|
Gönderen | Mesaj |
|
19 Haziran 2005 Pazar
01:13:32
|
|
|
HIRS VE KIBIR
Ulu bir kavak agacinin yaninda bir kabak filizi boy göstermis. Bahar
ilerledikçe bitki kavak agacina sarilarak yükselmeye baslamis. Yagmurlarin
ve günesin etkisiyle müthis hizla büyümüs ve neredeyse kavak agaciyla ayni
boya gelmis.
Bir gün dayanamayip sormus kavaga: "Sen kaç ayda bu hale geldin agaç?"
"10 yilda" demis kavak
"10 yilda mi?" diye gülmüs ve çiçeklerini sallamis kabak "Ben neredeyse 2
ayda seninle ayni boya geldim bak!"
"Dogru" demis agaç "dogru"
Günler günleri kovalamis ve sonbaharin ilk rüzgarlari basladiginda kabak
önce üsümeye sonra yapraklarini düsürmeye, soguklar arttikça da asagiya
dogru inmeye baslamis.
Sormus endiseyle kavaga: "Neler oluyor bana agaç?"
"Ölüyorsun" demis kavak
"Niçin?"
"Benim on yilda geldigim yere sen iki ayda gelmeye çalistigin için"
|
|
|
20 Haziran 2005 Pazartesi
09:05:03
|
|
|
murat kardeş patlatmışsın bombaları......
EFSENE GERİ DÖNDÜ...
|
|
|
29 Haziran 2005 Çarşamba
22:13:01
|
|
|
Çok güzel...
Iki arkadas, sigara icerken Incil okunup okunmayacagi konusunda tartismaya baslamislar. Sonuc alamayinca Papaya sorup konuyu acıklığı kavuşturmak istemişler. Ikisi de Papanin yanina gidip sirayla sormuslar. Bir tanesi sigara içmek için izin almayi basarirken, digeri basaramamis.
Izin alamayanin sordugu soru:
"Papa Hazretleri, ben Incil okurken canim sigara icmek istiyor. Icebilir miyim?" Papanin cevabi:
"Oglum Incil okurken Tanri'yla ilgilenmen lazim. Tanri'yla ilgilenirken de dikkatin dagilmamasi lazim. O nedenle, Incil okurken sigara icilmez."
Izin alabilenin sordugu soru ise:
"Papa hazretleri, sigara icerken canim Incil okumak isterse okuyabilir miyim." Papanin cevabı ise:
"Oglum, her nerede ve ne kosulda olursan ol İncil okuma istegi duyarsan okuyabilirsin."
SORU SORMAYI BiLMEK LAZIM
|
|
|
29 Haziran 2005 Çarşamba
22:18:20
|
|
|
KIZLAR NE ZAMAN BIRAKILMALI ???
-Bazı şeyler artık bana yetmiyo (Bırak) •
-Annem seninle tanışmak istiyo (Bırak)
-Babam seninle tanışmak istiyor (Bırak)
-Kendimi asmak istiyorum (Bırak)
-Bu gün kendimi yorgun hissediyorum (Bırak)
-Uçur beni (Bırak) Hadi yiğidim aslanım kalem kaşlım (Hemennnnnn)
-Yaa bu ayki Tel faturamı sen ödesen (Düşünme bile)
-Pelin in erkek arkadaşının arabasını gördün mü (Neee bırak tabi)
-Bendemi o kıyafetten alsam (Koşarak uzaklaş)
-Sinemamı olmaz ya günümüzü sinema ile berbat etmiyelim ama sen bilirsin (Bırak bırak
bırakmakla kalma tokat at) •
-Evlenirsek ben ütü ve çamaşır olayına girmem (Bırak imkanın, varsa kafa at yere düşerse
tekme ile devam et)
-Ayyy bu kıyafet sana hiç yakışmamışşşşşş (Sus ve başka bir tarafa doğru ıslık çalarak
yürümeye başla)
-Diş etlerimde iltihaplanma çıktı öpüşmeyelim bir süre olurmu hayatım (Döner tekme at midesine)
-Cep telefonunu çaldırır kapatırsa (Polis karakoluna yönlendir, bırak)•
-Hayatım ben makyajımı yapıp aşagıya inicem diyip 2 saat gecikiyosa (Gözüne parmağını sok)
-Burnumu biraz kaldırsam mı (Kulağını ısır)
-Siz erkekler futboldan ne anlıyorsunuz (Koşarak omuz at)
-Özür dilerim geciktim (Sopa varsa etrafta sopa ile kovala yoksa taş bul gerisini bırak içindeki hayvan
bitirsin)
-Komik ayakkabılar giyiyorsa (Ben karışmıyorum bu kısma isteyen istediğini yapsın) •
-Eski erkek arkadaşımla bir yemek yesem ne olurki hem bana önemli bir sey söliyecekmiş çok merak
ettim (Son sözlerin mi mezartaşı için biraz uzun oldu da...)
