunda sürdürülüyordu...

Beşiktaş’ın sadece ilk Futbol Takımı’ndan 8’inin Çanakkale ve Kafkasya Cepheleri’nde şehit düşmesi, Hokeyci Refik’in Sakarya Savaşı’nda bir top mermisiyle gövdesinin yarısını kaybetmesi, Mustafa Kemal Paşa’nın sevgisini pekiştiren yüzlerce olaydan sadece bir iki örnektir...

İşte bu nedenledir ki, Beşiktaş Kulübü, Ulu Önder Atatürk’ün öncelikle sevgi ve ilgi duyduğu, kader birliği ettiği ilk spor cemiyeti olma onuru taşımaktadır ülkemizde....

ATATÜRK ile BEŞİKTAŞ’ın birlikteliği, 1915 yılında başlar. 1915 ile 1920 yılları arasında, Akaretler Spor Caddesi’nde Beşiktaş Jimnastik Kulübü’ne komşu olan Mustafa Kemal Atatürk, görevleri icabı sık sık İstanbul dışına çıktığı günlerde, birlikte oturduğu annesi ile kız kardeşini Siyah-Beyazlı sporcu ve idarecilere emanet eder, gözü arkada kalmazdı... Taraflar arasında asker kökenli olmanın getirdiği saygı ve sevgi ile pekişen bağlılık, Ulu Önder’in kurtuluşu sağlayacak ilk gizli teşkilatlanmayı, Beşiktaşlı sporculara verdiği çok önemli görevlerle başlattığı belgelerle sabittir.

Bir Kısım Azınlıkların Teşvikiyle, Yunanlı Subaylar Beşiktaş Kulübü Lokalini Yağma Etmişlerdi...

1918 yılında “Birinci Cihan Harbi” sona ermiş ve Mondoros Mütarekesi’nin tabii sonucu olarak 13 Kasım 1918 günü Müttefikler, İstanbul’u işgal etmişlerdi... O günlerde Beşiktaş Jimnastik Kulübü, Akaretler’deki lokali elinden alındığı için, Beşiktaş çarşısı içindeki bir kilise binasında ikamet etmek mecburiyetinde kalmıştı. Siyah-Beyazlılar, burada çok acı bir felakete uğradılar ve 1903 ile 1918 yılları arasında elde ettikleri tüm şild, kupa, madalya, flama gibi şampiyonluk göstergelerini, çok önemli belgelerle, fotoğraflarını kaybettiler... Ata’nın Beşiktaş Kulübü’ne yaptığı ziyaretleri ve 56 sahasında gerçekleştirdiği sohbetleri gösteren (Fuat Balkan tarafından çekilmiş) fotoğraflar da maalesef bu yağma sırasında telef oldular...

Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Atatürk’ün Beşiktaş ile ilgisi, “Yıldırım Orduları Kumandanlığı” görevine başlamadan önce ve 1915’te “Çanakkale Müdafii” olarak adını dünya tarihine yazdırdığı günlerde başlamıştır...

Bunu kanıtlayan belgelerden biri olarak, Akaretler yokuşu üzerinde oturduğu 76 no’lu binanın dış kapısı yanındaki “MERMER KİTABE” de şu satırlar yer almaktadır :
“ATATÜRK, BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA DÜŞMANA KARŞI İSTANBUL’U KORUYUP KURTARAN, ÇANAKKALE MÜDAFİİ, ANAFARTALAR KOMUTANI, MİRİLİVA MUSTAFA KEMAL PAŞA İKEN, BU EVDE KİRACI OLARAK KALMIŞTIR...”

“Çanakkale Savaşı” 19 Şubat-1 Aralık 1915 tarihleri arasında cereyan ettiğine göre, ATATÜRK-BEŞİKTAŞ diyaloğunun 1915 yılında başladığı bu belge ile açık seçik ortadadır...

Uzun lafın kısası, bu belge de göstermektedir ki, Ulu Önder Atatürk’ün ilk göz ağrısı, başka bir deyişle gençlik ateşini yaktığı ilk spor kulübü, BEŞİKTAŞ’tır...

Beşiktaş kurucularından, eskrimci FUAT BALKAN, Mustafa Kemal Atatürk’ün yakınlık duyduğu asker sporculardan biriydi. Milli mücadele yıllarında, Makedonya ve Batı Trakya’daki kahramanlıklarından sonra, emrindeki “ÜÇ MİLİS TABURU”nu, 17 Eylül 1917 günü Drama’dan hareketle Türkiye’ye getiren FUAT BALKAN’ı, “Umumi karargah”, paha biçilemez bir hediye şeklinde “Türk Ordusu”na kavuşturduğundan kendisini, nasıl tebrik edeceğini bilememişti.

Beşiktaşlı Fuat Balkan, sporcu kişiliğinin yanı sıra, gerçekten de yakın tarihimizin bir numaralı komitacısıydı... 1908 ile 1923 yılları arasında ve fasılasız olarak en önemli ayrıca gizli görevlerde bulunmuş, “İmparatorluk Dönemi”nde Makedonya’da komitacılık yapmış, daha sonra “Büyük Millet Meclisi” tarafından Yunanistan içlerine sokulmuştur... Fuat Balkan’ın buradaki görevi, Anadolu’ya geçmeye hazırlanan Yunan Kuvvetleri’ni bu ülkede karışıklık çıkararak alıkoymaktı... Bunun için kendisine hudutsuz yetkiler verilmişti... Lozan Antlaşması ile Türkiye istiklaline ve sükuna kavuşunca, Atatürk’ün de rızasıyla Mareşal Fevzi Çakmak, Fuat Balkan’a bir takdirname göndermiş ve “sonsuz hizmetleri”nden dolayı kendisine ayrıca mahiyetindeki komitacılara teşekkür etmiştir... FUAT BALKAN’ın yaşamı boyunca aldığı takdirnamelerin sayısı hayli kabarıktır...

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, Yıldırım Orduları Grup Kumandanlığı görevine başlamadan önce, 1916 yılının ilk günlerinde, Akaretler’deki evinin arka kapısından, Beşiktaş Jimnastik Kulüb&