|
Gönderen | Mesaj |
|
22 Şubat 2009 Pazar
23:52:10
|
|
|
GELİVERDİN HABERSİZ
Ne olurdu üç beş yıl önce haber verseydin.
Hiç değilse bir kere rüyama girseydin
Aşk meşk derken dünyadan bir türlü kopamadım.
Senden özür dilerim, hazırlık yapamadım.
Görüyorsun yanımda ne valiz var, ne bavul
Yaşım yetmiş olsa da gör ki fıkır fıkırım
Bu cümbüşlü alemi, ben nasıl bırakırım?
Hani bir söz vardır ya; “Yaş yetmiş, işi bitmiş”…
İnan ki bu bir yalan, bunu diyen halt etmiş
Ey Azrail ! Dur biraz, sana yalvarıyorum
Yasal haklarım için; bir avukat arıyorum…
Hayallerim, düşlerim, yarın kalan işlerim
Estetik yapılacak, daha burnum dişlerim
Elli yaşında ancak, voleyi vurabildim.
Hortumlar sayesinde holdingi kurabildim
Gerçi ucuza verdim şerefin kilosunu
Ama böyle kazandım, şu uçak filosunu
Ey Azrail ! ne olur bozulmasın pazarım
Sana şöyle yüklüce, bir çek bile yazarım
Şu masmavi havuzlu, sarayıma baksana
O daracık mezarda, yazık olmaz mı bana?
Ölmemi bekliyorlar inan ki seziyorum…
Arkamdan göstermelik iki damla gözyaşı
Birde şöyle büyükçe, yıldızlı mezar taşı
Tahmin ediyorum ki; mevlid de okuturlar.
Araya reklam konur, bir ilahi aryası
Mevlid bitince başlar, dedi-kodu furyası
Etlerim, kemiklerim, didik didik edilir
Ben az gelirsem eğer, köklerime gidilir.
E y A z r a i l
İnan ki hazırlığım yok daha, hele şu din konusu,
Çok karışık bir saha
Bazı büyük abiler, köşeleri tuttular.
İrtica diye diye, beni de korkuttular
İlahiyat adına; ekranda iki kaçık
Kimlerin kuklaları oldukça apaçık
Alim, zalim karıştı renkleri seçilmiyor.
Velisiz kaldı sokak; deliden geçilmiyor.
Bu cinnet kervanına, kocabaşlar dahiller.
Tuz bozulmuş, ne yapsın bizim gibi cahiller
Henüz daha gündemde, ne oruç var ne zekat
Ne Kur’an’la tanıştım, nede kıldım bir rekat
Gönül dersen, henüz genç daha haccım duruyor
Nerde bir taze görsem, kalbim küt küt vuruyor
Edemedim bir türlü, şu nefsimi terbiye
Ortalıkta ne görse tutturuyor verdiye
Ey Azrail ! Bilirim gelince beklemezsin
Tükenen vadelere, saniye eklemezsin
Bu satırlar boş geçen bir ömrün hikâyesi
İbret alanlar için son pişmanlığın sesi
Bilmem ki bir duvarda, bu mütevazı çaba;
Bir küçücük pencere açacak mı
A C A B A
|
|
|
23 Şubat 2009 Pazartesi
00:34:18
|
|
|
bibik seni görmek ne güzel umarım artık iyisindir iyi ol iyi bak kendine eline sağlık...
|
|
|
23 Şubat 2009 Pazartesi
01:36:42
|
|
|
inşallah iyi olur metin abim sanırım eskiler yine bir araya toplanmaya başladı sanırım ne dersin???
|
|
|
23 Şubat 2009 Pazartesi
17:12:04
|
|
|
evet ya artık hep birarada olsak ya laf yetiştiremiyorduk ne günlermiş o günler...
|
|
|
23 Şubat 2009 Pazartesi
23:13:04
|
|
|
tabii biri askere gitti ole o günleri kaybetti biri küstü gitti biri de kendisini küçük gördüğüm kanısında olduğu düşüncesi ile gelmiyo fazla biri bana küskün filan derken ole gidiyo benle daha sorunu olan varmı???Ya artık buraya toplanırsınız yada artık bilemem...