-Başkalarının hikayelerini dinleyipte siz erkekler çok hayvansınız derse (Kafa göz dal ben suçu
üzerime alırım)
-Evlenince ben senin ayağına basıcam (Öyle bir tokat atki Allahı şaşsın)•
-Şu anda seninle konuşamam evde misafirler var (Dürbünlü tüfekle vur 250 metreden)
-Ay sıkıldım çıkalım bu filmden (Patlamış mısırların hepsini zorla yedir)•
-Sevgililer gününde sana ayı alırsa (Kafaderisi kemerinisüslesin veya postu şömineni)
-Ağzı açık yemek yediği zaman (Masayı fırlat sandalyeyi kır kafasında)•
-ALO KOCACIM NABER (!!!!evlenmeden hele aman amannnnnnnnn. bırak bırak hatta bırakma
kaç.....)
|
|
|
29 Haziran 2005 Çarşamba
22:36:34
|
|
|
MICROSOFT VE İŞSİZ TEMİZLİKÇİ
İşsizin biri, temizlik isleri icin Microsoft'a başvurur. İnsan
Kaynakları, bir ön görüşmenin ardından test (yeri temizlemek) yaparlar ve
"işe alındın, e-mail adresini ver, sana başvuru formunu göndereyim, aynı
zamanda, işe başlamak için geleceğin günü bildiririm" der.
Adam çaresiz, bilgisayarının, ve dolayısıyla e-mail adresinin
olmadığını söyler. İnsan Kaynaklarından, onun adına üzüldüklerini, fakat
e-mail'i yoksa, kendisinin de varolmadığını ve kendisi de
olmadığı için işe alınamayacağını söylerler.
Adam umutsuzca, ne yapacağını bilmeden, cebinde sadece 10$ ile çıkar.
Ve bir markete girerek 10 kiloluk bir kasa domates alır. Kapı kapı
dolaşarak, 2 saat içersinde sermayesini ikiye katlar. İşlemi birkaç kez
daha tekrar eder ve aksam eve döndüğünde 60$'i vardır.
Ve bu şekilde yaşayabileceğini anlar, her sabah erkenden evinden çıkar ve
aksam geç saatlere kadar çalışır, ve her gün parasını üçe, dörde katlar.
Az bir zaman sonra, bir el arabası alır, bunu bir kamyonla değiştirir ve
bir sure sonra artık, birçok araçtan oluşan bir nakliye şirketi sahibidir.
5 sene geçer, adamımız Birleşik Devletlerin en büyük gıda nakliye
şirketlerinden bir tanesinin sahibidir artık. Artık ailesini ve
geleceğini düşünmektedir, ve hayat sigortası yaptırmaya karar verir. Bir
sigorta şirketini arar, kendine uygun bir plan seçer ve konuşma biterken,
sigortacı, teklifi gönderebilmek icin adamın e-mail adresini ister. Adam
e-mail 'inin olmadığını söyler
"Şaşırtıcı, der sigortacı, e-mail'iniz yok ve bu hanedanlığı
kurabildiniz, düşünün, ya bir de e-mail adresiniz olsaydı."
Adam düşünür ve su cevabi verir: - Microsoft'ta temizlikçi olurdum!!
Bu hikayeden alınacak dersler :
1- İnternet, hayatinin tek çözümü değildir.
2- Eger Microsoft'ta temizlikçi olmak istiyorsan e-mail adresi edinin.
