Gönderen | Mesaj |
|
Mustafa (jeomuhendis)
1239
|
|
10 Ocak 2007 Çarşamba
03:12:37
|
|
|
Hece Ölçüsü
Kafiye:En az bir hece
AKKUŞ'TA KADINLARIMIZ
Öküzümüzle sürülür yamaç tarlamız
Toprağı böler ağaç karasabanımız
Çiftçileri güldür taşımız toprağımız
Eteğinden tohum saçar kadınlarımız
Dizimiz boyunca ot biter otlağımız
Akşamleyin dolu gelir sarıkızımız
Taptaze misler gibi kokar kaymağımız
Ninnilerle sütü sağar kadınlarımız
Süt akar bembeyaz iri mısırlarımız
Eve heybeyle yığılır somaklarımız
Türkülerle çalışır hamarat halkımız
İmeciyle somak soyar kadınlarımız
Derelerde tertemiz akar sularımız
Gürgenin külüdür bizim deterjanımız
Ağaç dallarında kurur çamaşırımız
Tokmakla çamaşır yıkar kadınlarımız
Gürgenin yarması doludur ocağımız
Zincirlere bağlıdır kara kazanımız
Sımsıcak durur kara pancardan dolmamız
Komşusuna yemek yollar kadınlarımız
Darıyı biçer atar çelik orağımız
Koskocaman olur bizim bal kabağımız
Bölcelerle uzayıp gider mısırımız
Meelle tarlayı kazar kadınlarımız
Armutları dörde dilimler bıçağımız
Tokmak dövünce tekneye akar şıramız
Kan gibi olur armut özünden balımız
Pekmeze odunlar yakar kadınlarımız
Çoktur bizimde yetişkin delikanlımız
Nöbet ister Ay Yıldızımız,Vatanımız
Duayla sürülür yiğide koç kınamız
Askere ağıtla ağlar kadınlarımız
Harmanlara serilir buğday bağlarımız
Keser,döven altında çakmak taşlarımız
Dolup taşar samanlığımız ambaramız
Samanı rüzgara atar kadınlarımız
Karataştan gelir soğuk sularımız
Gözümüzden su içer karakayışımız
Her dertlere devadır biricik şifamız
Yayığa suyunu koyar kadınlarımız
Akkuş'ta tüter toprak sıvanmış bacamız
Tatlı muhabbetlerle yaşar her yuvamız
Gözleriyle öper karısını kocamız
Nasırlı kalbiyle okşar kadınlarımız
Gürbüz doğar bizim bütün çocuklarımız
Bebeğe yatak yapılır çam ağacımız
Ninniyle, periyle büyür yavrularımız
Gece boyu beşik sallar kadınlarımız
Kara taştan yapılır kara fırınımız
Gürgenin koruyla ısınır taşlarımız
Çamdan teknede mayalı hamurlarımız
Kürekte ekmeği yağlar kadınlarımız
Düğünde çalar davulumuz ve zurnamız
Okuntu yerine altın verir halkımız
Takıyla dolar gelinimiz damadımız
Çember olup zamah oynar kadınlarımız
Öbek öbek buğdayla dolar harmanımız
Taneleri toplar kara kargalarımız
Ölçekle ölçülür, dolgundur buğdayımız
Tahılı ambara basar kadınlarımız
Çok sert geçer bastırınca kara kışımız
Altı ay boyunca kapanır yollarımız
Hiç durmadan eser tipimiz fırtınamız
Yün çorap eldiven yapar kadınlarımız
Külde pişer mısır unundan külbastımız
Hep hazırdır bakraçta taze ayranımız
Ne tatlı olur ayranla mısır çorbamız
El değirmeniyle coşar kadınlarımız
Koyunumuz ve kuzumuz dolar yaylamız
Kavalından nağme döktürür çobanımız
Kurda korkulu rüyadır karabaşımız
Yünlerden ipliği sarar kadınlarımız
Desenlidir bizim upuzun kolanımız
Tavana asılıdır çamdan yayığımız
Davar iliğinden gelir tere yağımız
Ağır ağır ayran çarpar kadınlarımız
Gökkuşağı tonundadır bel kuşağımız
Rengarenkdir bizlere özgü kuşanmamız
Çiçekler gibi giyinir genç kızlarımız
İşlemeli yazma bağlar kadınlarımız
Hep okur yazar bizim oğlumuz kızımız
Çok öğretmenimiz doktorumuz hocamız
Atatürk'ün hedefine varmak davamız
Halk Eğitimine dolar kadınlarımız
YEŞİLTEPE 'yim bende, Akkuş toprağımız
Bu toprakla yoğurmuş anamız babamız
Şiir gibi Akkuş,şiirdir yaşamımız
Şiirime anlam katar kadınlarımız
Yazan:[email protected]
|
|
|
Mustafa (jeomuhendis)
1239
|
|
13 Ocak 2007 Cumartesi
23:21:09
|
|
|
teşekkür..erdem bey
|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|