|
|
|
24 Şubat 2009 Salı
17:52:58
|
|
|
giden gitmiştir ne yapalım kalan sağlar bizimdir hem biz gideni değil giden bizi kaybetmiştir.vayyy be ne söz oldu öyle değildi ama idare ediverin artık...
|
|
|
24 Şubat 2009 Salı
21:30:52
|
|
|
valla bilemem artık en azından açık seçik net bi şekilde hatalrımı yüüzme vuracak babayiğiti pek göremedim...
|
|
|
7 Mart 2009 Cumartesi
03:39:50
|
|
|
“AŞK, ÜŞÜYEN BİR BULUTUN ÇOCUĞUDUR ANILARA MEVSİMSİZ YAĞSA DA OLUR" Portakal bahçesi kokan şairim Hüseyin Cahit, yıllar sonra nihayet ilk kitabı olan "Mine``l Şiir" adlı nefis bir Türkçe``yle yazılmış şiir kitabını yayınladı da biz şiirseverlerin başını acayip döndürdü!.. Evet, dedim ya, Türkçe``nin çubuğunu keyifle tüttüren, sevdiği şairlerine kadeh kal- dırıp, yıllarca Akdeniz Kitabevi``nin kapısını Antalya``nın kitap okurlarına açık tutan, binbir hevesle hiç yorulmadan şiir seçkileri, dergiler, antolojiler, kitaplar yayınlayan bu hiç büyümeye niyeti olmayan kalbi harlı çocuk adam, arkadaşlığın ülkesine kadar şair!..
" İlk evler yitik hevesler koleksiyonu, hoş sedalar, en çok neyi tükettikse, en çok kimi aradıksa - dar çağlarda döndü zar - sırça çocukluğumuzun çarşılarda / sınavlarda kırıldı kolu kanadı - evimize gidelim. "
Hüseyin Cahit``in kitabını okuduğum zaman, şiirlerinde hiçbir dile çevril- meyecek bir kardeşlik duygusunun kaybolmayan iyiliğini hissettim, her baharda ruhunu sokaklara çıkaran solgun bakışlı bir ablanın mahcup kalbini gördüm, rüyanın parkında uçurtmalarını uçuran, bisikletleriyle saflığın içinden geçen, her biri üryan ve ceylan çocukların saçlarını ok- şadım, annelerin Akdeniz``e benzeyen ılık yüzlerine dokundum, kalen- derlerin ve tiryakilerin çakırkeyif akşamlarını paylaştım, şelale tadında billur gibi akan kiraz kadınların bulutlarına sarıldım, kısacası bu şiir kitabını okuduğum zaman, yırtılan göğsümüzden yaz damlıyordu da aşkın minesi solmuyordu!..
" Minesiz gecelerde engine açılırsan Üşürsün alevli anıları ıslatma."
Evet, ``Ölü Ozanlar Derneği``ne kaydımı yaptırdım, ara sıra onların sofra- sından sebepleniyor, türkülerle, şarkılarla demlenerek, gazellerden ve nefeslerden geçerek, kantoların sihirli ışıltısında sabahlara kadar kanat çırpıp dans ediyorum... Hüseyin Cahit``in şiirleri göğün kamaşması değil de nedir?.. Onun Mine``si hâlâ beyaz, üstelik evlerin ve çocukların kokusunu hiç incitmiyor, o ``Mine`` ki ruhundaki güneşiyle, yalnızlığımızın uykusuz komşusudur, iyi ki evlerimizde bir melek yaşar ve iyi ki evlerimiz- de ki bazı kuş kadınlar, kalpleri hiç üşümesinler diye çocuk kalmış şairleri bir anne tadıyla sıcacık korurlar!..
" Dikkat evde biri var! İncecik bir nilüfer Kuğusunu gezdirir boynunda kaç akşamdır."