3- Eğer e-mail'in yoksa ve çok çalışıyorsan, zengin olabilirsin.
|
|
|
29 Haziran 2005 Çarşamba
23:11:11
|
|
|
can sıkıntısı grup mesajlarını toparlıyorum uykuda tutmuyor ek olarak birşeylerde eklemeye calışacağım... sizler sustunuz bu günlere nedendir ?? yokmu gruba katkıda bulunacan bir kaç nagme bu arada konu başlıklarını takip edersek neyi nerede bulacağımızı daha iyi takip edebiliriz ...
|
|
|
1 Temmuz 2005 Cuma
17:06:37
|
|
|
HIÇBIR SEY IÇIN GEÇ DEGIL*
Yasadigi sehirden, bulundugu ortamdan kisacasi
yasantisindan sikilan bir adam, cebindeki az miktar para ile yanina hiçbir sey almadan bulundugu
kenti terk edip daha önce hiç bilmedigi bir ülkeye
gitmis.
Oraya henüz alismaya çalisirken birden bir ses duymus.
Bir çigirtkan, avazi çiktigi kadar meydanda bagiriyormus:
- Tiyatro! Gelin! Kaçirmayin! Bu aksam Tiyatro!...
Adam hayatinda hiç tiyatroya gitmemis ve inanilmaz
derecede merak etmis.
Biletin nereden alindigini ögrenmis. Bilet fiyati
cebindeki tüm para kadar olmasina ragmen hiç tereddütsüz bileti almis. Baslamis merakla oyunu izlemeye.
Oyun bitmis, herkes dagilmis ve bizim merakli öylece
kalmis, izledigi muhtesem oyun karsisinda. O sirada temizlikçi
tarafindan salonu bosaltmak için ikaz almis. Adamsa:
- Bana müdürünüzün yerini söyler misiniz? Onunla bir
sey konusmam gerek... demis.
Seyrettigi oyunun etkisi ile müdür ile konusmus ve ne
olursa olsun, ne is olursa olsun buranin bir parçasi olmak için
çalismak istedigini belirtmis. Müdür çok sansli oldugunu, su siralarda bir temizlikçi aradigini fakat önce onu denemesi gerektigini ifade etmis ve denemek üzere aylardir el degmemis bir kütüphanenin temizligini uygun bulmus.
- Iste burayi temizle. Eger begenirsem seni ise alirim... demis ve gitmis. Tiyatro askinin verdigi sevk ile temizlik beklenenden
kisa sürede bitmis. Müdür odayi görmeden adamin samimiyetine
inanmamis. Onu digerleri gibi isi savsaklayan biri sanmis. Fakat
odanin temizligini görünce hayretler içinde kalmis.Aylardir içeriye girilmeyen oda gicir gicir oluvermis. Müdür bu çabuk ve becerikli adami ise almaya karar
vermis.
- Tamam seni ise aliyorum
- Fakat benim yatacak yerim yok.
- O zaman burada yatarsin ve ise daha erken baslarsin.
Istedigi olan tiyatro tutkunu, huzurlu bir sekilde
odayi terk ederken
müdür.
- Adin neydi senin buraya yazalim... demis.
Aldigi cevap ise;
- William! William Sheaksper!... olmus.
Bu hikaye hem insani dehsete düsürücü hem de ilham
verici. Sheaksper tiyatro yasantisina bu sekilde baslamis. Tam kirk (40) yasinda... tiyatroyu o yillarda tanimis ve büyük bir azimle o muhtesem oyunlari yazmis. Üstelik büyük bir fedakarlik göstermis meslegi için. Meslek
hayati boyunca sadece üç saat uyuyarak yasamini
sürdürmüs. Sabah erken kalkip oyun provasini yapiyor oyununu oynuyor ve aksam yeniden oyun
yaziyor... Bu böyle sürüp gitmis.
Anlasiliyor ki, hiçbir sey için geç degil. Insan eger
isterse imkansiz gibi görünen olaylari da gerçeklestirebilir.
Yeter ki yürekten istesin ve bunun için çaba sarf etsin.....
|
|
Mesaja cevap yazmak için gruba üye olmanız gerekmektedir.
|
|