|
Işık(düş sokağı (Işık)
1237
|
|
23 Eylül 2005 Cuma
21:19:57
|
|
|
Bir “izin” kavramı olmalı yaşamda da.
Ara verip nefes almaya, kanı pompalamaya; açıp bedenimin kapılarını, çıkabilmeliyim yolculuklara.
Bedene hapsolmuşluğun tüm kısıtlamalarından kurtulduğum iznim bitince de dönebilmeli, anlatabilmeliyim tüm gördüklerimi, izne çıkamamış dostlara.
Bir hapishanedir beden.
Suçlu ruhların, ölüm cezası olmayan bir dünyadan, cezalarını çekmeleri için bu dünyaya gönderilip, içine kilitlendiği; mahkümunun da, müdürünün de, gardiyanının da ta kendisi olduğu, hapishane içerisinde bir hapishanedir.
Çok zor ve kısıtlıdır bir bedenle yaşamak. Kanatları bile yoktur insan bedeninin. Yetersizliği hep engeldir ruhun coşkusuna. Bu bedenle ancak bu dünyada, o da milyonlarca sene içerisinde bu bir kaç milyon senecik zaman diliminde yaşayabilirsin. Elli - altmış santigratlık bir sıcaklık değişikliğine bile desteksiz dayanamaz naif bedenin.
Atmosfer basıncı da aynen şu anda yazıyı okuyabildiğin ortamda olduğu gibi olmalıdır. Gidip Venüs’e bu bedenle uzanamazsın yerlere. Değil Güneş’e, ancak Niğde’ye varabilirsin bu nedenle. Bırak gidebilmeyi, Güven Parkı’ndaki bankta otururken, aralıksız bakamazsın bile Güneş’in gözlerinin içine.
Nah aşabilirsin bu bedenle saniyede üç yüz bin kilometreyi. Asla varamazsın bu kaşla, bu gözle, dağlarına bahar gelmiş Samanyolu’na; takılır kalırsın ilahi radarlara, çıksan bile gökyüzü otoyollarına.
Belki UFO görebilir gözlerin ama hiçbir zaman bir UFO olamazsın başka bir dünyada bu bedenle. Taş çatlasa aya geçer sözün, o da bedenine dünya şartlarını sağlayan giysilerinle. Gezinemezsin okyanusun diplerinde, galaksinin derinliklerinde.
Bu gözlerle bu kadar tanırsın renkleri, bu kulaklarla bu kadar sanırsın evrendeki sesleri.
İyice çekilmez olur yaşlandıkça; aramaya devam eder doğduğundan beri olduğu gibi, tutmak için bir başka bedenin elini.
Yorulur, acıkır, uykusu gelir, hastalanıp yarı yolda bırakıverir seni; bir de onunla uğraşmak zorunda kalırsın aslında yapılacak ne güzel işler, gidilecek ne muhteşem diyarlar, tanınacak başka - bambaşka yaşamlar varken; düşük radyasyonlu bir ekrana bakarsın, Nebula seni beklerken. Dar gelir altın göğüs kafesin, içinde ruhun kanat çırparken.
Bir kondomdur beden, daracık yaşam aralığındaki sevişmelerde.
Çok zor iştir eften püften bedeninle insan olarak, insan kalarak, insan gibi yaşayabilmek; bir de o bedenin içerisindeki tek kişilik hücreye aşkı hapsedebilmek.
İzin istiyorum;
yıldızlar göz kırpar, tüm bir evren beni çağırırken,
hasretlik giderip gelmek, yeniden kilitlenip bedenime,
sürem doluncaya kadar yuvarlanıp gitmek,
diğer bedendekilere de bu dünyayı zindan etmemek üzere,
tutukluluğum sırasındaki iyi halim de göz önünde bulundurularak,
minicik bir idari izin istiyorum...
|
|