Şair Hüseyin Cahit``in "Mine``l Şiir" kitabındaki gece yarısı sessizliğinin balkon sefaları düşlerimizi şenlendirir, güllerin falına bakılır burada, Seyyan Hanım, Peruz Hanım, Tamburi Cemil Bey, Dede Efendi,Sacide Hanım, Celal Bey, Selim Bey, Edip Bey, Cemal Bey, Behçet Bey ellerinde birer manolyayla ayevinin muhterem ve muhteşem konukları olarak yerlerini alırlar...
" Ninnisiz gecelere hâyâl / meyâl bir veda Bir Nirvana uykusu saçlarındaki ıtır."
Hayâlperver bir şairin, ışığın nefesini tutarak yazdığı bu şiirler için, elbette bilimsel bir yazı yazamayacaktım, zaten beceremezdim de fakat şairlerin kardeşliği aynı ırmaktan akıyordu ve bu küçük övgü yazısı, kalbi inceliklerden geçilmeyen vefa dolu bir yazı olmalıydı, iyi ki bende hep böyle oluyor hem sürekli kaybederek yaşayan birisinin bir şair daha kazanması çok görülmemeliydi...
" Goncanın sıkıntısı iki katmer gül eder Şiiri berk yaprağından tutup aşılamıştır."
Hadi biz yine şiirlerimize geri dönelim, şiirlerimizden yağmur yapalım, bak karşıdan kanatları kırık bir kadın rüya gibi geçiyor, bütün evreni kadehlerimize dolduralım ve hiç uslanmayan bir aşkın dumanıyla, sade bir törenle, içimizdeki şaşkın kelebeğin gönlünü incitmeden, özenle bahçeye dağılalım!..
Şiir daha da derinlerdedir, öyleyse şiirin şerefine diyelim!.. " Son kibritte masmavi yanar yüzünün sesi - sevda : şair minesi - Türkçe kokteylin tadı damakta gezinir."
Engin TURGUT Kasım 1999 Cumhuriyet Kitap Eki
|
|
|
8 Mart 2009 Pazar
20:44:56
|
|
|
|
|
|
8 Mart 2009 Pazar
21:22:05
|
|
|
Yasmin ve Sibel elinize yüreğinize sağlık...
|
|
|
9 Mart 2009 Pazartesi
01:14:02
|
|
|
evet ya elinize sağlık çok güzel olmuş valla...
|
|
|
9 Mart 2009 Pazartesi
01:17:34
|
|
|
tişkürler metin bey...  
|
|
|
9 Mart 2009 Pazartesi
13:23:19
|
|
|
herkesin öyle bir minesi olması hem seven hem sevilen tarafından çok güzel bir olaydır bence...
|
|
|
9 Mart 2009 Pazartesi
22:28:30
|
|
|
olabilir...  
|
|
|
10 Mart 2009 Salı
00:26:50
|
|
|
benim bir minem var yiyenim çok tatlı ve ben onu seviyorum...
|
|
|
10 Mart 2009 Salı
23:06:46
|
|
|
bende yok Arkdaşın oğlu var ufacık başımın etini yiyor en son galatasarylı yaptığımdan beri...  
|
|
|
11 Mart 2009 Çarşamba
00:47:08
|
|
|
yani o çocuğunda istiknaliyle oynadın ve galatasarylı yaptın çocuğu hiçmi düşünmedin her fener maçından sonra bu çocuğun hali ne olacak psikolojisi ne olacak senin gibi bunalım takılacak işte.bırak çocuk kendi çizgisini bulsun akıllı olsun hayata pozitif baksın fenerli olsun demi ama yani...
|
|
|
11 Mart 2009 Çarşamba
00:50:15
|
|
|
Artık umrumda değil arkdaşlar aramızda biri leri beni yabar ateş yapmayı başardı o kişi inşallah uygun bi mazeret soler solemez ise artık bilmiyorum...
|
|
|
11 Mart 2009 Çarşamba
01:01:41
|
|
|
ya ne alakası var ben ne yazıyorum sen ne çiziyorsun onur...
|
|
|
11 Mart 2009 Çarşamba
01:04:23
|
|
|
Anlayan anlar o kendisini bilir metin bey....
|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|
|